ÖZEL VERGİ HUKUKU I - Ünite 7: Kurumlar Vergisi II: Kurumlar Vergisi Matrahının Belirlenmesi Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 7: Kurumlar Vergisi II: Kurumlar Vergisi Matrahının Belirlenmesi

Ünite 7: Kurumlar Vergisi II: Kurumlar Vergisi Matrahının Belirlenmesi

Kurumlar Vergisinde Matrah Tespiti

Kurunlar vergisinin konusunu, kurumların kazançları oluşturur. Kurum kazancı da, gelir vergisi mevzusuna giren gelir unsurlarından oluşmaktadır. Bu gelir unsurları 7 kalemden oluşmaktadır. Kurum kazancı, esas olarak faaliyet gelirlerinden yani ticari kazançtan oluşmaktadır.

Ticaret şirketleri ve diğer kurumlar vergisi mükellefleri 1. sınıf tacir olarak kabul edilmiştir. Kurumlar bilanço esasına göre defter tutmakta ve matrahları da bilanço üzerinden tespit edilmektedir.

Kurumlar vergisi matrahı tespiti aşağıdaki sıraya göre yapılır.

  • O yılın kârı bulunur (vergi öncesi ticari kâr).

  • İndirim konusu yapılan giderler vergi yasalarına göre gider olarak kabul edilmiyorsa ticari kâra ilave edilmesi gerekir.

  • Ticari kârın hesabında, vergi kanunlarının izin verdiği bazı giderle dikkate alınmamış olabilir. “Safi Kurum Kazancının Tespitinde İndirilebilecek Giderler” bölümünde açıklanan bu tip giderler varsa bunların ticari kârdan düşülmesi gerekir

  • Kurumun başka bir kurumu iştirak etmesinden sağladığı iştirak kazancı varsa, bu miktarın da ticari kârdan düşülmesi gerekir.

  • Geçmiş yıl zararları bulunan kurumlar, bu zararlarını da ticari kârda düşebilecektir.

  • Son olarak bazı istisna ve indirimler, tespit edilen son ticari kârdan düşülmesi gerekir.

Sözü edilen istisna ve indirimler, kurumlar vergisi dışında kalmaktadır. Ancak bu istisnalar üzerinden, belirlenen oranlarda gelir vergisi stopajı yapılabilir.

Kazanç Tespitinde Kabul Edilmeyen İndirimler

Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre, kurum kazancının tespitinden bazı indirimlerin yapılamayacağı hükmedilmiştir. Bunlar aşağıda belirtilmiştir.

“Mal, hizmet ve gayri maddi hakların ilişkili kişiler arasında el değiştirmesi durumunda uygulanan fiyat” transfer fiyatlandırmasıdır. Bu fiyat emsallere uygunsa sorun olmaz. Emsallere uygun değilse transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtım söz konusu olur. Transfer fiyatlaması ile;

  1. Şirketler arası vergisel amaçlı fon transferlerinin vergi kaçakçılığına yol açmaması

  2. Şirketlerin çifte vergiye maruz kalmaması amaçlanır.

    “Kurumların, ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları borçların, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmı, ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye sayılır”.

Örtülü sermaye, kurumun yakın ilişki içinde bulunduğu kişi veya kuruluşlardan ödünç alması ve karşılığında faiz ödemesi durumunda ortaya çıkabilmektedir. Alınan ödüncün kurumun öz sermayesinin üç katını aşması durumunda aşan kısmı örtülü sermaye olarak kabul etmekte ve ödendiği iddia edilen faizlerin masraf olarak düşülmesine izin vermemektedir.

Borç veren kişinin borç vermek yerine, şirkete ortak olma amacı olduğu varsayılmaktadır. O nedenle bu kişiye faiz yerine kâr payı ödemesi yapılması gerekmektedir.

Ayrıca diğer kabul edilmeyen indirimler aşağıda sıralanmıştır.

  • Öz sermaye üzerinden hesaplanan veya ödenen faizler

  • Kurumun kiralama yoluyla edinilen veya işletmede kayıtlı olan motorlu deniz taşıtlarından ve hava taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayanların giderleri ile amortismanları

  • Kurumun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanların suçlarından doğan maddi ve manevi zarar tazminat giderleri,

  • Her ne şekilde ve ne isimle olursa olsun ayrılan yedek akçeler

  • Uyulması gereken ilgili kanunlara göre kurumlar vergisi, her türlü para cezaları, vergi cezaları, gecikme zamları ve faizler

  • Menkul kıymetlerin itibari değerlerinin altında ihracından doğan zararlar ile bu menkul kıymetlere ilişkin olarak ödenen komisyonlar ve benzeri her türlü giderler,

  • Basın yoluyla işlenen fiillerden veya radyo ve televizyon yayınlarından doğacak maddi ve manevi zararlardan dolayı ödenen tazminat giderleri

  • Her türlü alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklam giderlerinin % 50’si.

Yedek Akçe: Türk Ticaret Kanunu’na göre kurumların özel kanunlarına veya esas sözleşmelerine göre muhtelif adlarla zorunlu ya da ihtiyari olarak kârdan ayrılan miktarlardır.

Safi Kurum Kazancının Tespitinde İndirilebilecek Giderler, Diğer İndirimler ve Zarar Mahsubu

Kurumlar, bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kazançları üzerinden vergilendirilirler. Safi kazancın bulunmasında Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümleri uygulanır. Bu şekilde, kurumlar, Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinde sayılan giderleri hasılatlarından düşebilir.

İndirilecek giderler:

  • Hisse senetleri ve tahvil ihraç giderleri,

  • İlk kuruluş ve örgütlenme giderleri,

  • Genel kurul toplantıları için yapılan giderlerle, birleşme, fesih ve tasfiye giderleri,

  • Katılım bankalarınca katılma hesabı karşılığında ödenen kâr payları,

  • Paylı komandit şirketlerde komandite ortağın kâr hissesi,

  • Sigorta ve reasürans şirketlerinde bilanço gününde hükmü devam eden sigorta sözleşmelerine ait olan; muallak hasar ve tazminat karşılıkları, kazanılmış prim karşılıkları, hayat sigortasında matematik karşılıklar ve dengeleme karşılığıdır.

Reasürans: Sigorta şirketlerinin üstlerindeki riskleri tekrar sigortalatarak kendilerini güvence altına almasıdır.

Retrosesyon: Reasürörlerin kendi üstlerindeki riskleri sigortalaması durumudur.

Bahsi geçen diğer indirimler;

  • İşletmelerin yaptığı AR-GE çalışma masrafları

  • Sponsorluk harcamalarının; amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için %50 si

  • Bazı kamu kurumlarına, vakıf, dernek ve üniversiteler makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımlar

İndirilebilecek tutar, kural olarak o yıla ait beyan edilecek gelirin %5’ni geçmemeli ancak; eğitim, sağlık, öğrenci yurdu gibi tesisler için ve kültür-sanat faaliyetlerinin desteklenmesi yapılan bağışların tamamı (%100) gider olarak yazılabilir.

KVK’nın “Zarar Mahsubu” başlığına göre aşağıdaki zararlar düşülebilir;

  • Beş yıldan fazla nakledilmemek koşuluyla, geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan zararlar ve devir alınan kurumların zararları indirim konusu yapılabilir.

  • Yurt dışı faaliyetlerde uğranan zaralar belirli yasalara göre Türkiye’deki gelirlerden mahsup edilebilir.

İndirilmesine izin verilen zararların aşağıdaki şartlara uyması gerekir. Bunlar; son beş yıla ait kurumlar vergisi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmesi, kurumlar vergisi beyannamesindeki her yıla ilişkin tutarların ayrı ayrı gösterilmesi; beş yıldan fazla nakledilmemek koşuluyla, devralınan kurumun faaliyetine devir veya bölünmenin meydana geldiği hesap döneminden itibaren en az beş yıl süreyle devam edilmesi, zarar tutarının, devralınan kurumun, devir tarihi itibarıyla, öz sermaye tutarını geçmemesi ve devralınan kıymetle orantılı olması.

Beş yıldan fazla nakledilmemek şartıyla yurt dışı faaliyetlerden doğan zararlar aşağıdaki şartları taşıması şartıyla indirim konusu yapılabilir.

Bunlar; faaliyette bulunan ülkenin mevzuatına göre denetim yetkisi verilen kuruluşlarca rapora bağlanmalı, bu raporun aslı ve tercüme edilmiş bir örneği Türkiye’deki vergi dairesine ibraz edilmeli, bu belgeler ülkedeki yetkili mali makamlarca onaylanması gerekir.

Türkiye’de indirim konusu yapılan yurt dışı zararın, ilgili ülkede de mahsup edilmesi veya gider yazılması hâlinde Türkiye’de beyannameye dâhil edilmesi gerekir.

Bu şartların ihlâli hâlinde, zarar mahsupları nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler için vergi ziyaı doğmuş sayılır.