HADİS TARİHİ VE USULÜ Dersi HADİSLERİN TASNİFİ VE TEMEL HADİS KİTAPLARI soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Hadislerin tasnifinde en önemli olan amaçlar hangileridir?


CEVAP:

Hadislerin tasnifinde pek çok amaç güdülmüş olmakla birlikte bunlardan üç tanesi önemlidir:
Birinci amaç: Unutulmaması gereken en önemli şeylerden birisi, hadislerin tasnifinden önceki tedvin sürecinde asıl amacın öncelikli olarak, hadislerin yok olmaktan ve kaybolmaktan korunması olduğudur. Muhaddisler öncelikle bütün hadisleri yazıyla kayıt altına alarak korumayı ön planda tutmuşlar, bu malzemenin değişik şekillerde düzene sokulması daha sonra olmuştur.
Sıra hadis malzemesinin tasnifine yani düzenlenmesine gelince, tedvîn çalışmalarında olduğu gibi hadislerin korunması en temel amaç olmaya devam etmiştir. Bu nedenle, hadisleri tasnif edenlerin çoğunluğu, sağlam çürük demeden bütün hadisleri kitaplarına almışlardır. Muhaddisler öncelikle bütün hadisleri yazıyla kayıt altına alarak bir sünnet arşivi oluşturmayı, hadis tenkidine yönelik her türlü veriyi ve bilgiyi gelecek nesillere aktarmayı, ileride hadislerin sağlam olanlarının olmayanlardan ayrılması için yapılabilecek her türlü çalışmanın bu veri tabanına dayanmasını amaçlamışlardır. Bu nedenle bu veritabanında sadece sağlam hadisleri değil, zayıf hadisleri de bir arada kitaplarda toplamışlardır. Hadislerle ilgili yapılabilecek her türlü çalışmada sağlam olmayan hadislerin de çok önemli ipuçları taşıdığını, doğrudan ve dolaylı bilgiler içerdiklerini fark etmişler ve her türlü veriyi tasnifli kitaplarda da koruyarak gelecek nesillere aktarmayı amaçlamışlardır.
Bunlardan çok azı hadisler hakkında kendi kanaatlerini belirtirken çoğunluğu bu yola gitmemiştir. Bu kitapların hedef kitlesi hadis uzmanları ve hadisleri tenkit edebilecek âlimlerdir. Ayrıca hadis tenkidi bir takım nesnel ölçütlere dayanıyor olsa da sonuçta ictihad niteliğinde bir işlemdir. Bir âlimin sağlam saydığı bir hadisi başkası zayıf sayabilir. Zayıf diye kitaplara alınmayacak hadislerin her zaman başka âlimlerce sağlam sayılma ihtimali mevcuttur. Ayrıca hadisler hayata aktarılırken, burada detaylarına giremeyeceğimiz bazı durumlarda zayıf hadisler kullanılabilir.

Şayet hadis kitabı yazanlar kitaplarına aldıkları hadisleri kendi görüşlerine göre eleyip sadece sağlam gördüklerini alsalardı başka âlimlerce sağlam sayılabilecek hadisler kaybolmuş olacaktı. Dahası ileride İslâmî İlimler tarafından çok değişik ve bu gün dahi aklımıza gelmeyen amaçlarla kullanılabilecek çok zengin bir veri tabanından mahrum kalacaktık. Günümüzde bile hadis malzemesinin taşıdığı potansiyel araştırma imkânları yeterince kullanılmamaktadır. Ama bu ileride de kullanılmayacağı anlamına gelmez.

Bu gerçeği göremeyenler muhaddislerin hadis tenkidinde gevşek davrandığı, her türlü hadisi kitaplarına aldıkları, geliştirdikleri tenkit yöntemlerinin yetersiz olduğu, hadis kitaplarına güvenilemeyeceği gibi hatalı sonuçlara varmaktadırlar. Hadis kitapları bir veritabanı olarak görülüp, hadis tenkidi ve yorumunun âlimlerin görüş ve yöntemlerine göre bu veritabanı üzerinden yapılacağı, dinamik ve canlı, gelişmeye açık, dünya durdukça her neslin katkılarda bulunabileceği bir faaliyet olarak görülmesi gerekmektedir.
Tasnif çalışmalarının en önemli amacının hadislerin korunması olduğu tarihsel olarak da ispatlanmış bir olgudur. Hadislerin herhangi bir sınıflandırma ve gruplandırmaya tabi tutulmadığı Tedvîn döneminde ve Tasnif döneminin başlarında yazılmış ilk eserlerin çoğu günümüze kadar ulaşmamıştır. Fakat bu eserlerle birlikte içlerindeki hadislerin kaybolduğu düşünülmemelidir. Bu eserlerin içindeki hadisler Tasnif döneminin olgunluk yıllarında yazılan klasik hadis kitaplarına alınmıştır. Şayet bu klasik eserler yazılmamış olsaydı, erken dönem eserlerin kaybolması nedeniyle hadislerin çoğunu kaybetmiş olacaktık. Gerçi bu erken önem eserlerinin günümüze kadar ulaşmayışının önemli sebeplerinden birisi, bunlardaki hadislerin daha sonraki dönemlerin daha geniş hacimli hadis kitaplarına alınmış olması sebebiyle bunlara ihtiyaç duyulmamış olmasıdır. Fakat yine de çok sayıda küçük hacimli kitabın dolaşımları sürecinde korunmaları; sistematik yazılmış, kullanım kolaylığı olan geniş hacimli az sayıda kitabın korunmasına göre daha zordur.
İkinci amaç: Derlenen hadislerin düzenli, sistemli, kolay kullanılır hale getirilmesi. Hadisle uğraşanları en çok uğraştıran şey çok sayıda hadis içinden hadis aramaktır. Bir ömür kitaplarda hadis arama ve bulmakla uğraşan hadisçiler herkesten önce bu zorluğa çözüm getirmek gerektiğinin farkındaydılar. Hadis kitaplarında hadisleri değişik kullanım amaçlarına göre farklı şekilde düzenlenmeleri neredeyse bir zorunluluktu. Özellikle eskiden kitapların elle yazılarak çoğaltıldığı, kitap ve kütüphane sahibi olmanın formaliteli, külfetli, pahalı bir iş olduğu göz önünde bulundurulursa, hadis kitaplarının kolay kullanılır olmasının önemi daha da iyi anlaşılır. Bu ünitede inceleyeceğimiz kitap türlerinin çoğunun yazımında bu amaç güdülmüştür.
Üçüncü amaç: Tasnifi başlatan ve hızlandıran en önemli etken, Hz. Peygamber’in sünnetinin Müslüman toplumunda yaşayan bir gelenek olarak devamının sağlanmasıdır. Bunun için hadis malzemesinin, her alanda ve farklı amaçlarla kullanılabilecek şekilde tasnif edilerek bütün güncel problemlerin çözümünde başvuru kaynağı haline getirilmesi gerekiyordu. Hadisçiler, Müslümanları yabancı kültürlerin etkisinden koruma, sünnetten sapmaları önleme, diğer dînî gruplara karşı kendi görüşlerini savunma gibi amaçlarla hadisleri sınıflandırdılar.