İSLAM HUKUKUNA GİRİŞ Dersi MÜLKİYET VE AKİT TEORİSİ soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU: İcap ve kabul şekilleri nelerdir?


CEVAP: • Sözlü ifade: En yaygın ve doğal irade beyanı sözlü ifade ile olur. İslâm hukukçuları tarafların arasında çıkabilecek anlaşmazlıkları asgari düzeyde tutabilmek için sözlü ifadelerle ilgili belirli standartlar koymuşlardır. Bu doğrultuda akit yapan kişilerin açık ve net iradelerini ifade eden beyanları, özellikle Arapça’nın dil özellikleri esas alarak belirlemeye çalışmışlardır. Buna göre mazi (geçmiş zaman) siygası, yani aldım, sattım, kiraya verdim vb. ifadeleri, tarafların iradelerinin kesinliğinin delili sayılmıştır. Alırım, satarım vb. muzarî (geniş- şimdiki-gelecek zaman) siygasıyla hal (şimdiki zaman) kast edilirse akit meydana gelir. Gelecek anlamı kast edilirse akit meydana gelmez. Alacağım, satacağım gibi açıkça gelecek zaman siygası ise salt vaatten ibaret olduğu için -prensip olarak- bu siyga ile akit meydana gelmez. Emir ve talep siygaları da (mesela bir kişinin, ‘bana şunu sat’ deyip diğerinin ‘sattım’ demesi gibi) Hanefîlere göre prensip olarak akdi kurmak için yeterli değildir. Ancak ifadenin sevk tarzı geleceğe yönelik değil de o an için satma/satın alma talebine delalet ederse akit kurulur. İmam Mâlik ve Şâfiî’ye göre ise bu lafızlarla akit meydana gelir. Soru ve şaka ifadeleriyle ise prensip olarak akit meydana gelmez. • İşaret: Sözlü ifadenin dışında taraflar bazı işaretlerle anlaşarak da akit kurabilirler. İslâm hukukçularının çoğunluğuna göre dilsizin bilinen işaretleri akitlerde irade beyanı yerine geçer. Dilsizin işaretinin geçerliliği için yazma bilmemesi şart değildir. Yine çoğunluğa göre dilsiz olmayan kişinin –o sırada dili de tutulmuş değilse- işareti geçerli değildir. Mâlikîlere göre dilsiz olmayanın işaretiyle de –eğer bununla îcap ve kabul anlaşılıyorsa- akit meydana gelir. • Teâtî: Fiilî mübadele. Çoğunluğa göre sözlü irade beyanı olmaksızın bir şeyi alıp verme gibi, fiili mübadele ile de akit meydana gelir. Çünkü teâtî örfen tarafların rızasına delalet eder. İmam Şafiî’nin meşhur olan görüşüne göre teâtî ile akit meydana gelmez.