İNSAN VE TOPLUM Dersi GÖÇ OLGUSU VE ULUSLARARASI GÖÇ KURAMLARI soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

İkiye Bölünmüş Emek Piyasası Teorisi nedir?


CEVAP:

İkiye Bölünmüş Emek Piyasası Teorisi’ne göre uluslararası emek göçü, büyük ölçüde gelişmiş ülkelerdeki talebe dayalı olarak gerçekleşmektedir ve bu toplumlardaki işverenler veya onlar adına hükümetler tarafından başlatılmıştır. Buna göre, göçmen işçi talebi ekonominin yapısal gereksinimlerinden doğar; ücret teklifleri ve uluslararası ücret farkları emek göçünün oluşması için zorunluluk değildir.

Gelişmiş ekonomilerde gerek işgücü piyasasının genelinde gerekse işletme düzeyinde sermaye yoğun sektörler ile emek yoğun sektörlerin varlığına bağlı olarak işgücü piyasasında ikili (tabakalı) bir yapı bulunmaktadır.

Bu teoriye göre gelişmiş ülkelerdeki yerel hiyerarşi sıralamasının en altında yer alan yerli işçiler, istihdamın dalgalı olduğu, düşük ücretli ve genellikle niteliksiz olan ikincil sektör firmalarındaki “küçük düşürücü” işlerde çalışmaktansa, işsiz kalmayı tercih etmektedir. İkincil sektördeki niteliksiz işler için yerli işçi bulamayan işverenler, kendilerini yerel hiyerarşi sıralamasının bir parçası olarak görmeyen ve düşük statülü işleri kabul etmeye hazır olan göçmenlere dönmektedir. 

Bu teori göçü, modern sanayi toplumlarının yapısal ihtiyaçlarıyla bağlantılandırmakta ve daha çok gelişmiş alıcı ülkelerin göç motifleri üzerinde durmaktadır. Bu teoriye göre göç alan ülkelerin çekici faktörleri göç veren ülkelerin itici faktörlerinden daha önemlidir.

1970’li yılların sonlarında Michael J. Piore tarafından geliştirilen teori göçün, sanayi toplumlarının sürekli bir gereksinimi olduğunu ileri sürmektedir.

“İkiye Bölünmüş Piyasalar” kuramı, uluslararası göç hareketinin modern sanayi toplumlarının işgücü talebinden ileri geldiğini savunmaktadır.

Piore’nin kurama da ismini veren en önemli varsayımına göre işgücü piyasası iki sektörden oluşmaktadır. Bu modele göre işgücü piyasası iki sektörden oluşmaktadır. Birinci sektördeki işler ağırlıklı olarak yerli işçiler tarafından işgal edilmektedir, göçmenler ise ikinci sektörde yoğunlaşmaktadır. Buna karşılık emek-yoğun ikinci sektörde ise, işçiler istikrarsız ve vasıfsız işlerde çalıştırılmaktadır.