SİYASET SOSYOLOJİSİ Dersi OTORİTE, SİYASAL İKTİDAR VE MEŞRULUK soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU: Weber’in otorite tipolojisinde yasal-ussal otorite ne anlama gelir?


CEVAP: Bu otorite tipinde siyasal iktidar, meşruiyetini akılcı kurallardan alır. Bu anlamda gerek siyasal iktidarın iş başına gelmesi, gerekse yapıp ettiklerinde meşruiyetin ölçütü söz konusu kurallara uygunluktur. Weber modern yaşamı karakterize eden şeyin, hayatın bütün alanlarında araç-amaç ilişkisine dayalı aklın (araçsal rasyonalite) geçerli hale gelmesi olduğunu düşündüğü için, yasal-ussal otoriteyi modern toplumsal yaşamda geçerli olan otorite tipi olarak görmüştür. Bu Weber’in modern toplumsal yaşamda diğer otorite tiplerinin olamayacağını düşündüğü anlamına gelmez. Weber için otorite tipleri ideal tiplerdir. İdeal tipler Weber’in toplumsal yaşamı anlamak için başvurduğu kavramsal araçlardır. Weber’in bahsetmiş olduğu otorite tipleri, saf halleriyle ancak kavramsal düzeyde bulundukları için, gerçek yaşamda birbirleri ile karışmış bir şekilde karşımıza çıkarlar. Bu nedenle Weber, modern toplumsal yaşamda diğer otorite tiplerine de rastlayabileceğimizi, fakat modern yaşamdaki hâkim otorite tipinin yasal-ussal otorite olduğunu düşünür. Modern toplumsal yaşamda hem yasalara bağlı olarak iktidara gelmiş oldukları için yasal-ussal otoriteye hem de karizmatik kişilikleri nedeniyle karizmatik otoriteye sahip liderler farklı otorite tiplerinin bir arada bulunabileceğini gösteren örneklerdir. Yasal-ussal otoritenin hâkim olduğu modern siyasal yaşamda, siyasal iktidar geniş bir hareket alanına sahip değildir. Siyasal iktidar yasalara uygun hareket etmek zorundadır. Weber, siyasal iktidarın kurallar tarafından belirlenmişliğinin, siyaseti değer kaybına uğrattığını düşünür. Weber’e göre, bütün siyasal ve idari mekanizmaların araçsal aklın hâkimiyetine bağlı olarak tanzim edilmesinin bir sonucu olarak ortaya çıkan gayrı- şahsi kural, görev ve kurumların yaygınlaşması, kaçınılmaz olarak, siyasetin rutinleşmesini ve siyasal kararların rutin idari kararlara dönüşmesini beraberinde getirmiştir. Weber, bu durumu hoş karşılamadığı için modern siyasal yaşamda kişilikleri nedeniyle kuralların dışına çıkabilme gücüne sahip karizmatik liderlere büyük önem atfetmiştir.