KAMU EKONOMİSİ I Dersi Kamu Ekonomisindeki Etkinsizliklerin Kaynakları soru cevapları:

Toplam 65 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Kamu Ekonomisinin Başarısızlığı Teorisi nedir?


CEVAP:

Kamu Ekonomisinin Başarısızlığı Teorisi, James
M. Buchanan ve Gordon Tullock’un başını çektiği kamu
tercihi teorisyenleri tarafından savunulan ve kamu
ekonomisindeki etkinsizliklerin kaynaklarını inceleyen
teoridir.


#2

SORU:

Kamu ekonomisinde ortaya çıkan yetersizlikler, hangi
ana başlıklar altında incelenebilir?


CEVAP:

Kamu ekonomisinde ortaya çıkan yetersizlikleri,
kamu ekonomisinde optimizasyonun sağlanamamasından
kaynaklanan başarısızlıklar ve kamu sektörünün
işleyişinden kaynaklanan başarısızlıklar olmak üzere iki
ana başlıkta incelemek mümkündür.


#3

SORU:

Kamu ekonomisinde siyasal arz kaynaklı sorunlar
nelerdir?


CEVAP:

• Politikacılardaki özel çıkar motivasyonu
• Siyasal iktidarın politik miyopluğu
• Hizmet kayırmacılığı
• Politik rekabetin eksikliği
• Parti içi demokrasinin yetersizliği
• Bürokratik etkinsizlikler
• Siyasal etik sorunu
• Ortanca seçmen teorisi
• Piyasa başarısızlıklarının giderilmesindeki
yetersizlikler
• Kamusal mal ve hizmetlerin sunumundaki
etkinliğin değerlendirilmesindeki güçlükler


#4

SORU:

Politikacıların özel çıkar elde etme istekleri, kamu
ekonomisini nasıl etkiler?


CEVAP:

Politikacılardaki özel çıkar motivasyonu, kamu
ekonomisini olumsuz etkileyen faktörlerden biridir.
Politikacıların oylarını arttırma, kişisel fırsatları
değerlendirme, güç veya gelir elde etme gibi çabaları
sonucunda kamu kaynakları etkinsiz olarak kullanılır ve
dağılır.
Politikacıların özel çıkar elde etme istekleri, seçmen
çoğunluğunun tercihleri dışındaki politikaların
uygulanmasına neden olur. Kamu harcamalarının özel
çıkar gruplarına dağıtılması ve politikacıların kendi
seçmen gruplarına kaynak aktarması gibi yöntemlerle
toplumun genelinin aleyhine yönelik sonuçlar ortaya çıkar.


#5

SORU:

Siyasal iktidar açısından politik miyopluk nedir?


CEVAP:

Politikacıların uzun dönemde ekonomiye yararlı
olabilecek politikaları yürürlüğe koymak yerine, kısa
dönemde kendilerine oy kazandırabilecek ve avantaj
sağlayabilecek politikaları tercih etmelerine politik
miyopluk denir.
Politik miyopluk, siyasal iktidar açısından bilinçli bir
politikadır. Seçim öncesindeki dönemde seçimi tekrar
kazanmaya odaklanan iktidar partisi, seçmene hoş gelen
politikaları bilinçli olarak uygulamaya koyar.


#6

SORU:

Politikacıların kendi coğrafi bölgeleri için yaptığı
hizmet kayırmacılığının olumsuz sonuçları nasıl
örneklendirilebilir?


CEVAP:

Politikacıların kendi seçim bölgelerindeki
seçmenlerinin en büyük beklentisi, seçtikleri politikacının
kendi coğrafi bölgelerine daha fazla hizmet getirmesidir.
Bu sebepten dolayı, politikacılar kendi seçim bölgeleri
için hizmet kayırmacılığı yapabilmektedir. Hizmet
kayırmacılığının en belirgin örnekleri, bazı coğrafi
bölgelerde seçim öncesinde başlatılan fakat daha sonra
tamamlanamayan, yarım kalmış kamu yatırımlarıdır.


#7

SORU:

Demokrasideki politik rekabet ve piyasadaki rekabet
arasında ne gibi benzerlikler ve farklılıklar bulunur?


CEVAP:

Demokrasideki politik rekabet ve piyasadaki
rekabet birbirlerine benzer özellikler taşır. Piyasada özel
firmalar tüketicilere cazip gelmek için birbirleriyle rekabet
ederken; siyasal süreçte de politikacılar seçim
kazanabilmek için kendi aralarında yarışırlar.
Piyasa rekabeti ile politik rekabet arasında önemli
farklılıklar da bulunmaktadır. Politik rekabette yalnız bir
aday veya parti kazanırken, diğerleri kaybeder. Sadece bir
parti veya partiler koalisyonu iktidara gelir. Ekonomik
mübadelede kararlar uç noktada alınırken, politikada
kararlar karşılıklı olarak birbiriyle bağdaşmayan
alternatifler arasından alınır.


#8

SORU:

Toplumun siyasal süreçlere katılımı ve politik rekabet
arasında nasıl bir ilişki vardır?


CEVAP:

Politikada etkin rekabetin olması, siyasal sürecin
iyi işlediğinin kesin bir göstergesi değildir. Toplumun
siyasal süreçlere katılması sağlanmalıdır.
Politikada toplumun bazı kesimlerini temsil edecek siyasal
partilerin oluşturulması yönünde engeller, politik açıdan
eksik rekabete neden olur. Dolayısıyla, toplumun siyasal
süreçlere katılması ve politik rekabet arasında doğrudan
bir ilişki kurulmaktadır.


#9

SORU:

Bir parti içerisindeki demokrasinin yetersiz olmasının
temel nedeni nedir?


CEVAP:

Siyasal partilerin genel yönetim yapısı, güçlü bir
parti lideri önderliğindeki yönetimdir. Bu liderin fazla
güçlü olması, parti üyelerinin özgürce hareket etme
olanağını kısıtlar. Bu durum, siyasal partilerdeki yetersiz
demokrasinin ana nedenidir.
Lider diktasının yanı sıra, parti içerinde küçük bir grubun
hakimiyeti de söz konusu olabilir. Parti içerisinde hakim
grup, parti politikalarını yönlendirebilir. Parti içerisinde
küçük bir grubun hakimiyeti, parti içi demokrasinin eksik
olmasına neden olur.


#10

SORU:

Parti içi demokrasinin eksikliği, kamu ekonomisini
nasıl etkilemektedir?


CEVAP:

Parti içi demokrasinin eksikliği, siyasal arz
yönünden önem taşımaktadır. İktidar partisinin
kararlarının tek bir lider tarafından verilmesi, uygulanacak
devlet politikalarına ilişkin kararların alınması açısından
demokratik yönetim yapısına ters düşmektedir.


#11

SORU:

Parkinson Kanunu nedir?


CEVAP:

İş hacmi ne kadar olursa olsun, bürokraside
istihdam edilen memur sayısının sürekli artmakta
olduğunu belirten, bu artışın da aşırı istihdam ve
etkinsizlikle sonuçlandığını ortaya koyan görüşe
“Parkinson Kanunu” denir.


#12

SORU:

Siyasal etik nedir?


CEVAP:

Devlet ahlakı olarak da bilinen siyasal etik,
siyasette ya da devlet yönetiminde olması gereken veya
uyulması beklenen değer yargıları ve normlardır.


#13

SORU:

Siyasal yozlaşmaların devlet ahlakı üzerindeki etkileri
nasıl tanımlanır?


CEVAP:

Siyasal etiğe aykırı davranış ve eylemlere siyasal
yozlaşma adı verilir. Siyasal karar alma mekanizmasında
rol alan aktörlerin özel çıkar sağlama amacıyla, toplumun
hukuki, dini, ahlaki ve kültürel normlarını ihlal eden
davranışları ve eylemleri siyasal yozlaşma kapsamına
girer.
Siyasal yozlaşmanın yoğun olduğu devlet yönetiminde,
kamu kaynakları çıkar amaçlı kullanılır ve etkinsizlik
sorunu ortaya çıkar. Bu sorunlar, seçmen tercihlerine
aykırı kararlar ve politikalar doğurur.


#14

SORU:

Siyasette ortanca seçmen kavramı nasıl
açıklanmaktadır?


CEVAP:

Ortanca seçmen teorisi, siyasal partilerin seçim
sürecindeki başarısını ortanca seçmen adı verilen seçmen
grubunun tercihlerine yönelik politikalarına bağlar.
Ortanca seçmen, tercihleri tüm seçmenlerin tercihler
kümesinin ortasında olan seçmendir. Normal şartlar
altında, parti programı ortanca seçmene en çok hitap eden
siyasal parti, seçimden galip olarak ayrılmaya en yakın
partidir.


#15

SORU:

Hangi unsurların yokluğu, kamu sektöründe
maliyetlerin düşürülmesini engellemektedir?


CEVAP:

Özel sektördeki firmalar, yüksek kar elde etmek
ve diğer firmalarla rekabet edebilmek için maliyetlerini
düşürmeye çalışır. Fakat kamu sektöründe hem kar elde
güdüsü, hem de kamu kurumları arası rekabet mevcut
değildir. Bu iki unsurun yokluğu, maliyetlerin düşürülmesi
yönünde bir teşvike neden olmamaktadır.


#16

SORU:

Kamu kurumlarında görevli kişilerin yeniliğe ve
değişime kapalı tutumları, kamusal mal ve hizmetleri nasıl
etkiler?


CEVAP:

Devletin sunduğu mal ve hizmetlerin kalitesinin
iyileştirilememesinin bir sebebi statükonun
değiştirilmesindeki zorluklardır. Günlük faaliyetlerini
belirli bir rutin çerçevesinde devam ettiren kamu
görevlileri, verimliliği ve kaliteyi arttıracak uygulamalara
direnç göstermektedirler. Kamu görevlilerinin yeniliğe ve
değişime kapalı tutumları, kamu ekonomisini olumsuz
etkilemektedir.


#17

SORU:

Kamu ekonomisinde siyasal talep kaynaklı sorunlar
nelerdir?


CEVAP:

• Seçmenin eksik enformasyona sahip olması
• Seçmen ilgisizliği
• Seçmenin politik miyopluğu
• Seçmenin siyasal talebini açıklamaması
• Mali aldanma
• Özel çıkar grupları ve rant kollama


#18

SORU:

Seçmen bilgisizliği nedir?


CEVAP:

Genel anlamda seçmenin eksik enformasyona
sahip olmasına seçmen bilgisizliği denilmektedir.
Seçmenlerin enformasyon toplama maliyetlerinin
yüksekliği, enformasyon toplamada isteksiz olmaları,
enformasyona ulaşma olanaklarının kısıtlılığı, düşük
eğitim seviyesi, siyasal sürece ilgisizlik gibi nedenler
seçmenin siyasal süreç ve partiler hakkında bilgisiz
kalmasına yol açar.


#19

SORU:

Seçmenin siyasal talebini açıklamamasının altında
yatan temel nedenler nelerdir?


CEVAP:

Seçmenin siyasal talebini açıklamamasının başlıca
sebepleri oylama maliyeti ve bedavacı sorunudur.
Oylama maliyetinin yüksekliği siyasal talebin açıklanması
önünde önemli bir engel oluşturur. Seçmen açısından
oylamaya katılım, dışsal maliyet, zaman maliyeti ve bilgi
toplama maliyeti olarak seçmene geri dönmektedir.
Bedavacı sorunu, seçim sürecinde seçmenin kendi oyunun
sonucu etkilemeyeceğini düşünmesi ve bundan dolayı
oylama sürecine ilgisiz kalmasıdır. Seçmen, siyasal
talebini açıklamasa da devletin bedelsiz olarak sunduğu
mal ve hizmetlerden yararlanabilir. Bu nedenle, bazı
vatandaşlar bilinçli olarak siyasal süreçte etkin bir rol
almazlar.


#20

SORU:

Mali aldanma nedir?


CEVAP:

Mükelleflerin dolaylı vergiler ve stopaj vergileri
ile ödedikleri vergilerin tam olarak farkına varamamaları,
devlet tarafından sunulan mal ve hizmetlerin kendilerine
getirdiği maliyeti fark edememeleri durumuna mali
aldanma adı verilir.


#21

SORU:

Özel çıkar gruplarının regülasyon politikaları üzerinde
nasıl bir etkisi vardır?


CEVAP:

Özel çıkar grupları, faaliyette bulundukları
piyasaları düzenlemekle yükümlü regülasyon kurumları
üzerinde baskı ve etki sağlama çalışır. Bu çalışmalar ile
regülasyon kurumlarının kendileri lehine kararlar
almalarını sağlayabilirler. “Regülasyon kapma” olarak
adlandırılan bu durum, özel çıkar gruplarının regülasyon
politikalarında önemli etkisi olmasına yol açar.


#22

SORU:

Kamu ekonomisinde siyasal arz ile siyasal talep
arasındaki ilişkilerden kaynaklanan sorunlar nasıl
gruplandırılır?


CEVAP:

Seçmenler ile politikacılar, politikacılar ile
bürokratlar, bürokratlar ile özel çıkar grupları arasındaki
ilişkilerde yaşanan sorunlar, kamu ekonomisinde siyasal
arz ve talep arasındaki ilişkilerden kaynaklanan sorunların
temelidir. Bu aktörler ve ilişkiler arasında yaşanan
sorunlar aşağıdaki listede belirtilmiştir:
• Seçmen ile Politikacı Arasındaki İlişki: Asimetrik
Enformasyon Sorunu
• Politikacı ile Bürokrasi Arasındaki İlişki:
Asimetrik Enformasyon ve Yetki Devri Sorunu
• Bürokrasi ile Özel Çıkar Grupları Arasındaki
İlişki: Bürokratik Ele Geçirme


#23

SORU:

Politikacı ve bürokrat arasında yaşanan yetki devri
sorunu nasıl açıklanır?


CEVAP:

Politikacılar bazı alanlardaki yetkilerini
bürokratlara devredebilir. Devredilen yetkiler, genellikle
politik açıdan risk taşıyan görevler ile ilgilidir.
Politikacılar ve bürokratlar arasındaki ilişkilerden
kaynaklanan bu durum, yetki devri sorunu olarak
adlandırılmaktadır.


#24

SORU:

Özel çıkar gruplarının bürokratik ele geçirmede
başvurduğu yöntemler nelerdir?


CEVAP:

Özel çıkar grupları, bürokrasinin elindeki mevcut
gücü kendi çıkarları doğrultunda yönlendirebilir.
“Bürokratik ele geçirme” olarak adlandırılan bu durum,
özel çıkar gruplarının ikna, lobicilik, rüşvet gibi
yöntemlere başvurmasıyla gerçekleşebilir.


#25

SORU:

Yasa organında oy ticareti nedir?


CEVAP:

Yasama organında oy ticareti, siyasi partilerin
karşılıklı olarak birbirlerinin yasa tekliflerini destekleme
konusunda anlaşmalarını ifade eder. Oy ticareti, seçim
sonrası seçmen tercihlerinin optimumdan uzaklaşmasına
neden olur.


#26

SORU:

Hangi sebeplerden dolayı çoğunluğun tercihlerini
yansıtan bir demokrasinin, toplumsal tercihleri yansıttığı
kesin olarak söylenemez?


CEVAP:

Günümüzde doğrudan demokrasinin imkansızlığı
neticesinde, temsili demokrasi egemenliği görülmektedir.
Temsili demokraside halk, seçtiği temsilciler ile yönetim
sürecine katılır.
Temsilci demokrasi, genellikle çoğunlukçu demokrasinin
özelliklerini taşır. Parlamento, halk temsilcilerinin karar
aldığı bir kurumdan ziyade, temsilci çoğunluğunun karar
aldığı bir mekanizma şekline bürünmüştür.
Parlamentodaki temsilci çoğunluğu, her zaman için halkın
iradesini temsil edememektedir. Basit çoğunluk kuralının
geçerli olduğu durumlarda, alınan kararları onaylamayan
bir azınlık grubu ortaya çıkmaktadır.
Bu sebeplerden dolayı, çoğunluğun tercihlerini yansıtan
bir demokrasinin toplumsal tercihleri kesin bir şekilde
yansıttığı söylenemez.


#27

SORU:

Kamu sektörünün işleyişinden kaynaklanan
başarısızlıklara yol açan faktörler nelerdir?


CEVAP:

• Merkeziyetçi yönetim yapısı
• İşlem maliyetlerinin yüksekliği
• Tekelci yapı
• Politik negatif ölçek ekonomileri
• Performansa dayalı ücret ve ödüllendirme
mekanizmasının yetersizliği
• Ortak mülkiyetten kaynaklanan israf ve
savurganlıklar
• Yetersiz saydamlık
• Yetersiz denetim
• Reform yapma güçlüğü


#28

SORU:

Kamu sektöründeki genel yönetim yapısı nasıldır?


CEVAP:

Kamu sektöründe merkeziyetçi bir yönetim yapısı
hakimdir. Bu yapıda karar alma yetkisi ve sorumluluklar
merkezde toplanmıştır ve alt yönetim birimleri merkezi
yönetime bağlı hareket eder. Üst düzey yöneticiler ile
bireyler arasındaki ilişkiler emir-komuta zinciri
çerçevesinde yürütülür.
Merkezi yönetim yapısından kaynaklanan en önemli
sorunlar otoritenin merkezileşmesi, aşırı kuralcılık ve
vatandaşların siyasal karar alma sürecinde etkinliğinin
azalmasıdır.


#29

SORU:

Kamu sektöründe işlem maliyetlerini yükselten
faktörler nelerdir?


CEVAP:

İşlem maliyetlerini yükselten en temel etken,
bilginin pahalı olmasıdır. Bilgi edinme, müzakere,
denetim ve vekalet maliyetleri bilginin pahalı olmasına
sebep olur.
Kamu sektöründeki bürokrasi ve kırtasiyecilik, vatandaşın
karşılaştığı işlem maliyetlerini arttırmaktadır. Çeşitli
gerekçelerle kamu kurumlarının faaliyetleriyle karşılaşan
vatandaşlar, yoğun bürokratik işlemler nedeniyle önemli
fırsat ve işlem maliyetlerine katlanmak zorunda kalırlar.


#30

SORU:

İşlem maliyetlerin yükselten faktörlerden olan bilgi
edinme ile seçmenin oylama sürecindeki tutumu arasında
nasıl bir ilişki vardır?


CEVAP:

Kamusal alandaki işlem maliyetlerinin büyük bir
kısmını bilgi edinme oluşturur. Siyasal süreçte tercihte
bulunmak durumunda olan seçmenler, oylamada
bulunacağı alternatifler (siyasal partiler) hakkında bilgi
edinmek durumundadırlar. Bilgi edinme maliyetinin
yüksek olması, seçmenin oylamada bulunmamasına sebep
olabilir. Bu koşullar altında, seçmen işlem maliyetinin
yüksekliğinden dolayı bilgisiz kalmayı tercih etmiş olur.


#31

SORU:

Mal ve hizmetlerin üretiminde devletin tekel
konumunda olmasının getirdiği olumsuz sonuçlar
nelerdir?


CEVAP:

• Yüksek üretim maliyetleri
• İsraflar
• Denetim yetersizlikleri
• Finansman sorunu
• Yetersiz yatırımlar
• Düşük mal ve hizmet kalitesi


#32

SORU:

Demografik değişikliklerin devletin tekel konumunda
olduğu alanlara etkisi nasıl örneklenebilir?


CEVAP:

Devletin tekel konumunda olduğu alanlarda nüfus
artışı ve kentleşme gibi demografik değişiklikler, eksik
üretime neden olmaktadır.
Demografik değişikliklerin etkisiyle artan talebe karşılık
devlet üretimi yetersiz kalır ve eksik üretim ortaya çıkar.
Bu durum, toplumsal refah kaybına yol açmaktadır.


#33

SORU:

Kamu kurum ve kuruluşlarında aşırı büyümenin
ortaya çıkardığı maliyetler, hangi sektörlerde yoğun
olarak görülmektedir?


CEVAP:

Aşırı büyümeden veya geniş ölçekte üretimde
bulunmaktan kaynaklanan israf ve yolsuzluk gibi
maliyetler, enerji, ulaştırma ve haberleşme sektörlerinde
yoğun olarak görülmektedir.


#34

SORU:

Özel sektörde iş gücünün motivasyonunu arttırmak
amacıyla uygulanan yöntemler nelerdir?


CEVAP:

Özel sektörde iş gücünün motivasyonunu arttırıcı
mekanizmalar kullanılmaktadır. Maaş, ikramiye, ödül gibi
unsurlar, çalışanların performansına göre belirlenmektedir.
Bunun yanı sıra, özel kesimde yararlılık ve değere dayalı
terfi sistemi bulunmaktadır.


#35

SORU:

Performansa dayalı ücret ve ödüllendirme
mekanizmasındaki yetersizlik, kamu sektöründe ne gibi
sonuçlar doğurur?


CEVAP:

Kamu sektöründe sunulan mal ve hizmetler için
tüketici tarafından gelen geri bildirimler oldukça düşüktür.
Üretilen mal ve hizmetlerin niteliklerini tanımlamak
zordur. Bu sebeplerden dolayı, kamu çalışanlarının
performansını ölçmek de zorlaşmaktadır.
Kamu sektöründeki üreticiler arasında rekabet
olmadığından, maliyetleri kontrol eden iç standartları
oluşturmaya yönelik teşvik unsuru zayıftır.
Belirtilen eksiklikler ve zorluklar doğrultusunda, kamu
sektöründe performansa dayalı ücret ve ödüllendirme
mekanizmasının yetersiz olduğu söylenebilir. Bu
yetersizlik, çalışanların verimliliğini olumsuz yönde
etkilemektedir.


#36

SORU:

Ortak mülkiyet trajedisi nedir?


CEVAP:

Toplumdaki herhangi biri, herhangi bir
sınırlandırmaya maruz kalmadan bir kaynağı kullanmaya
yetkili ise, bu kaynak üzerinde toplumsal kullanma hakkı
var demektir. Bu durumun aşırı kullanıma yani israfa yol
açmasına “ortak mülkiyet trajedisi” adı verilir.


#37

SORU:

Saydamlık kavramı kamu sektöründe ne ifade eder?


CEVAP:

Kamu sektöründe saydamlık, kamusal alan ile
ilgili bilgilerin vatandaşlara ve sivil toplum kuruluşlarına
açık olmasıdır.
Demokrasinin gereklerinden biri olan denetimin
sağlanabilmesi için, saydamlığın ve kamu yöneticilerinin
hesap verebilirliğinin sağlanması gerekmektedir.
Saydamlığın kaybolduğu kurumlarda yozlaşmalar
artarken, toplum genelinde kuruma duyulan güven de
azalmaktadır.


#38

SORU:

Kaliteli mal ve hizmet sunumu sağlayacak bir reforma
direnç gösteren başlıca aktörler kimlerdir?


CEVAP:

Kamu sektöründe reform yapılmasına direnç
gösteren başlıca aktörler siyasetçiler, bürokratlar ve özel
çıkar gruplarıdır. Siyasetçiler sahip oldukları gücü
kaybetme riski, bürokratlar mesleki alandaki imkanlardan
yararlanamama riski, özel çıkar grupları da çeşitli
rantlardan mahrum kalma riski ile karşılaşmak istemezler.
Belirtilen risklerden dolayı bu aktörler, reformlara sıcak
bakmazlar ve direnç gösterirler.


#39

SORU:

Demokrasinin temel şartlarından olan kuvvetler
ayrılığı ilkesi nedir?


CEVAP:

Kuvvetler ayrılığı ilkesi, yasama, yürütme ve
yargı erkinin tek elde toplanmayarak dağıtılmasını ifade
eden kavramdır. Kuvvetler ayrılığı ilkesi, günümüz
demokrasilerinde büyük önem taşır ve ülkelerin
anayasalarında yer almaktadır.


#40

SORU:

Yürütme ve yasama ayrılığını ihlal eden durum nasıl
oluşur?


CEVAP:

Günümüz demokrasilerinde yürütme organı olan
parlamentoda temsilci çoğunluğunu sağlayan iktidar
partisi, parlamentodaki karar alma sürecine hakim
olmaktadır. Bu hakimiyet, iktidar partisinin politika
önerilerini rahatça yasalaştırabilmesini mümkün kılar.
Sonuç olarak, yürütme organı yasama organının yerini
almaktadır.


#41

SORU:

Yargı organının yürütme organı karşısında
bağımsızlığını kaybetmesi ne gibi sonuçlar ortaya çıkarır?


CEVAP:

Yargı organının yürütme organına karşı
bağımsızlığının sağlanması önemli bir gerekliliktir. Yargı,
yürütme karşısında bağımsızlığını kaybederse; yargılama
sürecinin adil bir şekilde işlemesi beklenemez.


#42

SORU:

Kamu ekonomisinde optimizasyon sağlanamamasında siyasal arz cephesinden kaynaklanan sorunları sıralayınız.


CEVAP:

Kamu ekonomisinde optimizasyon sağlanamamasında siyasal arz cephesinden kaynaklanan sorunlar; politikacıların özel çıkar güdüsü, siyasal iktidarın miyopluğu, hizmet kayırmacılığı, politik rekabetin eksikliği, parti içi demokrasi eksikliği, bürokratik etkinsizlikler, siyasal etik sorunu, ortanca seçmen teorisi, piyasa başarısızlıklarının giderilmesindeki yetersizlikler, kamusal mal ve hizmet sunumundaki etkinliğin değerlendirilmesindeki güçlüklerdir.


#43

SORU:

Politikacıların özel çıkar güdüsü nedir?


CEVAP:

Siyasal karar alma sürecinin en önemli aktörlerinden biri olan politikacıların, bu süreçteki davranışlarındaki ana güdünün özel çıkarlarını maksimize etmek olduğu görüşü kamu ekonomisinin başarısızlığı teorisinin temel varsayımlarından birini oluşturmaktadır.


#44

SORU:

Politik miyopluk (miyopluk etkisi) nedir?


CEVAP:

Politik miyopluk (miyopluk etkisi); politikacıların uzun dönemde ekonomiye yararlı olabilecek politikaları yürürlüğe koymak yerine, politik olarak kısa dönemde sonuç alınabilecek (oy kazandıracak) politikaları uygulamayı tercih etmeleridir.


#45

SORU:

Hizmet kayırmacılığı nedir?


CEVAP:

Kamu ekonomisinin başarısız olmasına yol olan nedenlerden bir diğeri “hizmet kayırmacılığı”dır. Seçim sonucunda iktidara gelen politikacıların kamu kaynaklarının dağıtımı konusundaki yetkilerinin önemli bir sonucu, söz konusu kaynakların etkinsiz bir şekilde dağıtımı şeklinde görülebilir. Politikacıların kendi seçim bölgelerindeki seçmenlerinin en önemli beklentisi, seçtikleri politikacının kendi coğrafi bölgelerine daha fazla hizmet getirmesidir. Seçmenlerin kısa vadeli düşünce alışkanlığına sahip olduğunu bilen politikacı, bu beklentilere özellikle seçim öncesinde cevap verme konusunda yoğun bir çaba içerisinde olacaktır. Bu nedenle bütçe kaynaklarını kendi seçim bölgesine aktarmak isteyecektir.


#46

SORU:

Parti içi demokrasi eksikliği nedir?


CEVAP:

Siyasal süreçte yer alan partilerdeki genel eğilim, güçlü bir parti lideri önderliğindeki parti içi yönetim yapısıdır. Genellikle bu parti lideri, o kadar güçlüdür ki, parti üyelerinin genel başkanın kararları dışında hareket etme olanağı son derece kısıtlıdır. “Lider diktası”na dönüşen siyasal parti liderliği, parti içi demokrasinin önünde önemli bir engeldir.


#47

SORU:

Parkinson kanunu nedir?


CEVAP:

Parkinson kanunu; iş hacmi ne kadar olursa olsun bürokraside istihdam edilen memur sayısının sürekli olarak arttığını ve bunun da aşırı istihdam ve etkinsizlikle sonuçlandığını ortaya koyan görüştür.


#48

SORU:

Peter ilkesi nedir?


CEVAP:

Laurence Peter tarafından ileri sürülen ve “Peter İlkesi” olarak adlandırılan ilke bürokrasideki etkinsizlikleri ortaya koymaktadır. Bu ilkeye göre kamu yönetiminde istihdam sürekli olarak artar ve çalışanlar zaman içinde kendiliğinden bir üst kıdeme yükselir. Kamu yönetiminde hemen hemen tüm hizmetlerde bu kıdem esası geçerlidir. Sonuçta, kamu kuruluşlarında liyakatsiz ve yeteneksiz yöneticilerin sayısı artar ve bu kimseler de kendi başarısızlıklarını ortadan kaldırmak için daha fazla bina, araç, gereç, personel vs. talebinde bulunurlar.


#49

SORU:

Modern toplumlarda bürokratların üstlerinin emirlerini yerine getirmekten ziyade sahip oldukları farklı güdüler nelerdir?


CEVAP:

Bunlardan ilki fazla çalışmama güdüsüdür. İkinci olarak bürokrat kendi bürosunu genişletmek eğilimindedir. Üçüncü olarak bürokratlar bulundukları yerin kendilerine sağladığı kazançları artırma eğilimindedirler. 


#50

SORU:

Siyasal etik nedir?


CEVAP:

Devlet ahlakı olarak da adlandırılan siyasal etik; siyasette ya da devlet yönetiminde olması gereken ya da uyulması beklenilen değer yargıları ve normları ifade etmektedir. Siyasal etiğe aykırı davranış ve eylemler ise siyasal yozlaşmaların ortaya çıkmasına neden olur. Geniş anlamda siyasal yozlaşma; siyasal süreçte yer alan aktörlerin özel çıkar amacıyla toplumdaki hukuki, dini, ahlaki ve kültürel kuralları ihlal edici davranış ve eylemlerde bulunmaları olarak tanımlanabilir.


#51

SORU:

Ortanca seçmen teorisi nedir?


CEVAP:

Ortanca seçmen; tercihleri, tüm seçmenlerin tercihler kümesinin ortasında olan seçmendir. Bu tercihler kümesinde seçmenlerin yarısı ortanca seçmene göre daha az mal ve hizmet talep ederken, diğer yarısı yine ortanca seçmene nazaran daha çok mal ve hizmet talebinde bulunacaktır. Seçmen tercihleri iki ucunda “aşırılar”ın, ortada ise “ılımlılar”(ortanca seçmen) ın yer aldığı soldan sağa doğru ilerleyen bir çizgi üzerinde dağılır. Normal bir durumda parti programı “ortanca” (çizginin ortasındaki) seçmenin tercih sıralamasına en fazla yaklaşan parti seçimi kazanacaktır.


#52

SORU:

Kamu ekonomisinde optimizasyon sağlanamamasında siyasal talep cephesinden kaynaklanan sorunları sıralayınız.


CEVAP:

Kamu ekonomisinde optimizasyon sağlanamamasında siyasal talep cephesinden kaynaklanan sorunlar; seçmenin eksik enformasyona sahip olması, seçmen ilgisizliği, seçmenin politik miyopluğu, seçmenin siyasal talebini açıklamaması, mali aldanma, özel çıkar grupları ve rant kollamadır.


#53

SORU:

Seçmen bilgisizliği nedir?


CEVAP:

Seçmen bilgisizliği; seçmenin enformasyon toplama maliyetlerinin yüksekliği, enformasyon toplamada isteksiz davranmaları, eğitim seviyesinin düşüklüğü, enformasyona ulaşma olanaklarının eksikliği, siyasal sürece ilgi duymaması gibi nedenle siyasal süreç ve oy kullanacağı seçenekler hakkında bilgi sahibi olmamaları durumudur.


#54

SORU:

Seçmenin politik miyopluk etkisi nasıl ortaya çıkar?


CEVAP:

Politik miyopluk etkisi, seçmenin uzun vadede kendisine maliyetler yükleyecek fakat kısa vadede faydalar sağlayan politika önerileriyle ilgilenmesinin sonucunda ortaya çıkar. Politik süreç, etkinsizliğe neden olsalar bile, bu tür önerilerin uygulanması yönünde bir eğilime sahiptir.


#55

SORU:

Seçmenlerin politik miyopluğunun ekonomi politikaları üzerindeki etkisini yazınız.


CEVAP:

Seçmenlerin politik miyopluğu nedeniyle uygulanan harcama ve vergi politikaları özellikle seçim süreci öncesinde farklılaşabilmektedir. Örneğin politik miyopluk, ekonomik açıdan gereksiz ve verimsiz olan kamu harcamalarında artışa neden olabilir. Politikacılar herhangi bir değerlendirmeye tabi tutmaksızın (fayda-maliyet analizi gibi) bazı projeleri gerçekleştirme kararı alabilirler. Kısa vadede uygulanan politikalar seçmene fayda sağlasa ve bazı sorunlara çözüm bulsa bile, genellikle uzun vadede ekonomideki yapısal sorunların giderilmesini geciktirmesi ve hizmetlerin öncelik sırasına göre gerçekleştirilmesini önlemesi nedeniyle, sonuç olumsuzdur.


#56

SORU:

Seçmen açısından oylamanın maliyetleri nelerdir?


CEVAP:

Seçmen açısından oylama iki tür maliyete katlanılmasını gerektirebilir. Bunlardan birincisi, oylamanın gerçekleşmesi halinde, sonuçtan hoşnut olmayan seçmenlerin katlandıkları dışsal maliyetler, diğeri de oylamaya katılan bireylerin katlandıkları zaman maliyeti, siyasal partiler ve adaylar konusundaki bilgi toplama maliyetleri vb. maliyet
unsurlarıdır.


#57

SORU:

Mali aldanma ne anlama gelir?


CEVAP:

Mali aldanma; mükelleflerin dolaylı vergiler ve kaynaktan kesme (stopaj) usulüyle alınan vergiler nedeniyle ödedikleri vergilerin tam olarak farkına varamamaları ve böylece devlet tarafından kendilerine sunulan bazı mal ve hizmetlerin kendilerine olan maliyetini tam olarak fark etmemeleri durumudur.


#58

SORU:

Rant kollama ne demektir?


CEVAP:

Rant kollama; özel çıkar gruplarının, kamu kaynaklarının kendilerine daha fazla aktarılacak şekilde dağıtılmasına neden olan kamu politikası kararlarının alınması ve uygulanmasına yönelik faaliyetleridir. Devletin vergileme, harcama ve regülasyon gücünün toplumdaki bazı gruplar lehine, fakat diğer kişiler aleyhine kullanılması rant kollama faaliyetlerini teşvik edici bir unsurdur.


#59

SORU:

Özel çıkar grubu kavramı neleri kapsar?


CEVAP:

Özel çıkar grubu kavramı devlet politikaları aracılığıyla belirli avantajlar sağlamak amacıyla teşkilatlanmış tüm organizasyonları, işçi gruplarını, meslek gruplarını ve firmaları kapsamaktadır.


#60

SORU:

Regülasyon kapma ne anlama gelir?


CEVAP:

Özel çıkar gruplarının faaliyette bulundukları piyasaları düzenlemekle yetkili regülasyon kurumları üzerinde etkili olarak, mevcut piyasada tüketicileri korumak amacıyla oluşturulmuş olan bu kurumların, kendilerine lehine kararlar almalarını sağlamaları “regülasyon kapma” olarak adlandırılmaktadır.


#61

SORU:

Kamu ekonomisinde optimizasyon sağlanamamasında siyasal arz ile siyasal talep arasındaki ilişkiden kaynaklanan sorunları sıralayınız.


CEVAP:

Kamu ekonomisinde optimizasyon sağlanamamasında siyasal arz ile siyasal talep arasındaki ilişkiden kaynaklanan sorunlar; seçmen ile politikacı arasındaki asimetrik enformasyon sorunu, politikacı ile bürokrasi arasındaki ilişkiler (asimetrik enformasyon ve yetki devri sorunu) ve bürokrasi ile özel çıkar grupları arasındaki ilişki (bürokratik ele geçirme) şeklinde sıralanabilir.


#62

SORU:

Kamu ekonomisinde optimizasyon sağlanamamasında oylama sürecinden kaynaklanan sorunları sıralayınız.


CEVAP:

Kamu ekonomisinde optimizasyon sağlanamamasında oylama sürecinden kaynaklanan sorunlar; çoğunluğun temsili ve azınlık oyları sorunu ve yasama organındaki mübadele (oy ticareti) şeklinde sıralanabilir.


#63

SORU:

Oy ticareti kavramı neyi ifade eder?


CEVAP:

Oy ticareti (yasama organında); siyasi partilerin karşılıklı olarak birbirlerinin yasa tekliflerini destekleme konusunda anlaşmalarını ifade eder.


#64

SORU:

Kamu ekonomisinde başarısızlığa yol açan faktörleri sıralayınız.


CEVAP:

Kamu sektöründeki merkeziyetçi yönetim yapısı, işlem maliyetlerinin yüksekliği, tekelci yapı, politik negatif ölçek ekonomileri, performansa dayalı ücret ve ödüllendirme mekanizmasının yetersizliği, ortak mülkiyetten kaynaklanan israf ve savurganlıklar, saydamlığın olmaması, yetersiz denetim ve reform yapma güçlüğü kamu ekonomisinin başarısızlığa yol açan faktörlerdendir.


#65

SORU:

Ortak mülkiyet trajedisi nedir?


CEVAP:

Toplumdaki herhangi bir kimse herhangi bir sınırlandırmaya maruz kalmadan bir kaynağı kullanmaya yetkili ise, bu kaynak üzerinde toplumsal kullanma hakkı var demektir. Bu durumun, aşırı kullanıma yani israfa neden olması durumuna ortak mülkiyet trajedisi denir.