KENTLER, PLANLAMA VE AFET RİSK YÖNETİMİ Dersi Afet Sakınım Planlaması ve Uygulamaları soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Alman Sosyolog Ulrich Beck’ e göre risk nedir. Risk algısının 3 özelliği nelerdir?


CEVAP:

Risk, felaketi tahmin edebilme anlamında kullanılmaktadır. Risk algısının 3 özelliği

  • Yerelin ötesine geçme
  • Hesaplanamazlık
  • Tazmin edilemezlik

#2

SORU:

Mega-kent nedir? Mega-kentlerin sahip olduğu nitelikler nelerdir?


CEVAP:

Herhangi bir kenti, mega-kent olarak nitelendirme konusunda henüz bir görüş birliğine varılamamıştır. Bazı araştırmacılar 5 milyonluk yerleşik nüfusa sahip kentleri bu kategoriye atfederken bazıları nüfus büyüklüğü için asgari eşiği 8 ya da 10 milyon olarak belirlemiştir.

Nüfus büyüklüğü, büyüme hızı ve karmaşıklık bakımından geçen mega-kentler dinamiklik, çekicilik, küresel sürece bağlı olma ve bölgesel ölçekte etkili olma gibi özelliklere sahiptirler.


#3

SORU:

Mega-Risklere örnekler veriniz?


CEVAP:

1995 Kobe-Japonya depremi, 1999 Marmara depremleri, 2005 ABD-Katrina ve 2008 Myanmar-Nargis kasırgası, 2011 Japonya-Tohoku depremi ve deprem dalgası, 2015 Nepal ile 2017’de yaşanan İtalya depremleri gibi birçok doğal afet, az gelişmiş veya gelişmiş birçok ülkeyi derinden sarsmakta, can ve mal kaybının yanı sıra ülke ekonomisi açısından da büyük yük yaratmaktadır.


#4

SORU:

Risk indeksi nedir?


CEVAP:

Mega-kentlerin maruz kaldığı doğal tehlikeler, zarar görebilirlik ve maruz kalan değerler üzerine Münih Reasurans tarafından 2003 yılı verilerine dayanan risk indeksleme çalışmasına göre mega-kentleri risk potansiyelleri bakımından kıyaslamak mümkün olabilmiştir. Burada bir kent ne kadar farklı çeşit doğal tehlikeye maruz ise risk indeksi o kadar yüksek olmaktadır.


#5

SORU:

Megakentlerin önünde halihazırdaki en büyük güçlük nedir?


CEVAP:

Doğal afet tehlikeleri karşısındaki zarar görebilirliklerin ötesinde kentsel yığılmalar ve megakentlerin önünde halihazırdaki en büyük güçlük ‘yönetilme’ sorunudur. Mega-kentler ve çevrelerindekiler arasında oldukça dinamik ve karmaşık etkileşimler olması dolayısıyla merkezi yönetimin yukarıdan aşağı stratejilerden oluşan geleneksel formlarının sağladığı olanaklar oldukça sınırlı kalmaktadır.


#6

SORU:

Megakentlerin önünde halihazırdaki en büyük güçlük ‘yönetilme’ sorunudur. Bu soruna yönelik Çözüm öneri nelerdir?


CEVAP:

Çözüme yönelik önerilerden bazıları şunlardır.

  • Mega-kent/yığılmaları: yönetilebilir etki-alanlarına bölmek ve kent sakinlerinin kentsel konularla ilgili katılım sağlayabilecekleri bazı sorumlulukları yerel aktör ve girişimlere devretmek,
  • Tüm kentsel etki-alanları (territories), onları çevreleyen kırsal alan yönetimleriyle beraber merkezi yönetim arasında dayanışmanın örgütlenmesini temin etmek,
  • Toplu-taşım hizmetleri, atıkların yok edilmesi/dönüştürülmesi gibi kent ya da bölge genelindeki bir takım görevlerden sorumlu kent içi kuruluşları belirlemek.

#7

SORU:

Risk Toplumu ve Yeni Bakış Açısının Bekledikleri nelerdir?


CEVAP:

Bugüne kadar yaşadıklarımız, yaşamakta olduklarımız bize küresel risk toplumu içinde yaşadığımızı göstermektedir. Endüstri toplumu ve modernizm günümüz risk ve tehditlerini yaratmışlardır. Bilgi çağı ve risk toplumu kaçınılmaz olan sonuçlarla mücadele edebilmek için yeni örgütlenme biçimleri ve araçlarına ihtiyaç duymaktadır. Risk kavramı ve risk yönetimi yaklaşımının bu ihtiyaca oldukça fazla katkıda bulunacağı düşünülmektedir. Risklerle mücadele için hazır çözümler olmasa da çeşitli çözümler üretmek mümkün görünmekle beraber herkes için tek bir çözüm yolu aramak yerine her yerelliğin kendi yaşam çevrelerini iyileştirmek adına çözüm yollarını aramasına fırsat verilmelidir.


#8

SORU:

Hyogo Çerçeve Eylem Planı’nın oluşturulması ile eyleme dönük afet öncesi risk azaltma çalışmalarının yapılması teşvik edilmiştir. HÇEP’te tanımlanan ‘öncelikli eylem alanları’ hangileridir?


CEVAP:

HÇEP’te tanımlanan ‘öncelikli eylem alanları’ kısaca aşağıdaki gibi özetlenmektedir:

  • Afet risklerini azaltma konusunu, uygulamaya yönelik güçlü kurumsal bir temel oluşturmakla, ulusal ve yerel bir öncelik olarak garanti altına almak
  • Afet risklerini belirlemek, değerlendirmek ve izlemek, erken uyarı sistemlerini iyileştirmek
  • Her düzeyde bir ‘dirençlilik’ ve ‘güvenlik’ kültürünü inşa edebilmek için bilgi, buluşçuluk ve eğitimi kullanmak
  • Temeli teşkil eden risk faktörlerini azaltmak
  • Her düzeyde etkin müdahale yapabilmek için afete hazırlıklı olmayı güçlendirmek

#9

SORU:

Afet riskinde çoklu-tehlike yönetimi konusunun ön plana çıkmıştır. Buna göre Temel eylemleri yönlendirecek öncelik alanları nelerdir?


CEVAP:
  1. Afet riskini anlama
  2. Afet riskini yönetebilmek için afet risk yönetişimini güçlendirme
  3. Dirençlilik için afet risk azaltımına yatırım yapma
  4. İyileştirme, rehabilitasyon ve yeniden inşa aşamalarında ‘daha iyi biçimde yeniden inşaa (Build Back Better)’ ve etkin müdahale için afetler karşısında hazırlıklılığı artırma

#10

SORU:

Japonya’nın Sendai kentinde 2015 yılında düzenlenen uluslararası konferansın sonucu nedir?


CEVAP:

Japonya’nın Sendai kentinde 2015 yılında düzenlenen uluslararası konferansın sonunda ortaya çıkan çerçeve belgeye göre; 2030 yılına kadar olan süre zarfında her sektörde ve sektörler arası her düzeyde geliştirilmesi beklenen afet riskinde çoklu-tehlike yönetimi konusunun önplana çıktığı görülmektedir.


#11

SORU:

Afet politikaları bağlamında gelinen en güncel durumda ortaklaşılan konular nelerdir?


CEVAP:

Afet politikaları bağlamında gelinen en güncel durumda ortaklaşılan konular aşağıdaki başlıklarda özetlenebilir.

  • Afet riskini anlamak ve azaltımına yatırım yaparak dirençliliği artırmak
  • Afet riski yönetebilmek için afet risk yönetişimini güçlendirmeye önem vermek
  • Olması muhtemel afetler gerçekleştikten sonra eskisinden daha iyi yeniden inşaa aşamasını sağlıklı yürütebilmek için hazırlıklılığı artırmak

#12

SORU:

Balamir’ e göre ‘sakınım planlaması’ nedir?


CEVAP:

Ona göre; “risk azaltma hedefli çalışmaların farklı düzeylerde yapılması zorunluluğu vardır... yeni politikanın, hangi düzeyde olursa olsun, uygulanmasında can ve mal varlığının kaybedilmesi olasılığını afet öncesinde çok yönlü önlemlerle hafifletme çabaları bir özel planlama kapsam ve yöntemi belirlemektedir. Bu ayrıcalıklı yeni planlama etkinliğine Türkçe’de ‘sakınım planlaması’ tanımını vermek yerinde bulunmaktadır”.


#13

SORU:

Afetlere ilişkin öncesi, sırası ve sonrasını dikkate alan her aşama farklı kapsam, yöntem ve araçları gerektirmektedir. Özel bilgi ve uzmanlıklar isteyen bu planlama türlerini kaç grupta toplanır. Açıklayınız?


CEVAP:

Afetlere ilişkin öncesi, sırası ve sonrasını dikkate alan her aşama farklı kapsam, yöntem ve araçları gerektirmektedir. Özel bilgi ve uzmanlıklar isteyen bu planlama türlerini 4 grupta toplamak mümkündür.

  • İyileştirme Planlaması (Reconstruction Planning)
  • Acil Durum Planlaması (Emergency preparedness/Contingency Planning)
  • SakınımPlanlaması (Mitigation Planning)
  • Dirençli Toplum Planlaması (Resiliency Planning)

#14

SORU:

İyileştirme planlaması nedir?


CEVAP:

İyileştirme planlaması; daha çok afet sonrasında ‘yara sarma’ yaklaşımı olarak da adlandırılabilecek bir planlama türüdür. Orta ve uzun vadedeki eylemleri planlayarak afetten etkilenmiş toplulukların en kısa sürede eskisine göre daha güvenli biçimde dönebilmesini amaçlar.


#15

SORU:

Gelecekte bir kez daha böyle bir afetle karşılaşma ihtimaline karşı afet sonrası ortaya çıkan kayıpları fırsat bilerek ve tehlikeleri dikkate alarak yapılan planlama çalışması neleri içermelidir?


CEVAP:

Gelecekte bir kez daha böyle bir afetle karşılaşma ihtimaline karşı afet sonrası ortaya çıkan kayıpları fırsat bilerek ve tehlikeleri dikkate alarak yapılan planlama çalışması aşağıdaki uğraş alanlarını içermektedir:

  • Mümkün olan daha güvenli konum ve çevrelere taşınma
  • Güvenli mekan tasarımı ve  yapılı çevre
  • Toplumsal direnci  kazandırma ve  artırma
  • Üretkenliği geliştirme
  • Kayıplara uğramış olanlara yardım  etme ve tazminat ödeme

#16

SORU:

Acil durum planlaması nedir?


CEVAP:

Acil durum planlaması; “acil durum ya da kriz koşullarında uygulanmak üzere önceden hazırlanan, ivedilik taşıyan eylem ve sorumlulukların belirlenerek, her olası ve olağan dışı koşulu öngören önlemlerin alınmasını hedefleyen planlardır”. Bu planların yapılabilmesi için tehlike türleri ve etki alanlarının sağlıklı bir biçimde belirlenmesi ve buna bağlı olarak olması muhtemel farklı kabuller ile senaryoların ve bunların sonucu ortaya çıkacak olası kayıpların tahmini temel veri kaynağıdır.


#17

SORU:

Sakınım planlaması nedir?


CEVAP:

Sakınım planlaması; sürdürülebilirlik, sınırlı kaynakları koruma ve riskleri azaltma hedeflerini gözeten ve yukarıda bahsedilen iyileştirme ve acil durum planlarından farklı olarak afetin gerçekleşmesini beklemeden uygulama bulan bir planlama türüdür.


#18

SORU:

Dirençli toplum planlaması nedir?


CEVAP:

Dirençli toplum planlaması; “sürdürülebilir bir güvenlik ve toplumsal dirençlilik için en etkili örgütlenme ve iş bölümünü, kurumsal yapılanmayı ve yasal düzenlemeleri, genellikle ulusal düzeyde ve uzun dönemli bir perspektif içinde geliştirme hedefini” güden bir girişimdir. Geniş bir perspektif ve uzun erimde yapılan değerlendirmeler ışığında ortaya konacak bir yeni stratejinin gereği olarak topluma bir yeni makro yapı kazandırılmasının uygulamalarını sunmaktadır.


#19

SORU:

Afet karşısında sakınım planlamasının gerektirdiği, imar mevzuatına konu olacak ve plan kararı geliştirilmesi gereken başlıklar nelerdir?


CEVAP:

Afet karşısında sakınım planlamasının gerektirdiği, imar mevzuatına konu olacak ve plan kararı geliştirilmesi gereken başlıklardan bazıları şunlar olmaktadır:

  • Yapı kat yükseklikleri ve standartları
  • Yapı yoğunlukları ve kullanımları
  • Yol genişlikleri,
  • Arazi kullanımında ikincil afete neden olabilecek kullanımlar
  • Ulaşılabilirlik, tahliye yolları ve yürünebilir mesafedeki acil durum erişim noktaları
  • Acil durum müdahale birimlerinin dağılımı
  • Ortak açık alanların dağılımı, büyüklükleri,erişilebilirlikleri ve acil durumda kullanılmaya imkan veren tasarımları ve benzeri.

#20

SORU:

2014 yılında Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği” ile afet ve diğer kentsel risklerle ilgili araştırma, etüt ve analiz çalışmalarının nasıl yapılması gerektiğinin anlatılmasının yanında planlarda araştırma bulgularına göre risk azaltıcı tedbirlerin alınması gerektiği açık bir biçimde belirtilmektedir. Bunlar nelerdir?


CEVAP:

• Her kademe planlarda afet ve risk analizlerinin yapılmasının gerekli olduğunun belirtilmesi,

• Onaylı mikrobölgeleme etüt raporu, yoksa jeolojik-jeoteknik etüt raporu bulunmayan alanlarda imar planlarının hazırlanamayacak olması, • Yine bu etüt raporlarındaki “yerleşime uygunluk durumu” haritalarına imar planlarında uyulması zorunluluğunun getirilmesi,

• Afet ve acil durumlar için ihtiyaç duyulan alanların (açık alan, yol vb.) imar planlarında ayrılması zorunluluğunun getirilmesi, olarak karşımıza çıkmaktadır.