MAHALLİ İDARELER MALİYESİ Dersi Mahalli İdarelerin Mali Kaynakları ve Büyük Kentler soru cevapları:

Toplam 190 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: Bağımlılık sistemi günümüzde geçerli bir sistem midir?


CEVAP: Bu sistem, özerk mahalli idare anlayışı ile bağdaşmadığı gibi mahalli idarelerin demokratikleşmesi önünde önemli bir engel oluşturduğundan dolayı günümüzde geçerliliğini yitirmiştir.

#2

SORU: Ayırma sistemi nasıl açıklanabilir?


CEVAP: Ayırma sisteminde her idarenin kendi gelir kaynağına sahip olması nedeniyle, farklı idareler aynı kaynağa başvuramazlar. Bu sistemle yerel yönetimlerin mali özerkliği kuvvetlendirilmiş olmaktadır.

#3

SORU: Mahalli idarelerin görevlerini tam ve nitelikli bir şekilde yapabilmeleri hangi koşula bağlıdır?


CEVAP: Mahalli idarelerin görevlerini tam ve nitelikli bir şekilde yapabilmeleri, elde edecekleri gelir veya gelir kaynakları ile mümkündür. Kaynaklar kıt olsa dahi bu kaynakları israfa neden olmadan hizmetlerde kullanmak, iyi yönetim becerileri de gerektirmektedir.

#4

SORU: Mahalli idareler yerine kitapta aynı anlamda hangi ifadenin kullanılması ön görülmektedir?


CEVAP: Mahalli idareler yerine yerel idareler kavramı, aynı anlamda ve aynı kuruluşları kapsayacak şekilde kullanılabilmektedir.

#5

SORU: Mahalli idarelere bir kısım hizmetlerin bırakılmış olması hangi durumu gerekli kılar?


CEVAP: Mahalli idarelere bir kısım hizmetlerin bırakılmış olması, gelir kaynaklarının tahsisini de gerekli kılar.

#6

SORU: Gelir bölüşümü genel anlamda neyi ifade etmektedir?


CEVAP: Gelir bölüşümü, idareler arasında, hizmetin gerektirdiği harcamayı yapabilecek gelirlerin belirli kurallara uygun olarak dağıtılması ve bölüşülmesidir.

#7

SORU: Dar ve geniş anlamda gelir bölüşümü ne anlama gelmektedir?


CEVAP: Gelir bölüşümü, idareler arasındaki özellikle mali alanda gerçekleşen eşitsizliği gidermek ve ilişkileri dengeye oturtmak için yapılan düzenleyici ödemelerdir. Geniş anlamıyla gelir bölüşümü ise denge sağlayıcı faaliyetlerin dışında ayrıca vergi kaynak ve gelirlerinin de bu amaca uygun olarak bölüşülmesini ifade eder.

#8

SORU: Gelir bölüşümünde temel hareket noktası nedir?


CEVAP: Gelir bölüşümünde temel hareket noktası, yerel yönetimlerin kendilerine verilen görevler dolayısıyla gelire ihtiyaç duymalarıdır.

#9

SORU: Gelir bölüşümü konusunda hangi soru ortaya çıkmaktadır?


CEVAP: Gelir bölüşümü konusunda mahalli idarelerin ne kadar kamusal veya yarı kamusal mal üreteceği sorusu ortaya çıkmaktadır.

#10

SORU: Federal devletlerde mali özerklik nasıldır?


CEVAP: Federal yapılı devletlerde yerel yönetimlere daha geniş mali özerklik tanınırken ünite devletlerde yerel yönetimlerin mali özerkliği son derece sınırlıdır.

#11

SORU: Merkezî ve Mahalli idarenin gelir bölüşümünde kaç yöntem uygulanmaktadır?


CEVAP: Merkezî ve Mahalli idarenin gelir bölüşümünde dört yöntem uygulanmaktadır. Bunlar; bağımsız vergileme yetkisi sistemi, bağımlılık sistemi, ayırma sistemi ve vergi gelirlerinden pay verilmesi sistemidir.

#12

SORU: Bağımsız vergileme yetkisi sisteminin diğer adı nedir?


CEVAP: Bağımsız vergileme yetkisi sistemi, Hansa Ritschl tarafından rekabet sistemi olarak da isimlendirilmektedir.

#13

SORU: Bağımsız vergilendirme yetkisi sisteminde mahalli idareler hangi yetkilere sahiptir?


CEVAP: Bu sistemde mahalli idareler değişik ölçülerde olmakla birlikte vergileri toplama, vergileme ile ilgili işlemleri kendi sorumluluklarında gerçekleştirme ve vergilerin matrah ve oranını yasaların öngördüğü çerçevede belirleme yetkisine sahiptirler.

#14

SORU: Bağımsız bir vergi yetkisinden anlaşılması gereken nedir?


CEVAP: Bağımsız bir vergi yetkisi denildiğinde, yerel yönetimlere kendi başına vergi oranı, matrah belirleme, vergi toplama ve vergilendirmeye ilişkin işlemleri yapma açısından merkezî idareden bağımsız olması anlaşılmaktadır. Yani mahalli idareler vergilendirme ile ilgili anayasa ve kanunlarla tanınan bazı yetkilere sahip olmaktadır.

#15

SORU: Bağımsız vergilendirme sisteminin avantajı nedir?


CEVAP: Bağımsız vergilendirme sisteminin yerel yönetimin vergi kaynağına fiziki olarak yakın olması avantajıdır. Bu yakınlık ile halkın tercihlerine daha uygun sonuçlar elde edilmektedir. Ayrıca, kaynakların optimal dağıtımı da söz konusu olmaktadır.

#16

SORU: Bağımsız vergilendirme sisteminin dezavantajları nelerdir?


CEVAP: Bu sistemin dezavantajları şunlardır: • Merkezî idare ve yerel idarenin ayrı ayrı vergi idaresi kurması verginin tarh, tahakkuk ve tahsil maliyetini artırabilir. • Vergilendirme yetkisine sahip hem merkezî idare hem de yerel idarenin bulunması kişilerin bireysel vergi yükünü arttırabilir. • Aynı ülke sınırları içinde farklı oranlarda uygulanan yerel vergilerin varlığı bölgeler arası eşitsizliğe yol açabilir. • Vergi sisteminde birlik ilkesi bozulabilir.

#17

SORU: Bağımlılık sistemi nasıl açıklanabilir?


CEVAP: Bağımlılık sisteminde, vergi gelirlerinin büyük bir kısmı merkezî yönetimde toplanmakta, yerel yönetimlere sadece küçük bazı yerel vergiler ve harçlar bırakılmaktadır. Yani, yerel yönetimlerin, yerel hizmetlerin finansmanı için merkezî idareden gelecek bağış ve yardımlara veya kendilerine tahsis edilen paylara gereksinimi vardır.

#18

SORU: Bağımlılık sisteminin özellikleri nelerdir?


CEVAP: Bu sistemde mali özerklik zayıf düzeydedir ve yerel yönetimlerin merkezî idarenin müdahalesinden uzak faaliyette bulunmaları oldukça güçtür. Ayrıca, ekonomik etkinlik bakımından da yerel hizmetlerin merkezden ayrılan kaynaklarla finanse edilmesi, vergi mükellefi ile yararlandığı hizmet miktarı arasında fark oluşturmaktadır.

#19

SORU: Ayırma sistemi uygulamada nasıldır?


CEVAP: Uygulamada daha çok kurumlar vergisi, gümrük vergisi, gelir vergisinin gelirlerin merkezî yönetimce tahsil edildiği, emlak vergileri motorlu taşıt vergileri gibi gelirlerin ise yerel yönetimlere bırakılmasının yaygın olduğu gözlenmektedir.

#20

SORU: Vergi gelirlerinden pay verilmesi sistemi nasıl açıklanabilir?


CEVAP: Tahsilat işi merkezi idarenin yetkili organı tarafından üstlenilmektedir ve toplanan vergilerin bir kısmı merkezi idare tarafından belirli ölçülere göre yerel idarelere pay edilmektedir.

#21

SORU: Vergi gelirlerinden pay verilmesi sisteminin en önemli avantajı nedir?


CEVAP: En önemli avantajı, işlemleri merkezi tek bir idare üstlenmiş olduğundan, çifte vergilendirmenin önlenmesidir.

#22

SORU: Vergi gelirlerinden pay verilmesi sisteminin en önemli dezavantajı nedir?


CEVAP: En önemli dezavantajı ise yerel idarelerin merkezi idareye bağımlı hale gelmesidir. Yani yerel yönetimlerin mali özerkliğini yitirmesi konusudur.

#23

SORU: Vergiler yoluyla gelir sağlama kapsamında vergi gelirlerinin bölüşümü nasıl olmaktadır?


CEVAP: Vergi gelirlerinin bölüşümünde genel bir formül olmasa da merkezi yönetimin güçlenmesi durumunda yerel yönetimin bağımsız vergi tarh ettirme olanağı da azalmaktadır.

#24

SORU: Gelir vergileri ile ilgili olarak neler söylenebilir?


CEVAP: Ekonomik istikrarı sağlamada en önemli araçlar olarak gelir ve kurumlar vergisinden söz edilmektedir. Bu nedenle makroekonomik istikrar bakımından merkezi idare tarafından toplanması daha uygunken bazı ülke uygulamalarında yerel yönetimlere de pay verildiği bilinmektedir.

#25

SORU: Gelir vergilerine ilişkin olarak Almanya, Lüksemburg ve Norveç kapsamında verilen örnekler nelerdir?


CEVAP: Alman Anayasası’na göre gelir vergisi payları eyaletler tarafından belediye nüfuslarına aktarılır ve federal bir yasayla düzenlenir. Luksemburg’da yerel yönetimler sermaye ve kâr üzerinden elde edilen gelirlere sahiptirler. Norveç’te ise vergi oranlarının alt ve üst sınırları parlamento tarafından belirlense de belediye gelirlerinin en önemlisi kişiler ve şirketlerden alınan gelir ve kurumlar vergisidir.

#26

SORU: Tüketim vergileri ile ilgili olarak neler söylenebilir?


CEVAP: Tüketim üzerinden alınan vergiler de yerel yönetimlerin geliri olabilmektedir. Yerel yönetimler sınırları içerisinde satışlara ek vergi oranı getirebilmektedir. Ayrıca bağımsız uygulamalara da rastlanmaktadır. Günümüzde uygulaması kaldırılan bu yöntemin vergiden kaçınma, denetim zorluğu, yerel yönetimler farklı oranlar uyguluyorsa yerel yönetimler arası rekabet gibi pek çok sakıncası vardır.

#27

SORU: Tüketim vergisi niteliğindeki satış vergilerinin paylaştırılmasına ilişkin uygulamalar nasıldır?


CEVAP: Tamamı veya bir kısmı yerel yönetim geliri olabilmektedir. Özel tüketim vergileri de konu olan malların talebinin fiyat esnekliğinin çok zayıf olması ve yakın ikamesinin bulunmaması gibi nedenlerle yerel yönetimlerin gelirleri olarak yer alabilmektedirler.

#28

SORU: Emlak vergisine ilişkin neler söylenebilir?


CEVAP: Emlak vergisi bina, arsa ve arazi gibi taşınmalardan alınır ve bina ve vergi arazileri mahalli idarelere en uygun vergilerdir. Vergiyi doğuran olay yerel sınırlar içinde gerçekleştiğinden, vergi gelirinin yerel idareye bırakılması uygundur. Emlak vergisi yerel yönetimlerin istikrarlı, öngörülebilir, belirli, öz gelirleridir.

#29

SORU: Emlak vergisinin yerel idarelere bırakılmasının önemi nedir?


CEVAP: Yere idareler bölge koşullarını daha etkin kavrayabilmektedirler ve gelir kaynağını böylece daha iyi kontrol altına alabilmektedirler. Ayrıca, yerel yönetimlerin altyapı, kanalizasyon ve park gibi hizmetleri emlak değerini olumlu etkilediğinden fayda vergilemesi kavramını akla getirmektedir.

#30

SORU: Emlak vergisinin yerel yönetimlere olumsuz olarak etki ettiği konu nedir?


CEVAP: Emlak vergisi fiyat hareketlerine ve ekonomik koşullardaki değişikliklere uyum sağlayamamaktadır. Bu sorunu gidermek için her yıl yeniden değerleme oranı ile emlak değerinin tekrar hesaplanarak vergi matrahını bulmak uygulanacak en iyi yöntemdir.

#31

SORU: İsveç ve Lüksemburg’da emlak vergisine ilişkin verilen uygulama örnekleri nelerdir?


CEVAP: İskandinav ülkelerinden biri olan İsveç’te de emlak vergilerini toplama yetkisi yerel yönetimlere bırakılmıştır. Luksemburg’da ise emlak vergisi yerel yönetimin geliri arasında yer almaktadır.

#32

SORU: Motorlu taşıtlar vergisine ilişkin neler söylenebilir?


CEVAP: Vergilerin genel sınıflandırmasında kısmı servet vergisi olarak yer alır ve emlak vergisi gibi faydalanma ilkesi kapsamında değerlendirilebilir. Araç sayısı artışı ile yerel yönetimin sunduğu bakım vb. hizmetlerin artışı söz konusudur. Ayrıca yoğun araç kullanımının sıkışıklık ve çevre kirliliği yaratması maliyet unsuru olduğundan kamu idaresi vergiler yoluyla motorlu taşıt kullanımından kaynaklanan zararın telafisini ya da motorlu taşıt kullanımını azaltmayı sağlayabilmektedir.

#33

SORU: Motorlu taşıtlar vergisine ilişkin olarak verilen örnekler nelerdir?


CEVAP: Portekiz’de taşıtların niteliklerine göre belediye sınırları içinde ikamet edenlerin, kayıtlı taşıtlarından alınan taşıt vergisi mevcuttur. Ülkemizde ise motorlu taşıtlar vergisi genel bütçe vergi gelirleri içerisinde yer alırken, 2002 yılına kadar toplam hasılatın belirli oranının belediye ve il özel idarelere verilmesi hükmü vardı. Ancak toplam hasılatın belirli bir oranının yerel idarelere verilmesi hükmü 4629 sayılı kanun uyarınca 01.01.2002’de yürürlükten kalkmıştır.

#34

SORU: Meslek vergisi ne tür bir vergi olarak kabul edilir?


CEVAP: Yerel bir vergi olarak kabul edilir. Bunun nedeni ise meslek faaliyetinde bulunan yani meslek vergisinden yükümlü kişilerin bulunduğu yerin hizmetlerinden faydalanmasıdır.

#35

SORU: Meslek vergisine ilişkin hangi örnekler verilebilir?


CEVAP: İsviçre’nin Cenevre Kanton’unda vergi gelirlerinin en önemlisini ticari vergi (belediye vergisi) oluşturmaktadır. Fransa belediyesi de endüstri, iş sahipleri, hizmet sağlayanlar, meslek sahiplerinden meslek vergisi almaktadır. Meslek vergisi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de Belediye gelirleri içinde yer almaktadır. Ülkemizde ise belediye vergileri birinci bölümde yer almış, ancak 1987 yılında yapılan değişiklikle yürürlükten kaldırılmıştır.

#36

SORU: Merkezî idarenin yerel yönetimlere vergi hasılatından pay verirken kullandığı ölçütlerden en yaygını hangisidir?


CEVAP: Diğer coğrafyalarda yüz ölçüm olarak alan, yolların uzunluğu, okula giden çocuklar gibi diğer ölçütler de kullanılmaktayken, en yaygın olanı nüfus kriteridir.

#37

SORU: Vergi paylarının bölüşümüne ilişkin ülkemizdeki ve Bulgaristan’daki uygulama nasıldır?


CEVAP: Ülkemizde gelir ve kurumlar vergisi toplam hasılatının %5’i nüfusa oranlanarak yerel yönetimlere dağıtılmaktadır. Bulgaristan’da ise yerel yönetimler kendi bölgelerinde toplanan gelir vergisinden %50, kurumlar vergisinden ise %6,5 pay almaktadır.

#38

SORU: Vergi benzeri gelirler denildiğinde ne anlaşılmalıdır?


CEVAP: Vergiler karşılıksız olarak tanımlanmaktayken; harç, şerefiye resim, harcamalara katılma payı adları altında yerel yönetimlerce tahsil edilen tutarların bir karşılığı olması bu gelirleri vergiden ayırmaktadır. Ayrıca, vergi ile benzer özellik olarak iki gelir türü de zorunludur.

#39

SORU: Vergi benzeri gelirler nasıl sınıflandırılabilir?


CEVAP: Vergi benzeri gelirler, harç resim ve şerefiye ile harcamalara katılma payıdır.

#40

SORU: Harç, resim, şerefiye gibi mali yükümlülükler hangi esasa göre alınır?


CEVAP: Harç, resim, şerefiye gibi mali yükümlülükler faydalanma esasına göre alınır.

#41

SORU: Harçlar nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP: Harçlar, bazı kamu hizmetlerinden yararlanan kimselerin belli bir ölçüde bu hizmetlerin maliyetine katılmaları amacıyla ya da kişilerin bazı işlemleri yapmaları sırasında konulan ve zor unsuruna dayanan mali yükümlülüklerdir.

#42

SORU: Yarı kamusal mal ve hizmetler ile harçların sağladığı faydalar nelerdir?


CEVAP: Yarı kamusal mal ve hizmetlerin, özelliği gereği faydalanan kişiye özel fayda sağlamasının yanında neden olduğu dışsallıkla topluma da fayda sağlamaktadır. Harç ödenerek görülen hizmetin topluma sağladığı fayda ise kamu düzeni, halk sağlığı olabilir.

#43

SORU: Resim nedir?


CEVAP: Resim, karşılıksız olarak ya da yerel yönetimlerin hizmetlerinden faydalanma karşılığında ya da bir hakkın elde edilmesinin bedeli olarak tahsil edilebilen kamu gelirleridir.

#44

SORU: Şerefiye nedir?


CEVAP: Şerefiye, kamu tüzel kişilerinin gerçekleştirdikleri bayındırlık ve altyapı hizmeti, imar faaliyetleri sonucu kişilerin sahip oldukları bina, arsa, arazinin değerlerinde meydana gelen artışlar sonucu kişi ve kurumlardan alınan bir tür vergidir.

#45

SORU: Şerefiye hangi nedenlerle alınabilir?


CEVAP: Yerel yönetimin faaliyetleri olan kanalizasyon, yol, yeşil alan, meydan, kaldırım yapılması veya mevcutlarının daha iyi hâle getirilmesi, gayrimenkulün değeri artmaktadır. Bu durum ise gayrimenkul değeri artan kişiye şerefiye adı altında bir bedel ödeme yükümlülüğünü getirmektedir.

#46

SORU: Hangi sebepler şerefiye alma nedeni oluşturmaz?


CEVAP: Gayrimenkulün değerini olumlu yönde etkilese de para değerindeki değişme, nüfus hareketleri, gayrisafi yurt içi hasıladaki artışlar şerefiye alma nedeni oluşturmaz.

#47

SORU: Harcamalara katılım payının kapsamını ne oluşturur?


CEVAP: Harcamalara katılım payının kapsamını yol, kanalizasyon, kaldırım iyileştirmesi gibi altyapı tesislerinin gerçekleştirilmesi sırasında, yerel yönetimler tarafında yapılan harcama tutarlarının bir kısmının bu hizmetlerden yararlanacak olanlara ödettirilmesi oluşturur.

#48

SORU: Harcamalara katılım payının şerefiye ile arasındaki en önemli fark nedir?


CEVAP: Şerefiye altyapı üst yapı tesislerini gerçekleştirdikten sonra gayrimenkulde gerçekleşen değer artışını hedef alırken, harcamalara katılma payında ise hizmetten yararlanacak olanların yatırımları finansmanı söz konusudur.

#49

SORU: Yerel yönetimlerin şirket kurma, ortak olma ve ortak girişimde bulunmalarına en önemli kısıt nedir?


CEVAP: Yerel yönetimlerin şirket kurma, ortak olma ve ortak girişimde bulunmalarına en önemli kısıt, yasalarda belirtilen faaliyetler olması ve yerel halkın ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olmasıdır.

#50

SORU: Yerel yönetimlerin şirket kurma, var olan şirkete ortak olma ya da ortak girişimde bulunmalarının nedenleri nelerdir?


CEVAP: Bu nedenler, yerel halkın ortak ve yerel ihtiyaçlarını karşılamak, kamu hizmetlerini daha etkin sunmak amacıyla kamu hukuku hükümlerinden çıkarak özel hukuk hükümlerine tabii olmak, ekonomik yaşamın düzenlenmesi ve rekabetin teşviki ile merkezî idare denetiminden kurtulmaktır.

#51

SORU: Emlak gelirleri nasıl tanımlanabilir?


CEVAP: Emlak gelirleri, yerel yönetimlerin sahip olduğu gayrimenkullerin satılması veya kiraya verilmesinden elde edilen gelirlerdir.

#52

SORU: Para cezalarının kapsamı nedir?


CEVAP: Para cezaları, kanunlara, yönetmeliklere aykırı hareket edilmesi ve yasal sorumlulukların zamanında yerine getirilmemesi nedeniyle yerel yönetimler tarafından bu davranışlarda bulunan kişi ya da kurumlara ödettirilen yükümlülüklerdir.

#53

SORU: Emlak gelirleri ve para cezalarının yerel yönetimler bakımından kapsamları nelerdir?


CEVAP: Emlak vergisi kapsamında gayrimenkuller özellikleri itibariyle esnek bir gelir kaynağı oluşturmazlar. Para cezalarında ise amaç gelir elde etmek değil, yerel halkın kanunlara uymasını sağlamaktır.

#54

SORU: Borçlanma nedir?


CEVAP: Borçlanma, gelecek kuşakları da borç yükü altına koyan ve bu yüzden daha dikkatli davranılarak başvurulması gerek bir finansman kaynağıdır.

#55

SORU: Borçlanma yerel yönetimlerce nasıl faydaya çevrilebilir?


CEVAP: Borçlanma ile elde edilen gelir, yol, köprü, altyapı, şehir içi ulaşımda tramvay gibi karbon salınımı olmayan çevreci yatırımlar gibi geleceğe faydalı olacak şekilde yatırımlarda kullanılmalıdır.

#56

SORU: Yerel yönetimlerin borçlanma yetkileri var mıdır?


CEVAP: Yerel yönetimler borçlanma ile ilgili olarak merkezi yönetimin belirlediği kurallar çerçevesinde yetkiye sahiptirler, yani sınırsız bir yetkileri yoktur.

#57

SORU: Merkezi yönetimin borçlanma ile ilgili olarak yerel yönetimlere uyguladığı sınırlamalar nelerdir?


CEVAP: Bu kurallar, merkezî idareden önceden izin alınması, gelecek kuşakların da faydalanabileceği yatırımlar yapılması, borçlanmanın yurt içinden yapılması, borçların yeni borçlarla finanse edilmemesi gibi sınırlamalardır.

#58

SORU: Borçlanmada yerel yönetimlerin yatırım projelerini değerlendirirken fayda maliyet analizi yapmasının önemi nedir?


CEVAP: Böylece yerel yönetimler, proje tasarımını geliştirebilmekte, yurt içi ya da yurt dışı finansman kaynaklarına ulaşabilmeleri için daha şeffaf ve hesap verilebilir mali tablolar hazırlamaları sağlanmaktadır.

#59

SORU: Bağış ve yardımlar nasıl tanımlanabilir?


CEVAP: Bağış ve yardımlar, geri ödeme zorunluluğu olmayan, merkezî yönetimin, yerel yönetimlere yaptığı finansal transferlerdir.

#60

SORU: Bağış ve yardımların yerel yönetimlerdeki uygulaması nasıldır?


CEVAP: Bağış ve yardımlara ilişkin kaynakların aktarımı önceden tespit edilmiştir ve yönetim kademeleri arasındaki görev ve yetki paylaşımında koruyucu ve denkleştirici rol oynamaktadır.

#61

SORU: Yerel yönetimlere yapılan bu bağış ve yardımların amacı nedir?


CEVAP: • Yönetimin değişik kademeleri arasında dikey eşitliğin ve her kademede çeşitli birimler arasında yatay eşitliğin sağlanması, • Yarı kamusal mal ve hizmetlerin üretiminin teşvik edilmesi, • Mal ve hizmetlerin üretiminde standart bir düzeyin sağlanması, • Mal ve hizmetlerin üretim ve tüketiminin doğuracağı dışsallıkların içselleştirilmesi, • Merkezî yönetimin sorumluluğunda olmasına karşın yerel düzeyde daha etkin yönetilebilecek ve üretilebilecek bir faaliyete fon sağlanmasıdır.

#62

SORU: Bağış ve yardımlar hangi iki kapsamda incelenebilir?


CEVAP: Bağış ve yardımlar şartlı bağış ve yardımlar ile şartsız bağış ve yardımlar olmak üzere iki kapsamda incelenebilir.

#63

SORU: Şartlı bağış ve yardımlar nasıl açıklanabilir?


CEVAP: Şartlı bağış ve yardımlar, belirli bir şart öne sürülerek belirli bir amacın gerçekleştirilmesi için verilen yardımlardır. Yalnızca veriliş amaçları için kullanılabilirler.

#64

SORU: Şartsız bağış ve yardımlar nasıl açıklanabilir?


CEVAP: Şartsız bağış ve yardımlar, kullanımı ile ilgili bir sınırlama getirilmeyen, en az sınırlayıcı olan ve yardım alan idare tarafından daha çok tercih edilen yardımlardır.

#65

SORU: Kentleşme sorununa ilişkin süreç nasıl işlemiştir?


CEVAP: 10. Yüzyılın başlarında belirli bir düzeye erişen kentleşme sorununa, 1950’lerden bu yana büyük kentler veya metropoller (megapoller) sorunu da eklenmiştir. Nüfusun hızla çoğalması ve artan bu nüfusun büyük bir kısmının giderek kentlerde yaşaması kent sorunlarına neden olmuştur. 1870’de dünya nüfusunun %1’i kentlerde yaşarken bu oran 2008’de %50’lere ulaşmıştır.

#66

SORU: Kentleşme sorununu ele alan yaklaşımlarda esas amaçlar neler olmuştur?


CEVAP: Bu soruna büyük kentleri hafifletmeyi öngören amenajman uygulaması ile yaklaşıldığı gibi mahalli idare sorunlarını metropoliten alanlar adı altında daha geniş coğrafi üniteler içinde ele almak eğilimi de ortaya çıkmıştır.

#67

SORU: Kentleşme sorununa ilişkin olarak alınan önlemlerden bazıları nelerdir?


CEVAP: Birçok ülkede, geleneksel kent ve belediye sınırlarını aşan bölge birlikleri kurulmuştur. Ayrıca, ABD’de geliştirilen yeni bir özel bölgeler uygulaması ile ilk defa coğrafi sınır yerine belli bir hizmeti esas alan yeni bir tür mahalli idare ünitesi de kurulmuştur.

#68

SORU: Kentlerdeki yoğun nüfusun azaltılması ve genişlemenin önlenmesi ile ilgili uygulamalara ne zaman ihtiyaç duyulmuştur?


CEVAP: İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra büyük kentlerin amenajmanı adı verilen ve büyük kentlerdeki yoğun nüfusun azaltılması ile kentlerin genişlemesini engellemeyi öngören yeni bir düzenleme hareketine ihtiyaç duyulmuştur. Günümüzde ise Tokyo, Londra, Paris ve İstanbul gibi kentlerdeki nüfus akımı sorunu ulusal planda çözüm aranmasını gerektirmiştir.

#69

SORU: Nüfusun yoğun olduğu bölgelerdeki gözlem hangi gerçeği doğrulamaktadır?


CEVAP: Dikkatli bir gözlem, nüfusun yoğun olduğu bölgelerde kent ile köy arasındaki ayırımın giderek kaybolduğu gerçeğini doğrulmaktadır.

#70

SORU: Kentlerdeki yoğun nüfus ve genişleme sonucunda hangi durumlar ortaya çıkmıştır?


CEVAP: Yoğun nüfusun neden olduğu kalabalıklaşmanın yarattığı maliyet ihmal edilemez bir seviyeye erişmiştir. Ek olarak, konut buhranı ve arsa spekülasyonları ile haksız kazançların ortaya çıkması da büyük önem taşıyan olumsuz dışsallıklardandır. Ayrıca gecekondular gibi gelişigüzel büyümelerle birlikte turistik öneme sahip alanlardaki estetik bozulmakta ve birtakım sorunlar ortaya çıkmaktadır. Son olarak, ölçüsüz büyüme sonucu artan maliyetler ekonomik ve mali yönden de olumsuz sonuçlar yaratmaktadır.

#71

SORU: Kentleri yoğun nüfus ve genişleme ile ilgili olumsuz durumlardan kurtarmak için hangi önemler önerilmektedir?


CEVAP: Kentleri bu durumlarından kurtarmak için, biri koruyucu, diğeri ise tedavi edici nitelikte iki ayrı yöntem önerilmektedir. Koruyucu olanın amacı kentin genişlemesini önlemek, tedavi edicininki ise yoğunluğu hafifletmek suretiyle kenti nefes alır hâle getirmektir.

#72

SORU: Genişlemeyi önleyici tedbirler kapsamında söz edilen sosyal, ekonomik ve entelektüel erozyon kavramı neyi ifade etmektedir?


CEVAP: Kentlerin, köylerden göç edenler için her ne kadar gerçek her zaman öyle olmasa da sanayileşmiş olarak görülmesi köylerden kentlere doğru göçün asıl nedeni olarak kabul edilmektedir. Ayrıca, teknolojik imkanlar sayesindeki kentlerdeki gelişmeleri anında takip edebilen köy halkı için, kentlerin imkanlarından yararlanmanın özlem uyandırdığı da ifade edilmektedir. Bu olaya bütünüyle sosyal, ekonomik ve entelektüel erozyon adı da verilmektedir.

#73

SORU: Genişleme kapsamında ortaya çıkan olumsuz gelişmeleri önlemek için günümüzde hangi tedbirler üzerinde durulmaktadır?


CEVAP: Ortaya çıkan olumsuz gelişmeleri önlemek için günümüzde özellikle sanayi siteleri kurulması ve yeni kentler kurulması tedbirleri üzerinde durulmaktadır.

#74

SORU: Nüfus yoğunluğunu azaltacak tedbirler kapsamında değinilen boğulmaktan kurtulma kavramı neyi açıklamaktadır?


CEVAP: Sanayi siteleri ve yeni kentler kurulması gibi kentlerin daha da büyümesini önleyici tedbirlerin yanı sıra, nüfusun yoğunluğu nedeniyle boğulur hâle gelmiş büyük yerleşim birimlerini nefes alır hâle getirecek başka tedbirlere de ihtiyaç vardır. Kentçilik dilinde bu tedbirlere, boğulmaktan kurtarma adı verilmektedir.

#75

SORU: Kentleri boğulmaktan kurtarmanın kesin ve kolay yolu nedir?


CEVAP: Kentleri boğulmaktan kurtarmanın kesin ve kolay yolu iki şekilde olmaktadır: gelenlerin kente yerleşmelerine izin vermemek ve kentte yerleşmiş olanlarını bir kısmını kentten çıkarmaktır. Ancak bu tedbirler, günümüz anayasal düzeninde hiçbir ülkede uygulanamaz niteliktedir. Özgürlükçü demokrasilerde sorunun çözümü, yığılmalara sebep olan sosyal ve ekonomik faktörlerin ortadan kaldırılması ile mümkün olabilir.

#76

SORU: Yoğunluğun azaltılmasını sağlayabilecek tedbirler nelerdir?


CEVAP: Yoğun nüfuslu yerlerde bazı vergilerin artırılması, yeni inşaat ruhsatı verilmemesi, kent dışına taşınacak tesislere ucuz arsa ve kredi imkanı sağlanması ve kamulaştırma gibi tedbirler önerilmektedir. Ayrıca, küçük yerleşme birimlerinin sosyal ve ekonomik koşullar yönünden yaşanır hâle getirilmesi ve mevcut olduğu hâlde çeşitli nedenlerle gelişememiş kentlerin bazı kamusal faaliyetlerle uyandırılıp canlandırılması ve yerleşme birimi olarak yeniden cazip yerler hâline getirilmesi gibi tedbirler uygulanabilir.

#77

SORU: Metropoliten alanlar ve özel bölgeler için neler söylenebilir?


CEVAP: Metropoliten alanlar ve özel bölgeler kentleşmenin ulaştığı boyutlar ile bölgesel karakterdeki bazı hizmetlerin önem kazanması sonunda ortaya çıkan yeni birtakım kurumlardır.

#78

SORU: Birçok ülkede büyük kent veya metropol idarelerin kurulmasının nedeni nedir?


CEVAP: Mesafe yönünden kentler ile köyler arasındaki ayrımın kaybolmaya başlaması, mahalli idarelere ilişkin sorunu daha büyük coğrafi ünitelerde ele almayı zorunlu hale getirmiştir.

#79

SORU: Metropoliten alanların gelişme süreci nasıldır?


CEVAP: II. Dünya Savaşı sonrasında ABD’de gazilere ve diğer nüfusa konut sağlama kaygısı ile yeni konutların inşa edilmesi ile tek merkezli yapılar çok merkezli metropol yapılar haline gelmiştir.

#80

SORU: Kentsel gelişme konusu hangi iki eksende açıklanmaktadır?


CEVAP: Kentsel gelişme konusu, Solow’un başını çektiği neo-klasik büyüme teorisi ve Alonso’nun öncülük ettiği kent ekonomisi yaklaşımı ile açıklanmaktadır.

#81

SORU: Metropol alan nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP: Metropol alan, çekirdek bir şehir merkezine bağlı olarak gelişmiş, merkezden dışarıya doğru şehir merkezi, iç şehir, iç banliyö halkaları, dış banliyö haklarından oluşan, bu alanlarla bütünleşik bir yapıda en dışta kırsal alanların da yer aldığı büyük nüfus ve yüz ölçümüne sahip şehirlerdir. Diğer bir tanıma göre ise geniş bir şehir ve onu çevreleyen, idari yönden ayrı olmakla beraber, doğal ve ekonomik bir ayniyet gösteren çok sayıda uydu kentsel topluluklardır.

#82

SORU: Metropoliten idareler hangi amaçla kurulmaktadır?


CEVAP: Devamlı genişleyen kentleşme alanlarında mahalli ve merkezi idare hizmetlerinin ayrı ayrı çalışmalarının verimli sonuçlar sağlamaması nedeniyle yeni bir düzenlemeye gitmek ve yeni bir idare yönetimi bulmak kaçınılmaz olmuştur. Metropoliten idareler, bu ihtiyacı karşılamak amacıyla kurulmakta ve geliştirilmektedirler.

#83

SORU: Metropol belediye nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP: Metropol belediye, metropol alanın tamamından sorumlu, metropol alandaki imar düzenlemek ulaşım planlarını yapan ve diğer önemli kentsel hizmetleri bütüncül bir yaklaşım içinde yürütüp koordine eden ve ölçek ekonomileri sağlayan nüfus ve alan bakımından büyük ölçekli belediyelerdir.

#84

SORU: Özel bölgeler nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP: Özel bölgeler, ABD’de gerçekleştirilmiş tek bir hizmeti gerçekleştirme amacına yönelik bir mahalli idare birimidir.

#85

SORU: Özel bölgeler kurulmasının yararı nedir?


CEVAP: Özel bölgeler kurulmasının bazı mahalli hizmetlerin gerçekleştirilmesinde pratik ve yararlı bir buluş olmasının nedeni, belirli bir hizmet için optimal büyüklükteki bölgenin seçiminin nispi olarak daha kolay olmasıdır. Özellikle yakıt ve enerji, su, telefon ve ulaşım gibi hizmetlerde özel bölgeler başarılı sonuçlar almaktadırlar.

#86

SORU:

Mahalli idarelerin görevlerini tam ve nitelikli bir
şekilde yapabilmeleri hangi koşula bağlıdır?


CEVAP:

Mahalli idarelerin görevlerini tam ve nitelikli bir
şekilde yapabilmeleri, elde edecekleri gelir veya gelir
kaynakları ile mümkündür. Kaynaklar kıt olsa dahi bu
kaynakları israfa neden olmadan hizmetlerde kullanmak,
iyi yönetim becerileri de gerektirmektedir


#87

SORU:

Mahalli idareler yerine kitapta aynı anlamda hangi
ifadenin kullanılması ön görülmektedir?


CEVAP:

Mahalli idareler yerine yerel idareler kavramı,
aynı anlamda ve aynı kuruluşları kapsayacak şekilde
kullanılabilmektedir


#88

SORU:

Mahalli idarelere bir kısım hizmetlerin bırakılmış
olması hangi durumu gerekli kılar?


CEVAP:

Mahalli idarelere bir kısım hizmetlerin bırakılmış
olması, gelir kaynaklarının tahsisini de gerekli kılar.


#89

SORU:

Gelir bölüşümü genel anlamda neyi ifade etmektedir?


CEVAP:

Gelir bölüşümü, idareler arasında, hizmetin
gerektirdiği harcamayı yapabilecek gelirlerin belirli
kurallara uygun olarak dağıtılması ve bölüşülmesidir.


#90

SORU:

Dar ve geniş anlamda gelir bölüşümü ne anlama
gelmektedir?


CEVAP:

Gelir bölüşümü, idareler arasındaki özellikle mali
alanda gerçekleşen eşitsizliği gidermek ve ilişkileri
dengeye oturtmak için yapılan düzenleyici ödemelerdir.
Geniş anlamıyla gelir bölüşümü ise denge sağlayıcı
faaliyetlerin dışında ayrıca vergi kaynak ve gelirlerinin de
bu amaca uygun olarak bölüşülmesini ifade eder.


#91

SORU:

Gelir bölüşümünde temel hareket noktası nedir?


CEVAP:

Gelir bölüşümünde temel hareket noktası, yerel
yönetimlerin kendilerine verilen görevler dolayısıyla
gelire ihtiyaç duymalarıdır.


#92

SORU:

Gelir bölüşümü konusunda hangi soru ortaya
çıkmaktadır?


CEVAP:

Gelir bölüşümü konusunda mahalli idarelerin ne
kadar kamusal veya yarı kamusal mal üreteceği sorusu
ortaya çıkmaktadır.


#93

SORU:

Federal devletlerde mali özerklik nasıldır?


CEVAP:

Federal yapılı devletlerde yerel yönetimlere daha
geniş mali özerklik tanınırken ünite devletlerde yerel
yönetimlerin mali özerkliği son derece sınırlıdır.


#94

SORU:

Merkezî ve Mahalli idarenin gelir bölüşümünde kaç
yöntem uygulanmaktadır?


CEVAP:

Merkezî ve Mahalli idarenin gelir bölüşümünde
dört yöntem uygulanmaktadır. Bunlar; bağımsız vergileme
yetkisi sistemi, bağımlılık sistemi, ayırma sistemi ve vergi
gelirlerinden pay verilmesi sistemidir.


#95

SORU:

Bağımsız vergileme yetkisi sisteminin diğer adı nedir?


CEVAP:

Bağımsız vergileme yetkisi sistemi, Hansa
Ritschl tarafından rekabet sistemi olarak da
isimlendirilmektedir.


#96

SORU:

Bağımsız vergilendirme yetkisi sisteminde mahalli
idareler hangi yetkilere sahiptir?


CEVAP:

Bu sistemde mahalli idareler değişik ölçülerde
olmakla birlikte vergileri toplama, vergileme ile ilgili
işlemleri kendi sorumluluklarında gerçekleştirme ve
vergilerin matrah ve oranını yasaların öngördüğü
çerçevede belirleme yetkisine sahiptirler.


#97

SORU:

Bağımsız bir vergi yetkisinden anlaşılması gereken
nedir?


CEVAP:

Bağımsız bir vergi yetkisi denildiğinde, yerel
yönetimlere kendi başına vergi oranı, matrah belirleme,
vergi toplama ve vergilendirmeye ilişkin işlemleri yapma
açısından merkezî idareden bağımsız olması
anlaşılmaktadır. Yani mahalli idareler vergilendirme ile
ilgili anayasa ve kanunlarla tanınan bazı yetkilere sahip
olmaktadır.


#98

SORU:

Bağımsız vergilendirme sisteminin avantajı nedir?


CEVAP:

Bağımsız vergilendirme sisteminin yerel
yönetimin vergi kaynağına fiziki olarak yakın olması
avantajıdır. Bu yakınlık ile halkın tercihlerine daha uygun
sonuçlar elde edilmektedir. Ayrıca, kaynakların optimal
dağıtımı da söz konusu olmaktadır.


#99

SORU:

Bağımsız vergilendirme sisteminin dezavantajları
nelerdir?


CEVAP:

Bu sistemin dezavantajları şunlardır:
• Merkezî idare ve yerel idarenin ayrı ayrı vergi
idaresi kurması verginin tarh, tahakkuk ve tahsil
maliyetini artırabilir.
• Vergilendirme yetkisine sahip hem merkezî idare
hem de yerel idarenin bulunması kişilerin
bireysel vergi yükünü arttırabilir.
• Aynı ülke sınırları içinde farklı oranlarda
uygulanan yerel vergilerin varlığı bölgeler arası
eşitsizliğe yol açabilir.
• Vergi sisteminde birlik ilkesi bozulabilir


#100

SORU:

Bağımlılık sistemi nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Bağımlılık sisteminde, vergi gelirlerinin büyük
bir kısmı merkezî yönetimde toplanmakta, yerel
yönetimlere sadece küçük bazı yerel vergiler ve harçlar
bırakılmaktadır. Yani, yerel yönetimlerin, yerel
hizmetlerin finansmanı için merkezî idareden gelecek
bağış ve yardımlara veya kendilerine tahsis edilen paylara
gereksinimi vardır


#101

SORU:

Bağımlılık sisteminin özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Bu sistemde mali özerklik zayıf düzeydedir ve
yerel yönetimlerin merkezî idarenin müdahalesinden uzak
faaliyette bulunmaları oldukça güçtür. Ayrıca, ekonomik
etkinlik bakımından da yerel hizmetlerin merkezden
ayrılan kaynaklarla finanse edilmesi, vergi mükellefi ile
yararlandığı hizmet miktarı arasında fark oluşturmaktadır.


#102

SORU:

Bağımlılık sistemi günümüzde geçerli bir sistem midir?


CEVAP:

Bu sistem, özerk mahalli idare anlayışı ile
bağdaşmadığı gibi mahalli idarelerin demokratikleşmesi
önünde önemli bir engel oluşturduğundan dolayı
günümüzde geçerliliğini yitirmiştir.


#103

SORU:

Ayırma sistemi nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Ayırma sisteminde her idarenin kendi gelir
kaynağına sahip olması nedeniyle, farklı idareler aynı
kaynağa başvuramazlar. Bu sistemle yerel yönetimlerin
mali özerkliği kuvvetlendirilmiş olmaktadır.


#104

SORU:

Ayırma sistemi uygulamada nasıldır?


CEVAP:

Uygulamada daha çok kurumlar vergisi, gümrük
vergisi, gelir vergisinin gelirlerin merkezî yönetimce tahsil
edildiği, emlak vergileri motorlu taşıt vergileri gibi
gelirlerin ise yerel yönetimlere bırakılmasının yaygın
olduğu gözlenmektedir.


#105

SORU:

Vergi gelirlerinden pay verilmesi sistemi nasıl
açıklanabilir?


CEVAP:

Tahsilat işi merkezi idarenin yetkili organı
tarafından üstlenilmektedir ve toplanan vergilerin bir
kısmı merkezi idare tarafından belirli ölçülere göre yerel
idarelere pay edilmektedir.


#106

SORU:

Vergi gelirlerinden pay verilmesi sisteminin en önemli
avantajı nedir?


CEVAP:

En önemli avantajı, işlemleri merkezi tek bir
idare üstlenmiş olduğundan, çifte vergilendirmenin
önlenmesidir


#107

SORU:

Vergi gelirlerinden pay verilmesi sisteminin en önemli
dezavantajı nedir?


CEVAP:

En önemli dezavantajı ise yerel idarelerin
merkezi idareye bağımlı hale gelmesidir. Yani yerel
yönetimlerin mali özerkliğini yitirmesi konusudur.


#108

SORU:

Vergiler yoluyla gelir sağlama kapsamında vergi
gelirlerinin bölüşümü nasıl olmaktadır?


CEVAP:

Vergi gelirlerinin bölüşümünde genel bir formül
olmasa da merkezi yönetimin güçlenmesi durumunda
yerel yönetimin bağımsız vergi tarh ettirme olanağı da
azalmaktadır.


#109

SORU:

Gelir vergileri ile ilgili olarak neler söylenebilir?


CEVAP:

Ekonomik istikrarı sağlamada en önemli araçlar
olarak gelir ve kurumlar vergisinden söz edilmektedir. Bu
nedenle makroekonomik istikrar bakımından merkezi
idare tarafından toplanması daha uygunken bazı ülke
uygulamalarında yerel yönetimlere de pay verildiği
bilinmektedir.


#110

SORU:

Gelir vergilerine ilişkin olarak Almanya, Lüksemburg
ve Norveç kapsamında verilen örnekler nelerdir?


CEVAP:

Alman Anayasası’na göre gelir vergisi payları
eyaletler tarafından belediye nüfuslarına aktarılır ve
federal bir yasayla düzenlenir. Luksemburg’da yerel
yönetimler sermaye ve kâr üzerinden elde edilen gelirlere
sahiptirler. Norveç’te ise vergi oranlarının alt ve üst
sınırları parlamento tarafından belirlense de belediye gelirlerinin en önemlisi kişiler ve şirketlerden alınan gelir
ve kurumlar vergisidir


#111

SORU:

Tüketim vergileri ile ilgili olarak neler söylenebilir?


CEVAP:

Tüketim üzerinden alınan vergiler de yerel
yönetimlerin geliri olabilmektedir. Yerel yönetimler
sınırları içerisinde satışlara ek vergi oranı
getirebilmektedir. Ayrıca bağımsız uygulamalara da
rastlanmaktadır. Günümüzde uygulaması kaldırılan bu
yöntemin vergiden kaçınma, denetim zorluğu, yerel
yönetimler farklı oranlar uyguluyorsa yerel yönetimler
arası rekabet gibi pek çok sakıncası vardır.


#112

SORU:

Tüketim vergisi niteliğindeki satış vergilerinin
paylaştırılmasına ilişkin uygulamalar nasıldır?


CEVAP:

Tamamı veya bir kısmı yerel yönetim geliri
olabilmektedir. Özel tüketim vergileri de konu olan
malların talebinin fiyat esnekliğinin çok zayıf olması ve
yakın ikamesinin bulunmaması gibi nedenlerle yerel
yönetimlerin gelirleri olarak yer alabilmektedirler.


#113

SORU:

Emlak vergisine ilişkin neler söylenebilir?


CEVAP:

Emlak vergisi bina, arsa ve arazi gibi
taşınmalardan alınır ve bina ve vergi arazileri mahalli
idarelere en uygun vergilerdir. Vergiyi doğuran olay yerel
sınırlar içinde gerçekleştiğinden, vergi gelirinin yerel
idareye bırakılması uygundur. Emlak vergisi yerel
yönetimlerin istikrarlı, öngörülebilir, belirli, öz gelirleridir


#114

SORU:

Emlak vergisinin yerel idarelere bırakılmasının önemi
nedir?


CEVAP:

Yere idareler bölge koşullarını daha etkin
kavrayabilmektedirler ve gelir kaynağını böylece daha iyi
kontrol altına alabilmektedirler. Ayrıca, yerel yönetimlerin
altyapı, kanalizasyon ve park gibi hizmetleri emlak
değerini olumlu etkilediğinden fayda vergilemesi
kavramını akla getirmektedir.


#115

SORU:

Emlak vergisinin yerel yönetimlere olumsuz olarak etki
ettiği konu nedir?


CEVAP:

Emlak vergisi fiyat hareketlerine ve ekonomik
koşullardaki değişikliklere uyum sağlayamamaktadır. Bu
sorunu gidermek için her yıl yeniden değerleme oranı ile
emlak değerinin tekrar hesaplanarak vergi matrahını
bulmak uygulanacak en iyi yöntemdir


#116

SORU:

İsveç ve Lüksemburg’da emlak vergisine ilişkin verilen
uygulama örnekleri nelerdir?


CEVAP:

İskandinav ülkelerinden biri olan İsveç’te de
emlak vergilerini toplama yetkisi yerel yönetimlere
bırakılmıştır. Luksemburg’da ise emlak vergisi yerel
yönetimin geliri arasında yer almaktadır.


#117

SORU:

Motorlu taşıtlar vergisine ilişkin neler söylenebilir?


CEVAP:

Vergilerin genel sınıflandırmasında kısmı servet
vergisi olarak yer alır ve emlak vergisi gibi faydalanma
ilkesi kapsamında değerlendirilebilir. Araç sayısı artışı ile
yerel yönetimin sunduğu bakım vb. hizmetlerin artışı söz
konusudur. Ayrıca yoğun araç kullanımının sıkışıklık ve
çevre kirliliği yaratması maliyet unsuru olduğundan kamu
idaresi vergiler yoluyla motorlu taşıt kullanımından kaynaklanan zararın telafisini ya da motorlu taşıt
kullanımını azaltmayı sağlayabilmektedir


#118

SORU:

Motorlu taşıtlar vergisine ilişkin olarak verilen
örnekler nelerdir


CEVAP:

Portekiz’de taşıtların niteliklerine göre belediye
sınırları içinde ikamet edenlerin, kayıtlı taşıtlarından
alınan taşıt vergisi mevcuttur. Ülkemizde ise motorlu
taşıtlar vergisi genel bütçe vergi gelirleri içerisinde yer
alırken, 2002 yılına kadar toplam hasılatın belirli oranının
belediye ve il özel idarelere verilmesi hükmü vardı. Ancak
toplam hasılatın belirli bir oranının yerel idarelere
verilmesi hükmü 4629 sayılı kanun uyarınca
01.01.2002’de yürürlükten kalkmıştır.


#119

SORU:

Meslek vergisi ne tür bir vergi olarak kabul edilir?


CEVAP:

Yerel bir vergi olarak kabul edilir. Bunun nedeni
ise meslek faaliyetinde bulunan yani meslek vergisinden
yükümlü kişilerin bulunduğu yerin hizmetlerinden
faydalanmasıdır.


#120

SORU:

Meslek vergisine ilişkin hangi örnekler verilebilir?


CEVAP:

İsviçre’nin Cenevre Kanton’unda vergi
gelirlerinin en önemlisini ticari vergi (belediye vergisi)
oluşturmaktadır. Fransa belediyesi de endüstri, iş sahipleri,
hizmet sağlayanlar, meslek sahiplerinden meslek vergisi
almaktadır. Meslek vergisi Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti’nde de Belediye gelirleri içinde yer
almaktadır. Ülkemizde ise belediye vergileri birinci
bölümde yer almış, ancak 1987 yılında yapılan
değişiklikle yürürlükten kaldırılmıştır.


#121

SORU:

Merkezî idarenin yerel yönetimlere vergi hasılatından
pay verirken kullandığı ölçütlerden en yaygını hangisidir?


CEVAP:

Diğer coğrafyalarda yüz ölçüm olarak alan,
yolların uzunluğu, okula giden çocuklar gibi diğer ölçütler
de kullanılmaktayken, en yaygın olanı nüfus kriteridir


#122

SORU:

Vergi paylarının bölüşümüne ilişkin ülkemizdeki ve
Bulgaristan’daki uygulama nasıldır?


CEVAP:

 Ülkemizde gelir ve kurumlar vergisi toplam
hasılatının %5’i nüfusa oranlanarak yerel yönetimlere
dağıtılmaktadır. Bulgaristan’da ise yerel yönetimler kendi
bölgelerinde toplanan gelir vergisinden %50, kurumlar
vergisinden ise %6,5 pay almaktadır.


#123

SORU:

Vergi benzeri gelirler denildiğinde ne anlaşılmalıdır?


CEVAP:

Vergiler karşılıksız olarak tanımlanmaktayken;
harç, şerefiye resim, harcamalara katılma payı adları
altında yerel yönetimlerce tahsil edilen tutarların bir
karşılığı olması bu gelirleri vergiden ayırmaktadır. Ayrıca,
vergi ile benzer özellik olarak iki gelir türü de zorunludur


#124

SORU:

Vergi benzeri gelirler nasıl sınıflandırılabilir?


CEVAP:

Vergi benzeri gelirler, harç resim ve şerefiye ile
harcamalara katılma payıdır.


#125

SORU:

Harç, resim, şerefiye gibi mali yükümlülükler hangi
esasa göre alınır?


CEVAP:

Harç, resim, şerefiye gibi mali yükümlülükler
faydalanma esasına göre alınır


#126

SORU:

Harçlar nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP:

Harçlar, “bazı kamu hizmetlerinden yararlanan
kimselerin belli bir ölçüde bu hizmetlerin maliyetine
katılmaları amacıyla ya da kişilerin bazı işlemleri
yapmaları sırasında konulan ve zor unsuruna dayanan mali
yükümlülüklerdir”.


#127

SORU:

Yarı kamusal mal ve hizmetler ile harçların sağladığı
faydalar nelerdir?


CEVAP:

Yarı kamusal mal ve hizmetlerin, özelliği gereği
faydalanan kişiye özel fayda sağlamasının yanında neden
olduğu dışsallıkla topluma da fayda sağlamaktadır. Harç
ödenerek görülen hizmetin topluma sağladığı fayda ise
kamu düzeni, halk sağlığı olabilir.


#128

SORU:

Resim nedir?


CEVAP:

Resim, karşılıksız olarak ya da yerel yönetimlerin
hizmetlerinden faydalanma karşılığında ya da bir hakkın
elde edilmesinin bedeli olarak tahsil edilebilen kamu
gelirleridir.


#129

SORU:

Şerefiye nedir?


CEVAP:

Şerefiye, kamu tüzel kişilerinin
gerçekleştirdikleri bayındırlık ve altyapı hizmeti, imar
faaliyetleri sonucu kişilerin sahip oldukları bina, arsa,
arazinin değerlerinde meydana gelen artışlar sonucu kişi
ve kurumlardan alınan bir tür vergidir.


#130

SORU:

Şerefiye hangi nedenlerle alınabilir?


CEVAP:

Yerel yönetimin faaliyetleri olan kanalizasyon,
yol, yeşil alan, meydan, kaldırım yapılması veya
mevcutlarının daha iyi hâle getirilmesi, gayrimenkulün
değeri artmaktadır. Bu durum ise gayrimenkul değeri artan
kişiye şerefiye adı altında bir bedel ödeme yükümlülüğünü
getirmektedir.


#131

SORU:

Hangi sebepler şerefiye alma nedeni oluşturmaz?


CEVAP:

Gayrimenkulün değerini olumlu yönde etkilese
de para değerindeki değişme, nüfus hareketleri, gayrisafi
yurt içi hasıladaki artışlar şerefiye alma nedeni
oluşturmaz.


#132

SORU:

Harcamalara katılım payının kapsamını ne oluşturur?


CEVAP:

Harcamalara katılım payının kapsamını yol,
kanalizasyon, kaldırım iyileştirmesi gibi altyapı
tesislerinin gerçekleştirilmesi sırasında, yerel yönetimler
tarafında yapılan harcama tutarlarının bir kısmının bu
hizmetlerden yararlanacak olanlara ödettirilmesi oluşturur.


#133

SORU:

Harcamalara katılım payının şerefiye ile arasındaki en
önemli fark nedir?


CEVAP:

Şerefiye altyapı üst yapı tesislerini
gerçekleştirdikten sonra gayrimenkulde gerçekleşen değer
artışını hedef alırken, harcamalara katılma payında ise
hizmetten yararlanacak olanların yatırımları finansmanı
söz konusudur


#134

SORU:

Yerel yönetimlerin şirket kurma, ortak olma ve ortak
girişimde bulunmalarına en önemli kısıt nedir?


CEVAP:

Yerel yönetimlerin şirket kurma, ortak olma ve
ortak girişimde bulunmalarına en önemli kısıt, yasalarda belirtilen faaliyetler olması ve yerel halkın ihtiyaçlarını
karşılamaya yönelik olmasıdır.


#135

SORU:

Yerel yönetimlerin şirket kurma, var olan şirkete ortak
olma ya da ortak girişimde bulunmalarının nedenleri
nelerdir?


CEVAP:

Bu nedenler, yerel halkın ortak ve yerel
ihtiyaçlarını karşılamak, kamu hizmetlerini daha etkin
sunmak amacıyla kamu hukuku hükümlerinden çıkarak
özel hukuk hükümlerine tabii olmak, ekonomik yaşamın
düzenlenmesi ve rekabetin teşviki ile merkezî idare
denetiminden kurtulmaktır.


#136

SORU:

Emlak gelirleri nasıl tanımlanabilir?


CEVAP:

Emlak gelirleri, yerel yönetimlerin sahip olduğu
gayrimenkullerin satılması veya kiraya verilmesinden elde
edilen gelirlerdir.


#137

SORU:

Para cezalarının kapsamı nedir?


CEVAP:

Para cezaları, kanunlara, yönetmeliklere aykırı
hareket edilmesi ve yasal sorumlulukların zamanında
yerine getirilmemesi nedeniyle yerel yönetimler tarafından
bu davranışlarda bulunan kişi ya da kurumlara ödettirilen
yükümlülüklerdir.


#138

SORU:

Emlak gelirleri ve para cezalarının yerel yönetimler
bakımından kapsamları nelerdir?


CEVAP:

Emlak vergisi kapsamında gayrimenkuller
özellikleri itibariyle esnek bir gelir kaynağı oluşturmazlar.
Para cezalarında ise amaç gelir elde etmek değil, yerel
halkın kanunlara uymasını sağlamaktır.


#139

SORU:

Borçlanma nedir?


CEVAP:

Borçlanma, gelecek kuşakları da borç yükü altına
koyan ve bu yüzden daha dikkatli davranılarak
başvurulması gerek bir finansman kaynağıdır.


#140

SORU:

Borçlanma yerel yönetimlerce nasıl faydaya
çevrilebilir?


CEVAP:

Borçlanma ile elde edilen gelir, yol, köprü,
altyapı, şehir içi ulaşımda tramvay gibi karbon salınımı
olmayan çevreci yatırımlar gibi geleceğe faydalı olacak
şekilde yatırımlarda kullanılmalıdır.


#141

SORU:

Yerel yönetimlerin borçlanma yetkileri var mıdır?


CEVAP:

Yerel yönetimler borçlanma ile ilgili olarak
merkezi yönetimin belirlediği kurallar çerçevesinde
yetkiye sahiptirler, yani sınırsız bir yetkileri yoktur.


#142

SORU:

Merkezi yönetimin borçlanma ile ilgili olarak yerel
yönetimlere uyguladığı sınırlamalar nelerdir?


CEVAP:

Bu kurallar, merkezî idareden önceden izin
alınması, gelecek kuşakların da faydalanabileceği
yatırımlar yapılması, borçlanmanın yurt içinden yapılması,
borçların yeni borçlarla finanse edilmemesi gibi
sınırlamalardır.


#143

SORU:

Borçlanmada yerel yönetimlerin yatırım projelerini
değerlendirirken fayda maliyet analizi yapmasının önemi
nedir?


CEVAP:

Böylece yerel yönetimler, proje tasarımını
geliştirebilmekte, yurt içi ya da yurt dışı finansman kaynaklarına ulaşabilmeleri için daha şeffaf ve hesap
verilebilir mali tablolar hazırlamaları sağlanmaktadır.


#144

SORU:

Bağış ve yardımlar nasıl tanımlanabilir?


CEVAP:

Bağış ve yardımlar, geri ödeme zorunluluğu
olmayan, merkezî yönetimin, yerel yönetimlere yaptığı
finansal transferlerdir.


#145

SORU:

Bağış ve yardımların yerel yönetimlerdeki uygulaması
nasıldır?


CEVAP:

Bağış ve yardımlara ilişkin kaynakların aktarımı
önceden tespit edilmiştir ve yönetim kademeleri
arasındaki görev ve yetki paylaşımında koruyucu ve
denkleştirici rol oynamaktadır.


#146

SORU:

Yerel yönetimlere yapılan bu bağış ve yardımların
amacı nedir?


CEVAP:

Yerel yönetimlere yapılan bağış ve yardımlar şu
amaçları taşır:
• Yönetimin değişik kademeleri arasında dikey
eşitliğin ve her kademede çeşitli birimler arasında
yatay eşitliğin sağlanması,
• Yarı kamusal mal ve hizmetlerin üretiminin
teşvik edilmesi,
• Mal ve hizmetlerin üretiminde standart bir
düzeyin sağlanması,
• Mal ve hizmetlerin üretim ve tüketiminin
doğuracağı dışsallıkların içselleştirilmesi,
• Merkezî yönetimin sorumluluğunda olmasına
karşın yerel düzeyde daha etkin yönetilebilece


#147

SORU:

Bağış ve yardımlar hangi iki kapsamda incelenebilir?


CEVAP:

Bağış ve yardımlar şartlı bağış ve yardımlar ile şartsız bağış ve yardımlar olmak üzere iki kapsamda
incelenebilir.


#148

SORU:

Şartlı bağış ve yardımlar nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Şartlı bağış ve yardımlar, belirli bir şart öne
sürülerek belirli bir amacın gerçekleştirilmesi için verilen
yardımlardır. Yalnızca veriliş amaçları için
kullanılabilirler.


#149

SORU:

Şartsız bağış ve yardımlar nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Şartsız bağış ve yardımlar, kullanımı ile ilgili bir
sınırlama getirilmeyen, en az sınırlayıcı olan ve yardım
alan idare tarafından daha çok tercih edilen yardımlardır.


#150

SORU:

Kentleşme sorununa ilişkin süreç nasıl işlemiştir?


CEVAP:

10. Yüzyılın başlarında belirli bir düzeye erişen
kentleşme sorununa, 1950’lerden bu yana büyük kentler
veya metropoller (megapoller) sorunu da eklenmiştir.
Nüfusun hızla çoğalması ve artan bu nüfusun büyük bir
kısmının giderek kentlerde yaşaması kent sorunlarına
neden olmuştur. 1870’de dünya nüfusunun %1’i kentlerde
yaşarken bu oran 2008’de %50’lere ulaşmıştır.


#151

SORU:

Kentleşme sorununu ele alan yaklaşımlarda esas
amaçlar neler olmuştur?


CEVAP:

Bu soruna büyük kentleri hafifletmeyi öngören
amenajman uygulaması ile yaklaşıldığı gibi mahalli idare
sorunlarını metropoliten alanlar adı altında daha geniş
coğrafi üniteler içinde ele almak eğilimi de ortaya
çıkmıştır


#152

SORU:

Kentleşme sorununa ilişkin olarak alınan önlemlerden
bazıları nelerdir?


CEVAP:

Birçok ülkede, geleneksel kent ve belediye
sınırlarını aşan bölge birlikleri kurulmuştur. Ayrıca,
ABD’de geliştirilen yeni bir özel bölgeler uygulaması ile
ilk defa coğrafi sınır yerine belli bir hizmeti esas alan yeni
bir tür mahalli idare ünitesi de kurulmuştur.


#153

SORU:

Kentlerdeki yoğun nüfusun azaltılması ve genişlemenin
önlenmesi ile ilgili uygulamalara ne zaman ihtiyaç
duyulmuştur?


CEVAP:

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra büyük kentlerin
amenajmanı adı verilen ve büyük kentlerdeki yoğun
nüfusun azaltılması ile kentlerin genişlemesini
engellemeyi öngören yeni bir düzenleme hareketine
ihtiyaç duyulmuştur. Günümüzde ise Tokyo, Londra, Paris
ve İstanbul gibi kentlerdeki nüfus akımı sorunu ulusal
planda çözüm aranmasını gerektirmiştir.


#154

SORU:

Nüfusun yoğun olduğu bölgelerdeki gözlem hangi
gerçeği doğrulamaktadır?


CEVAP:

Dikkatli bir gözlem, nüfusun yoğun olduğu
bölgelerde kent ile köy arasındaki ayırımın giderek
kaybolduğu gerçeğini doğrulmaktadır.


#155

SORU:

Kentlerdeki yoğun nüfus ve genişleme sonucunda
hangi durumlar ortaya çıkmıştır?


CEVAP:

Yoğun nüfusun neden olduğu kalabalıklaşmanın
yarattığı maliyet ihmal edilemez bir seviyeye erişmiştir.
Ek olarak, konut buhranı ve arsa spekülasyonları ile haksız
kazançların ortaya çıkması da büyük önem taşıyan
olumsuz dışsallıklardandır. Ayrıca gecekondular gibi
gelişigüzel büyümelerle birlikte turistik öneme sahip
alanlardaki estetik bozulmakta ve birtakım sorunlar ortaya
çıkmaktadır. Son olarak, ölçüsüz büyüme sonucu artan
maliyetler ekonomik ve mali yönden de olumsuz sonuçlar
yaratmaktadır


#156

SORU:

Kentleri yoğun nüfus ve genişleme ile ilgili olumsuz
durumlardan kurtarmak için hangi önemler
önerilmektedir?


CEVAP:

Kentleri bu durumlarından kurtarmak için, biri
koruyucu, diğeri ise tedavi edici nitelikte iki ayrı yöntem
önerilmektedir. Koruyucu olanın amacı kentin
genişlemesini önlemek, tedavi edicininki ise yoğunluğu
hafifletmek suretiyle kenti nefes alır hâle getirmektir


#157

SORU:

Genişlemeyi önleyici tedbirler kapsamında söz edilen
sosyal, ekonomik ve entelektüel erozyon kavramı neyi
ifade etmektedir?


CEVAP:

Kentlerin, köylerden göç edenler için her ne
kadar gerçek her zaman öyle olmasa da sanayileşmiş
olarak görülmesi köylerden kentlere doğru göçün asıl
nedeni olarak kabul edilmektedir. Ayrıca, teknolojik imkanlar sayesindeki kentlerdeki gelişmeleri anında takip
edebilen köy halkı için, kentlerin imkanlarından
yararlanmanın özlem uyandırdığı da ifade edilmektedir.
Bu olaya bütünüyle sosyal, ekonomik ve entelektüel
erozyon adı da verilmektedir.


#158

SORU:

Genişleme kapsamında ortaya çıkan olumsuz
gelişmeleri önlemek için günümüzde hangi tedbirler
üzerinde durulmaktadır?


CEVAP:

Ortaya çıkan olumsuz gelişmeleri önlemek için
günümüzde özellikle sanayi siteleri kurulması ve yeni
kentler kurulması tedbirleri üzerinde durulmaktadır.


#159

SORU:

Nüfus yoğunluğunu azaltacak tedbirler kapsamında
değinilen boğulmaktan kurtulma kavramı neyi
açıklamaktadır?


CEVAP:

 Sanayi siteleri ve yeni kentler kurulması gibi
kentlerin daha da büyümesini önleyici tedbirlerin yanı
sıra, nüfusun yoğunluğu nedeniyle boğulur hâle gelmiş
büyük yerleşim birimlerini nefes alır hâle getirecek başka
tedbirlere de ihtiyaç vardır. Kentçilik dilinde bu tedbirlere,
boğulmaktan kurtarma adı verilmektedir.


#160

SORU:

Kentleri boğulmaktan kurtarmanın kesin ve kolay yolu
nedir?


CEVAP:

Kentleri boğulmaktan kurtarmanın kesin ve kolay
yolu iki şekilde olmaktadır: gelenlerin kente
yerleşmelerine izin vermemek ve kentte yerleşmiş
olanlarını bir kısmını kentten çıkarmaktır. Ancak bu
tedbirler, günümüz anayasal düzeninde hiçbir ülkede
uygulanamaz niteliktedir. Özgürlükçü demokrasilerde
sorunun çözümü, yığılmalara sebep olan sosyal ve
ekonomik faktörlerin ortadan kaldırılması ile mümkün
olabilir.


#161

SORU:

Yoğunluğun azaltılmasını sağlayabilecek tedbirler
nelerdir?


CEVAP:

Yoğun nüfuslu yerlerde bazı vergilerin
artırılması, yeni inşaat ruhsatı verilmemesi, kent dışına
taşınacak tesislere ucuz arsa ve kredi imkanı sağlanması
ve kamulaştırma gibi tedbirler önerilmektedir. Ayrıca,
küçük yerleşme birimlerinin sosyal ve ekonomik koşullar
yönünden yaşanır hâle getirilmesi ve mevcut olduğu hâlde
çeşitli nedenlerle gelişememiş kentlerin bazı kamusal
faaliyetlerle uyandırılıp canlandırılması ve yerleşme birimi
olarak yeniden cazip yerler hâline getirilmesi gibi tedbirler
uygulanabilir.


#162

SORU:

Metropoliten alanlar ve özel bölgeler için neler
söylenebilir?


CEVAP:

Metropoliten alanlar ve özel bölgeler
kentleşmenin ulaştığı boyutlar ile bölgesel karakterdeki
bazı hizmetlerin önem kazanması sonunda ortaya çıkan
yeni birtakım kurumlardır.


#163

SORU:

Birçok ülkede büyük kent veya metropol idarelerin
kurulmasının nedeni nedir?


CEVAP:

Mesafe yönünden kentler ile köyler arasındaki
ayrımın kaybolmaya başlaması, mahalli idarelere ilişkin sorunu daha büyük coğrafi ünitelerde ele almayı zorunlu
hale getirmiştir.


#164

SORU:

Metropoliten alanların gelişme süreci nasıldır?


CEVAP:

II. Dünya Savaşı sonrasında ABD’de gazilere ve
diğer nüfusa konut sağlama kaygısı ile yeni konutların
inşa edilmesi ile tek merkezli yapılar çok merkezli
metropol yapılar haline gelmiştir.


#165

SORU:

Kentsel gelişme konusu hangi iki eksende
açıklanmaktadır?


CEVAP:

Kentsel gelişme konusu, Solow’un başını çektiği
neo-klasik büyüme teorisi ve Alonso’nun öncülük ettiği
kent ekonomisi yaklaşımı ile açıklanmaktadır.


#166

SORU:

Metropol alan nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP:

Metropol alan, çekirdek bir şehir merkezine bağlı
olarak gelişmiş, merkezden dışarıya doğru şehir merkezi,
iç şehir, iç banliyö halkaları, dış banliyö haklarından
oluşan, bu alanlarla bütünleşik bir yapıda en dışta kırsal
alanların da yer aldığı büyük nüfus ve yüz ölçümüne sahip
şehirlerdir. Diğer bir tanıma göre ise geniş bir şehir ve onu
çevreleyen, idari yönden ayrı olmakla beraber, doğal ve
ekonomik bir ayniyet gösteren çok sayıda uydu kentsel
topluluklardır.


#167

SORU:

Metropoliten idareler hangi amaçla kurulmaktadır?


CEVAP:

Devamlı genişleyen kentleşme alanlarında
mahalli ve merkezi idare hizmetlerinin ayrı ayrı
çalışmalarının verimli sonuçlar sağlamaması nedeniyle
yeni bir düzenlemeye gitmek ve yeni bir idare yönetimi
bulmak kaçınılmaz olmuştur. Metropoliten idareler, bu
ihtiyacı karşılamak amacıyla kurulmakta ve
geliştirilmektedirler.


#168

SORU:

Metropol belediye nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP:

Metropol belediye, metropol alanın tamamından
sorumlu, metropol alandaki imar düzenlemek ulaşım
planlarını yapan ve diğer önemli kentsel hizmetleri
bütüncül bir yaklaşım içinde yürütüp koordine eden ve
ölçek ekonomileri sağlayan nüfus ve alan bakımından
büyük ölçekli belediyelerdir.


#169

SORU:

Özel bölgeler nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP:

Özel bölgeler, ABD’de gerçekleştirilmiş tek bir
hizmeti gerçekleştirme amacına yönelik bir mahalli idare
birimidir.


#170

SORU:

Özel bölgeler kurulmasının yararı nedir?


CEVAP:

 Özel bölgeler kurulmasının bazı mahalli
hizmetlerin gerçekleştirilmesinde pratik ve yararlı bir
buluş olmasının nedeni, belirli bir hizmet için optimal
büyüklükteki bölgenin seçiminin nispi olarak daha kolay
olmasıdır. Özellikle yakıt ve enerji, su, telefon ve ulaşım
gibi hizmetlerde özel bölgeler başarılı sonuçlar almaktadırlar.


#171

SORU: Gelir bölüşümü kavramını kısaca anlatınız.


CEVAP: Gelir bölüşümü, idareler arasında hizmetin gerektirdiği harcamayı yapabilecek gelirlerin belirli kurallara uygun olarak dağıtılması ve bölüşülmesidir.

#172

SORU: Gelir bölüşümün temel hareket noktası nedir?


CEVAP: Gelir bölüşümünde temel hareket noktası yerel yönetimlerin kendilerine verilen görevler dolayısıyla gelire ihtiyaç duymalarıdır.

#173

SORU: Merkezi ve mahalli idarenin gelir bölüşümünde yer alan yöntemleri sıralayınız.


CEVAP: Bu yöntemler; - Bağımsız vergileme yetkisi sistemi, Bağımlılık sistemi, - Ayırma sistemi, - Vergi gelirlerinden pay verilmesi sistemidir.

#174

SORU: Gelir bölüşümü yöntemlerinden biri olan bağımsız vergilendirme yetkisi sistemini kısaca anlatınız.


CEVAP: Rekabet sistemi olarak da adlandırılabilmektedir. Bağımsız vergilendirme sisteminde mahalli idareler değişik ölçülerde olmakla birlikte vergileri toplama, vergileme ile ilgili işlemleri kendi sorumluluklarında gerçekleştirme ve vergilerin matrah ve oranını yasaların öngördüğü çerçevede belirleme yetkisine sahiptir.

#175

SORU: Merkez ile yerel idare arasında gelir bölüşümünde kullanılacak diğer yöntem olan bağımlılık sistemini kısaca anlatınız.


CEVAP: Bağımlılık sisteminde vergi gelirlerinin büyük kısmı merkezi yönetimde toplanmakta, yerel yönetimlere sadece küçük bazı yerel verigler ve harçlar bırakılmaktadır.

#176

SORU: Yerel ile merkezi idare arasındaki gelir bölüşümünde kullanılan bir diğer yöntem olan ayırma sistemini anlatınız.


CEVAP: Bu sistemde her idare kendi gelir kaynağına sahiptir, farklı idareler aynı kaynağa başvuramaz. Vergilendirme yetkisinin bir idari ünite tarafından kullanılması çifte vergilendirmeyi önler.

#177

SORU: Merkezi yönetim ile yerel yönetim arasındaki gelir bölüşümü yöntemşerinden bir olan vergi gelirlerinden pay verilmesini kısaca anlatınız.


CEVAP: Merkezi yönetim bütün vergileri tarh ve tahsil etmekte, tahsil olunan vergilerin bir kısmı belirli ölçülere göre yerel idarelere pay edilmektedir.

#178

SORU: Tüketim üzerinden alınan vergilerin yerel yönetim geliri olup olamayacağını değerlendiriniz.


CEVAP: Yerel yönetimlerin sınırları içinde yapılan satışlara ek vergi oranı getirilebileceği gibi bağımsız olarak da uygulanabilir. Genel satış vergileri niteliğinde olan bu tip vergiler yerel yönetim sınırları içinde gerçekleşen üretimden alınabilir ya da farklı bölgelerde üretilip o bölgeye satış amaçlı getirilen ürünlerden de alınabilir.

#179

SORU: Emlak vergisi açısında merkezi idare ile yerel idare arasındaki gelir bölüşümünü değerlendiriniz.


CEVAP: Vergi kaynakları arasında mahalli idarelere en uygun olan vergi bina ve arazi vergileridir. Emlak vergisinde vergiyi doğuran olay yerel sınırlar içinde gerçekleşir, bu yüzden vergi gelirlerinin bir kısmının idareye bırakılması uygundur.

#180

SORU: Emlak vergisi gelirinin yerel idarelere bırakılması neden uygun görülmektedir?


CEVAP: Yerel idareler bölge koşullarını daha etkin kavrayabilirler. verginin konusu taşınmaz, sabit mallardan oluştuğu için yerel yönetim gelir kayanğını daha iyi kontrol altına alabilir.

#181

SORU: Motorlu taşıtlar vergisinin yerel gelirler arasında yer alamasını savunan görüşün gerekçesi nedir?


CEVAP: Faydalanma ilkesi esas olan motorlu taşıtlar vergisinde, kent içi sunulan yapım, bakım ve trafik düzenleme ve yönetme hizmetlerinden faydalanılmaktadır. Yerel yönetimlerin hizmet maliyetine ek olarak özel taşıt araçlarının yoğun kullanımından kaynaklanan sıkışıklık maliyetidir.

#182

SORU: Meslek vergisinin yerel bir vergi olarak kabul edilmesinin nedeni nedir?


CEVAP: Meslek vergisi yerel bir vergi olarak kabul edilir çünkü bir meslek faaliyetinde bulunan, bulunduğu yerin yerel hizmetlerinden yararlanmaktadır. Meslek vergisinin yükümlüsü işyeri sahibi veya meslek sahibidir.

#183

SORU: Merkezi idarenin yerel yönetimlere vergi hasılatından pay verirken kullandığı ölçütlerden en yaygın olanı nedir?


CEVAP: Merkezi idarenin yerel yönetimlere vergi hasılatından pay verirken kullandığı ölçütlerden en yaygın olanı nüfus kriteridir.

#184

SORU: Harcamalara katılma payı ile şerefiye arasındaki fark nedir?


CEVAP: Şerefiye altyapı üst yapı tesislerini gerçekleştirdikten sonra gayrimenkulde gerçekleşen değer artışını hedef alırken harcamalara katılma payında hizmetten yararlanacak olanların yatırımlarının finansmanı söz konusudur.

#185

SORU: Yerel yönetimlerin şirket kurma, var olan şirkete ortak olma ya da ortak girişimde bulunmalarının nedenleri nedir?


CEVAP: Yerel yönetimlerin şirket kurma, var olan şirkete ortak olma ya da ortak girişimde bulunmalarının nedenleri: - Yerel halkın ortak ve yerel ihtiyaçlarını karşılamak, - Kamu hizmetlerini daha etkin sunmak, - Ekonomik yaşamın düzenlenmesi ve rekabetin teşviki, - Merkezi idare denetiminden kurtulmaktır.

#186

SORU: Yerel yönetimlerin borçlanma ile ilgili sınırları nedir?


CEVAP: Yerel yönetimler borçlanma ile ilgili olarak sınırsız yetkiye sahip değildir. Bazı kurallar vardır. BInlar; - Merkezi idareden önceden izin alınması, - Gelecek kuşakların da faydalanacağı yatırımlar yapılması, - Borçlanmanın yurt içinden yapılması, - Borçların yeni borçlarla finanse edilmemesidir.

#187

SORU: Büyük kentlerle ilgil olarak büyük kentlerin genişlemesini önleyici tedbirler nelerdir?


CEVAP: Büyük kentlerin genişlemesini önleyici tedbirler sanayi siteleri kurulması ve yeni kentler kurulması olabilir.

#188

SORU: Metropoliten alan tanımını yapınız.


CEVAP: Geniş bir şehir ve onu çevreleyen idari yönden ayrı olmakla beraber, doğal ve ekonomik bir ayniyet gösteren uydu kentsel topluluklardır.

#189

SORU: Özel bölgeler ne amaçla kurulmuştur?


CEVAP: Özel bölgeler ABD'de gerçekleştirilmiş tek bir hizmeti gerçekleştirme amacına yönelik mahalli idare birimidir.

#190

SORU: Özel bölgelerin hangi kamu hizmeti sağlamak üzere kurulduğu ile ilgili olarak örnek verebilir misiniz?


CEVAP: Su kirliliğini önleme başta olmak üzere, sulama, su temini, taşkın kontrolü, sağlık veya okul sistemi gibi belirli kamu hizmetini sağlamak üzere kurulmuş siyasal bir alt bölümdür.