SİYASET BİLİMİ Dersi BİR ÖRGÜTLÜ İKTİDAR OLARAK DEVLET VE SİYASAL SİSTEMLER soru cevapları:

Toplam 69 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: Marksizm’deki özgürlük anlayışının, liberal anlayıştan farkı nedir?


CEVAP: Liberalizmde özgürlük, insanın ayrılmaz bir parçası, doğal bir özelliği olarak kabul edilmiştir. Marksistlere göre liberalizmdeki özgürlük kavramı “soyut”tur ve nesnel düzlemde ancak toplumda azınlığı oluşturan burjuva sınıfı için geçerlidir. Marksizm’de ise özgürlük tarihsel gelişim içinde, sosyo-ekonomik koşullar bağlamında ele alınmıştır. Buna göre burjuva toplumunda eşitlik, sadece yasalar karşısındadır. Hâlbuki eşitlik olmadan özgürlük, toplumun çoğunluğu için yalnızca bir hayaldir. Oysa sosyalist toplumda özel mülkiyet kalktığı için, insanın insanı sömürmesi son bulacak ve bütün insanlar eşit derecede maddi olanaklardan ve bunlar vasıtasıyla elde edilecek özgürlüklerden yararlanacaklardır.

#2

SORU: Federalizm sisteminin temel amacı nedir?


CEVAP: Federalizmde büyük ve küçük devletin sağladığı ayrı ayrı avantajlı durumlar birleştirilmiştir. Sistemin temel esprisi federal sistemin birliğine dâhil olan küçük devletlerle federal devlet arasında bir dengenin sağlanmış olmasıdır. Federalizmde federal ve federe devlet arasındaki iktidar bölüşümü anayasa ile tayin edilmiştir. Bunda yapılacak bir değişiklik de yine aynı yolla olur.

#3

SORU: Siyaset teorisinde, üzerinde en çok tartışılan kavramlardan biri hangisidir?


CEVAP: Devlet

#4

SORU: Devlet adına, egemenliği fiilen kullanan, aralarında iş bölümü yapmış belirli görev, yetki ve sorumlulukları olan organlar nelerdir?


CEVAP: Yasaları yapacak bir yasama organı, bu yasaları uygulayacak ve ülkeyi yönetecek bir icra organı ile icra organının yasalara uyup uymadığını denetleyecek bir yargı organıdır.

#5

SORU: Bir devletin siyasi kurumlarını teşkil eden yasama, icra ve yargı organları arasındaki ilişkilerin yapısı ve niteliği bizi hangi kavrama götürür?


CEVAP: Bir devletin siyasi kurumlarını teşkil eden yasama, icra ve yargı organları arasındaki ilişkilerin yapısı ve niteliği bizi hükümet sistemi kavramına götürür.

#6

SORU: Siyasal sistem kavramını açıklayınız.


CEVAP: Siyasal sistem kavramı, bir ülkede mevcut olan yöneten ve yönetilenler arasındaki ilişkinin türü, niteliği, kaynağı ve dayanağını anlatmaktadır. Hükümet sisteminde, egemenliği kullanan organlar ve bunlar arasındaki güç ve yetki dağılımı söz konusu iken, “siyasal sistem” ile bir bütün olarak bu organlarla halk arasındaki ilişkinin niteliği anlatılmaktadır

#7

SORU: Devlet ne zaman ve niçin ortaya çıkmıştır?


CEVAP: İnsanlık tarihinde yöneten yönetilen farklılaşmasının ortaya çıktığı ilkel siyasal topluluklardan başlayarak devlet benzeri siyasi otoritelerin varlığından söz edilebilir. Ancak yönetenlerin şahsından bağımsız, bir tüzel kişilik olarak devlet, modern bir olgudur. Gerek teoride kavramsal olarak gerekse pratikte kurumsallaşmış bir iktidar tipi olarak devlet XVI. yüzyılda doğmaya başlamıştır. XV. Yüzyılın başında Machiavelli, belli bir toprak parçası ve topluluk üzerinde etkili otoriteyi anlatmak üzere stato sözcüğünü kullanmıştır. Daha sonra Jean Bodin, ürettiği “egemenlik” kavramı ile devletin kavramsal olarak biraz daha ete kemiğe bürünmesine katkı sağlamıştır. Modern devlet bugünkü şekline ise ancak XIX. Yüzyılda ulaşmıştır

#8

SORU: Klasik Fransız kamu hukuku doktrininde devlet nasıl tanımlanmıştır?


CEVAP: Klasik Fransız kamu hukuku doktrininde devlet “milletin hukuki kişilik kazanmış şekli” olarak tanımlanmıştır.

#9

SORU: Avusturyalı hukukçu Hans Kelsen devleti nasıl tanımlamıştır?


CEVAP: Avusturyalı hukukçu Hans Kelsen’e göre “devlet, etkili olarak yürürlükte bulunan bir hukuki normlar sistemidir”.

#10

SORU: Max Weber devleti nasıl tanımlamıştır?


CEVAP: Alman sosyoloğu Max Weber (1864-1920) ise devleti, “belirli bir toprak parçası üzerinde meşru şiddet kullanma tekelini elinde başarıyla bulunduran insan topluluğu” olarak tanımlamaktadır.

#11

SORU: Marksizmin devlet tanımını açıklayınız


CEVAP: Marksist teoride devlet, bir sınıf yapısı olarak telakki edilir. Buna göre devlet, üretim araçlarını elinde tutan kapitalist burjuva sınıfının, işçi sınıfı üzerinde tahakküm kurmak ve onun yarattığı artık ürüne el koymak için kullandığı bir araçtır. Marksistlere göre işçi sınıfının bilinçlenip kapitalist düzeni ortadan kaldırmasına paralel olarak onun müttefiki, bekçisi, muhafızı konumundaki devlet de kendiliğinden yok olup gidecektir.

#12

SORU: Liberalizmin devlet tanımını açıklayınız


CEVAP: Devlet, toplumu dışardan ve içerden gelecek saldırılara karşı korumak, haklıyı haksızdan ayırt etmek, haklıya hakkını ve haksıza da hak ettiği cezayı vermek (adalet) için kurulmuştur. Liberallerin tanımını yaptığı devlet âdeta bir gece bekçisidir. Ancak devletin kuruluş amaçlarının dışına çıkması ve toplumsal ilişkilere müdahale etmesi liberallerce tasvip edilmez.

#13

SORU: G.W.F. Hegel’in devlet tanımını açıklayınız


CEVAP: G.W.F. Hegel’e (1770-1831) göre insan bireyci, bencil, çıkarcı, doyumsuz ve saldırgandır. Dolayısıyla insanların çıkarları öyle gerektirdiği için az çok bir uzlaşı ile oluşturdukları sivil toplum, barış, istikrar ve uzlaşı açısından kırılgan bir yapıdadır. Zira sivil toplum, her zaman insanın bu doğal tutkularının tehdidi altındadır. Hegel’e göre insanın bu tutkularını gemleyecek, barış ve istikrarı sağlayacak olan devlettir. Dolayısıyla bu kadar önemli bir görevi üstlenecek olan devlet, liberallerin öngördükleri gibi sınırlı ve zayıf bir devlet olmayacaktır.

#14

SORU: Thomas Hobbes’in devlet teorisini açıklayınız.


CEVAP: Hobbes’un devlet teorisinde toplumun varlığı ve devamı, devletin var oluşu ile mümkündür. Hobbes’a göre toplumsal barış ve istikrar için, devlet, toplumsal yaşamın bütün alanlarına nüfuz etmeli, her yerde hazır ve nazır olmalıdır. Devletin bu sıkı denetimi olmazsa insanın doğal eğilimi olan bencillik, doyumsuzluk ve saldırganlık tekrar açığa çıkacak ve yeniden anarşi ve savaş başlayacaktır. Hobbes’un hayalini kurduğu devlette siyasal rejim bir totalitarizmdir. Zira egemen, yasama, yürütme, yargı haklarını, savaş ve barış yapma ve cezalandırma yetkisini elinde toplamıştır. Hobbes’a göre bu egemen bir mutlak monark da olabilir bir kurul da yeter ki insanın potansiyel saldırganlığını kontrol altında tutacak kadar güçlü olsun.

#15

SORU: Liberal filozof John Locke’un devlet tanımını açıklayınız.


CEVAP: Locke’a göre devlet, insanların, canlarına ve mallarına saldıranları cezalandırma yetkisini bir koruyucuya devretmesiyle doğmuştur. Locke’a göre insanın kendisine yapışık, vazgeçilmez, devredilmez doğal hakları vardır, devlet, bu haklara riayet etmekle yükümlüdür. Locke devleti, sadece bu özel ilişkiler alanının koruyucusu olarak düşünür. Ona göre devlet bizzat barış ve huzuru tesis etmeye çalışmaz, yani toplumun doğal işleyişine müdahale etmez var olan düzeni korumaya çalışır. Devlet çatışmayı engellemeli, bunun dışında toplumu kendi hâline bırakmalıdır. Kısaca Locke’un istediği sınırlı ve zayıf bir devlettir.

#16

SORU: Hipotetik teoriler içinde en bilineni “sözleşme kuramları”nı açıklayınız.


CEVAP: Bu teorilere göre, insanlık tarihinde devletin kurulmasından önceki aşama bir “doğa durumu” evresidir. Bu evrede insanlar belirli nedenlerle aralarında bir sözleşme yaparak devleti var etmişlerdir. Doğa durumu ve sözleşme tezi tamamen bir kurgudur. Gerçekte ne bir doğa durumu ne de orada yapılmış bir sözleşme vardır. Bu teorilerde amaç, devletin nasıl, hangi koşullarda ve niçin doğduğunun izahı değildir; devletin amacının, yetkilerinin, sınırının ne olması gerektiğine dair belirli görüşleri temellendirmektir. Sözleşme teorilerinin bir diğer katkısı, devleti, özgür bir sözleşme ile var edilmiş, insan yapısı bir araç olarak tanımlayarak onun üzerindeki gizi ortadan kaldırmış ve onu apaçık ve aşikâr bir olgu hâline getirmiş olmalarıdır. Yine sözleşme fikri, devlet kurumunun, belli koşullara, yasal ve ahlaki sınırlamalara bağlı olduğunu, bu sözleşmeyi yapanların iradesi dışında başka bir gerçekliği olmadığını göstermektedir.

#17

SORU: Bir sözleşme teorisinde devletin niteliği ve toplumla ilişkilerini belirleyen en temel unsur nedir?


CEVAP: Bir sözleşme teorisinde devletin niteliği ve toplumla ilişkilerini belirleyen en temel unsur o teorinin insan doğası hakkındaki varsayımlarıdır

#18

SORU: Modern devletin oluşumunu açıklayınız


CEVAP: Modern devlet, başka bir ifadeyle ulus devlet, Batı’da yaklaşık on asırlık bir geçmişi olan, iktisadi, toplumsal ve siyasi bir örgütlenme tarzı olan feodalitenin yerini kapitalist üretim biçiminin almaya başlamasına paralel olarak oluştu. Kısaca ulus devlet, feodalitenin tam karşıtı olarak biçimlendi.

#19

SORU: Merkezi devletin temelini atan, mutlak monarşinin düşünürleri kimlerdir?


CEVAP: İtalya’da Machiavelli (1469-1527), Fransa’da Jean Bodin (1530-1596), İngiltere’de Thomas Hobbes (1588-1679), merkezî devletin teorik temelini attılar.

#20

SORU: Machiavelli’nin mutlak monarşiye bakış açısını açıklayınız


CEVAP: : Machiavelli’ye göre İtalyan birliğinin sağlanması için bu birliğe engel oluşturan bölük pörçük feodal birimlere ve papalığa boyun eğdirecek kadar güçlü bir merkezî otoriteye, yani mutlak monarka ihtiyaç vardı. O, bu noktada devletin varlığı için “güç” unsurunun önemini vurguladı. Zira Machiavelli’ye göre güç, devletin varlık koşulu, belirleyici özelliği, hatta kurucu unsurudur. Kendi ifadesiyle “Buyurma yetkisine (imperio) sahip olan, güce (forze) sahip değilse, çökmeye mahkûmdu”. Elbette bu güç, sadece fiziki şiddet potansiyeli, yani maddî güç olarak değerlendirilemez. Toplumun, iktidarın haklılığına, gerekliliğine inanmış olması da gerekir. Bu noktada, siyasi istikrar ve iktidarın sürekliliği açısından “meşruiyet” kriterinin önemi karşımıza çıkar.

#21

SORU: Egemenlik kavramı ile merkezi iktidarın pekişmesine güçlü bir teorik destek sağlayan düşünür kimdir?


CEVAP: : Jean Bodin, ürettiği egemenlik kavramı ile merkezî iktidarın pekişmesine güçlü bir teorik destek sağladı. Onun çabaları, egemenliğin kralla özdeşleşmesine neden oldu.

#22

SORU: Demokratik devlet nasıl doğmuştur?


CEVAP: Politikanın saptanmasında, kralla burjuvazi ve soyluların teşkil ettiği parlamento arasında sürekli bir iktidar mücadelesi vardı. Bu mücadelenin doruğa çıktığı üç büyük devrimin; İngiliz Devrimi (1640-1688), Amerikan Devrimi (1776), Fransız Devrimi (1789)’nin ardından modern demokratik devlet doğdu.

#23

SORU: Modern demokratik devletin doğmasına sebep olan üç büyük devrimin sonuçları nelerdir?


CEVAP: Bu devrimlerle bir zamanlar hükümdara ait olan egemenlik parlamentoya devredildi ve parlamento mutlak yasa yapıcı hâline geldi. Artık güçlü merkezî devletin korumacı politikaları, kapitalizmin bu aşamasındaki rasyonalitesi ile çatışıyordu

#24

SORU: Patrimonyalizm sistemini açıklayınız.


CEVAP: Babanın aile içindeki otoritesinin siyasal düzlemdeki karşılığı olan yönetim biçimi. Sultanizm olarak da adlandırılan patrimonyalizmde sultan ülkeyi kişisel takdirine ve geleneğe dayalı olarak yönetir. Patrimonyalizmde, ülke toprakları sultanın özel mülkü, yönetim aygıtını oluşturan bürokrasi ise sultanın kişisel hizmetçileri kabul edilir.

#25

SORU: Devlete hukuki bir kişilik tanımak bize pratikte ne yarar sağlar?


CEVAP: Devletin tüzel kişiliğe sahip olmasının hukuk tekniği bakımdan pek çok yararı vardır. Her şeyden önce bu kişilik sayesinde devletin hak ve borç sahibi olması, borçlanması, sorumluluğu, davada taraf olması söz konusu olabilmektedir. Devlete hukuki kişilik tanımanın bir diğer faydası devletin devamlılığının sağlanması açısındandır. Kişilik, devletin, onun adına hareket eden kadroların ömrü ile sınırlı olmayan, onlardan bağımsız bir varlık olduğunun anlaşılmasına katkı sağlamaktadır.

#26

SORU: Günümüzde siyasi iktidarın örgütlenmesi ve kullanılması bakımından başlıca iki devlet türünden söz edilebilir. Bu türler nelerdir?


CEVAP: Günümüzde siyasi iktidarın örgütlenmesi ve kullanılması bakımından iki devlet türünden birincisi tekçi başka bir ifadeyle üniter devlet, diğeri ise birleşik devlettir.

#27

SORU: Üniter devlet ile birleşik devlet arasındaki fark nedir?


CEVAP: Bu farklılığı ortaya çıkaran en temel faktör; yer, zaman ve her toplumun kendine özgü koşullarıdır.

#28

SORU: Tekçi devlet nedir ve görevleri nelerdir?


CEVAP: ek devlet veya üniter devlet gibi adlarla da anılmaktadır. Siyasi iktidar tek merkezde toplanmıştır. Tekçi devlette bir tek yasama, yürütme ve yargı gücü ve tek bir anayasa vardır. Tüm ülke üzerinde aynı hukuk kuralları geçerlidir. Bütün yetkiler merkezde toplanmıştır. Taşradaki devlet kuruluşları ancak merkezî yönetimin bir şubesi konumundadırlar. Merkez tarafından verilen görevleri merkez adına yerine getirirler ve merkezin yönetimi ve denetimi altındadırlar.

#29

SORU: Birleşik devlet nedir?


CEVAP: Birleşik devletler, siyasi iktidarın tek merkezde toplanmadığı, birden çok siyasi otorite merkezinin ve dolayısıyla birden çok yasama, yürütme ve yargı organının bulunduğu devletlerdir. İki ya da daha fazla sayıda devlet bir araya gelerek birleşik (federal) devleti oluşturmuşlardır. Her federe (kurucu) devletin kendi anayasası, yasama, yürütme ve yargı organı bulunmaktadır.

#30

SORU: Birleşik devlet türünden örnekler veriniz


CEVAP: ABD, Almanya, Belçika, Pakistan ve Rusya Federasyonu birleşik devletin günümüzdeki örnekleridir.

#31

SORU: Siyasal sistem nedir?


CEVAP: Siyasal sistem, bir ülkede iktidarla toplum arasındaki ilişkilerin niteliğini ifade eden, dolayısıyla siyasi yapının bütününü kapsayan oldukça geniş bir kavramdır

#32

SORU: Bir ülkedeki siyasal sistemi nasıl belirleyebiliriz?


CEVAP: Bir ülkedeki siyasi sistemin niteliğini belirleyebilmek için, toplumu kim yönetecek, siyasi iktidar meşruiyetini yani yönetme hakkını nereden ve kimden alacak sorularıyla iktidarı kullananlarla yönetilenler arasındaki karşılıklı haklar ve ödevlerin neler olduğu, iktidarın sınırının nerede başlayıp nerede biteceği gibi soruların cevaplanması gerekir.

#33

SORU: Monokrasi bir siyasal sistem nasıl olmalıdır?


CEVAP: Bir ülkede siyasi iktidar tek elde toplanmış ve yönetilenlerin iktidarı etkileme kanalı yok ise siyasal sistem bir monokrasidir.

#34

SORU: Demokratik bir siyasal sistem nasıl olmalıdır?


CEVAP: Siyasi iktidar, serbest bir seçim sonucunda ve geniş bir katılımla tayin ediliyorsa bu durumda demokratik bir siyasal sistemden bahsedebiliriz.

#35

SORU: Bir ülkedeki siyasi sistemin niteliği hangi faktörlere bağlıdır?


CEVAP: Bir ülkedeki siyasi sistemin niteliği yani demokratik, otoriter ve totaliter oluşu, o ülkenin ekonomik ve sosyal gelişmişlik düzeyi, tarihî geçmişi, gelir ve eğitim düzeyi, siyasal kültür kalıpları gibi çok sayıda faktöre bağlıdır.

#36

SORU: Siyasal sistemi teşkil eden öğeler nelerdir?


CEVAP: Parlamento, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, siyasal seçkinler vb.

#37

SORU: Platon’a göre ilk yönetim biçimi nedir?


CEVAP: Patriarşi.

#38

SORU: Patriarşi’nin tanımını yapınız


CEVAP: ktidarın babanın ya da klan ve kabile şefinin elinde olmasıdır. Bu yönetim biçiminde ne bir meclis ne de yasalar vardır. Baba ya da kabile şefi aileyi geleneğe ve kişisel takdire göre yönetir.

#39

SORU: Tarih boyunca insanoğlunun keşfettiği gerçek anlamda tek bir çoğulcu sistem hangisidir?


CEVAP: Demokrasi.

#40

SORU: Aristokrasi nedir ve en güçlü savunucusu kimdir?


CEVAP: Aristokrasi, doğuştan üstün özelliklere sahip olanların yönetimi olarak tanımlanır. Bu görüşün en güçlü savunucusu Platon’dur.

#41

SORU: Demokrasi nedir?


CEVAP: Demokrasi, siyasi iktidarın halk tarafından tayin edilmesi, halkın kendi adına siyasi ve hukuki kararları alacak kadroları seçimle işbaşına getirmesi olarak tanımlanabilir. Demokrasi, azınlığın haklarını korumak şartıyla çoğunluk yönetimidir. Birden çok partinin varlığıdır. Bütün yurttaşlar eşit oy hakkına sahiptir. Demokrasinin olmazsa olmazlarından birisi örgütlü bir muhalefetin varlığıdır. Demokrasinin ilkelerinden bir diğeri güçler ayrılığı ilkesidir. Güçler ayrılığı, yasama, yürütme ve yargı yetkisinin birbirinden bağımsız ayrı organlarda toplanmasıdır.

#42

SORU: . Popper demokrasiyi nasıl tanımlar?


CEVAP: Popper, demokrasiyi, iktidarın şiddete başvurmaksızın el değiştirmesine imkân veren kurumların korunması olarak tanımlamaktadır.

#43

SORU: Güçler ayrılığı ilkesi fikri hangi düşünürlere aittir?


CEVAP: Montesquieu ve John Locke’un fikrine dayanır

#44

SORU: Sosyal demokrasinin ortaya çıkış nedenini açıklayınız


CEVAP: Sosyal demokrasi, kapitalizmin gelişimine koşut olarak ortaya çıkan işçi sınıfının sorunlarına yönelik entelektüel ilgiden doğmuştur. 1789 Fransız Devrimi’nde elde edilen genel oy ve seçilme hakkı, işçi sınıfını ancak 1848 ihtilallerinden sonra kapsamına almıştır. Bu aşamayla birlikte sosyal demokrasiye giden yol açılmaya başlanmıştır.

#45

SORU: Liberal demokrasi ile totaliter ve otoriter sistemlerin farkını açıklayınız


CEVAP: Liberal demokrasilerde siyasi iktidar sınırlıdır, iktidarın ve devletin müdahale edemeyeceği bir sivil toplumsal alan bulunmaktadır. Totaliter ve otoriter sistemlerde ise devletle toplum arasındaki bu sınır belirsizdir. Devlet iktidarının nerede başlayıp nerede biteceğini kestirmek güçtür. Bu rejimlerde hukuk devleti anlayışı gelişmediğinden siyasi iktidar eylem ve işlemlerinden sorumlu tutulamaz. Dolayısıyla bireylerin hak ve özgürlükleri tehdit altındadır. Siyasi iktidarın bu sorumsuzluğu insan hakları ihlalleri ve yolsuzlukların önünü açar. Demokrasilerde bu türden davranış sergileyen kamu görevlileri bağımsız yargı tarafından cezalandırılırlar. Seçimlerde, bu tür yollara tevessül eden hükümetleri, halk, oylarıyla iktidardan uzaklaştırabilir. Oysa totaliter ve otoriter yönetimden hesap sorma yolları kapalıdır

#46

SORU: Totaliter ve otoriter rejim arasındaki temel fark nedir?


CEVAP: Totaliter sistemlerde halka karşı baskı, resmi ideoloji tarafından belirlenen hedefi gerçekleştirmek için yapılır, otoriter sistemlerde ise baskı iktidarı muhaliflere karşı koruma ve muhafaza etmenin bir aracıdır.

#47

SORU: Marksist rejimin ortaya çıkış nedeni nedir?


CEVAP: Marksist rejimler adı üzerinde Karl Marks’ın düşüncelerinden esinlenilerek inşa edilmişlerdir. Karl Marks (1818-1883) bir üretim biçimi olan kapitalizmin Batı dünyasında egemen konuma geldiği bir dönemde yaşadı. Kapitalizm ve onun ortaya çıkardığı yeni toplumsal ilişkiler ve sorunlar, onun başlıca entelektüel ilgi alanını oluşturdu. Marks’a göre, insanlık tarihinde iş bölümünün ortaya çıkması ile iki sınıf doğmuştur: Mülk sahipleri ve mülksüzler. Mülk sahipleri, sömüren ve mülksüzler ise sömürülen sınıfı oluşturur. Marks’a göre kapitalist üretim biçimi, taşıdığı iç çelişkiler yüzünden yıkılacak ve onun yerini proletarya diktatörlüğü, sosyalist ve nihayet komünist toplum alacaktır. Marks’ın ütopyasına göre gerçek özgürlük ve demokrasi, kapitalist toplumun yıkılması ve insanın insanı sömürmesinin ortadan kalkması ile gerçekleşecektir. Proletarya diktatörlüğü kurulduğunda komünist parti, tüm çalışanları üretimin her aşamasında söz sahibi yapacaktır. Herkes yeteneğine göre çalışacak ve ortaya çıkan üründen herkes ihtiyacı kadar alacaktır. Kapitalist türetim biçiminde burjuvazi tarafından el konulan miktar tüm topluma dağıtılacağından toplumun genel refah seviyesi artacak, insanlar daha mutlu ve özgür olacaklardır. Böylece insanlar, ürettikleri üzerinde söz ve karar sahibi olmakla sömürülmekten ve içinde bulundukları topluma ve kendi emeklerinin sonucu olan ürüne yabancılaşmaktan kurtulacaklardır.

#48

SORU: Hangi ülkelerde faşizme benzer nitelikler taşıyan rejimlere rastlanmaktadır?


CEVAP: Faşizm ilk kez 1922 yılında İtalya’da ortaya çıktı. 1933’te onu Alman Nazizm’i izledi. 1927’de Portekiz’de, 1930’da Japonya’da ve 1938’de İspanya’da kurulan rejimler faşizme benzer nitelikler taşımaktaydılar.

#49

SORU: Faşizmin ulus kavramına bakış açısını açıklayınız


CEVAP: Faşizmde ulus, onu oluşturan topluluklardan bağımsız, onların üzerinde bir gerçeklik olarak görülmektedir. Ulus, mevcut topluluktan daha yüksek amaçları olan, ırkın maddi ve manevi değerlerinin “en üstün bireşimi”, bireysel ve toplumsal çıkarların kendisine sıkı sıkıya bağlı olduğu aşkın bir varlıktır. O, bireyler, gruplar, sınıflar gibi bütün birleştirenlerden üstündür ve onların hiçbiriyle özdeşleştirilemez ve onlara indirgenemez. Ulus, ortak bir yazgıya sahiptir. Bireyler, gruplar, sınıflar ancak onun bir fonksiyonudurlar. Faşizme göre ulus devlette somutlaşmıştır. Devlet, ulusun hukuki kişiliğe bürünmüş hâlidir. Ulusun yaşamını güvence altına alması ve zenginleşmesi için, devletin güçlü ve otoriter olması gerekir. Devlet, bireylerin, meslek gruplarının ya da toplumsal sınıfların ötesinde kolektif yararı üstün tutar. Faşizme göre toplum ancak devlet sayesinde varlık kazanır. Diğer bir ifadeyle ulus, devletin içeriği, devlet ise ulusun dış görünüşü, hukuki-siyasi kalıbıdır. Bu durumda toplumu devletten, devleti toplumdan ayırma olanağı yoktur. Devlet, kendiliğinden oluşan, sosyolojik, tarihsel bir gerçektir, organik, biyolojik bir bütündür. Liberalizmde olduğu gibi devlet, bireylerin haklarını ve özgürlüklerini koruyan bir araç değildir, o toplumun kendine özgü üstün amacının hizmetindedir. Dolayısıyla toplum tarafından denetim ve murakabeye tabi tutulamaz, hiçbir hukuk kaidesiyle sınırlanamaz. Aksine devlet toplum adına insanların görevlerini tayin eder, onları eğitir, yönlendirir, cezalandırır.

#50

SORU:

Bir devletin siyasi kurumlarını teşkil eden organlar arasındaki ilişkilerin yapısı ve niteliği hangi kavramla açıklanır?


CEVAP:

Hükümet Sistemi


#51

SORU:

Bir bütün olarak egemenliği kullanan organlarla halk arasındaki ilişkinin niteliği hangi kavramla açıklanır? 


CEVAP:

Siyasal Sistem 


#52

SORU:

Gerek teoride kavramsal olarak gerekse pratikte kurumsallaşmış bir iktidar tipi olarak devlet hangi yüzyılda ortaya çıkmıştır? 


CEVAP:

XVI


#53

SORU:

XV. yüzyılın başlarında Machiavelli, belli bir toprak parçası ve topluluk üzerinde etkili otoriteyi anlatmak üzere hangi sözcüğü kullanmıştır?


CEVAP:

Stato 


#54

SORU:

Ürettiği "egemenlik" kavramı ile devletin kavramsal olarak şekillenmesine katkı sağlayan düşünür kimdir? 


CEVAP:

Jean Bodin 


#55

SORU:

Klasik Fransız kamu hukuku doktrininde devlet nasıl tanımlanmıştır? 


CEVAP:

"Milletin hukuki kişilik kazanmış şekli" olarak tanımlanmıştır


#56

SORU:

 Max Weber devleti nasıl tanımlamaktadır? 


CEVAP:

Weber, devleti belirli bir toprak parçası üzerinde meşru şiddet kullanma tekelini elinde başarıyla bulunduran insan topluluğu olarak tanımlamaktadır.


#57

SORU:

Devlet öncesi doğa durumunu "bir savaş hali" olarak betimleyen siyaset felsefesi kuramcısı kimdir? 


CEVAP:

Thomas Hobbes 


#58

SORU:

Bir sözleşme teorisinde devletin niteliği ve toplumla ilişkilerini belirleyen en temel unsur nedir? 


CEVAP:

İlgili teorinin insan doğası hakkındaki varsayımlarıdır


#59

SORU:

Merkezi devletin teorik temellerini atan düşünürlerden biri olan ve İtalyan siyasal birliğinin kurulması uğruna çalışan düşünür kimdir?


CEVAP:

Machiavelli 


#60

SORU:

Machiavelli devletin varlığı için hangi unsurun önemini vurgulamıştır?


CEVAP:

Güç 


#61

SORU:

Güneş Kral isimlendirilen  Fransa Kralı kimdir? 


CEVAP:

XIV. Louis


#62

SORU:

Babanın aile içindeki otoritesinin siyasal düzlemdeki karşılığı olan yönetim biçimi nedir?


CEVAP:

Patrimonyalizm


#63

SORU:

Günümüzde siyasi iktidarın örgütlenmesi ve kullanılması bakımından başlıca kaç tür devletten söz edilebilir? Bunlar hangileridir?


CEVAP:

İki tür devlet; üniter ve birleşik devlet 


#64

SORU:

Bir tek yasama, yürütme ve yargı gücü ve tek bir anayasa barındıran devlet türü nedir?


CEVAP:

Üniter Devlet 


#65

SORU:

Belçika hangi tür devlet biçimine girer?


CEVAP:

Birleşik (Federal) 


#66

SORU:

Bir ülkede siyasi iktidar tek elde toplanmış ve yönetilenlerin iktidarı etkileme kanalı yok ise ne tür bir siyasal sistemden bahsedilir?


CEVAP:

Monokrasi 


#67

SORU:

Siyasi iktidarın serbest bir seçim sonucunda ve geniş bir katılımla tayin edildiği siyasal sistem ne tür bir siyasal sistemdir?


CEVAP:

Demokratik 


#68

SORU:

Sistem analizi kavramı sosyal bilimlere kim tarafından kazandırılmıştır?


CEVAP:

Talcott Parsons


#69

SORU:

Platon’a göre ilk yönetim biçimi nedir?


CEVAP:

Patriarşi’dir.