Siyaset Sosyolojisi Deneme Sınavı Sorusu #1078395

Siyaset sosyolojisinin Avrupadaki gelişiminde devlet-toplum ikiliği üzerine yürüyen tartışmalarda toplumdan yana yaptığı çözümlemelerde sosyal sınıflar arasındaki mücadeleyi anlamanın yolu olarak siyasetin toplumsal kökenlerine dikkat çekmiş olan düşünür aşağıdakilerden hangisidir?


Jean Bodin

Karl Marx

Seymour Martin Lipset

Melanie Klein

Max Weber


Yanıt Açıklaması:

Avrupa düşüncesinde devlet ve toplum ayrımının kavramlaştırılması üzerine inşa edilmiş bir yaklaşım olan Siyasetin Sosyolojisi, yönetenler ve yönetilenler arasındaki ilişkiyi anlamaya yönelikti. Merkezi devlet-sivil toplum karşıtlığında ortaya çıkan sorunlar aslında daha genel bir akademik tartışmanın türeviydi: “Siyasal” ve “sosyal” alanları tanımlama çabaları; “Devlet mi toplumu biçimlendirir?” yoksa “Toplum mu devleti biçimlendirir?” şeklinde bir soruya cevap arama etrafında yoğunlaşmıştı. Siyasal alanın hâkimiyetine inananlar aynı zamanda devletten yana olanları ve sosyal alanın hâkimiyetine inananlar da toplumdan yana olanları ideolojik bir çekişmenin tarafları haline getirmişti. Devletten yana olanlar, toplumun devlet egemenliği altına girmesi gerektiğini savunurken; toplumdan yana olanlar da devletin toplum tarafından sınırlanması, denetlenmesi veya tamamıyla ortadan kaldırılmasından yanaydılar. Toplumdan yana olanlar arasında hem tezlerinin özgünlüğü ve kapsayıcılığı hem de Siyasetin Sosyolojisine katkıları bakımından Karl Marx’ın ayrı bir yeri vardır. Gerçi Marx doğrudan siyaset üzerine yazmamıştır ama yaptığı çözümlemelerde sosyal sınıflar arasındaki mücadeleyi anlamanın yolu olarak siyasetin toplumsal kökenlerine dikkat çekmiştir. Marx’a göre siyaset, yöneten-yönetilen ilişkisinde baskı, kabul veya iknayı sağlamada, kısacası hâkim olmayı ve tabi olmayı belirlemede güce dayanan en önemli araçtı. Bununla beraber Marx, hâkimiyetin (ve tabi olmanın) tıpkı çatışma gibi insan ilişkilerinin doğal bir parçası olmadığını, her ikisinin de sınıflı toplumlara özgü olduğunu, bu tür toplumların üretim biçimlerinin kendine has ve somut özelliklerinden kaynaklandığını savunuyordu. Devleti de bu bağlamda hâkim sosyal sınıfların hâkimiyetini sürdürme gayesi üzerine inşa olmuş bir yapı olarak görüyordu. Bu ise devletin toplum tarafından biçimlendirildiğinin açık bir ifadesiydi. Ne var ki hem Marx’ta hem diğerlerinde “Devlet mi toplumu biçimlendirir, toplum mu devleti?” tartışması, Seymour Martin Lipset’in belirttiği gibi; sanki devletle toplum birbirinden bağımsız iki organmış gibi ele alındığından yanlış bir soru üzerine oturtulmuş bir tartışmaydı.

Yorumlar
  • 0 Yorum