Belge Yönetimi ve Ofis Uygulamaları Deneme Sınavı Sorusu #1247769
- Verginin üzerine konulduğu şey, olay, fiil, işlem ya da durum verginin konusunu oluşturur.
- Verginin konusu ile mükellefinin belirlenmiş olması bir vergi borcunun doğumu için yeterlidir.
- Vergiyi doğuran olayın suç sayılması ya da kanunlarla yasaklanmış olması vergilendirmeyi etkilemez.
- Matrah, vergi borcunun hesaplanması için dayanılan temeli ifade eder.
- Vergi borcunun hesaplanabilmesi için öncelikle matrahın bilinmesi gerekmektedir.
Vergi ile ilgili temel kavramlara ilişkin olarak seçeneklerde yer alan ifadelerden hangileri doğrudur?
I ve II |
II ve III |
I, III ve IV |
I, III, IV ve V |
II, III, IV ve V |
Verginin üzerine konulduğu şey, olay, fiil, işlem ya da durum verginin konusunu oluşturur. Bir vergide açıkça belirtilmesi gereken ilk unsur verginin konusudur. Diğer bir deyişle, verginin konusu, verginin üzerinden alındığı şeydir. Buradaki “şey” sözcüğü maddi anlamdaki malların yanı sıra hizmetleri de içerir. Ancak, verginin konusu yalnızca mal ya da hizmetlerle de sınırlanamaz. Bunlara ek olarak bir işlem, bir fiil, bir gelir, bir sermaye vb. verginin konusunu oluşturabilir. Yasa koyucu gerek görürse o güne kadar vergi ile hiç ilişkilendirilmemiş bir iktisadi unsur üzerinden vergi alınmasını öngörebilir. Tarih boyunca, bugün bize çok tuhaf gelebilecek şeyler verginin konusunu oluşturmuştur. Örneğin, İngiltere’de 1695 yılında bekarlar üzerinden Bekarlık Vergisi alınmıştır. Benzer bir vergi 1820 yılında ABD’nin Missouri eyaletinde yürürlüğe konmuştur. 1700’lü yıllarda Rus Çarı Deli Petro (Batılı kaynaklarda Büyük Petro olarak anılır), sakallı kişileri, arı kovanlarını, çizmeleri, hatta evlenme ve cenaze törenlerini vergilendirmiştir.
Verginin konusu ile mükellefinin belirlenmiş olması bir vergi borcunun doğumu için yeterli değildir. Soyut olarak yasada belirtilen vergi konusu ile mükellef arasında bir bağlantı kurulması gerekir. İşte, verginin konusu ile mükellefi arasında kurulan bağlantıya vergiyi doğuran olay denir.
Vergiyi doğuran olayın suç sayılması ya da kanunlarla yasaklanmış olması vergilendirmeyi etkilemez.
Vergi yasalarına göre üzerine düşen parasal (maddi) ve / veya biçimsel ödevleri yerine getirmek zorunda olan kişiye vergi mükellefi denir. Vergi Usul Kanununa göre kendisine vergi borcu terettübeden (ödev olarak üzerine düşen) gerçek veya tüzel kişidir. Vergi mükellefinin belli miktarda vergiyi kamu alacaklısına ödemek zorunda olmasına maddi mükellefiyet denir. Ancak, vergi mükelleflerinin maddi ödevlerinin yanı sıra defter tutmak, belge düzenlemek, beyanname vermek, bildirimlerde bulunmak gibi çeşitli biçimsel ödevleri de vardır. Gerçek ve tüzel kişiler vergi mükellefi olabileceği gibi, tüzel kişiliği olmayan kurumlar da vergi mükellefi olabilirler. Örneğin, gelir vergisinin mükellefi gerçek kişilerdir. Kurumlar vergisinin mükellefleri ise tüzel kişilerdir.
Verginin matrahı verginin konusundan farklı bir kavramdır. Verginin konusu nitel bir bir kavram iken vergi matrahı nicel bir kavramdır. Vergi mükellefinin vergi borcu bu nicel kavram üzerinden hesaplanır. Somut bir olayda bir kişinin ödeyeceği vergi miktarının hesaplanabilmesi için yalnızca verginin konusunu bilmek yeterli değildir. Ayrıca, vergi matrahının da belirlenmesi gerekir. Matrah, vergi borcunun hesaplanması için dayanılan temeli ifade eder. Daha açık bir deyişle, matrah vergi borcunu hesaplamak amacıyla, vergi konusunun indirgendiği teknik-fiziksel ya da ekonomik-parasal büyüklük, vergi borcunun hesaplanmasına esas teşkil eden miktardır.
Vergi tarifesi vergi tutarını hesaplayabilmek için matraha uygulanması gereken ölçütlere denir. Vergi tarifesinde, vergi oranları veya vergi miktarları yer almaktadır. Vergi borcunun hesaplanabilmesi için öncelikle matrahın bilinmesi gerekmektedir. Vergi tarifesi ile vergi matrahı üzerinden ne kadar vergi alınacağı hesaplanır. Vergi tarifeleri genelde kendi içinde sabit oranlı, artan oranlı ve azalan oranlı tarifeler olmak üzere üçe ayrılır.
İstisna ve muafiyet kavramları, kural olarak vergiye tabi olan vergi konularının ve mükelleflerinin çeşitli nedenlerle kısmen ya da tamamen, geçici ya da sürekli olarak vergi dışı bırakılmalarını ifade eder. Diğer bir deyişle, burada objektif (verginin konusu) ve sübjektif (mükellef) vergi mükellefiyetinin sınırlandırılması söz konusudur.
Bu bilgilerden de anlaşıldığı gibi, vergi ile ilgili kavramlara ilişkin olarak seçenekler I, III, IV ve V’de yer alan ifadeler doğrudur, dolayısıyla doğru cevap D’dir. Seçenek II’ de yer alan “Verginin konusu ile mükellefinin belirlenmiş olması bir vergi borcunun doğumu için yeterlidir.” İfadesi doğru değildir zira Verginin konusu ile mükellefinin belirlenmiş olması bir vergi borcunun doğumu için yeterli değildir. Soyut olarak yasada belirtilen vergi konusu ile mükellef arasında bir bağlantı kurulması gerekir. İşte, verginin konusu ile mükellefi arasında kurulan bağlantıya vergiyi doğuran olay denir.
Yorumlar
- 0 Yorum