Adler, bireyin yaşam boyu bu aşağılık duygusunu yenebilmek için üstünlük çabası ortaya koyduğunu ileri sürer. Üstünlük çabasıyla birlikte bireylerin yaşadıkları fiziksel zayıflıkların ya da kayıpların daha çok çaba göstermek ve mükemmele ulaşma yolunda öncülük ettiğini savunur ve bu durumu da ödünleme olarak nitelendirir. Bazı durumlarda aşağılık duygusunun aşırıya kaçması bireyin kendisini çaresiz durumda hissetmesine ve aşağılık kompleksi geliştirmesine neden olabilir. Kişiliği ve kişilik davranışlarını etkileyen bir diğer unsur ise doğum sırasıdır. Aile içinde ilk, ortanca ya da en küçük çocuklar farklı kişilik gelişim özellikleri gösterirler.