aof.sorular.net
Birey ve Davranış
Birey ve Davranış Deneme Sınavı
Birey ve Davranış Deneme Sınavı Sorusu #44554
Birey ve Davranış Deneme Sınavı Sorusu #44554
Yükseklik korkusu olan bir kişiyi hangi terapi tekniği ile bu korkudan uzaklaştırmak mümkündür?
İtici uyarıcı koşullama
|
Sistematik duyarsızlaştırma
|
Grup terapisi
|
Girişkenlik eğitimi
|
Mantıksal-duygusal terapi
|
Yanıt Açıklaması:
Klasik koşullama ilkelerinin uygulandığı ikinci bir terapi tekniği de itici uyarıcılarla koşullamadır. Temelde cezaya dayanan bu teknik daha çok alkolizm, şişmanlık ve aşırı sigara içme gibi durumlarda uygulanmaktadır. Terapinin hedefi, önceleri haz veren davranışın itici bir uyarıcıyla yani cezayla eşleştirilmesiyle birlikte artık haz verici olmaktan çıkıp nahoş duygulara yol açmaktır. Böylece istenmeyen davranış ortadan kaldırılmış olacaktır. Sistematik duyarsızlaştırma terapi tekniği en çok korku ya da fobilerin tedavisinde kullanılır. Korku ya da fobi bir tür karşıt koşullama ile ortadan kaldırılmaya çalışılır. Karşıt koşullama istenilmeyen bir davranışın karşısına istenen bir davranışı koyarak güçlendirmek ve böylece istenmeyen davranışı zayıflatmak demektir. Sistematik duyarsızlaştırma tekniğinde öncelikle danışana vücudunu bilinçli olarak nasıl gevşeteceği öğretilir. Daha sonra söz konusu fobik durum için bir korku hiyerarşisi kurulur. Yani, fobi geliştirilmiş olan nesne ya da duruma ilişkin olaylar en düşük korku düzeyinden en yüksek korku düzeyine kadar listelenir. Bir kez bu basamakta gevşemeyi başardığında artık sıra daha sonraki basamağa gelmiş olacaktır. Danışan, en yoğun kaygı duyduğu basamakta gevşemeyi başardığında terapi hedefine ulaşmış olur. Araştırmalar sistematik duyarsızlaştırma tekniğinin fobi ve korkuları yenmede başarılı olduğunu göstermiştir. Bu tekniğin, gevşeme egzersizlerinden çok korku tepkisinin sönmeye maruz bırakılmasından dolayı başarılı olduğu ileri sürülmektedir. Kişi korkutucu bir durumu gerçekte tehlike altında değilken sık sık zihninde canlandırdığından, klasik koşullamadaki sönme ilkesi gereğince, zihnindeki koşullu uyarıcı ile koşulsuz uyarıcı arasındaki bağ zayıflamış olacaktır. Eğer sistematik duyarsızlaştırmada olduğu gibi kaygılarımızı zihnimizde canlandırarak azaltabiliyorsak, o halde kaygı ya da korkuyu yaratan durumla yüzleşmek daha iyi sonuç vermelidir. Grup terapileri, birden çok danışanın ve terapistin bir araya gelmesiyle gerçekleştirilir. Ve grup terapilerinde de bireysel terapilerde olduğu gibi farklı psikolojik yaklaşımlara dayanan teknikler kullanılır. Grup terapilerine katılan bireyler, başkalarının da benzer problemleri ya da hatta daha ciddi problemleri olduğunu görerek rahatlarlar ve bu deneyim kendi sorunlarını abartmadan daha doğal biçimde değerlendirmelerine olanak sağlar. Diğer yandan grup içinde olmak, günlük hayatta başka türlü elde edemeyecekleri bir destek ve güven hissi geliştirmelerine yardımcı olur. Grup içinde kendi deneyimlerini değiş tokuş ettiklerinden, danışanlar başkalarının deneyimlerinden öğrenme fırsatı bulurlar ve yine bu sayede iletişim de dâhil olmak üzere pek çok sosyal beceri kazanırlar. Klasik koşullamanın karşıt koşullama ilkesi, sistematik duyarsızlaştırmaya az çok benzer biçimde girişkenlik eğitiminde de kullanılmaktadır. Bazı kişiler sosyal ortamlarda kendi duygu, düşünce ve isteklerini ifade etme zorluğu çekerler, istemedikleri halde diğerlerinin isteklerine boyun eğebilirler ve dolayısıyla sosyal ilişkilerde kendilerini güvensiz ve yetersiz hissedebilirler. İşte girişkenlik eğitiminin amacı, kişinin kendisinde kaygı yaratan bu tür sosyal etkileşim durumlarıyla başa çıkmasını sağlamaktır. Diğer bir deyişle, bu terapi tekniği, kişinin belirli sosyal etkileşim durumlarındaki kaygısını azaltmayı ve bu durumlarda güvenli ve yeterli bir davranış sergilemesini hedefler. Mantıksal-duygusal terapistler danışanlarına düşüncelerin nasıl duygulara yol açtığını gösterirler ve onlara düşünceleri değiştirerek duygularını da değiştirebileceklerini öğretirler. Terapist bunu ilk önce danışanın işlevsel olmayan düşüncesini bularak gerçekleştirir. Danışanın uyumsuz olan düşüncesini saptadıktan sonra, bu düşüncenin arkasındaki örüntü ortaya çıkarılmaya çalışılır. Bu, bu düşünceyi tetikleyen ya da harekete geçiren olayı saptamak, danışanın tetikleyici olaydan sonra geliştirdiği inançları saptamak ve danışanın inançlarının sonuçlarını saptamayı içerir. Hedef davranış ya da duygunun arkasındaki bu düşünce örüntüsü bir kez saptandıktan sonra, psikoterapist danışanı bu uyum bozucu düşünceyi bırakıp yerine işlevsel bir düşünce edinmesi için uzmanlıktan kaynaklanan otoritesini kullanarak ikna etmeye çalışır. Tüm bu terapi türlerinin içinde Sistematik duyarsızlaştırma yükseklik korusuna çözüm bulabilecek terapi türüdür. Bu durumda doğru seçenek B seçeneğidir.
Yorumlar
- 0 Yorum