Birey ve Davranış Deneme Sınavı Sorusu #45130

Gözlemcilerin, gerçekte aralarında ilişki bulunmayan iki olay arasında bir ilişki algılaması veya iki olay arasındaki ilişki düzeyini abartması, ön yargının kökeni olduğu düşünülen üç bilişsel süreçten hangisidir?


Sağ kanat otoriteryenizm kuramı
Dışgrup homojenlik yanılgısı
Sosyal kategorileştirme
Hayali ilişkisellik
Otoriteryen kişilik kuramı

Yanıt Açıklaması: Altemeyer’in uzun yıllar boyunca yaptığı çalışmalar sonunda geliştirdiği otoriteryenizm ölçeği, Adorno ve arkadaşlarının F ölçeğinin sahip olmadığı pek çok psikolojik ölçüm özelliklerine sahiptir (yani daha güvenilir bir ölçüm aracıdır). Altemeyer’in ölçeğinden elde edilen puanlar, diğer çeşitli önyargı ölçümleriyle güçlü ve olumlu bir korelasyon göstermektedir. Altemeyer, otoriteryenizmle sol kanatta politika yapanlar arasında bir korelasyon bulamamıştır, bu yüzden, ölçeği, Sağ Kanat Otoriteryenizm ölçeği ve kuram› da, Sağ Kanat Otoriteryenizm Kuramı olarak bilinir. Bir sosyal gruba karşı güçlü ön yargısı olan kişiler şu türden bir cümleyi çok sık kullanırlar: “Bunların hepsi aynıdır.” Kişinin kendi ait olduğu gruplar dışındaki grupları daha homojen olarak algılama eğilimi, dışgrup homojenlik yanılgısı olarak bilinmektedir. Sosyal biliş yaklaşımına göre, sosyal dünyayı algılamadaki temel süreç, sosyal kategorileştirmedir. İnsanlar genellikle sosyal dünyayı iki farklı kategoriye bölerler: “biz” ve “onlar”. Diğer bir deyişle, sosyal kategorileştirme, diğer insanları ya içgruba (kategorileştirmeyi yapanın ait olduğu grup) ya da bir dışgruba (kategorileştirmeyi yapanın ait olmadığı grup) ait olarak algılamaktır. Sosyal kategorileştirme pek çok boyutta gerçekleştirilebilir. Bunlar arasında en çok bilinenleri, cinsiyet, ırk, milliyet, din, yaş, meslek ve gelir durumudur. Sosyal biliş yaklaşımına göre, önyargıya giden yolun ilk adımı olarak sosyal kategorileştirme, yukarıda görüldüğü gibi insanları gruplara bölme, gruplar arasında farklılık yaratma ve dışgrup üyelerini aynılaştırma sürecidir. Bu sürecin bir başka sonucu, hayalî ilişkisellik adı verilen olgudur. “Hayalî ilişkisellik, gözlemcilerin, gerçekte aralarında ilişki bulunmayan iki olay arasında bir ilişki algılaması veya iki olay arasındaki ilişki düzeyini abartması” olarak tanımlanmıştır. Almanya’da Nazi faşizminin yükselişi, ABD’de bir grup araştırmacıyı faşist rejimleri mümkün kılan psikolojik özellikleri çalışmaya yöneltmiştir. Adorno’nun başını çektiği bu grup, anket ve görüşmeye dayalı pek çok araştırmadan sonra, ortaya çıkışını psikanalitik kuramla açıkladıkları, otoriteryen kişilik görüşünü geliştirmişlerdir. Araştırmacılar, işe Amerikan işçilerindeki Yahudi karşıtlığının derecesini ölçerek başlamışlar ve daha sonra diğer azınlık gruplarına yönelik ön yargıların ve kendi gruplarına yönelik etnosentrik tutumların olup olmadığını araştırmışlardır. Otoriteryen kişilerin sadece bir azınlık grubuna değil, tüm azınlıklara güçlü ön yargıları olan, bağnaz kişiler olduğu ortaya çıkmıştır. Doğru cevap D seçeneğidir.
Yorumlar
  • 0 Yorum