Çok merkezli metropolleşme, eski kent merkezleri önemini büyük ölçüde korumaya devam ederken, kentin çeperlerinde çok işlevli yeni kent merkezlerinin ortaya çıkması sürecidir. Kentin büyümesine paralel olarak yeni yerleşimler ve istihdam olanakları büyük ölçüde buralarda ortaya çıkmaktadır (Höjer, Gullberg ve Pettersson, 2011: 57-58; Roosa, 2010: 11; Clark, 2003: 147-150). Bu eğilim Los Angeles, Dallas/Fort Worth, New York ve Chicago gibi Amerikan kentlerinde, Milan, Londra, Paris gibi Avrupa kentlerinde ve Seul, Tokyo, Hong Kong gibi Uzakdoğu kentlerinde açıkça gözlemlenebilmektedir. Ayrıca, İstanbul, Moskova, fiangay ve Mexico City gibi kentlerde de gözlemlenmektedir.