Din Sosyolojisi Deneme Sınavı Sorusu #400221

 “Kamusal alan, ahlâkî ve siyasal büyüklüğün, kahramanlığın ve seçkinli- ğin açığa çıktığı, gösterildiği ve diğerleriyle paylaşıldığı bir görünümler ala- nıdır. İnsanların tanınmak, üstün olmak ve itibar görmek için birbirleriyle rekabet ettiği, insânî diye nitelenen her şeyin geçici olmaması için güvence aranan yerdir. Bu ise, Yunanlılarda kent devletinin Romalılarda kamu işleri- nin gördüğü işlev gibi, öncelikle bireysel hayatın geçiciliği ve boşunalığına karşı bir güvence ve kalıcılığa vurgu yapan bir alandır.”

Yukarıda verilen kamusal alan yaklaşımı kime aittir?

 


Bruce Ackerman

 

Jürgen Habermas

 

Hannah Arendt

 

Richard Sennett

 

Aristo

 


Yanıt Açıklaması:

Kamusal alanla ilgili agonistic görüşü benimseyen Arendt’e göre kamusal alan homojenleştirilmiş, birbirleriyle ayrıştırılmış bireyler toplamını ifade etmediği gibi, kurumsallaşmış, önceden kalıplaştırılmış mekanlara da işaret etmez. Arendt, kamusal alanda her şeyden önce özgürlükler temel zemine yerleştirir. Bu, bireyler arasındaki rekabetin, yarışın kendisini göstermesinin, sunumlamasının temel bir zemini olarak görünmektedir. Dolayısıyla farklılıklar bu doğal süreç içerisinde ortaya çıkarlar. Kişiler kendilerini bu ortamda rahatlıkla ifade edebilirler. Bu, aynı zamanda ortak ve aleni diyalogların gerçekleştiği mekandır. Bu nedenle yukarıdaki tanım Hannah Arendt’e aittir. 

Yorumlar
  • 0 Yorum