Diş Politika Analizi Deneme Sınavı Sorusu #56536

İkinci Dünya Savaşı’nda Hitler’in Rusya’ya savaş açması göz önünde bulundurulduğunda, Hitler'in sahip olduğu kişilik tipinin hangisini yapması beklenir?


İçinde bulunduğu duruma yönelik etkisinin az olduğuna dair inanç taşıması
Olayları daha çok siyah-beyaz düzleminde değerlendirmesi
Etrafındaki kişilere güvenmesi
Düşük ulusalcılığa sahip olması
Kavramsal derinliğinin yüksek olması

Yanıt Açıklaması: Hitler'in sahip olduğu kişilik tipi düşünüldüğünde Hitler'in saldırgan bir lider olduğu söylenebilir. Saldırgan liderlerin daha fazla güç sahibi olmak istedikleri, içinde bulundukları olaylar üzerinde kendilerinin yüksek kontrol sahibi inancı taşıdıkları, kavramsal derinliklerinin düşük olduğu (yani, olayları daha çok siyah-beyaz düzleminde değerlendirdikleri), etraflarındakilere güvenmedikleri ve ulus-merkezli oldukları (liderin dünyaya bakışında devletinin merkezde bulunduğunu düşünmesi) sonucu bulunmuştur. İkinci Dünya Savaşı’nda Hitler’in Rusya’ya savaş açması, kendisine ve o zamana kadar savaşta başarılı olmasına bağlanmıştır. Bu durum düşmanın kapasitesi hakkındaki yanlış algılar ve askerî açıdan kendine fazla güvenme ile ilişkili olarak görülebilir. Düşmanın Kapasitesi hakkındaki Yanlış Algılar: Bu durum, hem karşı tarafın yanlış değerlendirilmesi, hem de aktörün kendisini yanlış değerlendirmesinden kaynaklanmaktadır. Yani, yanlış algılama, sadece tek taraflı değerlendirmeden çok, aynı anda karar alıcıların hem kendileri hem de karşı taraf hakkındaki yanlış değerlendirmelerini içermektedir. Askerî açıdan kendine fazla güvenme: Askerî açıdan kendine çok güvenme durumu, karşı tarafın kapasitesinin düşük görülmesi ve kişinin kendi kapasitesini yüksek görmesinden doğmaktadır. Bu durum, süreci savaşa sürükleyen en önemli yanlış algılardan biridir. Literatürdeki çalışmaların gösterdiği gibi nadiren, savaşı kazanamayacağını düşünen bir ülke savaş açma girişimi göstermiştir. Öte yandan, uzlaştırıcı liderlerin ise içinde bulundukları durumlar üzerinde etkilerinin az olduğu inancı taşıdıkları, kavramsal derinliklerinin yüksek olduğu, etraflarındaki kişilere güvenen, kendisinin içinde bulunduğu durumlarda uyumun yüksek olmasını isteyen ve ulusalcılığı düşük olan liderler oldukları sonucu ortaya çıkmıştır.
Yorumlar
  • 0 Yorum