Gastronomi Ve Medya Deneme Sınavı Sorusu #799270
Tarih içinde ve günümüzde yemek sadece beslenme amaçlı olarak kullanılmış mıdır?
Prestij amaçlı olarak kullanılmaz, |
Sağlıklı olma amacı ile kullanılmaz, |
Yemek karın doyurmanın önüne geçmiştir, |
Toplumsal konumu belirlemek için kullanılmaz, |
Dinsel amaçlı birliktelik için kullanılmaz, |
Bazı yiyecekler ve besinler bugün olduğu gibi eskiden de tüketen kişinin toplumsal konumunu belirleyen bir araç olmuştur. İnsanın tükettiği besinlerin sağlık ve mutlulukla birlikte prestijini belirleyen bir nesne haline gelmesi gastronomi disiplinini destekler nitelikte bulunmaktadır. Yaşadığı çağın, dönemin önemini bilen, bilim ve sanat aracılığıyla bunu bir yöntem haline getiren insan için yemek karın doyurmanın bir adım ötesine geçmiştir. Araç iken amaç olma ilkesi ön plandadır. Yaşamdaki duruşu nelerle beslendiği ile alakalıdır. Tahıl tarımı ve yerleşik toplu yaşam, insan için yepyeni bir dönem olmuştur. Bu dönem sonrasında insan artık seçim yapmaya başlamıştır. Ne yiyeceğine, avı önüne geldiği zaman değil istediği zaman karar verebilir hale gelmiştir. Avcı toplayıcıların topladığı tahılın fazlalığı onu yepyeni lezzeti keşfetmesini sağlamıştır. Doğanın bolca sunduğu tahılı sakladığı ortamdaki nemin etkisi ile ekşidiği fark edilmiştir. Bunun peşinden insanı mutlu eden bir tadın ortaya çıkışına da tanık olunmuştur. Doğanın karşısında insan kültürünün ilk yaratısı olan biradır.
Ortaçağ döneminde yapılan resimlerde de yemeğin bir takım duyguları anlatmada araç olarak kullanıldığı görülmektedir. Dini bakışın ifadesi, yaşam kuralları, yasaklar ve günahların resme yansıtılışında aracı olan nesne hep yemek olmuştur. Dine karşı gelmenin ve saygılı olmanın kuralları anlatılırken yemeğin etkileyici gücünden faydanılmıştır. Kilisenin baskıcı tutumunun geçen zamanla birlikte azalmasıyla birlikte gastronomiyi besleyen sanatlar ve bilimde de bir aydınlanma dönemi başlamıştır. Birçok yazar ve düşünür mutfakla yakından ilgilenmeye başlamıştır.
Sadece Avrupa değil efsanevi Çin Mutfağı da bir iğne oyası gibi işledikleri yemekleri şölen havasında sunmaktan çekinmemiştir. Yemeği ruhun odak noktasına yerleştirmişlerdir. Yunanlılar ise doğanın bir parçası olan insanı, çözümleme tutkusu ile birlikte, akılcı bir yaklaşımla yemeğin mihenk taşı haline getirmiştir.
Tüm bunlardan anlaşılacağı üzerine yemek ve sofrayı paylaşmak tüm coğrafyalarda yaşayanlar için bambaşka değerler taşımaktadır. Kimi aynı sofrada bulunmayı dinsel açıdan birlikteliğe yorarken kimi de siyasal kimliği belirleyici nitelikte bir role sahip olduğunu düşünmektedir.
Yorumlar
- 0 Yorum