Göçmen Ve Sığınmacılarla Sosyal Hizmet Deneme Sınavı Sorusu #756494

1951 Mülteci Sözleşmesi'nin mültecilere yahut mülteci statüsü talep edenlere sağladıkları koruma karşısında, kitlesel sığınma talepleri ile karşılaşan ülkelerin uygulamaları var mıdır?


Geçici Koruma,

Mülteci,

Göçmen Statüsü,

Sığınmacı Statüsü,

İlticacı,


Yanıt Açıklaması:

1951 Mülteci Sözleşmesi'nin mülteciler yahut mülteci statüsü talep edenler için sağladığı en büyük koruma, geri göndermeme ilkesi ile ifade edilir. İlke, zulme uğrama tehdidi altında bulunanların ülkelerine gönderilmesini yasaklamaktadır. Böylece devletler, 1951 Mülteci Sözleşmesi'nin tanımladığı mülteciler söz konusu olduğunda, kendi ulusal düzenlemeleri ne olursa, bu kişilerin zulme uğrayacakları ülkeye iade edemeyeceklerdir.

Mülteciler konusundaki en önemli sorunlardan biri, kitlesel sığınma durumunda geri göndermeme ilkesinin uygulanıp uygulanmayacağıdır. Kitlesel sığınma talepleri, özellikle iç savaş, iç savaş korkusu yahut baskıcı hükümetlerin askeri yöntemlere başvurması veya tehdidinde bulunması durumunda komşu devletlere yönelen geniş insan topluluklarından gelmektedir. 'Kitlesellik'in tanımı tam olarak yapılmazsa da, kısa sürede gerçekleşen önemli sayıda insanın koruma talebiyle sınıra gelmesi ve koruma talep edilen devletin bu sayıdaki insana koruma sağlama kapasitesine sahip olamaması olarak betimlenir. Söz konusu durum, kendisinden koruma talebinde bulunulan devletler açısından büyük bir külfet oluşturmaktadır. Bu nedenle 1951 Mülteci Sözleşmesi tarafı olsa bile, bazı devletler kitlesel sığınma talebilerine olumsuz yanıt vermektedir. Bunun yanında taleplerin olumlu karşılandığı pek çok örnekte, geri göndermeme ilkesi uygulanmış olmakta, ancak 1951 Mülteci Sözleşmesi'nin mültecilere tanıdığı haklar hayata geçirilememektedir. 

Kitlesel sığınma olaylarında gözlenen sorunların çözümü için iki önemli kavram geliştirilmiştir. Bunlardan ilki, külfet paylaşımıdır. Buna göre kitlesel sığınma olaylarında uluslararası topluluk, kitlesel sığınmanın getirdiği külfeti paylaşmalıdır. İkinci kavram ise, geçici koruma kavramıdır. Geçici koruma, devletlerin kitlesel sığınma taleplerini ilk aşamada olumlu karşılamasını, ancak sonrasında 1951 Mülteci Sözleşmesi'nin getirdiği yükümlülüklerle bağlı olmayarak farklı kalıcı bir çözüm bulma olanağına sahip olması anlamına gelir. Silahlı çatışma, yaygın şiddet, sistematik ya da yaygın insan hakları ihlallerinden kitlesel olarak kaçan sığınmacıların durumu istisnai olarak, olağanüstü durum koşullarında ve zaman sınırlaması altında çözüm bulunmaktadır. Böyle bir durumda ülkelerinden ayrılan kişiler için resmi bir mültecilik statüsü verilmemekte, dolayısıyla ulaştıkları ülkede kalmalarına yönelik herhangi bir vaatte bulunulmamaktadır. Kaçmalarını gerektiren koşulların değişmesi durumunda ülkelerine dönmeleri yahut başka bir devlette mültecilik statüsü elde etmeleri ön görülmektedir. Bununla birlikte, söz konusu sürenin kısa olmayacağından hareketle mültecilik statüsünün getirdiği haklar kadar geniş olmasa bile, yaşamlarını devam ettirmelerine yönelik temel hakladan yararlandırılmaları gerekliliği, geçici koruma kavramına dahildir.      

Yorumlar
  • 0 Yorum