Roma Sözleşmesi’nin 2/(3). maddesine göre, hava aracının tescildeki malikinin hava aracının işleteni olduğu kabul edilmektedir. Ancak bu aksi ispatlanabilen bir karinedir. Eğer, sicilde malik görünen kimse, başka birinin işleten olduğunu ispatlarsa sorumlu olmayacaktır. Bunun için sicil malikinin, kendi aleyhine açılan davada, mahkeme önünde, mahkeme’nin usul kuralları uyarınca gerçek işleteni davaya katabilmesi gerekmektedir. Aynı madde “işleten”in tanımını da yapmıştır. Buna göre “işleten” zararın doğduğu sırada hava aracını kullanan kişidir. İşleten ya doğrudan ya da istihdam ettiği adamları vasıtasıyla hava aracını kullanacaktır (m.2/2b). İşleten gerçek kişi olabileceği gibi, tüzel kişi de- örneğin hava yolu şirketleri- olabilir. Yine Sözleşme’nin 2/ 2 (a) maddesi uyarınca, hava aracını kullanma hakkına sahip olan kişinin bu hakkını doğrudan ve dolayısıyla başka birine verip, hava aracının seferini kontrol etmeye devam etmesi ha^linde, söz konusu kişi işleten olarak kabul edilecektir. Bir başka karine Sözleşmenin 2/(3). maddesinde yer almaktadır. Sicile kayıtlı malik işleten olarak kabul edilir. Bununla birlikte, kendisine so- rumluluğunu tayin için açılan bir davada bir başkasının işleten olduğunu ispat eder ve yargılama usulünün izin verdiği cihette bu şahsı davaya katabilecek tedbirleri alabilirse sorumluluktan kurtulacaktır. Montreal Protokolü’nün 2. maddesi ile Roma Sözleşmesi’nin 2. maddesine dördüncü bir paragraf eklenmiş ve buna göre, bir Devletin mülkiyetinde olan tescil edilmiş hava aracında, sorumluluk ilgili devletin hukukuna uygun olarak, işletmesi kendisine bırakılan taşıyıcıya ait olacaktır.