Hukuk Sosyolojisi Deneme Sınavı Sorusu #780621

Aşağıdakilerden hangisi, modernleşme süreciyle ortaya çıkan bir hukuksal gelişme değildir?


Yazılı hukuk kurallarının çoğalması 
Hukuku uygulayan formel örgütlerin varlığı
Resmi nitelikteki mekanizmaların ağırlığı 
Dinsel kurallara dayalı hukukun başat konumu 
Devlet eliyle hukuk kuralları ihdası 

Yanıt Açıklaması: Toplumun gerek coğrafi gerekse nüfus bakımından büyüdüğü bireyler, gruplar ve toplumsal tabakalar arasında çıkar, görüş ve inanç ayrılıklarının yaşandığı, geleneksel cemaat yaşamının sağladığı güven ve dayanışma duygusunun zayıfladığı, giderek birbirini tanımayan veya çok az tanıyan insanların bir araya geldiği, toplumsal ilişkilere ve davranışlara yön veren geleneksel değerlerin, normların ve standartların etkinliklerini kaybettiği modernite koşullarında insanlar, daha önce hiç aşina olmadıkları ilişkiler, olaylar, sorunlar ve risklerle yüz yüze gelmişlerdir. Böyle bir ortamda doğal olarak, insan ilişkilerini çerçeveleyecek ve düzenleyecek farklı bir normlar ve simgeler sistemine ihtiyaç duyulacaktır. Bu ihtiyaca yanıt verebilmek, bir yandan yeni değerlerin ve normların oluşturulmasıyla diğer yandan, mevcut olanların yeni koşullara göre geliştirilmesiyle mümkün olabilecektir. Çünkü, toplumsal hayatın her alanının hızlı ve köklü bir şekilde değişmekte olduğu bir süreçte, oldukça uzun bir zamanda yavaş yavaş gelişen din, ahlak ve örf-âdet kuralları gibi toplumsal normlarla ve bu normlar temelinde oluşmuş bir hukuk ile yeni sorunların ve risklerin üstesinden gelinemez. Toplum, yeni koşullara uygun toplumsal dayanışma ve güvenlik mekanizmaları geliştirmek zorundadır. Kişisel bağlılıkların zayıfladığı, toplumsal ilişkilerin anonimleştiği böyle bir ortamda, toplumsal dayanışmaya, barışa, düzene ve istikrara katkıda bulunacak bir mekanizma olarak, diğer toplumsal düzen kurallarının yanında, giderek artan ölçülerde insan eliyle yaratılan veya şekillenen bir hukuk ortaya çıkmıştır. Tarihsel süreçte başlangıçta kral, padişah ve imparator fermanları ile ihdas edilen, örf ve âdet derlemeleriyle şekillenen insan eliyle hukuk yaratma veya hukuku yeniden düzenleme çalışmaları, yasama organlarının ortaya çıkmasıyla yeni bir boyut kazanmıştır. Böylece, modern toplum ve modern devlet alanındaki insan ilişkilerini çerçeveleyip düzenlemek üzere modern bir hukuk oluşmaya başlamıştır. Bu gelişmeyle birlikte geleneksel toplumsal bütünleşme ve kontrol mekanizmalarının bıraktığı boşluğu, formel kurallarıyla, prosedürleriyle ve mekanizmalarıyla modern hukuk doldurmaya çalışmıştır. Modern hukuk, ülkenin her yerinde ve herkese genel olarak uygulanabilecek standart nitelikteki bağlayıcı kural ve mekanizmalarıyla ülke çapındaki çeşitlilikleri ve farklılıkları aşmaya çalışan ve giderek merkezileşen devlet yapısına ihtiyaç duyduğu araçları sağlamıştır. Başka bir anlatımla, modern formel hukuk ilkeleri ve kurallarından mantıksal çıkarımlar yoluyla varılan sonuçlar, hukuksal bakımdan geçerli görülür (Gressner, 1996: 90-91). Seküler ve dinsel kurallar arasında kesin bir ayrım yapılır. Hukuk, din ve ahlak kuralları ile gelenekler tarafından güçlü şekilde etkilense bile bunlar, hukuksal olarak nitelenmezler.
Yorumlar
  • 0 Yorum