Kültür Tarihi Deneme Sınavı Sorusu #951543
1997 yılında Venedik Bienalinde gerçekleştirilen “Balkan Barok” isimli bir performans aşağıdakilerden hangisine aittir?
Dan Flavin |
Andy Warhol |
Marina Abramoviç |
Jean Baudrillard |
Adorno ve Horkheimer |
JEAN BAUDRILLARD VE SİMÜLASYON: Baudrillard’a göre gerçek artık var olan bir şey değil, sürekli üretilen bir şeydir. Bir kökene bağlı rasyonel ya da referansa bağlı olması gerekmez. Günümüzde gerçek, işlemsel bir şekilde modeller aracılığıyla yeniden üretilen şeydir. Bunu da Baudrillard ‘hipergerçek’ yada ‘simülasyon’ (benzetim) olarak adlandırır. Simülasyonu tanımlarken Baudrillard hasta örneğinden hareket eder ve şöyle der. “Hastaymış gibi yapan bir insan, yatağa uzanıp bizi hasta olduğuna inandırmaya çalışır. Ama hastalık simülasyonu yapan kişi kendisinde semptomlar görmeye başlar”. Günümüzde pek çok insanın, sanal ortamı gerçek yaşammış gibi algılayıp tutkuyla ona bağlanmasını başka türlü nasıl açıklayabiliriz ki?
1960 sonrasının sanat anlayışı, kökenlerini yüzyılın başındaki Avangard akımlarda, özellikle de Dada’nın alaycı ve nihilist tavrında, Fütürizm’in ateşli eylemciliğinde ve en çok da Duchamp’ın hazır nesnesinde bulur. Dolayısıyla da yüzyılın ikinci yarısında klasik estetik algı sorgulanarak estetiğin güzelle olan ilişkisi altüst edilir. Öncelikle öteden beri sanat deyince ilk akla gelen ustalığa, marifete itibar edilmez. Örneğin Andy Warhol, imgelerini eliyle çizmek yerine hazır popüler imgeleri kullanır. Bunları teknisyenleri aracılığıyla “Factory” diye adlandırdığı atölyesinde mekanik yöntemlerle çoğaltımını yapar.
Tıpkı bir fabrika (factory) gibidir atölyesi. Yine Minimalistlerin çoğu, eserlerini sipariş vererek yaptırırlar. (Dan Flavin, eserlerinin kurgusunu tamamladıktan sonra projeyi elektrikçilere verir ve elektrikçiler sanatçının istediği projeyi uygularlar sadece.) Dolayısıyla, eserin bizzat sanatçısı tarafından üretilmiş olması da artık çok önemli görülmez. Önemli olan kimin gerçekleştirdiği değil, eserdeki yaratıcı düşüncenin kime ait olduğudur. Kavramsal bakış böyle gelişmeye başlar.
Marina Abramoviç 1997 yılında Venedik Bienalinde gerçekleştirdiği “Balkan Barok” isimli bir performansta, üç gün boyunca yüzlerce kanlı kemikten et sıyırır. Bu süre içinde, bienali gezmeye gelenler leş kokan bir manzarayla karşılaşır. Bu yapıt Soğuk Savaş sonrası Balkanlardaki vahşete duyarsız kalanlara eleştiriyi amaçlamaktadır.
Bu döneminde dikkat çeken yönlerinden biri de Adorno ve Horkheimer’in geliştirdikleri kültür endüstrisi kavramının yerli yerine oturtulmasıdır. Küreselleşmeyle birlikte yapıtın kamuoyuna sunumunda önemli bir değişim yaşanmış; endüstri ürünlerinin sunumunda geçerli olan tüm kural ve yöntemler kültür sanat için de geçerlilik sağlamıştır.
Yorumlar
- 0 Yorum