Örnek olarak, bir otelin tüm odalarını ve ek gelir getirici ünitelerini satma çabaları ile overbooking uygulaması (bazı rezervasyonların iptal edilebileceğini düşünerek kapasite fazlası rezervasyon alma ve onaylama) da etik dışı uygulamalara yol açabilir. Otel işletmelerinde hizmetlerin stoklanamaz olmasından dolayı o gün için satılamayan bir odanın bir daha satılamayacak olmasına bağlı olarak o odanın olası satışından elde edilecek gelirin sonsuza kadar kaybedilmesi söz konusudur. Bu türden gelir kayıplarının önlenebilmesi için uygulanan overbooking, aslında finansal boyutu olan bir konudur. Öte yandan, no-show (rezervasyonlu bir müşterinin otele giriş yapmaması) yapan bir müşteriden sunulmayan bir hizmetin ya da konaklama yapılmayan bir odanın bedelinin tahsil edilmesi aynı zamanda etik kapsamına girmektedir. No-show müşterilerden kaynaklı zararların önlenmesi için uygulanmakta olan overbooking havayolu şirketleri için de önemli bir etik konusunu oluşturmaktadır. Turizm sektöründe etik ihlaller, işgörenlerin istihdam edilmesi ile ilgili konularda da fazlasıyla yaşanmaktadır. Turizm işletmelerinde özellikle de fırsat eşitsizliği, ücretlendirmede ve terfilerde adaletin sağlanamaması, taciz gibi konularda etiğe duyulan gereksinim açıkça ortaya çıkmaktadır. İşgörenlerle ilgili bu konular, yöneticilerin “kâr etmek mi yoksa çalışanların haklarını gözetmek mi” ya da “verimlilik mi yoksa çalışanların istismar edilmesi mi” ikilemlerini yoğun bir şekilde yaşadığı turizm gibi emek yoğun bir sektörde daha da önemli bir hal almaktadır.