Sosyal Politika 1 Deneme Sınavı Sorusu #1248501
Türkiye'de sosyal politika kurumlarının gelişimi ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
Türkiye'de sosyal politika eğitiminin altyapısı Fransız akademisyenlerce atılmıştır. |
Türkiye II. Dünya Savaşından sonra devletçi politikalar izlemeye başlamıştır. |
1950 yılında iktidara gelen Demokrat Parti, ekonomide ilk olarak liberal bir politika izlemiştir. |
Türkiye’de modern sosyal politika kurumlarının ortaya çıkışı çok partili demokratik yaşama geçiş ile sekteye uğramıştır. |
Sosyal devlet düşüncesi ilk kez 1924 Anayasası ile benimsenmiştir. |
II. Dünya Savaşı sonunda Avrupa’da refah devletlerinin ortaya çıkması, uluslararası düzeyde sürdürülen tartışmalar ve gündeme gelen uygulamaların Türkiye’yi de yakından etkilediği görülmüştür. 1942’de refah devleti uygulamalarının temelini oluşturan önemli belgelerden olan Beveridge Raporu’nun yayınlanmasından sonra meselenin Türk gazetelerinde tartışıldığı ve sosyal güvenlik konusunun ele alınmaya başladığı görülmüştür. Daha sonraları Nazi Almanyası’ndan kaçarak Türkiye’ye gelen Alman profesörlerin İstanbul Üniversitesi İktisat ve İçtimaiyat Enstitüsü bünyesinde toplumsal gerilimleri azaltmak ve toplumun bütünlüğünü korumak için aşırı siyasi akımların önlenmesi konusunda verdikleri eğitimlerin Türkiye’de sosyal politika bilincinin gelişmesine önemli katkıları olmuştur. II. Dünya Savaşı sonrası dönem, Türk ekonomisinin uluslararası ekonomik düzenlemelere duyarlılığının arttığı ve devletçilik uygulamasının gevşetildiği bir dönem olarak değerlendirilebilir. Savaş sonrasının büyük gücü ABD, komünizme karşı kapitalist bir cephe kurma yolunda “Marshall Yardımı” olarak bilinen program ile ekonomiyi canlandırma ve devlet müdahalesini sınırlayıcı bir düzenin kurulmasında önemli katkılar sağlamıştır. Savaş sonrası demokratik düşüncenin, parlamenter demokratik sistemin yaşatılması düşüncesine dayalı olarak yapılacak iktisadi ve sosyal desteklerin ön şartlarından birisinin çok partili demokrasi olması Türkiye’yi bir kez daha bu girişime yönlendirmiştir. Türkiye’de demokratik sistem, 1950 yılında iktidar olan ve ekonomi politikalarında büyük bir değişimi başlatan Demokrat Parti’yle başlamıştır. Politika temellerini, Türk toplumunun “koruyucu devlet” anlayışına dayandıran Demokrat Parti, önemli bir halk desteğini uzun dönem taşıyabilmiştir. Bu dönemde ekonominin ve ticaretin ana kaynağı olarak tarım sektörü görülmüş, kalkınmanın ve gelir artışının da bu sektörlerdeki gelişmeye bağlı olduğu tezi savunulmuştur. Savaş sonrası sıkıntıların giderilmesi ve dış yardımların artmasıyla Türk ekonomisi dinamik bir döneme girmiştir. İthalat bolluğu ve dış yardım, tarımda makineleşme, iyi ürün yıllarının birbirini kovalaması ekonomide hızlı bir gelişmeyi başlatmıştır. Dönemin başında izlenen liberal politikadan 1954 yılından itibaren ekonomik nedenlerle uzaklaşıldığı görülmektedir. Bu durumun ortaya çıkmasında özel sektöre dayalı sanayinin genişleyen talebi karşılayamaması ile dönemin siyasi ve sosyal koşulları önemli rol oynamıştır. 1954 yılından sonra KİT’lerin (Kamu İktisadi Teşebbüsleri) sermayeleri artırılmış, yeni KİT’ler kurularak kamu sektörünün genişlemesi yoluna gidilmiştir. Devletin bu şekilde ortaya çıkan işveren niteliğinin dönem boyunca devam ettiği görülmektedir. Türkiye’de modern sosyal politika kurumlarının ortaya çıkışının çok partili demokratik yaşama geçiş döneminde yapılandırıldığı görülmüştür. 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesinin ardından kabul edilen 1961 Anayasası, Türk sosyal politika tarihinde bir dönüm noktasını oluşturmaktadır. Bu dönemde, Türk endüstri ilişkileri sistemi bütün yetersizliklerine karşın çoğulcu kapitalist sistemin gerektirdiği çağdaş bir model üzerine oturtulmaya çalışılmıştır. Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren uygulanan sanayileşme politikaları sınırlı da olsa bir işçi grubu oluşturmuştur. 1961 Anayasası ile ilk kez Türk Anayasa sistemine giren “sosyal devlet” düşüncesi, endüstri ilişkileri sisteminin demokratik kurallar çerçevesinde oluşumuna katkılar sağlamıştır. Doğru cevap C'dir.
Yorumlar
- 0 Yorum