hem Wundt hem de Boas “ilkel” insanlarla “uygar” insanlar arasında kültürel performanslar açısından büyük farklılıklar olsa da bu performansların altında yatan
entelektüel/bilişsel süreçlerin temelde aynı olduğunu ileri sürmüşlerdir. Boas bu olguya “psişik birlik/aynılık” adını vermiştir.

(algı, biliş, motivasyon vb.) daima belirli bir kültürel bağlam içinde gerçekleştiğinden zaten kültür, incelenen konunun içine gömüktür. Ancak sosyal psikolojide ya da diğer psikoloji alanlarında benimsenen bilimsel anlayış yüzünden, çalışılan olgulardaki kültürün etkisi ayırt edilememiştir.

kültürel psikologların etnografik yöntemler kullandıklarını söyleyebiliriz. Yani çok geniş bir biçimde gözlemi kullanırlar ve söz konusu kültürü zengin bir biçimde betimlerler. Odaklandıkları nokta bir kültür ile o kültür içinde yaşayan insanların psikolojik özellikleri arasında ilişkiler kurmaktır. Zira bu araştırmacılar, psikolojik süreçlerin kişi ile onun kültürü arasındaki karşılıklı ilişkiden ortaya çıktığı görüşünü benimserler. Hatta bazıları için psikolojik süreçlerin ortaya çıkış temeli ve bu süreçlere dayalı ileriye yönelik tahminleri kişisel faktörlerden çok kültür tarafından belirlenir. Belki de bu yüzden bazıları için kültürel psikoloji, psikoloji ve antropolojinin melezlenmiş bir hâlidir. Kültürel psikoloji açısından kültür tüm psikolojik süreçlere bir temel oluşturduğu için kültür, psikolojik süreçlerin ilkelerine sonradan dayatılan bir olgu değil, tersine bu ilkelerin kendisinin kaynağıdır.