Sosyoloji 1 Deneme Sınavı Sorusu #1358584

Aile içindeki güç ilişkilerinin, aile bireylerinin çıkarlarının çoğu zaman ortak olmaması anlamına gelmesi hangi kuramın bakış açısıdır?


Marksizm

Sosyalizm

Feminizm

Oportünizm

Kapitalizm


Yanıt Açıklaması:

Aile üyeleri arasında uyum ve denge her zaman söz konusu değildir. Tersine çatışma ve huzursuzluklar olağan ve yaygındır. Feminist kuramcılara göre aile içindeki güç ilişkileri, aile bireylerinin çıkarlarının çoğu zaman ortak olmaması anlamına gelmektedir. Bu nedenle ailenin homojen bir çalışma birimi olarak ele alınması kadınların ve çocukların, erkeklerin çıkarlarıyla çatışan durumlarını yok sayarak erkeğin çıkarlarını bütün ailenin çıkarları gibi göstermektir. Son yıllarda feminist kuramlar, toplumun anlaşılması ve açıklanması için ailenin çalışılmasında diğer yaklaşımlardan diğer daha etkili olmuştur. Diğer yaklaşımlardan farklı olarak feminist kuramlar, aile yaşamının kadın üzerindeki olumsuz etkilerini değerlendirmiştir. Aile çalışmalarında ev işleri, aile-içi şiddet gibi konuları sosyolojinin gündemine getirmiştir. Ailede erkek egemenliğini, üstünlüğünü ve sözde eşitlikçi aile hayatını sorgulamıştır. Ailede kadının ev-içi emeğinin topluma ekonomik katkısını gündeme getirmiştir. Giddens'e göre feminist sosyologların aileye katkıları başlıca üç alanda kendini göstermektedir. Bunlar, cinsiyetçi iş bölümü, eşit olmayan güç ilişkileri ve bakım etkinlikleri olarak özetlenebilir. Ataerkillik, iktisadi, siyasi, dini, toplumsal ve kültürel kurumların erkeklerin denetiminde olduğu bir sistemdir. Erkeğin kadın üzerindeki egemenliği ile belirlenen güç ilişkilerini içerir. 'Babanın hakimiyeti' anlamına gelen 'ataerkillik'(patriarki), başlangıçta erkek aile reislerinin otoritesi üzerine kurulu toplumsal sistemleri tanımlamada kullanılmışlardır. Ataerkillik günümüzde genel olarak erkek egemenliği, erkeğin kadına egemen olduğu güç ilişkilerini anlatmak ve çeşitli yollardan kadınların ikinci konumda tutulduğu bir sistemi nitelendirmek için kullanılmaktadır. Farklı toplumsal sınıflardan kadınların gündelik hayatta maruz kaldıkları ve ezilmişlikle karakterize olan bu ikincil konum ; aile içinde,iş yerinde veya toplumda türlü biçimde olmaktadır. Bunlara ayrımcılık, önemsenmemek, aşağılanmak, denetim, sömürü, baskı,  şiddet gibi  örnekler verilebilir. Kamla Bhasin'e göre her örnek, ayrımcılığın bir şeklini ve ataerkil sistemin belirli bir yanını gösterir. Bhasin'e göre ataerkil sisteme tüm iktisadi, siyasi, dini, toplumsal ve kültürel  kurumlar genel olarak erkeklerin denetimindedir. Bu kurumlar;aile, din yasal sistem, iktisadi sistem ve kurumlar, siyasi sistem ve kurumlar, kitle iletişim araçları veya medya ile eğitim kurumları ve bilgi sistemlerini içermektedir. Feminist araştırmacılar, ataerkilliğin sanayileşme ve kapitalizm öncesinde var olmasına rağmen kapitalizmle birlikte özgül bir biçime büründüğü görüşünde genel olarak uzlaşmaktadır. Feminist kuram, ailenin güç ilişkilerini içeren bir kuram olarak görülmesini sağlayarak sosyolojiye katkıda bulunmuştur. Aile yaşamının iş birliği, ortak çıkarlar, sevgiye dayalı imajını sorgulamıştır. Aile üyeleri arasındaki ilişkiler, cinsiyete dayalı iş bölümü eşitsizlikleri üzerine kurulan kadın ve erkeğin sorumlulukları aracılığıyla belirlemektedir. Bu anlamda ön görülen erkek egemen/ ataerkil  aile biçiminde; erkeğin aile reisliği ve otoritesi, aile ücretine dayalı kadının bağımlılığı ve aile-içi şiddet, aile ideolojisi tarafından meşrulaştırılmakta ve aynı zamanda aile-içi güç ilişkilerinin temelini oluşturmaktadır.

Yorumlar
  • 0 Yorum