Sürdürülebilir turizm uygulamalarında dikkate alınması istenen başlıca özellikler aşağıda belirtildiği gibidir (Çakıllıoğlu, 1996: 27).
1- Talebe Göre Değil, Arza Göre Turistik Düzenlemelerin Yapılması: Sektörde faaliyet gösteren turizm işletmelerinin sundukları hizmeti, oluşan talebe göre şekillendirmeye çalışmalarını, ekonomik koşulların ortaya çıkardığı bir gelişme olarak değerlendirmek ilk bakışta normal bir davranış şekli olarak kabul edilebilir. Ancak oluşan talebin alt yapı sınırlarını ve kapasitesini aşması durumunda bile, işletmelerin gerçekleşen talebi karşılama çabası içine girerek, faaliyetlerini devam ettirme isteği ve arzusu içinde olmaları, uzun vadede sektörde çeşitli sorunların ortaya çıkmasına, sonuçta turistlerin memnuniyetsizliğine neden olacaktır.
2- Önceliklerin Yerel Halka Verilmesi: Herhangi bir yörede gerçekleştirilen turizm faaliyetinin sürdürülebilirliği, turizmin olanaklarından yerel halkın yararlanmasının sağlandığı oranda mümkündür. Çünkü yöre halkı yaşadığı bölgenin doğal ve kültürel olanakları sayesinde ekonomik kazanç elde ettiğinde, bu değerlere daha
sıkı sarılır ve koruyucusu durumuna gelir.
3- 12 Ay Boyunca Turizm: Kitle turizminin yılın belirli aylarında yoğunlaşmasının aksine, sürdürülebilir turizm uygulamalarının yılın geneline yayılması temel
amaçlardan biri olarak kabul edilmektedir. Sürdürülebilir turizmin yapısı gereği, çeşitliliğe sahip olması, turizm faaliyetinin yılın değişik zamanlarında farklı turizm türlerinin uygulanabilmesine olanak tanımaktadır. Böylece turizm sezonu kavramının ortadan kaldırılarak, turizm faaliyeti dört mevsimde de yapılabildiğinden mevsimsel yoğunlaşmaların önüne geçilmektedir.
4- Toplu Taşıma: Turizm hareketinin gerçekleşebilmesi için vazgeçilmez unsurlardan biri olan ulaştırma faaliyetinin yoğun fosil yakıt kullanımı gerçekleştiren araçlar yerine, toplu taşıma araçlarıyla gerçekleştirilmesi, turizm hareketinin ulaştırmadan kaynaklanan çevre sorunlarının azaltılmasına katkı sağlayacağı gibi, yöre halkının desteğiyle gerçekleştirilecek taşımacılık veya nakliye sistemleri vasıtasıyla
gelir elde etmesine de olanak sağlanmış olacaktır.
5- Toplumsal Katılım: Turizm sektöründeki işletmecilerin turizm olayına bakış açısıyla turizm vizyonu genellikle yerel yönetimler veya yöre halkından farklıdır ve bu fark zaman zaman bazı çatışmaların ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır.
Turizm işletmecileri genellikle maksimum kâr için bütün olanakların seferber edilmesine taraftarken, yerel halk sahip olduğu değeri kaybetmeme düşüncesindedir.
Sürdürülebilir turizm uygulamasının başarı şansı, yerel halkın turizm sürecine katılımı ölçüsünde gerçekleşmektedir. Yöre halkının bu sürecin dışında bırakılması durumunda, turizme karşı ilgisiz kalmasının yanı sıra, tepkisi bile söz konusu olabilir. Yöre halkı sürekli yaşadığı bölgenin doğal ve kültürel çekiciliklerinin ekonomik getiri sağladığını anladığında ise yerel değerlerin korunması konusunda daha istekli olabilir.
6- Temiz Enerji Kullanımı: Sürdürülebilir turizmin amaçlarından bir diğeri de, sektörün gereksinim duyduğu enerjinin fosil yakıtlar yerine, temiz enerji kaynaklarından sağlanmasıdır. Güneş enerjisi, rüzgâr gücünden enerji elde edilmesi, jeotermal enerji, bitkisel ve hayvansal kökenli enerjiler ve hidrolik enerji kaynakları gibi tüketildiklerinde çevre sorunlarına yol açmayan veya fosil enerji kaynaklarıyla
kıyaslandığında daha az çevre sorunu ortaya çıkaran ve çevre dostu enerji kaynakları kullanımını teşvik etmektedir. Böylece bir yandan yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanırken, diğer yandan enerji tüketiminin ekolojik denge üzerindeki olumsuz etkisi de azaltılmış olacaktır. Enerjide alternatif kaynak çeşitliliğinin ortaya konması bir taraftan enerji temininde karşılaşılan bazı sorunların ortadan kalkmasına neden olacağı gibi diğer taraftan sürdürülebilir turizmin öncelikli olarak yerel kaynaklardan yararlanma ilkesiyle de örtüşeceğinden, üzerinde önemle durulmalıdır.
7- Eylem Durumunda Dinlenme: Turizm uygulamaları, çevre değerlerinden yararlanırken, aynı zamanda onu korumayı da gerektirmektedir. Sürdürülebilir turizm daha çok doğal ortamlarda ve aktif turizm şekli olarak gerçekleştirildiğinden eylem halindeki turistlerin konaklama talebinin de karşılanacağı mekânların yerel doğal malzeme kullanılarak inşa edilmeleri gerekmektedir.
8- Gerçek Yaşamın Sahnelenmesi: Kitle turizmi uygulamalarında turistler genellikle yapay bir ortamda bulunmakta ve tatillerini geçirmekte oldukları yöreye özgü değerlerle karşılaşmadan tatillerini tamamlamaktadır. Sürdürülebilir turizm uygulamalarında ise turist tatilini tamamen doğal ortamda ve yapay olmayan ilişkilerle geçirmektedir. Halkın sürekli olarak yaşadığı ve ekonomik faaliyetlerini gerçekleştirdiği mekânların turistik uygulamalara açılması, yerel değerlere önem veren turistlerin memnuniyetine ve yöre halkının da bu faaliyetten gelir elde etmesine neden olacağından, sektörün bütün tarafları için kazançlı bir uygulama şekli almasına katkı sağlamaktadır.
9- Mevcut Yapı Stokunun Kullanılması: Yöre halkının yaşamlarını devamlı olarak sürdürdüğü konutlar yerel tatil mekânları olarak değerlendirilmelidir. Bu mekânların gerektiğinde turistlerin asgari sağlık ve konfor gereksinimlerini karşılayacak şekilde, yeniden düzenlenerek hizmete sunulması uygun olacaktır. Böylece bir taraftan yöre halkının ekonomik kazanç elde etmesi, diğer taraftan yerel kültürel özelliklerin kullanılarak korunması da sağlanmış olacağından iki yönlü bir fayda söz konusu olacaktır. Yerele özgü değerlerin turistik amaçlarla değerlendirilmesinin iyi örneklerini Peri Bacaları’nın yer aldığı Ürgüp, Göreme ve Nevşehir’de görebileceğimiz gibi, Safranbolu başta olmak üzere Beypazarı ve Göynük örneklerinde de rastlamak mümkündür.
10- Toplumsal Ve Kültürel Kimliğin Korunması: Sürdürülebilir turizm süreci, turistlerin gidecekleri yerin sosyo-ekonomik ve fiziksel özellikleri hakkında bilgi toplamalarıyla başlamalıdır. Aşırı turist yoğunluğunun yöre halkı üzerinde yaratacağı olumsuzluklar daima dikkate alınmalıdır. Turizm, ev sahipleri üzerinde hoş olmayan ve hiç de önemsiz sayılmayacak baskılar da yaratabilir. Örneğin; özellikle turlarla gelen büyük grupların dükkânlarda, pazar yerlerinde, yerel halka göre önceliğe sahip olması, cami, kilise ve tapınaklarda ibadet sırasında dolaşmaları, yoğun mevsimde caddeleri, ulaşım araçlarını doldurmaları ya da turistler yüzünden bazı plajların kullanılmasının yerel halka yasaklanması gibi olaylar “XenophobiaYabancı Korkusu” denilen bir rahatsızlık yaratmaktadır. Kalabalıklaşma başlıca nedenlerden biridir. Pazar yerinde, caddelerde, dükkanlarda ve rekreasyon alanlarındaki aşırı kalabalığın meydana getirdiği tıkanıklık yerel halk arasında hoşnutsuzluğu arttırmaktadır (Özgüç, 1984:106).
11- Turizm Yatırımlarının Esnek, Gelişmeye Açık Ve Uzun Vadeli Olması: Turizm yatırımlarının önceden planlanması ve gelecekte ortaya çıkabilecek fırsatlardan yararlanma veya tehditlerden sakınmaya olanak tanıyacak gibi esnekliğe sahip olarak hazırlanması gerekmektedir. Böylece sektörün karşı karşıya kalacağı çeşitli dalgalanmalardan olumsuz etkilenmesi en alt düzeyde sağlanmış olacağı gibi ortaya çıkabilecek fırsatlardan da en üst düzeyde yararlanmış olacaktır. Ayrıca imkânların zaman içinde ve aşamalı olarak devreye sokulması durumunda, uygulamada karşılaşılan bazı olumsuzluklara karşı önlem alınmasına ve sonraki aşamada bu sorunlara karşı çözüm üretilmesine imkân vereceğinden tercih edilmelidir.