1951 Mülteci Sözleşmesi’nin yaptığı mülteci tanımı çerçevesinde, zulme uğrama korkusunun kaynaklandığı nedenlerden ilki, ırka dayalı ayrımcılıktır. Sözleşme kapsamına, ‘ırk’ kelimesinin gündelik dilde karşıladığı bütün durumlar girer. Sözleşme’nin mülteci tanımında sayılan diğer bir neden, dine dayalı ayrımcılıktır. Belli bir dinsel gruba mensup olmanın, tek başına veya toplu ibadet etmenin, dinini öğrenmenin ve öğretmenin engellenmesi, belli bir dine mensup olma nedeniyle ayrımcı düzenlemelere maruz kalma, dine dayalı zulüm olarak kabul edilmektedir. Sözleşmenin zikrettiği tabiiyet (milliyet) nedeni, ırk kavramına benzer şekilde, her türlü etnik veya dilsel toplulukları ifade eder.