Aile Psikolojisi ve Eğitimi Ara 14. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Ergenlikte cinsel gerilimi aşağıdakilerden hangisi azaltır?
Öpüşme |
Flört |
Şakalaşma |
Masturbasyon |
Fantaziler |
Aşağıdaki açıklamalar gereği doğru yanıt D şıkkıdır.
2.Soru
Vajinanın dış 1/3lük kısmının kasılması hangi cinsel işlev bozukluğunda görülmektedir?
Hipoaktif Cinsel İstek |
Cinsel Uyarılma Bozukluğu |
Orgazm Bozukluğu |
Disparoni |
Vajinismus |
Vajinismus: Vajinaya giriş denendiğinde vajinanın dış 1/3lük kısmının kasılmasıdır. Çoğunlukla cinsel birleşmeye izin vermeyen bu kasılmayı kadın kendi isteği ile yapmaz. Bazen bacakların kapanması, korku, çarpıntı, terleme, bulantı, fenalık hissi, ağlamalar eşlik edebilir.
3.Soru
Değişen çevresel şartlar karşısında ailenin dengesini koruyabilme becerisini tanımlayan sözcük aşağıdakilerden hangisidir?
Homeostazis |
Geribildirim |
Bütünlük |
Sınırlar |
İlişkiler |
Doğru yanıt Homeostazis olmalıdır (Bknz. Açıklamalar)
4.Soru
Pasif çatışma ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
Öfkenin içe atılması, ifade edilememesidir |
Küsme alışkanlık, susma silah haline gelir |
Karşımızdaki kişi susularak öfkelendirilmeye çalışılır |
Kişinin dikkati karşısındakinde değil kendisindedir |
Pasif saldırıya dönüşebilir |
Pasif çatışma: Herhangi bir nedenden ötürü (çekindikleri için ya da küs oldukları için) insanların birbiri ile iletişim kurmaması pasif çatışma türüdür. Küsme, sağlıksız bir iletişim şeklidir. Etkileşim ortamını fakirleştirir. Pasif çatışmalar bazen pasif saldırganlığa dönüşebilir. Fiziksel ya da sözlü saldırganlık gibi pasif saldırganlıkta da karşımızdakini susarak öfkelendirmeye çalışırız. Pasif saldırganlıkta, küsme bir alışkanlık, susma bir silah haline gelir. Pasif çatışmalardan biri de öfkenin içe atılması, ifade edilmemesidir. Birbirine kızan insanlar aralarında hiçbir şey olmamış gibi iletişimlerini sürdürdüklerinde pasif çatışma sergilemiş olurlar.
5.Soru
İnsanda cinsel uyarana gösterilen fizyolojik tepkiler dikkate alındığında cinsel bakımdan olgun erkeklerde cinsel birleşmenin hangi evresinde meni boşalması olur?
Uyarılma evresi |
Heyecanlanma evresi |
Plato evresi |
Orgazm evresi |
Çözülme evresi |
Aşağıda verilen açıklamalar uyarınca "D" şıkkı doğru yanıttır
6.Soru
Aşağıdakilerden hangisi cinsel işlev bozukluklarından biri değildir?
Cinsellikten Tiksinme |
Cinsel Sadizm |
Kadında Cinsel Uyarılma |
Kadında Orgazm |
Erkekte Orgazm |
Cinsel sadizm, cinsel işlev bozukluğu değil cinsel sapkınlık yani parafilidir.
7.Soru
Aynı oyun malzemesini kullanan çocukların yan yana oynamalarına karşın, faaliyetlerini bağımsız sürdürmeleri oyunun hangi evresinde olduğunu gösterir?
Tek başına oyun |
Paralel oyun |
Birlikte oyun |
Kooperatif (ortak) oyun |
Oyunu izleme/seyirci |
Paralel Oyun (3 Yaş): Aynı oyun malzemesini kullanan çocukların yan yana oynamalarına karşın, faaliyetlerini bağımsız sürdürmeleridir. Paralel oyunda çocukların sosyal etkileşimleri çok az olmakla birlikte, bir oyuncağı istemek, düşüncelerini söylemek gibi durumlarda birbirleriyle çok az da olsa etkileşime girebilirler.
8.Soru
Açıkça ifade edilmeyen bir amaç için karşısındaki kişiyi yönlendirmeyi amaçlayan mesajlar içeren savunucu iletişim kalıbı aşağıdakilerden hangisidir?
Yargılayan mesajlar |
Kontrol eden mesajlar |
Nötr mesajlar |
Stratejik mesajlar |
Üstünlük taslayan mesajlar |
Savunucu İletişim Kalıpları: Kişilerarası iletişim açık ve savunucu olarak ikiye ayrılır. Eşlerden biri ya da ikisi, karşısındaki suçlayıcı tutum içine girdiğinde savunucu iletişim gelişir ve çatışma ortaya çıkar. Açık iletişim tarzında tartışma görülmez. Bir iletişim ortamında kişilerden birisi aşağıdaki altı tavırdan birini sergilediğinde karşısındaki savunucu iletişim kurmaya itmiş olur, yani çatışmaya yol açar: Bu kalıplardan "Stratejik mesajlar; açıkça ifade edilemeyen bir amaç için karşısındaki kişiyi yönlendirmeyi amaçlayan mesajlardır. Mesaj hedefine ulaşırsa sorun çıkmaz ancak eş altındaki amacı anlar ve karşı çıkarsa sorunlar ortaya çıkacaktır. Sözsüz manipülasyon (surat asma, küsme, iç çekme, diğerini dinlemeyip televizyon seyretmeye gazete okumaya devam etmesi), Sözlü manipülasyon (“beni seviyorsun değil mi…o zaman şu işi halleder misin benim için”).
9.Soru
"Emekliliğe uyum" gelişimsel görevi ailenin hangi gelişimsel evresinin özelliğidir?
Bekar genç erişkinler |
Çocuksuz Evli çiftler |
Çocuklu Evli çiftler |
Yaşlı çiftler |
Ebeveynlik sonrası çiftler |
Doğru yanıt "Yaşlı Çiftler" olmalıdır (Bknz. Açıklamalar).
Yaşlı Çiftler:
Yaşın ilerlemesi ile birlikte emeklilik yılları da başlar. Emeklilikte çoğu kez başlangıçta bir rahatlama
olur. Boş zamanın olması nedeniyle kendini şanslı hisseder. Ancak 3-9 ay sonra düş kırıklığı ve can
sıkıntısı yaşanır. Ülkemizde erkeklerin emeklilik hayatlarına uyumu kadınlara göre daha fazla zorluklar içerir. Evde ve sosyal hayatında yeterince uğraşıları olabilen kadın için en büyük zorluk bütün gün evde boş oturan eşleri olabilmektedir. Emekliliğin ne zaman olacağı ve nasıl bir ortamda geçireceğinin planlanması önemlidir. Yararlı olabilecek yeni işler yeni uğraşılar bulunmalıdır. Bu evrede eşlerden birinin vefatı söz konusu olabilir. Yaşlılıkta; kayıplar, yas tutma ve yalnızlık gibi en zor duygusal sorunlar yaşanır. Eşlerinin kaybının yanı sıra arkadaşlarını yitirirler, sağlıkları bozulur. Biraz yardım ve destek kayıpların yarattığı sarsıntı ve yalnızlık duygusundan kurtulmalarını sağlayacaktır. Özetle; emekliliğe adapte olma, yaşlılığa uyum sağlama, bedensel hastalıklarla ve kayıplarla başa çıkma bu dönemin üstesinden gelmesi gereken sorunlarıdır.
10.Soru
Cinsel mitler, kişilerin cinsel konularda doğru olduğunu düşündükleri, çoğu zaman abartılı, yanlış, bilimsel değeri bulunmayan inanışlardır. Bu mitler arasında yer almayan cinsellikle ilgili doğru ifade aşağıdakilerden hangisidir?
Erkeklerde cinsel organın boyutu cinsel gücün göstergesidir |
Cinsel organın boyutunun ilişki içinde uyarılmaya ya da hazza yönelik etkisi minimaldir |
Cinsel ilişkinin başlangıcında sertleşme (ereksiyon) güçlüğü olursa büyük olasılıkla iktidarsızlık gelişecektir |
Cinsel birleşme için en doğal pozisyon erkeğin üstte olduğu pozisyondur |
Erkeğin penisinde sertleşmenin kaybı eşini çekici bulmadığı anlamına gelir |
CİNSEL MİTLER
Cinsel mitler, kişilerin cinsel konularda doğru olduğunu düşündükleri, çoğu zaman abartılı, yanlış, bilimsel değeri bulunmayan inanışlardır ve cinselliğin yaşanmasını sınırlarlar. Çoğumuz aynı cinsel modeli öğrenmiş olmakla birlikte belirli mitler her birimizi farklı biçimde etkiler. Mitlere inanma derecesi değişir. Bazı mitlerin doğruluğuna neredeyse tamamen inanılırken bazıları hakkında şüpheler olabilir.
İnsanların cinsel hayatını olumsuz etkileyebilen cinsel mitlerden yaygın olarak saptananları şunlardır;
- Erkeklerde cinsel organın boyutu cinsel gücün göstergesidir. Ergenlik döneminden itibaren erkeklerin en merak ettikleri konudur. Çünkü penislerinin normal olmayacağı ile ilgili kendi aralarındaki bilimsel desteği olmayan abartılı konuşmalar nedeniyle yoğun kaygıları vardır Cinsel organların yapısı kişiye göre farklılıklar gösterir.
- Büyük erkek cinsel organı cinsel ilişki sırasında kadının daha çok uyarılmasını sağlar. Cinsel organın boyutunun ilişki içinde uyarılmaya ya da hazza yönelik etkisi minimaldir.
- Erkekler cinsel ilişkiden yalnız cinsel birleşme ve orgazm bekler. Duygusallık ve haz alma çoğunlukla kadınlarda görülür. Maalesef erkekler için sadece saldırganlık, rekabet, kızgınlık, kontrollü olma gibi duygulara izin verilmiş destek gereksinimi, sevgi, yumuşaklık erkeklikten sayılmamaktadır. Ancak bu duygular insana ait ve iki cinsiyet için geçerlidir.
- Cinsel ilişkinin başlangıcında sertleşme (ereksiyon) güçlüğü olursa büyük olasılıkla iktidarsızlık gelişecektir. Sertleşme fizyolojik bir olaydır ve konsantrasyon kaybı, kaygı gibi nedenlerle zaman zaman olabilir. Eğer boşalma olmamışsa uyaran vermeye devam edildiğinde sertlik tekrar sağlanabilir.
- İlk cinsel birleşmede başarılı olunması sonraki cinsel yaşam boyunca başarılı olacağının göstergesidir. Cinsel sorunlar ilk cinsel deneyimde olabileceği gibi sonradan da gelişebilir. Bir sorun yaşanınca bunun sürekli olacağına dair bir zorunluluk yoktur. Bir sonrakinde tekrarlamayabilir.
- Mastürbasyonun cinsel güce zarar verici etkisi olabilir. Çok eskilerden kalmış çoğunlukla ahlaki değer yargıları ile ilişkili bir yanlış inanıştır.
- Oral seks olgunlaşmamışlığın göstergesidir ve güvensizdir. Cinsellikte neyin normal olduğuna dair diğer insanların takdiri geçerli değildir. Cinselliği yaşayan kişilerin kendi rızaları ile yaşadıkları her şey onların normalidir. Oral sekste uyarılma kaynaklarından biridir.
- Erkek ve kadının cinsel ilgileri ve sorumlulukları temel olarak farklıdır. Cinsellik iki kişi arasında yaşanan ve her ikisinin de eşit derecede katılması gereken ve her ikisinin ortak sorumluluğunda olan bir eylemdir. Cinsel organ yapıları farklı olabilir ancak yaşanan haz benzerdir.
- Başka şeylerde olduğu gibi cinsellikte de başarıya ulaşmak çok önemlidir. Hedefe ve başarıya yönelik yetiştirilen erkek, cinselliği de bir performans alanı haline getirmektedir. İki sakıncası vardır. Cinsel hazzı paylaşmak yerine başarı peşinde olan erkek eşinin de hazzını azaltmaktadır. Başarısını kanıtlamak derdinde olan erkek olası bir sorunla karşılaştığında erkekliğiyle ilgili düşünceleri ciddi hasar alacaktır ve belki de bu durum bir cinsel işlev bozukluğunu başlatacaktır.
- Sevişme sırasında fantezi kurmak yanlıştır. Fanteziler cinsel uyarılmayı arttırır. Kişinin aklından geçenler konsantrasyonunu bozmuyorsa ve paylaşılmak istenen fantezi cinsel eşe hitap ediyorsa sorun oluşturmayacaktır.
- Cinsel birleşme için en doğal pozisyon erkeğin üstte olduğu pozisyondur. Cinsel birleşme pozisyonu çiftlerin tercihine kalan bir durumdur.
- Sağlıklı ve uyumlu bir erkeğin hiçbir durumda cinsel performansı bozulmaz. Erkek cinsel ilişkiyi her zaman ister ve buna hazırdır. Erkeklerin cinsel yaşamına bir yük getiren bir yanlış inanıştır. Bu yanlış inanç erkekleri istese de istemese de cinsel ilişkiye girmeye zorlar ve cinsel işlev bozukluğu gelişmesine neden olabilir. Daha da önemlisi kadın erkek ilişkisine, arkadaşlıklara zarar vermektedir.
- Sevişmeyi başlatan kadın ahlaksızdır. Cinsel olarak aktif olmak isteyen kadını ketleyen bir inanıştır. Temelinde kadının cinsel olarak arzulu olmasının yaratacağı korkular vardır.
- Sevişme her zaman doğal ve kendiliğinden olmalıdır, sevişme hakkında konuşmak ve düşünmek onu bozar. Sevişme sırasında çiftlerin birbirine geri bildirim vermesi öğrenmenin en iyi yoludur.
- Sertleşme (ereksiyon) hemen daima cinsel arzu ve uyarılmanın işaretidir. Erkekler fizyolojik olarak özellikle sabahları sertleşme yaşarlar. Sabah sertliklerinin olmaması organik bir sorunun habercisi olabilir.
- Cinsel ilişki cinsel birleşme demektir. Cinsel birleşme cinsel ilişkinin küçük bir bölümüdür. Cinsel birleşme uğruna erkeğin diğer cinsel uyarılmaları keşfetmesine engel olur. Birleşme sertleşmeyi gerektirdiğinden sertleşme olmaması panik duygusuna neden olur. Cinselliğin diğer ifadelerinden vazgeçilir. Sertleşme bozukluğu oluşmasına en çok neden olan mittir.
- Tüm fiziksel yakınlaşmalar cinsel birleşmeyle bitmelidir. Erkeklere sarılma, öpme, okşama ve diğer duygu türlerinin uygun olmadığı öğretilmiştir. Birçok sevişmeye gitmeyecekse fiziksel yakınlaşmaları geri çevirir. Bu eşlerin duygusal yakınlıklarını sınırlar.
- Her erkek her kadına nasıl zevk vereceğini bilmelidir. Kadınlar cinsel deneyimleri olmadığı için kendilerini cinselliğe yabancı bulur. Çoğu kez sadece birkaç kez paralı ilişkisi olan eşlerini ise her şeyi biliyor kabul eder. Erkeklerde bu durumu kabul eder. Başta erkek lehine gibi görünür çünkü erkeğin kendi sevişme biçimini, tarzını sorgulamasına gerek olmadığına dair bir mesaj verir. Ancak eşinin yeterince zevk almadığını ya da orgazm olmadığını öğrenen erkeğe kendi bunun çözümlenmesi gereken bir sorun olarak değil kendi erkekliğinin yetersizliğinin bir kanıtı olarak değerlendirmesine neden olur.
- Erkeğin penisinde sertleşmenin kaybı eşini çekici bulmadığı anlamına gelir. Cinsel ilişki sırasında erkeğin dikkati azalabilir ya da ereksiyon geçici olarak ortadan kalkabilir. Ereksiyon kaybı bir felaket olarak algılanırsa tekrar temini oldukça güçleşir
- Bir çift için ‘aynı anda orgazm’ gerçekleştirilmesi gereken en önemli amaç olmalıdır. Bu şekildeki bir beklenti her iki tarafta da performans endişesi yaratır, bu da orgazm taklitlerine, yetersizlik duygularına ve evlilik sorunlarına yol açabilir.
11.Soru
"Baş ve gövde olmak üzere iki kısımdan oluşur. Gövde kısmı paralel silindir şeklinde 3 yapıdan
meydana gelir. Biri süngerimsi (corpus spongiosum), diğer ikisi boşluklu yapıdan (corpus cavernozum) oluşur. Bu boşluklar uyarılma esnasında kanla dolar" ifadesi hangi erkek organını tanımlar?
Skrotum |
Penis |
Testisler |
Prostat |
Perine |
Aşağıdaki açıklamalar uyarınca "B" şıkkı doğru yanıttır.
12.Soru
İletişimde bir sözlü mesajın karşı taraf tarafından anlaşılmasında yollandığı andaki ses tonu ile değerlendirilme oranı aşağıdakilerden hangisidir?
%3 |
%8 |
%38 |
%80 |
%83 |
4. İletişimin yer aldığı ortam: Yer, durum, zaman genellikle ne dendiği, nasıl dendiği nasıl
anlaşıldığı ve nasıl tepki verileceğini etkiler. Bir sözlü mesaj; %7 oranında içerdiği
kelimelerle, %38 oranında yollandığı andaki ses tonuyla, %55 sözsüz mesaj kısmıyla
değerlendirilmektedir.
13.Soru
Aşağıdakilerden hangisi, boşanmadaki yas süreci evrelerinden biri değildir?
İnkar |
Kayıp |
Kızgınlık |
Kimliği inkar etme |
Kabul |
Kimliği inkar etme
14.Soru
Kişilerin birbirinden hoşlanmadığı, birbirine kızdığı, birbirlerinin ne söylediğine aldırmadan, birbirlerini dinlemeden karşılıklı eleştirip kavga ettiği çatışma türü aşağıdakilerden hangisidir?
Aktif çatışma |
Pasif çatışma |
Varoluş çatışması |
Tümden reddetme |
Önyargılı çatışma |
Aktif çatışma: Karşı karşıya gelen kişilerin birbirinde hoşlanmamaları ya da birbirlerine kızmaları durumunda ortaya çıkar. Birbirlerinin ne söylediğine aldırmadan, birbirlerini dinlemeden karşılıklı olarak birbirini eleştirir ve kavga ederler.
15.Soru
20-30 yaşlarında, 12 yıldan az evlilik süresine sahip kişilerin, sorunlarla baş edebilme yetersizliği ya da hayal kırıklıklarına bağlı olarak, kısa süreli, duygusal yakınlığı az olan bir ilişki yaşaması hangi ilişki türünü açıklar?
Boş yuva ilişkileri |
Dışarıda bir ilişki |
Yakınlığı olmayan ilişkiler |
Çatışmadan kaçınma ilişkileri |
Cinsel bağımlılığı olan ilişkiler |
Çatışmadan kaçınma ilişkileri
16.Soru
Ailedeki problemlerin kendileri hakkında sahip oldukları ve baskıcı kültürel söylemlerden de yansıyan öykülerle ilişkili olduğunu, ancak ailelerin sorunlarını çözebileceği kaynaklara sahip olduğunu, ufak olumlu değişikliklerin, büyük değişikliklere yol açabileceğini öne süren aile kuramı aşağıdakilerden hangisidir?
Bilişsel-Davranışçı Aile Kuramı |
Feminist Aile Kuramı |
Postmodern Aile Kuramı |
Sistem Kuramı |
Sembolik Etkileşim Kuramı |
Postmodern Aile Kuramı: Modernist görüş gerçeğin nesnel olarak gözlendiğini ve sistemik olarak bilindiğini belirtirken, postmodernizm gerçeğin öznel olduğunu ifade eder. Postmodern anlayışa göre, gerçeğin keşfedilmesinden çok yapılandırılması söz konusudur. Sosyal yapısalcılık (social constructionism) felsefe akımının postmodern aile kuramına önemli katkıları olmuştur. Bu görüşe göre gerçeklik dil-söylem üzerinden kurulur. Ailedeki problemlerin, kendileri hakkında sahip oldukları ve baskıcı kültürel söylemlerden de yansıyan öykülerle ilişkili olduğunu belirtir. Bu kurama göre sorun yaşayan aileler kendi yaşamları ile ilgili sıklıkla olumsuz, zarar verici ve umutsuz öyküleri kurgularlar. Problem dilini kullanmak yerine çözüm dili kullanılmalıdır. Sorunların çözümünde neyin problem olduğundan çok neyin problem olmadığı tanımlanır. Problemin geçmiş öyküsüne detaylı olarak odaklanmanın yararının olmadığını, bir sorunu çözmek için onun nedenini bilmek gerekmediğini öne sürer. Ailelerin sorunlarını çözebileceği kaynaklara sahip olduğunu ileri sürer. Ufak olumlu değişikliklerin, büyük değişikliklere yol açabileceğini öne sürer.
17.Soru
İnsanda cinsel uyarana gösterilen fizyolojik tepki farklı evrelere ayrılır. Bu evrelerin en sonuncusu aşağıdakilerden hangisidir?
Heyecanlanma evresi |
Plato evresi |
Uyarılma evresi |
Orgazm evresi |
Çözülme evresi |
Cinsel uyarana gösterilen tepki dört evreye ayrılır; uyarılma evresi, plato evresi, orgazm evresi, çözülme evresi. Heyecanlanma ve uyarılma evresi aslında aynı evrelerdir. Çözülme evresi son evredir.
18.Soru
Değişen çevresel şartlar karşısında ailenin dengesini koruyabilme becerisine ne denir?
Eşonlanım |
İletişim/bilginin işlenmesi |
Bütünlük |
Homeostazis |
Döngüsel nedensellik |
Değişen çevresel şartlar karşısında ailenin dengesini koruyabilme becerisine homeostazis denir.
19.Soru
İletişimde bir sözlü mesajın karşı taraf tarafından anlaşılmasında içerdiği kelimelerle değerlendirilme oranı aşağıdakilerden hangisidir?
%17 |
%7 |
%70 |
%71 |
%77 |
4. İletişimin yer aldığı ortam: Yer, durum, zaman genellikle ne dendiği, nasıl dendiği nasıl
anlaşıldığı ve nasıl tepki verileceğini etkiler. Bir sözlü mesaj; %7 oranında içerdiği
kelimelerle, %38 oranında yollandığı andaki ses tonuyla, %55 sözsüz mesaj kısmıyla
değerlendirilmektedir.
20.Soru
I. Birey, eş ve ailelerin ilişkilerinde yaşadığı duygu, düşünce ve davranışlara odaklanır.
IISistem kuramı ile aileyi kavramlaştırır.
III. Bir bilim olarak son 30 yılda ciddi gelişmeler göstermektedir.
Hangisi ya da hangileri aile psikolojisine ilişkin doğru ifadelerdendir?
Yalnız I |
Yalnız II |
I, II |
II, III |
I, II, III |
Aile psikolojisi; birey, eş ve ailelerin ilişkilerinde yaşadığı duygu, düşünce ve davranışlara odaklanır. Ve bu alanlardaki sorunları ele alır. Sistem kuramı ile aileyi kavramlaştırır. Aile psikolojisi bir bilim olarak son 30 yılda ciddi gelişmeler göstermekle birlikte ilk çalışmalar 1940’lı yıllara dayanmaktadır.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ