Postman, “Çocukluğun Yok Oluşu” (1982) adlı eserinde, çocuklukla yetişkinlik arasındaki göreceli ayrımın giysilerden, dil, tavır, tutum, davranış ve beklentilere varıncaya kadar önemli ölçüde azaldığını ileri sürmekte ve günümüzdeki teknolojik ve sosyo-kültürel değişimin çocukluğu, korunması güç bir toplumsal yapıya nasıl getirdiğini ayrıntılı örnekler vererek açıklamaktadır. Ona göre medya, özellikle de TV, analitik becerilerin yerine ilkel algılamaları geçirerek düşünsel ve toplumsal hiyerarşinin çökmesine, çocuk ve yetişkin gruplar arasındaki farkların ortadan kalkmasına neden olan bir ortam yaratmıştır.  

Sürekli kendini bulunduğu yaştan daha genç hissetme haline "yaşlanmayan benlik" adı verilmektedir. Doğru cevap, A'dır.

İzin verici - gevşek ana-baba tutumlarında ise ana-babalar çocuğa karşı çok az talepkârdır ve çoğunlukla da çocuğun isteklerini yerine getirmeye çalışmaktadırlar. Bu tutum içerisinde yetişen çocuklar, kendini merkez alan, disiplinsiz, sorumsuz ve bozucu davranış özellikleri gösterirler. Dikkat çekmek isteyen ve kendini kontrol edemeyen kişilerdir.Doğru cevap D'dir.

İşlevselci yaklaşımın en önemli temsilcilerinden biri Parson'dur. Parsons(1951), bireylerin pasif varlıklar olmadığını, farklı bir deyişle davranmaktan ziyade eylemde bulunduklarını ifade etmektedir. Bu görüşten yola çıkarak, sağlık ve hastalık sosyolojisi için önemli olan bir katkıda bulunmuştur. Hastalık, biyolojik unsurlara indirgenemez. Böyle olsa, hasta olan kişinin iyileşmek için yapabileceği çok az şey vardır demektedir. Burada Weber’den etkilenerek, insanın yorumlama yeteneğini önemsemekte ve hastalık ve sağlık olgularının sosyal, politik ve ekonomik boyutunu da ortaya çıkarmaya çalışmaktadır. Bunu yaparken özellikle tıbbın bilimselliğini sorgulamaktadır. Büyüler vb. aracılığı ile iyileşen (burada psikolojik faktörleri de ihmal etmemek lazım) kişileri örnek verir.

 Bu nedenle doğru cevap D'dir. 

Kişilerin sosyoekonomik kökenleri ve eğitim başarıları büyük oranda yaşlılık dönemlerinde yaşayacakları deneyimlere etki etmektedir. Bu da farklı sınıflardan kişilerin yaşlılık dönemlerinde farklı tarzda eşitsizlik ve ayrımcılık yaşayacaklarını göstermektedir.

Biyolojik açıdan organizmanın gelişiminde, uyum sağlama kapasitesinde azalmaya ve sonunda ölüme neden olan istem dışı safhaya yaşlanma denir. Doğru Cevap C’dir.

19. Yüzyılda Amerika'da hayata geçirilen Oneida Topluluğu komünal yaşam biçimine örnektid. Cevap C şıkkıdır.

Başarılı yaşlanmadan söz edebilmek için bireyin yaşlılık dönemine gelmeden önce kendisini yaşlılığa bilinçli olarak hazırlaması gerekir. Bu hazırlık bireyin yaşlılık dönemine uyumunu kolaylaştırır.

Gerontoloji kadınların önemli katkılarda bulunduğu disiplinler arası bir alandır. Gerontolojide feminist bakış ve yaş bilincini kullanma henüz çok yenidir.  Feminizm ile gerontoloji arasındaki kavramsal bağlantıları beş kategoride ele alınır:

1. Grubun biyoloji ya da sosyal koşullar ile tanımlanma ölçüsüne ilişkin mücadele

2. Eşitsizliğin olduğunu göstermek ve politika değişlikliklerin yapılması yönünde baskı kurulması için istatistiğin stratejik biçimde kullanılması

3. Grubun bir bütün olarak mı yoksa en fazla eşitsizlik yaşayan alt grupların mı ele alınmasına ilişkin mücadele

4. Grubun güçlü yönlerini ya da adil olmayan şekilde davranmalarını gösteren stratejinin seçimine ilişkin verilen mücadele

5. Güçlü ya da güçsüz gruplar arasında ortaya çıkan boşluğu önlemeye yönelik mücadele Feminizm ile gerontolojinin ortak yönü belli bir grubun yaşam şansını artıracak, iyileştirecek sosyal bilinç, sosyal kuram ve sosyal politika yaratma çabasıdır

Sembolik etkileşim, yaşlanmayı yapısal normatif bir bağlama, bireysel kapasite ve kabullere duyarlı dinamik bire süreç olarak görür. Doğru yanıt, B'dir.