"شدد" fiili "vurguladı" anlamına geldiğinde "على" harf-i cerini aldığı için doğru cevap D’dir.

 يَا ، أَيَا ، هَيَا ، أَيْ  nidâ edatları, سِوَى ise istisnâ edatıdır. Doğru cevap A’dır.

أَقَالِيمُ kelimesi أَفَاعِيلُ kalıbında kullanılan gayrulmunsarif bir isimdir. Doğru cevap B’dir.

تَعَوَّدَ، يَتَعَوَّدُ  fiili عَلَى harf-i cerini alır ve bir şeye veya birine alışmak anlamına gelir. Doğru cevap B' dir.

 أَنْشَأَ، جَعَلَ،أَخَذَ،بَدَأَ filleri şurû fiilerindendir.  كَادَ  ise mukârabe fiilerindendir. Doğru cevap E’dir.

 اِسْتَهَانَ، يَسْتَهِينُ   fiiliبِ   harf-i cerini alır ve birini veya bir şeyi küçümsemek, hafife almak anlamına gelir. Doğru cevap B’dir.

Sâhibu’l-hâl, cümle içinde hâli, durumu nitelenen isimdir. Marife olup cümle içinde fâil, nâibu’l-fâil ya da mef‘ûl durumunda gelebilir. Mahzûf (zikredilmeyip düşürülmüş) da olabilir. Hâl ile sâhibu’l-hâl arasında sayı ve cinsiyet bakımından uyum olmalıdır.  D şıkkındaki الْحُجَّاجُ kelimesi bu cümlede sâhibu’l-hâldir. Doğru cevap D’dir.

مَعَايِشَ  kelimesi مَفاعل  kalıbında kullanılmış gayrulmunsarif bir isimdir. Doğru cevap B’dir.

B şıkkında sâhibu’l-hâl olan الْوَلَدُ kelimesi ile hâl olan مُسْرِعَةً kelimesi arasında cinsiyet bakımından uyumsuzluk vardır. مُسْرِعَةً kelimesinin eril, yani مُسْرِعاً  şeklinde gelmesi gerekmektedir. Doğru cevap B’dir.

Yukarıdaki cümlede, uzak için kullanılan nida edatlaından هَيَا  edatının kullanıldığını طالِبُ  kelimesinin ise munâda olduğunu görüyoruz .Doğru cevap E’dir.

A,C,D,E şıklarında nidâ vardır. B şıkkında ise “Kardeşin dışında öğrenciler derse geldi” anlamında bir cümle olduğunu ve cümlede nidâ değil, istisna olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla doğru cevap B’dir.

 “Meyveyi henüz olgunlaşmadan kopardım.” anlamındaki cümlede kendisinin durumundan haber verilen ve nitelenen kelime الثَّمَرَةَ kelimesidir ve sâhibu-l hâldir. Doğru cevap D’dir.

B şıkkında طَالِبَ الْعِلْمِ  ifadesindeki طَالِبَ kelimesi munâdâ ve aynı zamanda muzâftır. Doğru cevap B'dir.

 يا ناصِحاً غَيْرَهُ  Ey başkasına nasihat veren, لاَ تَنْسَ نَفْسَكَ  kendini unutma…D şıkkına baktığımızda “Ey başkasına nasihat veren, kendini unutma.” cümlesinin yukarıdaki cümleye anlamca en yakın Türkçe karşılık olduğunu görüyoruz. Doğru cevap D’dir.

سِوَى، غَيْرُ، إِلَّا، عَدَا   istisna edatları, عَلَى  ise harf-i cerdir.Doğru cevap C’dir.

A,B,D,E şıklarında munâda şebîh bi’l-muzâf olarak gelmiş, C şıkkında ise muzâf munâda şeklinde gelmiştir. Dolayısıyşa doğru cevap C’dir.

“Bir soru dışında bütün soruları anladım” cümlesine baktığımızda istisna unsurlarıyla kurulan bir cümle görüyoruz. فَهِمْتُ  anladım, كُلَّ الأسئلَةِ  bütün soruları, ما عَدَا سُؤَالاً  bir soru dışında, şeklinde çevirdiğimizde cümlenin Arapça karşılığını elde ediyoruz. Dolayısıyla doğru cevap E'dir.

Çözüm حاشا ve عدا  harf-i cer kabul edildiğinde kendisinden sonra gelen isim mecrûr olur. سوي ve غير  kendisinden sonra gelen isme muzâf olur, dolayısıyla kendisinden sonra gelen ismin mecrûr olması gerekir. Ancakعدا  ve خلا’nın başına mâ el masdariyye geldiği takdirde bu edatlar birer mâzi fiil kabul edilir ve kendilerini izleyen mef‘ûlun bihler mansûb olurlar. Bu bakımdan E şıkkında yer alan ما عدا’dan sonra mecrûr bir kelime gelemez. Doğru cevap E’dir.

  Gayrulmunsarif isim muzâf durumdaysa ya da harf-i tarif ile belirliyse kesra ile harekelenir. Yukarıdaki cümlede  الـمَسَاجِدِ kelimesi harf-i tarif ile belirli bir kelime olup kesra ile harekelenmiştir Doğru cevap C'dir.

Belirli (marife) isimlerden sonra gelen cümleler hâl, belirsiz (nekira) isimlerden sonra gelen cümleler sıfat cümlesi olur. E şıkkında fiil cümlesi olan يَبْتَسِمُ  belirsiz bir isim olan طالِبٌ   isminden sonra geldiği için hâl değil, sıfat cümlesidir. Doğru cevap E’dir.