Avukat-mahkeme ilişkisinden kaynaklanan yükümlülükler göz önüne alındığında avukatların tanıklarla her ne olursa olsun ilişki kurmaması, temasa geçmemesi beklenmektedir. Bu anlamda doğru cevap tanıklarla temasa geçmek ve onları etkilemekten kaçınma yükümlülüğüdür.

Avukatın, müvekkili tarafına verilen veya onun namına aldığı malları, parayı ve diğer her türlü kıymetleri, avukatlık ücreti ve giderin ödenmesine kadar, kendi alacağı nispetinde elinde tutabilmesi hapis hakkının bir sonucudur.

Avukat üstlendiği davayı zamanında açmalıdır, müvekkilinin gecikmeden dolayı zarara uğramasına engel olmalıdır. Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır. Avukatın yaptığı işlem ve hukuki faaliyetlerin hukuka uygun olması tek başına yeterli değildir. Şekle uygunluk yanında amacın da hukuka uygun olması gerekir.

Avukatlar mesleki faaliyetlerini eser, vekalet ve hizmet sözleşmeleri kapsamında yürütürler.

Avukatların özgürlüklerinden yoksun kişilerle ilgili avukatlık görevlerinin gereklerini gereğince yerine getirebilmeleri, onların görüşme yetkilerinin bulunmasını ve bu yetkinin gereksiz sınırlandırmalardan arındırılmış olmasını gerektirir. Bu açıklama avukatın görüme yetkisini açıklamaktadır.

Sadakat yükümlülüğü avukat müvekkil ilişkisinden kaynaklanan yükümlülüklerdendir.

“Bir avukatın kamuya sunduğu beyanlarının bilgi verme hakkı kabul edilmesi için doğru ve gerçek bir bilgi sunulmalıdır.” ifadesi avukatın kamu ile ilişkileriyle ilgili kurallardandır. Diğer seçeneklerdeki ifadeler avukatların hâkim ve savcılarla olan ilişkilerinde uymak zorunda olduğu kurallardandır.

Avukatın üstlendiği dava ile ilgili olarak düzenlediği layiha ve yaptığı işlemler -bu arada temyiz ve karar düzeltme yoluna başvuru da dâhil olmak üzere- için ayrı ücret alması söz konusu değildir. Bununla birlikte icra takipleri ile Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay ve Sayıştay’da temyizen ve Bölge idare Mahkemelerinde itirazen görüşülen duruşmaların işlerinde ayrı ücret gerektirir.

Kural, avukatın üstlendiği işi bizzat kendisinin yapmasıdır. Ancak bazı durumlarda avukatın işi bir başkasına yaptırması mümkündür. Avukatın üstlendiği bir işi yetki belgesi aracılığıyla bir başka avukata devretmesi halinde, bu avukat işi şahsen yerine getirmekle yükümlü olan avukatın yerine kaim yani alt vekil olur.

Bu yükümlülüğün dört alt gereği vardır:

• Dava Rizikosuna Dikkat Çekme Yükümlülüğü,
• Masraf Rizikosuna Dikkat Çekme Yükümlülüğü,
• Avukatın Yargısal Nitelikte Olmayan Faaliyetine İlişkin istişare Yükümlülüğü,
• Sulh Olunması Sırasında Avukata Düşen Dikkat Çekme Yükümlülüğü

Avukatın meslek sırrı ile bağlılıktan kurtulabilmesini sağlayan bazı haller bulunmaktadır. Bunlar, vekil edenin rızası, ıztırar halinin varlığı, avukatın mesleğe hukukuna özgü disiplin cezası tehdidi altında bulunmasıdır. Bu durumların varlığı halinde avukatın meslek sırrını açıklaması mümkün olabilir. Vekil edenin vefatı ise avukatın meslek sırrı ile bağlılığını ortadan kaldırmaz. Avukatın meslek sırrını saklama yükümlülüğü zamanla sınırlı değildir.

Sadakat yükümlülüğünün alt gerekleri aşağıdaki gibidir:

• Uygunsuz işlerin reddi zorunluluğu,
• Çatışan menfaatleri temsil etmekten kaçınma yükümlülüğü,
• Taraf değiştirmekten kaçınma yükümlülüğü (taraf değiştirme yasağı).

Kural olarak avukatın duruşmayı terk yetkisi yoktur ama meslek onurunun korunması ve kişisel sebepler zorunlu kılmışsa barosuna bilgi vermek kaydıyla duruşmayı terk edebilir.

Görevlerinden dolayı avukatlara karşı işlenen suçlar bakımından, bu suçların yargıçlara karşı işlenmiş olması halinde uygulanacak ceza kanunu hükümlerinin uygulanması, avukatlığın kamu hizmeti niteliğinin sonuçlarındandır.

Vekâlet ücret davası açacak avukat, önce Baro Yönetim Kurulu’na bilgi verir. Çünkü kamusal bir hizmet olan avukatlık hizmetinde oluşacak vekâlet ücreti mesleğin genel itibarına zarar vermemelidir. Vekâlet ücretinin tahsili konusunda baro üyesi avukata gereken desteğin verebilmek için kendiliğinden harekete geçebilir. Bu nedenle vekâlet ücreti davası açan avukat bağlı olduğu baroya bilgi vermelidir. Baro Yönetim Kurulu’nun bildirime ilişkin görüşünü bildirme yetkisi vardır.

Avukatın üstlendiği dava ile ilgili olarak düzenlediği layiha ve yaptığı işlemler -bu arada temyize başvuru- için ayrı ücret alması söz konusu değildir. Bununla birlikte icra takipleri ile Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay ve Sayıştay’da temyizen ve Bölge İdare Mahkemelerinde itirazen görüşülen işlerin duruşmaları ise ayrı ücret gerektirir

Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır. Avukat, sadece mesleki faaliyetleri sırasında değil özel yaşantısında da buna özen göstermekle yükümlüdür. Avukatlık, tutum ve davranışlarda, giyimde, konuşmada, özel yaşamda bile özen isteyen bir meslektir.

A, B, C, D seçeneklerinde verilen özellikler avukatın devletten bağımsızlığının unsurlarıdır. Avukatın vekaletten her zaman çekilebilmesi ise avukat-müvekkil ilişkisindeki bağımsızlık kapsamında değerlendirilir.

Sadakat yükümlülüğünün alt gerekleri uygunsuz işin reddi zorunluluğu, çatışan menfaatleri temsil etmekten kaçınma yükümlülüğü ve taraf değiştirmekten kaçınma yükümlülüğüdür.

Avukat, iddia ve savunmanın hukuki yönü ile ilgilidir. Taraflar arasında anlaşmazlığın doğurduğu düşmanlıkların dışında kalmalıdır.