Çocuk Davranış Kontrol Listesi; 6-18 yaş aralığındaki okul çağı çocuklarının problem davranışlarını değerlendirmek için kullanılmaktadır. Ailelerden, öğretmenlerden ve çocukların kendilerinden alınan bilgilere göre kontrol listesi doldurulmaktadır. Öğretmenlerden alınan bilgiler çocuklardaki problem davranışların güçlü göstergeleri olarak kabul edilmektedir.

• Öğrenme güçlüğü olan çocuğu dinlemek ona fırsatlar vermek önemlidir. Zaman zaman onunla sohbet etmek onu mutlu edecektir.

• Çocuğun bakım hizmeti aldığı ortamın düzenlemesi yapılmalıdır. Düzenleme yapmak onu karmaşıklıktan kurtaracaktır.

• Öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin ev ödevleri ve sorumlulukları mutlaka olacaktır. Çocukla ilgilenen bakım personelinin yukarıda bahsedilen öğretmenlere yönelik önerileri de dikkate alarak akademik olarak çocuğu desteklemesi çocuğun yaşamını kolaylaştıracak ve akademik becerisini arttıracaktır.

• Birey merkezli bakım planında öğrenme güçlüğü olan çocuğa yönelik günlük rutinler hazırlanarak bireylerin karmaşık durumlar yaşaması önlenebilir.

• Herhangi bir travmaya bağlı olarak öğrenme güçlüğü tanısı alan bireylerin fizyoterapi gibi destekler de alması gerekebilir. Bu gibi durumlarda bireylere fiziksel aktivitelerle birlikte fizyoterapi desteği sağlanabilir.

• Dil becerilerini geliştirmek amacıyla dil ve konuşma terapistlerinden destek alınabilir

• Öğrenme güçlüğüne dair derinlemesine bilgi edinmek çocuğun gereksinimlerini karşılamak için önemlidir.

• Ailenin çocuğunun durumunun farkında olarak beklentilerini çocuklarının özelliklerine göre düzenlerse çocuklarına karşı tutumları daha olumlu olacaktır.

• Çocuklarının öğrenme süresi ve şeklinin farklı olduğunu unutulmamalıdır.

• Çocuğa zaman ayırarak hayatıyla ilgili paylaşımlarda bulunmak çocuğu mutlu edecektir.

• Öğrenme güçlüğü olan çocuk akranları ya da kardeşleriyle kıyaslanmamalıdır.

• Çocuğun başarabildiğini göstermek onu mutlu edecektir.

• Çocuğun öğrenme güçlüğü kabul edilerek gerekli sevgi gösterilmelidir.

Aşağıdaki davranışlar erken çocukluk döneminde ortaya çıkan ilk belirtiler olarak sayılmaktadır. 

• Dil gelişiminde problemler, konuşmada bozukluk, 
• Zaman kavramlarını anlamada sınırlılıklar,
• Kavram gelişiminde problemler, 
• Öz bakım becerilerini istenilen şekilde yerine getirememe, 
• Akılda tutma, hafıza gelişiminde gerilikler. 

Bakım personelinin otizmli bireylerle ilgili olarak karşılaştığı problemler arasında problem davranışlar önde gelmektedir.

Okuma; öğrenme güçlüğü yaşayan öğrencilerin karşılaştıkları en sorunlu alanların başında gelmektedir. Bu alanda harf tanıma, kelime tanıma, heceleme, doğru ve akıcı bir şekilde çözümleme becerileri okuma ile ilgili yaşanan en problemli noktalar arasında yer almaktadır.

Derslerle ilgili materyal hazırlarken öğrenme güçlüğü olan öğrencinin de özelliklerini dikkate alarak materyaller hazırlamak öğrenme güçlüğü olan bireylerin öğretmenlerine verilebilecek önerilerdendir.

Duygu ve davranış bozukluğunu etkileyen biyolojik nedenler, beyin hasarı, genetik faktörler ve mizaçtır.

Duygu ve davranış bozukluğu etkileyen çevresel
nedenler ev-aile, okul ve toplumdur.

Doğru cevap A seçeneğidir. 

Otizm spektrum bozukluğu olan bireylerde yeme sorunları görülebilmektedir. Ancak bu bir tanım bileşeni değildir.

Otizm ya da otistik bozukluk: DSM-IV-TR tanı ölçütlerine göre sosyal etkileşim, iletişim ve sınırlı yinelenen davranışlar başlığı altında tanımlanan özelliklerden en az altı- sına uygun belirtileri gösteren bireylerdir.

Sözcüklerin nasıl bir araya gelerek tümceleri oluşturulduğuna dair, tümcenin şekli ve yapısına ilişkin kurallarla ilgilenen çalışma alanına Sentaks adı verilir.

OSB’li bireylerle kurulacak olan iletişimlerde konuşma dili belirsiz ifadeler ve geniş sorulardan uzak olmalı, kelimenin yalnızca kendi anlamı kullanılmalı, mecaz anlatımlardan ve deyimlerden uzak, hassas bir dil kullanılmalıdır. Bu bireyler kendilerine yöneltilecek olan soruyu tam olarak cevaplayamazlarsa kaygı yaşayabilirler. Bu nedenle olabildiğince somut ve konuya özgü bir konuşma geliştirmek en iyisidir. Bazı OSB’li bireyler, çoktan seçmeli sorular, insanların karşılaşabileceği türde örnekler veya tam olarak doğru cevap vermesi gerekmediğinden emin oldukları sorulara daha iyi yanıt verebilirler. OSB’li bireylerin önemli bir kısmı sözsüz ipuçlarını anlamada güçlük çekebilmekte ve alışılmadık vücut dili veya yüz ifadeleri nedeniyle nispeten kaba bir görünüş sergileyebilmektedir. Bundan dolayı OSB’li bireyi rahatsız etmemek ya da iletişim yeteneğini engellememek için, göz teması kurmaya zorlanmamalıdır. 

Öğrenme güçlüğü yaşama bu sorunlardan biri değildir.

Ebeveynlerin spermlerinde veya yumurta hücrelerinde veya döllenme sırasında kendiliğinden oluşabilen, deoksiribonükleik asitlerdeki (DNA) değişikliklere De novo bozulmalar denir.

Otizmli bireyler görsel uyaranlara daha fazla tepki gösterebilmektedir.

Aşağıdaki davranışlar erken çocukluk döneminde ortaya çıkan ilk belirtiler olarak sayılmaktadır.
• Dil gelişiminde problemler, konuşmada bozukluk,
• Zaman kavramlarını anlamada sınırlılıklar,
• Kavram gelişiminde problemler,
• Öz bakım becerilerini istenilen şekilde yerine getirememe,
• Akılda tutma, hafıza gelişiminde gerilikler

• Yerinde duramama ve sürekli hareket halinde olma
• El göz uyumunda olumsuzluklar,
• Görsel hafızayı kullanmada yetersizliklerdir.

Çocukluğun Dezintegratif Bozukluğu: Bu bozukluğun bilinen en önemli ayırıcı özelliği, iki yaşına kadar normal süren gelişimin, iki yaşından sonra geriye gitmesi ve bireyin edindiği beceri ve davranışları yıkıcı olarak kaybetmesidir. Çocukta karşılaşılan gerileme sıklıkla dil becerilerinde gerilikler, oyun becerilerinde gerilikler, sosyal etkileşim becerilerinde gerilikler ve bağırsak mesane kontrolünün kaybedilmesi biçimindedir.

Afazi, beyinde hasar oluşması sonucu ortaya çıkan edinilmiş dil bozukluğudur. Hangi açıdan ele alıyor olurlarsa olsunlar, birçok araştırmacının uzlaştığı noktalar;

• Afazinin dille ilişkili bir problem olduğu,
• İfade edici ve alıcı bileşenlerin bozulduğu,
• Çoklu bileşenlere sahip olduğu,
• Merkezi sinir sisteminde ortaya çıkan bir bozukluk sonucunda ortaya çıktığı olarak özetlenebilir.

Dili değerlendirirken konuşma akıcılığı, spontan konuşma, okuduğunu anlama, tekrarlama, okuma ve yazma, adlandırma, sayısal beceriler ayrı ayrı ele alınır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda afazili bireylerde görülen dil özellikleri dil ve konuşma terapisti tarafından ortaya koyulur. Bazı afazili bireylerde dil spontan iyileşme gösterirken bazı kişilerde kalıcı hasarlar görülebilir. 

Niteliksiz Çevre Yaklaşımı; Öğrenme güçlüğünün ortaya çıkmasında temel nedeni öğrencinin yaşamını sürdürdüğü çevresi
olarak gören yaklaşımdır.

Yukarıdakilerin tümü bakım personelinin OSB li hastalar ile ilgili yapması gerekenlerdendir.