Batı’da genel olarak kimlikler öteki üzerinden tanımlanan bir süreçte inşa edilmişlerdir. Yunan’da vatandaş-yabancı, Roma’da barbar-medeni sonrasında da Hristiyan-Yahudi, Avrupalılar-Türkler, demokrat-faşist, liberal-komünist gibi karşıtlıklar üzerinden inşa edilen Batılı kimlikler dâhildekiler ve hariçtekilerin var olandan ziyade tahayyül edilmiş nitelikleriyle tanımlanmışlardır.

İkinci Dünya Savaşından sonra ilk kez 1990 yılında demokratik seçimler yapılmış ve Bulgaristan Komünist Partisi’nin devamı niteliğinde olan Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP), yüzde 47,2 gibi ciddi bir oranla ilk seçimleri kazanarak mecliste çoğunluğu elde etmiş ve sosyalist dönem sonrasında ki ilk hükûmeti kurmuştur. 1990’dan bugüne kadar ülkede 8 kez genel seçim yapılmıştır. 1990’dan beri yapılan genel seçimlere katılım oranı giderek azalma eğilimi göstermektedir. 1990 yılında yapılan seçimlere katılım oranı yüzde 90,8 iken 2005 yılında yüzde 55,8’e gerilemiş; 2009 yılında yüzde 60’a çıkmış, 2014’te yüzde 51,1 ve 2017 yüzde 54,1 seviyesinde gerçekleşmiştir. Seçimlere katılım oranının giderek düşmesi, ülkedeki siyasal yapı ve siyasal partilere olan güvensizliğin temel göstergelerinden biri konumundadır. Çünkü 1990 sonrası dönemde Bulgaristan'daki siyasetin en temel açmazları olan; ekonomik sorunların iyileştirilmesi ve serbest piyasa ekonomisinde geçişte yaşanan sorunların çözümü, örgütlü suçla mücadele konusundaki yetersizlikler ve özellikle seçim sürecinin adil yürütülmediği konusundaki şüphelerle ilgili olarak siyaset kurumu, vatandaşları tatmin edecek çözümler sunamamıştır. Bu durum, ülkede siyasal istikrar açısından bazı sorunların yaşanmasına yol açmıştır.

Yunanistan siyasi partilerinden ND ve PASOK dönüşümlü olarak iktidara gelmiş olsa da son dönemdeki krizlerin de etkisi ile Radikal Sol koalisyonu da iktidar olmuştur.

PASOK, 2000’li yıllarda KKE, STRIZA gibi diğer küçük sol partilerle seçim ittifaklarına girmiştir. Sosyal demokrasinin Yunanistan versiyonu olan PASOK, özellikle de son ekonomik krizle birlikte radikal solun tehdidi altına da kısmen girmiştir.

Dayton Anlaşması, 1995 yılında ABD’nin Ohio eyaletinin Dayton şehrinde dönemin Hırvatistan, Bosna-Hersek ve Sırbistan devlet başkanlarının katılımıyla Bosna Savaşın sona
erdiren antlaşmadır. Bu anlaşmadan sonra 1996 yılında çatışma bölgelerine NATO güçleri gönderilmiştir.

I. Filip ve daha sonra o¤lu Büyük İskender dönemine denk gelen 4. yüzyılın son çeyreğinde bölgede Makedon hâkimiyeti başlar. Bu hâkimiyet, kısa süreli de olsa Balkanlar’ın o güne kadar gördüğü en büyük siyasi organizasyondur. Sorunun doğru cevabı D seçeneğidir. 

Balkan yarımadasında bulunan dağlar, dört ana grupta toplanır. Bunlar; Dinar dağları, Karpatlar, Balkanlar ve Rodop dağlarıdır.

İngiltere, İkinci Dünya Savaşı sürerken Sovyetler Birliği ile meşhur Yüzdeler Anlaşması’nı yapmış, Avrupa’daki güç dengesini yeniden kurmaya çalışmıştı. Bu anlaşmada her iki devlet Doğu Avrupa’da sahip olacakları üstünlüklerini yüzdelerle ifade etmekteydi.

14. yüzyıldan 19. yüzyılın sonuna kadar Balkan kimliğinin en başat unsurlarından biri Osmanlıdır

En büyük yüz ölçümüne sahip Balkan Ülkesi 237.500 Km2 ile Romanya'dır. 

Bizanslar Balkanlar'da görülen türk kavimlerinden biri değildir.

14. yüzyıldan 19. yüzyılın sonuna kadar Balkan kimli¤inin en başat unsurlarından ve aktörlerinden biri Osmanlıydı.

Balkan Yarımadası ve Balkan adlandırması ilk kez alman coğrafyacı August Zeune tarafından dile getirilmişti.Doğru yanıt 'C'. 

Savaş sırasındaki Sovyet işgali, Romen Krallığı’nın yıkılmasına ve 1947 yılında sosyalist Romanya Halk Cumhuriyeti’nin kurulmasına yol açmıştır.

Romanya, sosyalizm sonrası anayasasını 1991 yılında kabul etmiş ve 2003 yılında AB üyelik sürecinde bu metin yeniden gözden geçirilerek gerekli değişiklikler yapılmıştır.

Henüz 2008 yılında bağımsız olan Kosova, 120 üyeli bir parlamentoya sahiptir. Parlamentonun 100 üyesi doğrudan seçimle belirlenir. 10 üye Sırp azınlık için ve 10 üye de diğer azınlıklar için garanti altına alınmıştır. Kosovalı Sırpların önemli bir kısmı, toplam nüfusun %10’undan daha azını oluştursalar ve Kosova yerel meclislerinde anayasal çalışmalara katılmış olsalar da hâlâ Sırbistan ile Kosova’nın birleşmesi gereğini ileri sürmektedirler

MÖ 1850-1400 arasında Girit Adası Kinasos’ta Minos Medeniyeti ortaya çıkar.

Akordeon ile icra edilen oyunlar ve müzikler Balkanlar’a has bir özellik taşımaktadır ve bu çalgının yeniden popülerlik kazanması bölgenin kendi içinden çıkan ve Balkan kimliğinin yeniden tanımlanması olarak değerlendirebileceğimiz duruma bir örnektir. Bulgaristan’da pop-folk müzik türü olan ‘çalga’, Sırbistan’da rock müzik ile Sırp motiflerinin kaynaştırıldığı ‘Yugo-rock’ ve ‘turbo-rock’ akımları ve Romanya’da ‘manale’ adlı müzik türü Batı-Doğu ve Balkanlı kimliklerinin harmanlanması ile oluşan bu yeni kimliğin müzikteki diğer yansımalarıdır. Dobruca’dan Makedonya’ya ve Yunanistan’a uzanan coğrafyada Rumenlerin hora, Sırpların kolo, Makedon ve Bulgarların horo dediği ortak bir danstan söz etmek mümkündür.