Üçüncü kişinin zarara uğratılmasını amaçlayan bir sözleşme yapılması halinde, kesin hükümsüzlük yaptırımı söz konusudur.

Edim yoluyla zenginleşmelerde bir kişinin malvarlığında meydana gelen çoğalma ile diğer bir kişinin malvarlığındaki azalma arasında bir nedensellik (illiyet) bağının, yani sebep sonuç ilişkisinin bulunması gerekmektedir. Haksız fiil sorumluluğunda ise hukuka aykırı fiil ile zarar arasında nedensellik bağının bulunması gerekir.

Doğa olayı illiyet bağının kesilmesine sebep olabilecek sebeplerden biridir.

Sözleşmeden Doğan Borç ilişkileri (TBK 1-48); Haksız Fiillerden Doğan Borç ilişkileri (TBK 49-76) ve Sebepsiz Zenginleşmeden Doğan Borç ilişkileri (TBK 77-82). Anılan borç kaynaklarının dışında kanunun öngördüğü başka borç kaynakları da bulunmaktadır. Kanunun hısımlık ilişkilerine bağlı olarak öngördüğü nafaka borçları ve vekâletsiz iş görmeden doğan borçlar (TBK 526 vd.) örnek gösterilebilir.

Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan ekonomik ve sosyal açıdan zayıf durumda olanları koruma amacı güden yasal düzenlemelere örnek olarak kira sözleşmesinde kiracıları, hizmet sözleşmesinde işçileri korumayı amaçlayan hükümler gösterilebilir.

Önsözleşme

B, C, D ve E şıklarında yer alan ifadeler doğru değildir. B’deki ifadenin aksine temsil yetkisinin sona ermesi taraflar arası hukuki ilişkinin sona ermesi sonucunu doğurmaz. C’de belirtilenin aksine temsil yetkisi, her zaman temsil olunan tarafından geri alınabilir. D’deki ifadenin aksine temsil yetkisi aksi kararlaştırılmadıkça temsil olunanın ya da temsilcinin ölümü ve iflas etmesi halinde kendiliğinden sona erer. E’de ifadenin aksine temsil yetkisi verilmesi temsilciyi borç altına sokmaz. Halbuki A şıkkında yer aldığı gibi, temsil yetkisi sona erdiği takdirde temsilci tarafından yapılan işlem her ne şekilde olursa olsun temsil olunanı bağlamaz.

Borç ilişkisi kavramı, geniş anlamı itibarıyla, çeşitli borçların doğumuna dayanak oluşturan hukuki ilişkiyi ifade etmektedir. Bu yönüyle, Türk Borçlar Kanunu’nun m. 1-48 hükümlerinde düzenlenen Sözleşmeden Doğan Borç ilişkileri, TBK 49-76 hükümlerinde düzenlenen Haksız Fiillerden Doğan Borç ilişkileri ve TBK 77-82 hükümlerinde düzenlenen Sebepsiz Zenginleşmeden Doğan Borç ilişkileri bu anlamda çeşitli borçlara kaynak oluşturan geniş anlamda borç ilişkileri olarak nitelendirilir.

Borcun konusuna edim denir. Edimin hukuken korunmaya değer bir menfaate ilişkin olması yeterlidir. Ekonomik bir değer taşıması gerekmez ise de edim çok kere ekonomik bir değer taşır.

Kanunda düzenlenen geçerlilik şekline uyulmaksızın yapılan sözleşme kesin hükümsüz olur. 

I- Zarar veren, zorunluluk hâlinde başkasının malvarlığına zarar vermiş olmalıdır.

II- Hakkaniyet verilen zararın tazmin edilmesini gerektirmelidir. Zarar verenin ödeyeceği tazminat miktarını hâkim takdir edecektir.

III- Zarar ile zorunluluk hâlinde işlenen fiil arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır.

zorunluluk hâlinde verilen zarardan sorumluluğun şartlardır.

B ve C şıklarındaki yokluk yaptırımı: sözleşmenin kurucu unsurları eksikse sözleşme meydana gelmiş olmayacağı için sözleşme açısından “yokluk” yaptırımı söz konusu olur. D şıkkındaki tanım kesin hükümsüzlüğü ifade eder. Gerçek kişiler açısından, ayırt etme gücüne sahip olmayan kişilerin yaptığı tüm hukuki işlemler kesin hükümsüzdür.