Yanıt Açıklaması: -

Yanıt Açıklaması:

Yapamama, hareketsiz kalma şeklinde bir eylem de haksız fiil teşkil edebilir.

Yanıt Açıklaması:

Yardımcı kişiye bırakılabilir bir borcun ifası, 2) Borcun ifasına ya da hakkın kullanımına katılımı sağlanmış olan bir yardımcı kişinin varlığı, 3) Yardımcı kişinin borcun ifası sırasında alacaklıya zarar vermiş olması 4) Yardımcının eyleminin hukuka aykırı olması 5) Borç bizzat borçlu tarafından ifa edilmiş olsaydı dahi, borçlunun ortaya çıkan bu zarardan sorumlu tutulabilir olması koşulları aranmaktadır.

Yanıt Açıklaması:

A, B, C ve D şıklarında yer alan bütün ifadeler, resmî şekle ilişkin doğru ifadelerdir. Ancak, taşınmaz satış vaadi, imza tasdiki şeklinde gerçekleştirilen değil resmî şekli noterlerin düzenleyeceği şekilde gerçekleştirilen resmî şekle bağlı bir sözleşmedir.

Yanıt Açıklaması:

İfa sırasında anaparayla birlikte anapara faizinin ifası istemi ileri sürülmemiş ya da bu istem saklı tutulmamış ise bu faizi sonrada istemek mümkün değildir. 

Yanıt Açıklaması:

Takas, yenilik doğuran bir haktır. Yenilik doğuran hakların hükümlerine tabidir. Trampa ise bir sözleşmedir ve sözleşmelerin hükümlerine tabidir. Takas, tek taraflı varması gereken bir irade açıklaması ile kullanılmaktadır böylelikle de karşı tarafın kabul ya da reddine bağlı değildir. Trampa ise her sözleşme gibi iki taraflıdır ve taraflar arasında bir uyuşum gerektirir. Bu yüzden trampada bir tarafın önerisi diğer tarafça kabul edilmedikçe sözleşme kurulmaz. Takas, borcu sona erdiren bir sebeptir. Bu anlamda takas, yeni bir borç yaratmaz; herhangi bir borç kaynağından doğmuş mevcut borçları tasfiye eder. Oysa trampa borç doğuran bir kaynaktır. Böylelikle trampada taraflar arasında herhangi bir ilişki ve borç yok iken trampa sözleşmesini akdettikleri anda taraflar arasında bir borç ilişkisi kurulur ve borç doğar.

Yanıt Açıklaması: Tazminat amacı a şıkında doğru olarak verilmiştir. Türk hukuknda temel prensip tazminatın bir ceza, zenginleşme veya otorite unsuru olmamasıdır.

Yanıt Açıklaması:

Alacaklı ile borçlu arasında kurulan ve amacı borçluyu ifası mümkün borcundan tam ya da kısmen kurtarmak olan sözleşmeye ibra denir. İbra yolu ile borcun ortadan kaldırılması için taraflar bu konuda bir sözleşme yapmalıdırlar. Alacaklının tek taraflı iradesi ile borcu ibra etmesi mümkün değildir.

Yanıt Açıklaması:

Halefiyet doğuran üçüncü kişi tarafından ifada, ifa, alacaklı yönünden sona ermiş görünse de borcu kökten sona erdirmez. Borç alacaklı yerine geçen (halef) üçüncü kişiye karşı devam eder. Bunun bir sonucu olarak üçüncü kişi, asıl borçluya rücu edebilir. Bu durum, borcun ifa ile sona ermesi kuralının bir istisnasıdır. Dolayısıyla C seçeneğinde verilen bilgi yanlıştır.

Yanıt Açıklaması:

Bir hakkın amaçlarına ve dürüstlük kurallarına aykırı olarak kullanılmasına hakkın kötüye kullanılması adı verilir. Gerçekten de TMK 2/II’ye göre, “Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.

Yanıt Açıklaması:

Yürürlükte olan Borçlar Kanunu’nda haksız fiilden doğan tazminat davalarının tabi olduğu kısa zamanaşımı iki yıldır.

Yanıt Açıklaması:

A, B, D ve E şıklarında yer alan hâller, Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen açıklamadaki yanılma hâllerinderdir. Ancak ‘sözleşmenin amacında yanılma’ bu haller arasında değildir.

Yanıt Açıklaması: -

Yanıt Açıklaması:

Müteselsil borcun kaynağı kanun, taraf iradeleri ya da yargı kararı olabilir. Müteselsil borçluluk, daha çok sözleşmesel kaynaklı olarak doğmaktadır.İdarenin düzenleyici işlemleri bunlardan birisi değildir.

Yanıt Açıklaması:

 TBK 32 de geçen Saikte Yanılma: Saikte yanılma, esaslı yanılma sayılmaz. Yanılanın, yanıldığı saiki sözleşmenin temeli sayması ve bunun da iş ilişkilerinde geçerli dürüstlük kurallarına uygun olması hâlinde yanılma esaslı sayılır. Ancak bu durumun karşı tarafça da bilinebilir olması gerekir.

Yanıt Açıklaması: Makbuz alacaklı tarafından düzenlenir. Borçlunun imzası dışındaki unsurların makbuzda bulunması gerekir. Ancak borcu ifa eden borçlunun imzası gerekli değildir.

Yanıt Açıklaması: Para borcunun kararlaştırılan zamanda (vadesinde) ifa edilmemesi hâlinde borçlu temerrüt faizi ödemekle yükümlüdür. Sözleşmeden doğan para borçları bakımından sözleşmeyle temerrüt faizi kararlaştırılmış olmasa bile, temerrüt faizi istenebilir. Olayda da taraflar faiz kararlaştırmamışlar bu nedenle alacaklı sadece temerrüt faizi isteyebilir, anapara faizi isteyemez. Doğru cevap temerrüt faizi yani geçmiş günler faizini isteyebilir.

Yanıt Açıklaması:

Borç, en geç 12 Mart 2020’de borç ödenecektir ifadesi kesin vadedir.

Yanıt Açıklaması: İfayı ifa yapan borçlunun alacaklıya doğru ifada bulunmuş olmasıdır. Böylelikle, borçludan gelen bir davranışı ifa sayabilmek için, bu davranışın ifa olarak kabul edilebilir olması gerekmektedir. İfa borcun sona ermesini sağlar. Borcu sona erdirebilmek ya edim fiili ile ya edim sonucunun sağlanması ile kimi zaman da her ikisini birden gerçekleştirmekle mümkün olur.

Yanıt Açıklaması: