Çağdaş Felsefe 1 Final 3. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Quine verdiği önermede hangi hayvandan bahseder?
Quine verdiği önermede hangi hayvandan bahseder?
kurt |
kuş |
köpek |
kedi |
zürafa |
köpek
2.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Wittgenstein2ın mistik kavramıyla ilgili görüşlerinden biridir?
Mistik olan, dünyayı sınırlı bir bütün olarak görmektir |
Mistik olan dünyada şeylerin nasıl olduğu ile ilgilidir |
Mistik olan sözcüklere dökülebilir |
Mistik olan irademizin dünyayı değiştirebildiği bağlamlarda ortaya çıkar |
Mistik olan dünyamızın sınırlarını genişletir |
Mistik olan, dünyayı sınırlı bir bütün olarak görebilmektir önermesi Wittgenstein'ın mistik kavramıyla ilgili görüşlerinden biridir.
3.Soru
Bedenle ilgili süreçler fiziksel oldukları için dışsal olarak gözlemlenebilmektedir. Oysa zihinsel süreçler “içsel” (yani dış dünyada belirli bir yeri bulunmayan) ve özel oldukları için gözlemlenemez.
Yukarıdaki ifade göz önünde alındığında, düşünen töz ve uzay-zamanda yer kaplayan töz şeklinde iki farklı töz bulunduğunu savunan Kartezyen ikiciliğin karşılaşacağı felsefi problem aşağıdakilerden hangisidir?
Russell paradoksu |
Üçüncü halin imkansızlığı |
Başkasının zihni problemi |
Mağara argümanı |
Theseus'un gemisi problemi |
Belirtilen ifade şu soruyu gündeme getirir: "Ben sadece kendi zihinsel içeriğime ulaşabiliyorsam başkalarının zihinsel deneyimlere sahip olduğunu nasıl gerçekleyebilirim?" Bu problem de başkasının zihni problemidir. Doğru yanıt C seçeneğidir.
4.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Wittgenstein'ın ölümünden sonra yayımlanan çalışmasının başlığıdır?
Tractatus |
Philosophical Investigations |
Viyana Çevresi |
Ailevi Benzerlikler |
On Certainty |
"Wittgenstein, ölümünden sonra yayımlanan "On Certainty (Kesinlik Üstüne)" başlıklı çalışmasında, bu çizgide görüşlerini geliştirir..." Doğru cevap E'dir.
5.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Austin’in “A Plea for Excuses” adlı incelemesinde üzerinde durduğu kelimelerden birisi değildir?
Sorumluluk |
Bahane |
Yanlışlıkla |
Güzellikle |
Özürler |
Austin “A Plea for Excuses” başlıklı yazısında önerdiği yönteme ilişkin görüşlerini sunar. Yazının genel olarak konusu sorumluluktur. Austin sorumluluk gibi büyük bir konuyu doğrudan ele almaktansa, bahane ve özürler üzerinde durur. Ayrıca Austin’in bu makalesinde örnekleme yoluyla göstermeyi içerir. Austin’in verdiği bir örnek “yanlışlıkla” ve “kazayla” ifadeleri ile ilgilidir. Austin bu iki ifadenin hangi bağlamlarda farklılaştığını tartışır. Doğru cevap D seçeneğidir.
6.Soru
Duygusalcı ahlâk kuramını ortaya atan düşünür aşağıdakilerden hangisidir?
Alfred Tarski |
A. J. Ayer |
Kurt Gödel |
Friedrich Waisman |
Moritz Schlick |
Yap ve yapmaları içeren, neyin olması gerektiğini salık veren ahlâki önermeleri doğrulayacak ya da yanlışlayacak olguların bulunmadığı ortadadır. Bu durumda çıkarılacak ilk sonuç ahlâki önermelerin anlamsız olduğudur. İngiliz felsefecisi Ayer bu konuya 1936 yılında yayımlanan Language, Truth, and Logic adlı kitabında eğilir. Ayer’a göre ahlâki kavramlar “sadece sahte kavramlardır”. “Ahlâken yanlıştır.” ifadesi sadece söz konusu önermeye ilişkin bizim tavrımızı belirtir. Bu itibarla “ahlâken yanlıştır” ya da “ahlâken doğrudur” gibi ifadeler ünlem bildiren ifadelerden ya da tonlamalardan farklı değildir. Bu itibarla ortada ifade edilen olgusal bir içerik yoktur. Bu tür ifadeler sadece bazı duyguların (onaylama onaylamama gibi) dışavurumundan ibarettir. Dolayısıyla ahlâki yargılar, önermesel bir içeriğe sahip olmadıklarından dolayı doğru ya da yanlış olamazlar. Aynı nedenden ötürü doğrulanmalarından ya da yanlışlanmalarından söz edilemez. Ayer’ın bu yaklaşımı duygusalcı ahlâk kuramı olarak adlandırılır. Ayer’ın görüşü kabul edilirse ahlâki konularda üzerinde tartışılacak nesnel bir içerik de söz konusu değildir.
7.Soru
Austin’in “Are there A Priori Concepts?” adlı çalışması, genel anlamda hangi düşünce sisteminin eleştirisini içerir?
Materyalizm |
İdealizm |
Ampirizm |
Fonksiyonalizm |
Pozitivizm |
Austin’in “Are there A Priori Concepts?” adlı çalışlması, genel anlamda idealizmin
bir eleştirisini içerir. Austin’in buradaki stratejisi doğrudan a priori kavramları hedef almaz. Öncelikle “kavram” kavramını ele alır ve bu kavramın kendisine ilişkin
sorunlara dikkat çeker. Doğru cevap B'dir.
8.Soru
“On What There is?” adlı makalesinde Quine, varlıkbilimle ilgili tartışmasına hangi sorunla başlar?
“On What There is?” adlı makalesinde Quine, varlıkbilimle ilgili tartışmasına hangi sorunla başlar?
var olmayanın bilmecesi |
yok olma arzusu |
hiçlik peşinde |
sonsuz evren |
rüyalar alemi |
var olmayanın bilmecesi
9.Soru
John Langshaw Austin 1929’da Oxford Üniversitesi’ne klasikleri okumak üzere geldiğinde hangi düşünüre ilgisi artar?
Platon |
Aristoteles |
Descartes |
Kant |
Hegel |
John Langshaw Austin 1929’da Oxford Üniversitesi’ne klasikleri okumak üzere geldi. Bu dönemde felsefeye ve özellikle Aristoteles’e olan ilgisi arttı.
10.Soru
Aşağıdakilerden hangileri Quine’nin anlamın belirsizliği ve gönderimine ilişkin savunduğu düşüncelerdendir?
I. Dil öğrenme sürecinde bir kişinin diğerlerinin sergilediği davranışların ötesinde nüfuz edebileceği başka bir veri kaynağı mevcut değildir.
II. Dil değiştirmek etiketleri değiştirmektir.
III. Gözlemlenebilir davranışlara yaptığı vurgu yapar.
IV. İki farklı ifadenin anlamlarının aynı olup olmadığının belirli bir cevabı yoktur.
Yalnız II |
I ve II |
II ve III |
Yalnız IV |
Hepsi |
Quine’a göre eleştirel olmayan anlambilim, sergilenenlerin anlamlar ve kelimelerin de etiketler olduğu bir müze mitinden ibarettir. Dil değiştirmek etiketleri değiştirmektir. Şimdi doğalcı yaklaşımı savunanların bu görüşe asıl itirazları anlamların zihinsel şeyler olmasına bir itiraz değildir, ki bu da yeterince güçlü bir eleştiri olurdu. Esas eleştiri, etiketlenmiş teşhir ürünlerinin zihinsel fikirler değil, Platoncu fikirler ve hatta kendilerine gönderme yapılan somut nesneler de olsa aynen geçerliliğini korur. Bir kişinin anlambiliminin, sergileyebileceği açık davranışlarına içkin olanın ötesinde zihninde bir biçimde belirlenmiş olduğunu düşündüğümüz sürece, anlambilim habis bir zihinsellikle bozulmuş demektir. Quine’ın burada gözlemlenebilir davranışlara yaptığı vurgu son derece önemlidir. Quine’a göre, dil öğrenme sürecinde bir kişinin diğerlerinin sergilediği davranışların ötesinde nüfuz edebileceği başka bir veri kaynağı mevcut değildir. Anlamın davranışçı bir biçimde ele alınmasının ise derin sonuçları bulunmaktadır. Quine’a göre, doğalcı bir dil anlayışını ve davranışa dayalı bir anlam kuramını benimsediğimizde, anlamın belirliliğinden de vazgeçmiş oluruz. Bir başka deyişle, iki farklı ifadenin anlamlarının aynı olup olmadığının belirli bir cevabı artık yoktur. Dili yeni öğrenen bir çocuğun elinde de gözlemlediği davranışların ötesinde bir veri bulunmamaktadır. Aynı dili konuşan iki kişiden birinin, bir sözcüğü kullandığında neye işaret ettiği ya da neyi kastettiği de aynı ölçüde belirsizliğe tabidir. Quine’a göre, sorunun özünde nesnelerin bireyselleştirilmesine dair bir belirsizlik yatmaktadır. Nesnel olarak kendi başlarına bireylerden ve bireyselleşmeden söz edemeyeceğimiz için, dilin içerisinde ve dile göre bir bölme ve bireyselleştirme yapmak durumundayızdır. Ancak bunu yaparken de elimizde gözlemlenebilir davranışlardan fazla bir araç bulunmamaktadır. Sonuçta Quine, bu sorunu gönderimin netleştirilememesi olarak adlandırmaktadır.Doğru cevap E'dir.
11.Soru
Deneyciliğin iki dogmasının birbirleriyle ilişkisi için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
- Analitik önermelerin bulunması sentetik önermeler için bir sınır durumunu ifade etmektedir.
- Analitik önermeler karmaşık sentetik önermelerin unsurlarına çözümlenerek duyu deneyimiyle karşılaştırılabilir.
- Bu karşılaştırma basit önermelerin elde edilmesine olanak sağlamaktadır.
I,II,III |
II,III |
I,III |
Yanız I |
Yalnız II |
Analitik önermelerin bulunması sentetik önermeler için bir sınır durumunu ifade etmektedir. Analitik önermeler karmaşık sentetik önermelerin unsurlarına çözümlenerek duyu deneyimiyle karşılaştırılabilir. Bu karşılaştırma basit önermelerin elde edilmesine olanak sağlamaktadır. Doğru cevap A’dır.
12.Soru
Nesnel olarak kendi başlarına bireylerden ve bireyselleşmeden söz edemeyeceğimiz için, dilin içerisinde ve dile göre bir bölme ve bireyselleştirme yapmak durumundayızdır. Ancak bunu yaparken de elimizde gözlemlenebilir davranışlardan fazla bir araç bulunmamaktadır. Quine bu durumu nasıl adlandırmaktadır?
İndirgemecilik dogması |
Anlamın belirsizliği |
Gönderimin netleştirilememesi |
Bütünleşik bakış açısı |
En az sakatlama düsturu |
Nesnel olarak kendi başlarına bireylerden ve bireyselleşmeden söz edemeyeceğimiz için, dilin içerisinde ve dile göre bir bölme ve bireyselleştirme yapmak durumundayızdır. Ancak bunu yaparken de elimizde gözlemlenebilir davranışlardan fazla bir araç bulunmamaktadır. Sonuçta Quine bu sorunu gönderimin netleştirilememesi (İng. inscrutability of reference) olarak adlandırmaktadır. Doğru yanıt C seçeneğidir.
13.Soru
I. İki felsefeci (ya da iki kişi) birbirlerinden farklı ontolojilere sahip olabilirler.
II. Birisine göre bir şey varken, di¤erine göre o şey var olmayabilir.
III. ikinci kişi var olmayan şey hakkında tartışmaya girmek isterse, kullandığı dil ister isteme o var olmayan şeye gönderme yapacaktır.
IV. Bu var olmadığını düşündüğü şeyin var olmadığını söylerken, öncelikle o şeyin var olduğunu ifade etmek durumunda kalacaktır.
“On What There is?” adlı makalesinde Quine, varlıkbilimle ilgili tartışmasına “var olmayanın bilmecesi” adını verdiği bir sorunla başlar. Buna göre yukarıdakilerden hangisi-hangileri söylenebilir?
I. İki felsefeci (ya da iki kişi) birbirlerinden farklı ontolojilere sahip olabilirler.
II. Birisine göre bir şey varken, di¤erine göre o şey var olmayabilir.
III. ikinci kişi var olmayan şey hakkında tartışmaya girmek isterse, kullandığı dil ister isteme o var olmayan şeye gönderme yapacaktır.
IV. Bu var olmadığını düşündüğü şeyin var olmadığını söylerken, öncelikle o şeyin var olduğunu ifade etmek durumunda kalacaktır.
“On What There is?” adlı makalesinde Quine, varlıkbilimle ilgili tartışmasına “var olmayanın bilmecesi” adını verdiği bir sorunla başlar. Buna göre yukarıdakilerden hangisi-hangileri söylenebilir?
Yalnız I. |
Yalnız II. |
Yalnız IV. |
Hepsi |
I. II. ve III. |
“On What There is?” adlı makalesinde Quine, varlıkbilimle ilgili tartışmasına “var olmayanın bilmecesi” adını verdiği bir sorunla başlar. Buna göre;
I. İki felsefeci (ya da iki kişi) birbirlerinden farklı ontolojilere sahip olabilirler.
II. Birisine göre bir şey varken, di¤erine göre o şey var olmayabilir.
III. ikinci kişi var olmayan şey hakkında tartışmaya girmek isterse, kullandığı dil ister isteme o var olmayan şeye gönderme yapacaktır.
IV. Bu var olmadığını düşündüğü şeyin var olmadığını söylerken, öncelikle o şeyin var olduğunu ifade etmek durumunda kalacaktır.
Doğru cevap d'dir.
14.Soru
Aşağıdaki kavramlardan hangisi Austin’in söz edimleri kuramının temel terimlerinden biri değildir?
Etkisöz edimi |
Düzsöz edimi |
Sesçil edim |
Yazısal edim |
Sözsel edim |
Austin’e göre doğruluk değeri taşıyan cümleler sözlerin (ing. utterance) çok küçük bir bölümünü oluşturmaktadır. Austin bu kitabında ne doğru ne de yanlış olabilen birkaç cümle örneği verdikten sonra kendisinin edimsel söz olarak adlandırdığı cümleleri ele alır. Etkisöz edimi, düzsöz edimi, sesçil edim ve sözsel edim bu kurama ait terimler olmasına karşın yazısal edim değildir.
15.Soru
" ......... benzer bir düşünüşle zihnin, bedenin dışında ve ötesinde bir başka “şey” olmadığını, bir insanın zihninden bahsettiğimizde onun davranışlarının ve etkinliklerinin belli bir düzenlenişinden söz etmekte olduğumuzu söyler."
Yukarıda noktalarla belirtilmiş boşluğa aşağıdaki filazoflardan hangisi gelmelidir?
Gilbert Ryle |
Michel Foucault |
Pierre Bourdieu |
John Langshaw Austin |
Sokrates |
Ryle benzer bir düşünüşle zihnin, bedenin dışında ve ötesinde bir başka “şey” olmadığını, bir insanın zihninden bahsettiğimizde onun davranışlarının ve etkinliklerinin belli bir düzenlenişinden söz etmekte olduğumuzu söyler.
16.Soru
Wittgenstein'ın "Düşünmeyin, fakat bakın!" şeklindeki mottosu ne anlama gelmektedir?
Düşündükçe açıklamalar ve kuramlardan uzaklaşırız. |
Düşündükçe yanılsamalara bakmamız kolaylaşır. |
Olması gerekeni düşünmek bakmamız için gereklidir. |
Yanılsamalardan kaçınmak için bakmamız ve olanı tasvir etmemiz gerekmektedir. |
Olması gerekeni düşünmektense, önümüzde olanı kıyaslama eğilimine girmemiz gerekir. |
Bu mottonun önemli nedenlerinden birisi, düşündükçe açıklamaların ve kuramların peşine düşmemiz ve Wittgenstein’ın bizi uyardığı yanılsamalara kolayca kapılmamızdır. Olanı değil, olması gerekeni düşünüp bununla önümüzde olanı kıyaslama eğilimine girmemizdir. Oysa davet edildiğimiz gibi bakarsak, olanı tasvir etmeyi ve dolayısıyla söz konusu yanılsamalardan kaçınmayı başarabiliriz.
17.Soru
Viyana Çevresi olarak 1920’de çalışmalara başlayan pozitivist grup, matematiğin önermelerinin nasıl olduğunu düşünmektedir?
Analitik ve a priori |
Sentetik |
A priori |
Deneysel |
Olumsal ve a priori |
Matematiğin mantıkçı bir biçimde temellendirilmesi: Grup Frege, Russell ve Whitehead gibi mantıkçılarının çalışmalarından haberdardır ve matematiğin önermelerinin mantıksal, yani analitik ve a priori olduğunu düşünmektedirler. Çevrenin toplantılarına bir süre katılan Wittgenstein’ın Tractatus’ta ortaya koyduğu mantık anlayışı bu konudaki eğilimleri güçlendirmiştir.
18.Soru
Matematiğin mantığa indirgenebileceği ve bu itibarla da matematiğin önermelerinin analitik olduğunun gösterilmesi ile ivme kazanması aşağıdaki hangi düşünürü işaret etmektedir?
Kant |
Frege |
Hilbert |
Hume |
Russell |
Matematiğin mantığa indirgenebileceği ve bu itibarla da matematiğin önermelerinin analitik olduğunun gösterilmesi, özellikle Gottlob Frege’nin çalışmaları ile ivme kazanmıştır.
19.Soru
I. Analitik ve sentetik doğrular arasında yapılan bu ayrım, doğruları karşılıklı olarak birbirini dışlayan iki gruba ayırır.
II. Bir önerme hem analitik hem de sentetik olamaz.
III. Bir do¤ru ya analitik ya da sentetiktir.
IV. Eğer bir önerme fikirler arası bir bağıntıyı ya da bir olguyu ifade etmiyorsa anlamsızdır. Bu durumda her iki gruba da sokulamayan tüm önermeler, tüm metafiziksel önermeleri de içine alacak bir biçimde, anlamsız olarak kabul edilmek durumundadır.
Hume’un fikirler arası bağıntılara dayalı doğrular ile olgusal bir içeriğe dayalı doğrular arasında yaptığı ayrım, deneyciler için son derece belirleyici olmuştur.
Buna göre yukarıdakilerden hangisi-hangileri doğrudur?
I. Analitik ve sentetik doğrular arasında yapılan bu ayrım, doğruları karşılıklı olarak birbirini dışlayan iki gruba ayırır.
II. Bir önerme hem analitik hem de sentetik olamaz.
III. Bir do¤ru ya analitik ya da sentetiktir.
IV. Eğer bir önerme fikirler arası bir bağıntıyı ya da bir olguyu ifade etmiyorsa anlamsızdır. Bu durumda her iki gruba da sokulamayan tüm önermeler, tüm metafiziksel önermeleri de içine alacak bir biçimde, anlamsız olarak kabul edilmek durumundadır.
Hume’un fikirler arası bağıntılara dayalı doğrular ile olgusal bir içeriğe dayalı doğrular arasında yaptığı ayrım, deneyciler için son derece belirleyici olmuştur.
Buna göre yukarıdakilerden hangisi-hangileri doğrudur?
I. II. ve III. |
I. II. III ve IV. |
III. ve IV. |
IV. ve V. |
II. ve III. |
Hume’un fikirler arası bağıntılara dayalı doğrular ile olgusal bir içeriğe dayalı arasında yaptığı ayrım, deneyciler için son derece belirleyici olmuştur. Buna göre;
I. Analitik ve sentetik doğrular arasında yapılan bu ayrım, doğruları karşılıklı olarak birbirini dışlayan iki gruba ayırır.
II. Bir önerme hem analitik hem de sentetik olamaz.
III. Bir do¤ru ya analitik ya da sentetiktir.
IV. Eğer bir önerme fikirler arası bir bağıntıyı ya da bir olguyu ifade etmiyorsa anlamsızdır. Bu durumda her iki gruba da sokulamayan tüm önermeler, tüm metafiziksel önermeleri de içine alacak bir biçimde, anlamsız olarak kabul edilmek durumundadır.
Doğru cevap b'dir.
20.Soru
"The Concept of Mind adlı çalışmasında, Kartezyen ikiciliği (zihin ve bedenin iki ayrı töz olarak sunulmasını), Descartes’ın miti olarak adlandırır."
Yukarıda bahsedilen filazof aşağıdakilerden hangisidir?
Michel Foucault |
Gilbert Ryle |
John Langshaw Austin |
Sokrates |
Pierre Bourdieu |
Gilbert Ryle, The Concept of Mind adlı çalışmasında, Kartezyen ikiciliği (zihin ve bedenin iki ayrı töz olarak sunulmasını, Descartes’ın miti olarak adlandırır.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ