Çağdaş Felsefe 2 Ara 1. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
“Bir kadının yüksek sesle gülmesi ayıptır, “namus” değerini cari kılan böyle bir normdur.” Bu örneğe göre Bergson bu ahlakı nasıl nitelendirmiştir?
Kapalı ahlâk |
Açık ahlak |
Töre |
Toplum ahlakı |
Bilinç ahlakı |
Bir kadının yüksek sesle gülmesi ayıptır, “namus” değerini cari kılan böyle bir normdur. Bergson bu ahlâka kapalı ahlâk demesinin sebebi statik olması ve bütün insanlığa açık olmamasıdır.
2.Soru
“Bergson zaman ve mekân, tin ve madde ikiciliği inşa eder. Bu koşut farklılıkların arasındaki farklılık bir derece farklılığı değildir, bir doğa farklılığıdır. Varlık böylece zamansal olan tin ile mekânsal olan madde biçiminde ikiye ayrılır. Zamanın bilince verilişini “sürem” kavramıyla ele alır. Eserin başında Bergson bilinç hallerinin miktarlar ve nicelikler olmadığını, nitelikler (qualités) ve yoğunluklar (intensités) olduğunu söyler.”
Yukarıdaki paragrafta Bergson’un hangi eserinden bahsetmektedir?
Madde ve Hafıza |
Yaratıcı Tekâmül |
Ahlâkın ve Dinin İki Kaynağı |
Şuurun Dolaysız Verileri Üzerine Deneme |
Sürem ve Eşzamanlılık |
Şuurun Dolaysız Verileri Üzerine Deneme’de “Bergson zaman ve mekân, tin ve madde ikiciliği inşa eder. Bu koşut farklılıkların arasındaki farklılık bir derece farklılığı değildir, bir doğa farklılığıdır. Varlık böylece zamansal olan tin ile mekânsal olan madde biçiminde ikiye ayrılır. Deneme, zamanın bilince verilişini “sürem” kavramıyla ele alır. Eserin başında Bergson bilinç hallerinin miktarlar ve nicelikler olmadığını, nitelikler (qualités) ve yoğunluklar (intensités) olduğunu söyler.”
3.Soru
Aşağıdaki savlardan hangisi dilin varlığın anlamını barındırdığı tezini vurgulamaktadır?
Dil, bir iletişim aracıdır |
Dil, insanın hayatta kalmasının koşuludur |
Dil, insanın ilişki kurma biçimini belirleyen bir özdür |
Dil, düşünceyle karşılıklı sahiplenme ilişkisi içindedir |
Dilin özü, özün dilidir |
Bu değişim, dönüşüm momentlerine bağlı bir biçimde insanların varolanlarla ilişkilerini de değiştirir. O halde, esasında, dilin özü, özün dilidir. Bunları düşündüğü esnada Heidegger’in şiirle yakından ilgilendiğini belirtmek faydalı olacaktır.
4.Soru
I. Felsefe bilim değildir.
II. Felsefe, destrüksiyona tabi tutularak aşılması gereken metafizik bir gelenektir.
III. “Düşünce”, bilimsel faaliyetin aradığı kesinliğe benzer bir kesinlik aramaz.
IV. Felsefenin nihai işi olgularladır.
Heidegger’e göre, varolana felsefenin yaklaşımıyla bilimin yaklaşımı arasındaki farkları doğru olarak hangisi ya da hangileri göstermektedir?
I ve II |
Yalnız II |
I, II ve III |
II ve III |
Yalnız IV |
Heidegger’e göre felsefe bilim değildir. 1930’larda felsefeyi, destrüksiyona tabi tutularak aşılması gereken metafizik bir gelenek olarak tanımlayan Heidegger, “düşünce”nin dönüştürücü ve kurtarıcı gücüne inanır. Bu anlamda “düşünce”, bilimsel faaliyetin aradığı kesinliğe benzer bir kesinlik aramaz; onda bir zaaf olarak görülemeyecek bir muğlâklık bulunur. Düşünce sorgular. Bilimin nihai işi olgularladır; “düşünce” ise varlığın anlamı sorusuyla uğraşır, varolanların belirişinin öznenin bilincinde değil, varoluşta, tarihte, olayın kendisinde bulunan a priori koşullarını inceler. Dahası, Heidegger’e göre varlığı anlama duygulanımlarla iç içe geçer. Görüldüğü gibi IV numaralı ifade yanlış bilgi içermektedir; bu yüzden bu ifadenin yer almadığı seçenek doğru kabul edilecektir.
5.Soru
Aşağıdakilerden hangisi “Ereignis” için doğru bir belirlemedir?
İlksel mekanı dildir |
Bir varolandır |
Varolanlar arasındaki ilişkidir |
Varolanın değişmesidir |
Öznenin iradesiyle gerçekleşir |
Ereignis ne bir varolandır ne de varolanlar arasında geçen bir olaydır. Daha çok varlığın kendisiyle insan arasındaki bir ilişkidir. Bu ilişki varolanları deneyimlememizi önceleyen bir ön kavrayıştır. Bu kavrayışın kökenini ille de varlık tarihinde aramak gerekmez. Bu kavrayışın ilksel mekânı dildir.
6.Soru
Bergson "sürem" fikrini ne ile ilişkilendirmektedir?
Bilinç |
Sezgi |
Hafıza |
Zeka |
Özdeşlik |
Ona göre bu gelenek, zamanı uygun bir biçimde düşünememektedir. Bu gelenek de (Batı düşüncesinde çoğunlukla olduğu gibi) metafiziği “zêka”yı kullanarak düşünmüştür, bu yüzden gerçekliğin bütününü kavrayamama zaafına düşer. Oysa “sezgi” ile yakalanan gerçeklik hem varlık hem de değişimdir. Görüldüğü gibi, Bergson değişimi reddeden varlık felsefelerine de varlığı reddeden değişim anlayışlarına da karşıdır.
7.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Bergson’un madde hakkındaki görüşünü ifade eder?
Maddenin kendisi bir temsildir. |
Madde kendinde varolan bir imgedir. |
Madde imgeden soyutlanabilir. |
Zihnin maddeyle ilişkisi nedensellikle kurulur. |
Madde temsillerin oluşmasının sebebidir. |
Bergson, ikici bir başlangıç noktasından, “tin” ve “madde”nin tözce, yapıca farklılığından hareket etmektedir. O hâlde birbirinden farklı olan bu iki töz arasında nasıl bir ilişki kurulmaktadır? Madde ve Hafıza’da bu sorunun yanıtını aranır. İdealist bakış açısından “madde” zihinsel bir temsilden (söz, kavram, tümel, simge) ibarettir. Realist bakış açısına göre ise madde zihindeki temsilleri oluşturan şeydir. Bergson’a göre bu iki bakış açısı da hatalıdır. Bedenim ve beynim maddi evrenin bir parçasıdır. Bu nedenle, “madde” ne bütünüyle “ben merkezli” olarak ne de “ben” den bağımsız olarak kavranabilir. Evren bir imgeler bütünüdür. Onu bedenimle dıştan değil, içten tanır ve bilirim. İmge ne temsil ne de şeydir. “İmge” şeyden biraz az, temsilden biraz fazladır. Temsil ile imge arasında yalnızca bir derece farkı vardır. Algı, imgelerle; zekâ ise temsillerle işler. Sezgi hafızadır. Algı, maddenin genel kütlesini insan eyleminin yararına ayrı cisimlere böler. Fakat sezgi, algıdan çok farklıdır. O da alışkanlıklarla örgütlenmiş olarak ihtiyaç- lara göre yönlenir. Sezgi bir akli görü değil, bir içgüdüdür. Madde ile bilinç arasındaki ilişkiyi hafıza kurmaktadır.
8.Soru
Aşağıdaki belirlemelerden hangisi yanlıştır?
Dış algıdaki belirişler bir özdeşleştirme senteziyle birlik kazanır |
Maddi fiziki şeyin algısından her zaman şüphe edilebilir |
Dış algıdaki belirişler nesnesine uygundur |
Dış algı bir dizi belirişin birliğidir |
Dış algıdaki belirişler algılama süresince çoğalır |
Algı bir dizi belirişin birliğidir. Algıladığım sürece bu belirişler çoğalmaya devam eder. Aslında onları tüketemediğim hâlde birliklerini bir özdeşleştirme sentezi sayesinde kurabilirim fakat bu sentez, tam da beliriş tüketilemez olduğu için uygun olmayacaktır
9.Soru
Deneyim ve Yargı eserinde açıklanmış olan formel mantığın deneyimimizle hiç bir ilgisi yokmuş gibi görünür. Bu nedenle Husserl “Formel mantığın merkezinde bulunan predikatif yargının kökeni nedir?” sorusunu sorar. Husserl bu soruyla aşağıdakilerden hangisini ifade etmeyi amaçlamıştır?
Mantığı genetik psikolojiyle ilişkilendirir. |
Mantığın tarihini ortaya koymayı amaçlar. |
Husserl bu kurallarla deneyimimiz arasındaki sürekliliği göstermek ister. |
Deneyimlerin yargıya vardıktan sonra başka türden sentezlendiğini vurgular. |
Amprik olaylarla mantık arasında ilişki kurmayı amaçlar. |
Husserl’e göre formel mantık yalnız başına ele alındığında sadece normatif bir disiplin, bir düşünce tekniği gibi görünebilir. Deneyim ve Yargı’da Husserl’in amacı mantığı deneyimimizle ilişkilendirmektir.
10.Soru
Husserl’e göre “zaman” kavramıyla ilgili belirlemelerden hangisi yanlıştır?
Bilinç yalnızca şimdiye yönelir. |
Zamansallık her yaşantının özünde vardır. |
İçsel zaman yönelimsellik sayesinde kurulur. |
Nesnel zaman yaşanan bilinçte beliren içeriklerin kurulmasıdır. |
Bilincin birliği zamansallaşmayla kurulur. |
Bilinç yalnızca şimdiye yönelir.
11.Soru
BERgson'e göre felsefe nedir?
Bilimdir |
sanattır. |
kültürdür. |
Yöntemdir |
Disiplindir |
Bergson’a göre felsefe bilimdir. Onu diğer bilimlerden ne yöntem bakımından ne de elde ettiği kesinlikler bakımından ayırt edebiliriz. Fizikçinin açıklamaları nasıl izlenimlerden, faraziyelerden ibaret değilse filozofun yöntembilimsel bir biçimde ortaya koyduğu sonuçlar da fizikçinin açıklamaları kadar doğru olabilir. Bergson felsefeyi bilim olarak anlayışında, Descartes’ı takip eder.
12.Soru
Ali, orada kapının yanında duruyor, ben ise burada masanın yanındaki sandalyede oturmaktayım. Orada kapının yanında duran ben olabilirdim, burada, bu sandal- yede oturan da o olabilirdi. Bu durumda kendimi başkasının yerine, başkasını ken- di yerime koyabilmem yaşayan bedenimle yaptığım bir şeydir. Bu eşleşme sayesinde başkasını yalnızca benimki gibi yaşayan, algılayan bir beden olarak değil, aynı zamanda da bir alter ego olarak kendi bilincime sunarım.
Aşağıdakilerden hangisi yukarıda verilen örnek olayı açıklamaktadır?
Tekbencilik |
Eşsunum |
Özneler arasılık |
Yaşam dünyası |
Solipsizm |
Bu durumda kendimi başkasının yerine, başkasını kendi yerime koyabilmem yaşayan bedenimle yaptığım bir şeydir. Bu eşleşme sayesinde başkasını yalnızca benimki gibi yaşayan, algılayan bir beden olarak değil, aynı zamanda da bir alter ego olarak kendi bilincime sunarım. Buna Husserl eşsunum (apprezentation) der. Böylece onu da bir ego, bir bilinç olarak düşünürüm. Husserl böylece tekbenciliği (solipsizm) aştığını düşünmektedir. Onun bedeni fenomenolojik bir tarzda yeniden düşünmeye girişmesi ve salt bir nesne olarak beden kavrayışını aşması, özneler-arasılığı temellendirmesinde önemli bir rol oynamıştır.
13.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Bergson'un Yaratıcı Tekâmül' de ifade ettiği görüşlere aykırıdır?
Neo-Darwinizmin mekanikçiliği ile Neo-Lamarkçılığın erekselciliği arasında bir üçüncü yol bulmaya çalışır. |
Yaşamın bireylerde yalıtılması hiçbir zaman tamamlanmaz, bireyliğin sınırlarını tam olarak belirlemek zordur. |
Bergson' a göre yaratıcı tekâmül tam anlamıyla erekseldir. |
Yaşamın özdeşliği tüm varolanların aynı amaca yönelmesiyle sağlanmaz, bir itkiden kaynaklanır. |
Evrimde bilinçli bir çabanın olmadığı ve zaten pek az durumda kayda |
Bergson’da ise yaşamın bireylerde yalıtılması hiçbir zaman tamamlanmaz, bireyliğin sınırlarını tam olarak belirlemek zordur. Bununla birlikte Bergson’a göre yaratıcı tekâmül belirli bir anlamda erekseldir. Eğer yaşamda ereksellik varsa bu erek bireylerin hayatlarında değil, tek ve bölünmez bir bütünlük olarak ele alınan yaşamın kendisinde bulunur. Bergson “evrim”de vurguyuetkinlik üzerine yapar, bu etkinliğin meydana getirdiği yaşam biçimleri, bireyler üzerine değil. Bu vurgu onun kendi evrim anlayışını, homojen olandan heterojen olana basit, doğrudan bir geçiş olarak ele alan evrim anlayışlarından ayırt etmesini sağlar.
14.Soru
Hangisi Husserl’in Post Fenomenolojik akımları doğmasına neden olan bir görüşüdür?
Değer kuramı |
Fenomenolojik yöntemi |
Duygucu ve rasyonalist geleneklerden yararlanması |
Filozoflar cemaati kurma düşüncesi |
Bilgi kuramı |
Fenomenolojik yöntemi
15.Soru
Aşağıda Bergson ile ilgili verilenlerden hangisi yanlıştır?
Felsefenin bilim olduğunu savunur. |
Metafizik ile fizik arasında bir devamlılık kurmak istemiştir. |
Felsefe bilimini kurmak için kullandığı bilim modelini matematik sağlamıştır. |
Kendi felsefesinin Batı felsefesinin kartezyen çağını sona erdirdiğini ilân etmiştir. |
Bergson’un felsefesi, aklın bilme gücüne çok fazla güvenen “akılcılığa” ve “bilimciliğe” bir başkaldırıyı içinde taşır. |
Bergson'un felsefe bilimini kurmak için kullandığı bilim modelini matematik değil biyoloji sağlamıştır. Matematik Descartes'ın kullandığı bilim modelidir.
16.Soru
Bergson'un “Evren nedir?” sorusuna yanıt arayan eseri hangisidir?
Gülme |
Yaratıcı Tekâmül |
Düşünce ve Devingen |
Ahlâkın ve Dinin İki Kaynağı |
Sürem ve Eşzamanlılık |
Bergson'un “Evren nedir?” sorusuna yanıt arayan eseri Yaratıcı Tekâmül'dür.
17.Soru
Bergson' a göre bilinç aşağıdakilerden hangisi olamaz?
Nitelikler |
Yoğunluklar |
Miktarlar |
Hafıza |
Değişim |
Eserin başında Bergson bilinç hallerinin miktarlar ve nicelikler olmadığını, nitelikler (qualités) ve yoğunluklar (intensités) olduğunu söyler. Bilinç hayatının doğal hâli bu yaşantıların sürekli bir değişim içinde bulunmasıdır.
18.Soru
Bergson'a göre "imge" nedir?
algıdan çok farklı anlayış |
zekâ gibi alışkanlıklarla örgütlenmiş ihtiyaç |
Maddeyi temsile indirgeyen idealizm |
Bedenimin yaklaşmasına veya uzaklaşmasına bağlı olarak dıştaki nesnelerin boyutlarının, biçimlerinin, renklerinin, seslerinin şiddetinin ve kokularının yoğunluğunun değiştiğini gözlemlerim |
şeyden daha az temsilden daha fazlası |
Bergson “imge” terimini realizmin yanlış kanısını yıkmak için kullanır. Bununla beraber, Bergson maddeyi temsile indirgeyen idealizmi de eleştirir. Ona göre, “imge” temsil değildir. Bergson’a göre “imge” şeyden daha az temsilden daha fazlasıdır.
19.Soru
I. "Bütünün tabiatı benimkiyle aynıdır” fikrini savunur.
II. Zekâ bize hayatın mutlak bilgisini sağlayamaz.
III. Evrende bütün varlıklar sürekli ve hür bir oluştan oluşur.
Yukarıdakilerden hangisi / hangileri Bergson'un görüşlerini yansıtmaktadır?
Yalnız II |
Yalnız III |
I ve III |
II ve III |
I, II ve III |
Seçeneklerin tamamı Bergson'un görüşlerini yansıtmaktadır. Doğru yanıt E seçeneğidir.
20.Soru
Avrupa Bilimlerinin Krizi sonucunda Avrupa uygarlığının başına geleni anlamak için felsefenin nasıl on dokuzuncu yüzyılda gitgide daha deneyci (ampirisist) ve natüralist bir yön kazandığını, nasıl yaşam dünyasının unutulduğunu yeniden düşünmek gerekir. Husserl bu teşhisi koyduktan sonra bu yönü aşağıdakilerden hangisiyle değiştirmek ister?
Aksiyoloji |
Bilişsel zihinsel fenomenler |
Duygulanımsal fenomenler |
Transandantal fenomenoloji |
Konatif fenomenler |
Avrupa uygarlığının başına geleni anlamak için felsefenin nasıl on dokuzuncu yüzyılda gitgide daha deneyci (ampirisist) ve natüralist bir yön kazandığını, nasıl yaşam dünyasının unutulduğunu yeniden düşünmek gerekir. Husserl bu teşhisi koyduktan sonra bu yönü transandantal fenomenolojiyle değiştirmek ister.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ