“Doğal kaynakların korunması”, “insan refahının ekolojisi”, “korumacılık”, “hayvan özgürlüğü” ve “doğa merkezcilik” temel çevreci akımlardandır (Eckersley, 1992:34). Doğru seçenek C şıkkıdır.

Tüm diğer şıklar egemen batılı dünya görüşünün, insanı ve onun çıkarlarını merkeze koyan anlayışını yansıtan ifadeler içerirken, son seçenek olan doğal çevrenin korunmasının her şeyden önemli olduğu ifadesi bu dünya görüşünde kendine yer bulmamaktadır. Doğru cevap E'dir.

Türkiye’de Çevre Bakanlığı ve Orman Bakanlığı olmak üzere iki bakanlık yapısı içindeki örgütlenme tek bir çatı altında Çevre ve Orman Bakanlığı’na dönüşmüş; daha sonra Çevre ve Orman Bakanlığı, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ile birleşerek “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı” kurulmuştur. Doğru cevap D’dir.

Fosil yakıt kullanımı, doğal kaynakların daha yaygın ve yoğun olarak sömürülmesine, daha fazla ve yaygın kirliliğe ve daha büyük çevresel felaketlere yol açmıştır. Fosil yakıt kullanımının bazı önemli sonuçları arasında su ve hava kirliliği, asit yağmurları ve küresel ısınma sayılabilir. Doğru seçenek E şıkkıdır.

Toplumsal kurgusalcı perspektif, sosyolojide geniş kapsamlı bir perspektiftir. Bu perspektifin temel varsayımı toplumsal gerçekliğin toplumsal olarak yapılandığıdır (kurgulandığı) (Berger ve Luckman, 1966). Başka bir deyişle her toplum kendi gerçekliğini yaratır, dolayısıyla toplumsal ilişkilerin her toplum için farklı olan kuralları, işleyiş mekanizmaları ve anlamlılık düzeyleri olmalıdır. Toplumsal kurgusalcı perspektife göre çevrecilik de toplumsal olarak yapılanmıştır. Bundan dolayı her toplum kendine özgü bir çevrecilik anlayışı yaratacaktır. Bu çevrecilik, toplumların toplumsal ekonomik ve kültürel gerçekliğinden etkilenecektir.

Kaos GL dolaylı olarak çevre temasıyla ilgilense de toplumsal cinsiyet duyarlılığı kapsamında çalışan bir organizasyondur. Doğru cevap A'dır. 

Deniz Temiz Derneği/TURMEPA, ülkemiz kıyı ve denizlerinin korunmasını ulusal bir öncelik haline getirmek için kurulmuş bir dernektir. Doğru cevap D'dir. 

Türkiye’de endüstriyel sektörler ağırlıklı olarak, demir-çelik, petro-kimya, tekstil, otomotiv ve çimento gibi görece daha düşük teknolojiye dayalı ve çevresel açıdan da kirletici nitelikleri ağırlıklı sektörlerdir. Dolayısıyla çevresel açıdan kirletici niteliği ağırlıklı olan bu sektörlerin çevresel konularda çok fazla duyarlı olmadıkları görülmektedir. Bunun en önemli nedeni toplumsal düzeyde ve yasal ve yönetsel düzeyde çevresel duyarlılığın oldukça düşük olmasıdır.

Asit yağmurları bilinen en eski çevre sorunlarındandır. Sanayi devrimiyle birlikte, kömürün sanayide enerji kaynağı olarak kullanılmaya başlamasıyla birlikte ortaya çıkmaya başlamıştır. Asit yağmurları atmosferdeki karbon emisyonlarının en yıkıcı sonuçlarındandır.

Dünyanın birçok ülkesindeki Yeşiller Hareketi’nden esinlenerek 6 Haziran 1988 tarihinde Türkiye’de ilk kez Yeşiller Partisi kurulmuştur. Kurucuları arasında Celal Ertuğ, İlhan İrem ve Ali Kocatepe gibi isimlerin bulunduğu partinin ilk genel başkanı Celal Ertuğ olmuştur. 1991 yılında Celal Ertuğ çevrecilik konusunda yeterince radikal ve etkin bulunmadığı için genel başkanlıktan ayrılmak zorunda kalmış ve yerine Bilge Contepe geçmiştir. Ancak Yeşiller Partisi kamuoyunun ilgisini çekememiş, marjinal bir parti olarak kalmış ve fiilen dağılmıştır. Doğru cevap B'dir.

XXI. Yüzyılın ilk on yılına gelindiğinde, modern toplumun yaşam biçimi ve kültürü ile bu kadar özdeşleşmiş olan otomobil; aynı zamanda sera gazı üretiminin de en önemli kaynaklarında birisini oluşturur duruma gelmiştir. Bu bağlamda, dünyadaki toplam sera gazı emisyonunun %13’ünü tek başına otomobil egzozlarından çıkan gazlar oluşturmaktadır. Ayrıca söz konusu emisyonun %3,5’i de hava yolu ulaşımından kaynaklanmaktadır.

1995 Aralık’ta kurulan Greenpeace Akdeniz, şu an İsrail, Lübnan, Türkiye ve Malta’da aktif olarak şu amaçları güden çalışmalar yürütmektedir:
-Fosil yakıtların tüketimine ve nükleere karşı çıkarak, temiz enerjileri desteklemek.
-İklim değişikliğiyle mücadelede yenilenebilir enerji kaynaklarının benimsenmesini sağlamak.
-Denizler kampanyası ile Akdeniz’de bir deniz rezervleri ağı oluşturarak türü tehlike altında olan mavi yüzgeçli orkinosları korumak.

16 Eylül 1987’de, 150’den fazla ülkenin temsilcileri, Kanada’nın Montreal kentinde toplanmışlar ve ozon tabakasında incelmeye yol açan maddelerin üretimi ve kullanımı konusunda Montreal Protokolü’nü imzalamışlardır. Montreal Protokolü, klorofloro karbon üretimini ve kullanımını düzenleyen uluslararası kesin kurallar getirmiştir.

TEMA vakfının açılımı, Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’dır.