Cumhuriyet Dönemi Türk Nesri Ara 4. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Bir yazarın gündelik yaşam, insan, sanat ve edebiyatla ilgili bir konu hakkındaki düşüncelerini, karşısında okuyucu varmış gibi onlarla sohbet ediyormuşçasına sıcak ve içten bir anlatımla dile getirdiği, ........... planında yazdığı düşünce yazısına sohbet denir. Yukarıdaki tanımdaki boşluğu aşağıdaki hangi kelime ile doğru olarak tamamlayabiliriz?
Roman |
Hikaye |
Makale |
Söyleşi |
Anı |
Bir yazarın gündelik yaşam, insan, sanat ve edebiyatla ilgili bir konu hakkındaki düşüncelerini, karşısında okuyucu varmış gibi onlarla sohbet ediyormuşçasına sıcak ve içten bir anlatımla dile getirdiği, makale planında yazdığı düşünce yazısına sohbet denir. Doğru yanıt C seçeneğidir.
2.Soru
Halide Edip Adıvar ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun ortak özelliği aşağıda verilenlerden hangisi olabilir?
İki yazarında hikaye türü eserlerinde dili özensiz kullanmış olması |
İki yazarında şiir türünde eser vermiş olması |
İki yazarında eserlerinin ikinci döneminde toplumsal konulara yönelmesi |
Her iki yazarında bireysel konulara yer vermemiş olması |
Her iki yazarında iyi birer hatip olması. |
Halide Edip Adıvar ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu eserlerini iki dönemde incelemek mümkündür. Her iki yazarda eserlerinin birinci döneminde daha çok bireysel konulara yer verirken ikinci döneminde savaşın vermiş olduğu etkiyle de toplumsal konulara yönelmişlerdir.
3.Soru
I- Dil ve dil unsurlarının farklı biçimde kullanılması
II- Yeni ve orijinal tamlamalara dönüştürülmesi
III- Farklı anlam değerleri yüklenmesi
IV- Ses, çağrı ve duygu değerlerinin farklılaşması
V- Farklı sanat endişeleri peşine düşülmesi
Yukarıdakilerden hangisi/leri Cumhuriyet Dönemi edebiyat eserlerinde kullanılan dilin günlük dilden farklılaşmasının nedenlerindedir?
II-III-IV |
I-II-III-V |
I-III-IV-V |
I-II-III-IV |
II-III-IV-V |
Cumhuriyet nesrinin en geniş, en zengin kısmını edebî nesirler oluşturur. Belli bir sanat endişesi ve yeteneğine sahip yazarların kaleminden çıkan edebî nesirler, diğer amaçlarının yanında, okuyucuya estetik haz vermek amacıyla kaleme alınırlar. Onlarda dil, olabildiğince kusursuz ve hatasız bir biçimde kullanılır. Kelimelere temel anlamlarının yanında bilinen veya bilinmeyen yan anlamlar yüklenir. Benzetme, istiare, tezat, mecaz, kinaye gibi çeşitli edebiyat sanatlarına sahip olan dil, günlük dilin çok üstünde bir zenginlik ve derinlik kazanır. Bir başka ifadeyle edebiyat eserinde dil, günlük dille aynı kaynaktan beslenmesine veya aynı dil unsurlarını kullanmasına rağmen, ondan oldukça farklı ve başka bir dildir. Söz konusu farklılık, dil veya dil unsurlarının farklı biçim ve tarzda kullanılmasından; onlara farklı anlam, ses, çağrışım ve duygu değerleri yüklenmesinden; onların yeni ve orijinal tamlamalara dönüştürülmesinden kaynaklanır.
4.Soru
Yazarın bir otorite kimliğinde konuştuğu, konusunu derli toplu izah ettiği, dogmatik, sistematik ve açıklayıcı deneme türüne üslup bakımından ne ad verilir?
Montaigne tarzı deneme |
Formal-Resmî Deneme |
Psikoloji-Felsefe Konulu Deneme |
Sosyal ve siyasi Konulu deneme |
Sanat ve Edebiyat Konulu deneme |
Bacon tarzı olarak da bilinen formal denemede yazar, bir otorite kimliğinde konuşur ya da en azından o konuda yüksek bir bilgi sahibi bir insan konumunda konusunu derli toplu izah eder. Bu tür deneme dogmatik, sistematik ve açıklayıcıdır.
5.Soru
Sohbet sözcüğü dilimize hangi dilden geçmiştir?
Arapça |
Farsça |
Bulgarca |
Fransızca |
Rusça |
Sohbet sözcüğü dilimize Arapça'dan geçmiştir.
6.Soru
Sohbet sözcüğü, dilimize hangi dilden geçmiştir?
Osmanlıcadan |
Farsçadan |
Arapçadan |
Orta Asya Türkçesinden |
Çinceden |
Sohbet sözcüğü, dilimize Arapçadan geçmiştir.
7.Soru
Atatürk’ün 1920 yılının ilk günlerinde Ankara’da kurduğu gazetenin adı şıklardan hangisidir?
Tercüman-ı Ahval |
Ceride-i Havadis |
Tercüman-ı Hakîkat |
Hürriyet |
Hâkimiyet-i Milliye |
Atatürk’ün 1920 yılının ilk günlerinde Ankara’da kurduğu Hâkimiyet-i Milliye gazetesi ise 1934’te Ulus adını alır.
8.Soru
Sohbet sözcüğünün kökeni hangi dile dayanmaktadır
Uygurca |
Moğolca |
Türkçe |
Arapça |
Farsça |
Sohbet sözcüğü, dilimize Arapçadan geçmiştir.
9.Soru
Bir kelime veya kelime grubunun, sözlük anlamının dışında ve belli bir bilim dalı veya meslek sahasında kullanılmak üzere yeni bir anlam kazanmasına ne ad verilir?
İfade |
Tümce |
Mısra |
Terim |
Deyiş |
Terim: Bir kelime veya kelime grubunun, sözlük anlamının dışında ve belli bir bilim dalı veya meslek sahasında kullanılmak üzere yeni bir anlam kazanmasıdır. Buna göre doğru cevap D seçeneğidir.
10.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Batı edebiyatlarında formal ve informal olmak üzere iki farklı denemenin de ortaya çıkmasına yol açan yazarlardandır?
Çiçero |
Seneca |
Montaigne |
Plutarch |
Theophrastus |
Montaigne ve Bacon Batı edebiyatlarında formal (resmî) ve informal (teklifsiz, senli benli) olmak üzere iki farklı denemenin de ortaya çıkmasına yol açmışlardır.
11.Soru
Bir Serencam (1913), Rahmet (1923), İzmir’den Bursa’ya (H.Edib F.Rıfkı ve M.Asım’la
ortak 1922) ve Millî Savaş Hikâyeleri (1947) gibi eserler hangi milli edebiyat yazarına aittir?
Ömer Seyfettin |
Halide Edip Adıvar |
Aka Gündüz |
Refik Halit Karay |
Yakup Kadri Karaosmanoğlu |
Yakup Kadri Karaosmanoğlu (1889-1974) da hikâye türünde vermiş olduğu eserlerle dönemin Türk edebiyatına önemli katkılarda bulunmuş yazarlarımızdandır. Onun Bir Serencam (1913), Rahmet (1923), İzmir’den Bursa’ya (H.Edib F.Rıfkı ve M.Asım’la
ortak 1922) ve Millî Savaş Hikâyeleri (1947) isimli kitaplarda yer alan 60’a yakın hikâyesi vardır.
12.Soru
Aşağıdaki yazarlardan hangisinin hikayeleri genellikle bir kadın ana karakter etrafında şekillenir?
Ömer Seyfettin |
Halide Edip Adıvar |
Aka Gündüz |
Ahmet Hikmet Müftüoğlu |
Refik Halit Karay |
Halide Edip Adıvar'ın hikayelerinin başkahramanları genellikle kadınlardır.
13.Soru
Sözlükte “yayma, saçma, dağıtma” anlamına gelen Arapça kökenli .....kavram anlamı; “manzum olmayan söz veya yazı”dır.
Yukarıdaki tanımda yer alana boşluğu, aşağıdaki hangi kelime ile doğru olarak tamamlayabiliriz?
Trajedi |
Nesir |
Nazım |
Destan |
Halk şiiri |
Sözlükte “yayma, saçma, dağıtma” anlamına gelen Arapça kökenli “nesir”in kavram anlamı; “manzum olmayan söz veya yazı”dır. Bu nedenle doğru yanıt B seçeneğidir.
14.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Cumhuriyet Dönemi hikâyelerindeki mizahi ve ironik
tavırlarıyla diğerlerinden önemli ölçüde ayrılır?
Aziz Nesin |
Fakir Baykurt |
Necati Cumalı |
Samim Kocagöz |
Bekir Yıldız |
Cumhuriyet Dönemi sosyal ve toplumcu gerçekçi
ikinci nesil yazarlarından Aziz Nesin, Haldun
Taner ve Rıfat Ilgaz, hikâyelerindeki mizahi ve ironik
tavırlarıyla diğerlerinden önemli ölçüde ayrılırlar.
15.Soru
Sohbet türünde yazılmış olan “Karalama Defteri”, hangi yazarımıza aittir?
Cenap Şehabettin |
Refik Halit Kara |
Hasan Ali Yücel |
Attila İlhan |
Nurullah Ataç |
Nurullah Ataç
16.Soru
Eşref Saati adlı eser kime aittir?
Şevket Rado |
Melih Cevdet Anday |
Nurullah Ataç |
Suut Kemal Yetkin |
Ahmet Rasim |
Eşref Saati adlı eser Şevket Radoya aittir. Bu nedenle doğru yanıt A seçeneğidir.
17.Soru
Aşağıdakilerden hangisi İslamiyet öncesi Türk Nesri ile ilgili doğru bir bilgi değildir?
Başlangıç tarihi ile ilgili kesin bilgiye ulaşmak zordur. |
İlk örnekler Dede Korkut Hikayeleri’dir. |
Yenisey ve Orhun Yazıtları yazılı edebiyat dönemi ilk örnekleridir. |
Orhun Yazıtları sade ve açık bir dille yazılmıştır. |
Uygur Dönemi nesri Maniheizm ve Budizm çerçevesinde şekillenmiştir. |
İslamiyet öncesi Türk nesrinin başlangıç tarihi hakkında kesin bir bilgiye ulaşmak oldukça zordur. Sözlü edebiyat devri ürünü durumundaki sav’ları, bu dönemin ilk nesir örnekleri olarak kabul etmek mümkündür. Yenisey (V. ve VI. yy.) ve -özellikle- Orhun Yazıtları (VIII. yy.), yazılı edebiyat dönemi Türk nesrinin ilk ve en önemli örnekleridir. Sade, açık ve işlek bir dile sahip olan Orhun Yazıtları, Bilge Tonyukuk ve Yolluğ Tigin tarafından yazılmıştır. Uygur dönemi nesri ise Maniheizm ve Budizm çerçevesinde şekillenen metinlerde (Irk Bitig, Altun Yaruk, Prens Kalyanamkara ve Papam Kara Hikâyesi, Sekiz Yükmek) ifadesini bulmuştur.
18.Soru
Kültür hayatımızda fıkra, deneme, eleştiri, makale ve sohbet gibi gazete ve dergi yazılarının kesin çizgilerle başlangıçlarının olmamasının ve uzun zaman bunların karışık bir özellikte kendilerini devam ettirmelerinin asıl sebebi nedir?
Gazetelerin kültür hayatımıza çok geç girişi ve yazıların sansürlenmesi. |
Türkçenin söz hazinesinin kültür dili diye anılan Fransızca, İngilizce gibi dillere nazaran dar oluşu. |
Eski Türk edebiyatında zengin bir düzyazı çeşidinin bulunmaması ve şiirselliğin ön planda olması. |
Araştırmacıların, sosyal bilimler çerçevesindeki makaleleri kitap haline getirme eğilimleri. |
Özel bilimsel alanlardaki dergi makalelerine ağırlık verilmesi. |
Eski Türk edebiyatında zengin bir düzyazı çeşidinin bulunmaması ve var olanında da şiirselliğin ön planda olması, fıkra, deneme, eleştiri, makale ve sohbet gibi gazete ve dergi yazılarının kesin çizgilerle kültür hayatımızda başlangıçlarının olmamasına ve uzun zaman bunların karışık bir özellikte kendilerini devam ettirmelerine yol açmıştır.
19.Soru
Sanatlı ve güzel nesir hangi adı alır?
Nâsir |
Münşi |
Manzum |
İnşâ |
Nazım |
Nesir kavramı eski dilde “inşâ, mensûr, mensûre” kelimeleriyle karşılanırken yakın dönemde “düzyazı” kelimesiyle karşılanmaktadır. Nesir kavramı Türk edebiyatında, Tanzimat yıllarından itibaren kullanılmaya başlanmıştır. Ondan önceki dönemlerde büyük ölçüde “inşâ” kavramı tercih edilmiştir. Nesir yazarı demek olan “nâsir” yerine de “münşî” kavramı kullanılmıştır. Manzum ise nazım hâlinde; yani vezinli ve kafiyeli biçimde söylenmiş sözdür. Doğru cevap D’ dir.
20.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Yeni Lisan ve Milli Edebiyat Hareketlerini başlatan yazardır?
Ömer Seyfettin |
Necati Cumalı |
Samim Kocagöz |
Kemal Tahir |
Kemal Bilbaşar |
Ömer Seyfettin’in hikayeciliğindeki bir başka temel nitelik, dil ve üslubunda somutlaşır. Yeni Lisan ve Milli Edebiyat Hareketlerini başlatan yazar, “Edebiyatsız edebiyat yapmak” düşüncesiyle yola çıkarken İstanbul hanımlarının konuşma dilini, yazı ve edebiyat dili hâline getirmeye çalışır. Kemal Bilbaşar, Kemal Tahir, Orhan Kemal, Samim Kocagöz, Fakir Baykurt, Aziz Nesin, Necati Cumalı, Bekir Yıldız ise sosyal ve toplumcu gerçekçiliğin ikinci kuşağını oluştururlar.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ