Din Psikolojisi Ara 10. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Geleneksel Kuramın dindarlığa dair yapmış olduğu tespitler arasında yer almaz?
20’li yaşlarda dinî etkinliklerde önemli bir düşüş yaşanmaktadır. |
30’lu yaşlardan itibaren dini yönelişlere artış başlamaktadır. |
Olgunluk döneminde dini yönelişler azalmaktadır. |
18 yaş ile 30 yaş arası dine olan ilgi azalmaktadır. |
Olgunluk döneminde dini yönelişler artmaktadır. |
Geleneksel, Kararlılık ve İlgisizlik kuramları, bu çerçevede gündeme gelen açıklama tarzlarıdır. Geleneksel Kuram, 18-30 yaş aralığında dinî etkinliklerde önemli bir düşüşün yaşandığını, dinî yönelişlerde yeniden artışın ancak 30’lu yaşlardan itibaren gerçekleşebileceğini savunur.
2.Soru
I. Evrenin ve dünyanın yaratılışı.
II. Acı tecrübeler, doğal felaketler, ölüm gibi hayatın zorlayıcı ve olumsuz görünen yönleri
III. Haksızlık, adaletsizlik, başarısızlık gibi bireysel ya da toplumsal engellenme durumları
IV. Sonsuzluk arayışına çözüm
V. Zihinsel boyutta ele alınan kimlik problemleri ve hayat felsefesi
Yukarıdakilerden hangileri zihnin ancak dinin yardımıyla çözebileceği temel problemlerdendir?
Yalnız I |
I ve II |
II, III, IV ve V |
I, II, III ve V |
I, III ve IV |
Zihnin ancak dinin yardımıyla çözebileceği temel problemleri, beş ana grupta toplamak mümkün görünmektedir. Bunlar: evrenin ve dünyanın yaratılışı, hayatın anlam ve amacı gibi mantıksal çözümü olmayan sorular; acı tecrübeler, doğal felaketler, ölüm gibi hayatın zorlayıcı ve olumsuz görünen yönleri; haksızlık, adaletsizlik, başarısızlık, fakirlik gibi bireysel ya da toplumsal engellenme ve mahrumiyet şekilleri; şuur, yaratıcılık, estetik ve mistik tecrübeler gibi bilimin henüz açıklayamadığı tabii süreçler; zihinsel boyutta ele alınan kimlik problemleri ve hayat felsefesi.
3.Soru
Araştırmalarında SPECT Beyin Haritalama Yöntemini kullanan, Tibetli Budistlere, derin transa geçtikleri sırada radyoaktif boya şırınga ederek yaptığı deneyde, beynin belli bölgelerinin değişime uğradığını saptayan ve Tanrı’nın beynin sabit bir parçası olduğunu öne süren bilim adamı aşağıdakilerden hangisidir?
Newberg |
Frankl |
Icebergen |
D’Aquili |
Hamer |
Araştırmalarında SPECT Beyin Haritalama Yöntemini kullanan A. Newberg, Tanrı’nın beynin sabit bir parçası olduğunu öne sürmüştür. Tibetli Budistlere, derin transa geçtikleri sırada radyoaktif boya şırınga ederek yaptığı deneyde, beynin belli bölgelerinin değişime uğradığını saptamıştır. Newberg’in kullandığı SPECT yöntemi, Tanrı tecrübesi yaşayan beynin canlı resmi olarak nitelendirilmektedir. Doğru cevap A'dır.
4.Soru
Aşağıdakilerden hangisi değerlerin ruh sağlığı ve psikoterapiye olan katkı alanlarından biri değildir?
Kimlik sahibi olmak
|
Kişisel sorumluluk duygusu kazanmak
|
Belirli amaçlara sahip olmak
|
Yardımlaşma
|
Motivasyon ve kişisel duyarlılıkta derinleşmek
|
5.Soru
Dindar insanlar hayatlarını inandıkları değerler istikametinde geçirmeye çalıştıklarından, ahiret hayatında kendilerine vadedilen mükafâtlara ulaşacaklarını ümit etmekte, eksikliklerinden dolayı bağışlanacaklarını ummakta ve ölümü bir yokluk olarak algılamamaktadırlar. Bu durum dindar insanlarda aşağıdakilerden hangisinin dindar olmayanlara göre daha az bulunabileceğine işaret etmektedir?
Duygusal zeka |
Ölüm kaygısı |
Benlik saygısı |
Fizyolojik rahatsızlıklar |
Psikolojik rahatsızlıklar |
Dinî inançların ölüm kaygısını azattığına dair çok sayıda araştırma sonucu
elde edilmiştir. Bu bulgular araştırmacılar tarafından şöyle yorumlanmaktadır: Dinî inançları insanlara hayatın tasarımı konusunda yönlendirmekte ve onlar, ölümün hakikat olduğuna, bütün insanların önceden tespit edilmiş ecelleri bulunduğuna ve vakti geldiğinde hepsinin öleceğine inanarak ölüme daha gerçekçi bir açıdan bakabilmektedir. Ayrıca onlar, hayatlarını inandıkları değerler istikametinde geçirmeye çalıştıklarından, ahiret hayatında kendilerine vadedilen mükafâtlara ulaşacaklarını ümit etmekte, eksikliklerinden dolayı bağışlanacaklarını ummakta ve ölümü bir yokluk olarak algılamamaktadırlar. Dolayısıyla doğru yanıt B seçeneğidir.
6.Soru
"Tanrı Geni" fikrini ilk olarak ortaya atan çağdaş bilim adamı kimdir?
Ramachadran
|
Koenig
|
Hamer
|
Tarhan
|
Persinger
|
7.Soru
Dinin hangi etkisinin dinî inanç ve uygulamaların beden sağlığını olumlu yönde etkilemesiyle daha çok ilişkili olduğu söylenebilir?
Fizyolojik etkisi |
Psikolojik etkisi |
Maddi etkisi |
Sosyal etkisi |
Bilişsel etkisi |
Dinî inanç ve uygulamaların, organik hastalıkların tedavisinde olumlu
etkileri konusunda her geçen gün daha fazla kanıt ortaya çıkmaktadır.
Yapılan bir araştırmaya katılan 269 doktorun % 99’u, manevi inancı olan
hastaların manevi inancı olmayan hastalara kıyasla hastalıklarla daha iyi baş
edebildiklerini ifade ettikleri tespit edilmiştir. Diğer bir araştırmada da,
hastaların yarıya yakınının (% 45), dinî inançlarının sağlık durumlarını
olumlu yönde etkilediğini belirtmiştir. Dinin ömrü uzattığı ve bedenen daha sağlıklı kalınmasına yol açtığı yönündeki bulgular dinin daha çok fizyolojik etkisiyle ilişkilidir. Doğru cevap A seçeneğidir.
8.Soru
Ülkemizde yapılan bir araştırmaya göre aşağıdaki okullardan hangisi dini şüphe ve tereddütler noktasında en yüksek oranlarla başı çekmiştir?
Fen Lisesi |
İmam Hatip Lisesi |
Endüstri Meslek Lisesi |
Anadolu Öğretmen Lisesi |
Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi |
Liseli gençler üzerinde gerçekleştirilen bir araştırmada ise Allah'a iman konusunda en yüksek puanları İmam-Hatip öğrencileri almasına karşın liseler arasında en düşük puanları Fen Lisesi ve Anadolu Lisesi öğrencileri almıştır. Ayrıca dini şüphe ve tereddütler noktasında bu iki okul, en yüksek oranlarla başı çekmiştir. Doğru cevap A seçeneğidir.
9.Soru
SPECT beyin haritalama yöntemini kullanarak Tanrı’nın beynin sabit bir parçası olduğunu ileri süren araştırmacı aşağıdaki seçeneklerden hangisidir?
V. S. Ramachandran
|
M. Persinger
|
A. Newberg
|
L. Koenig
|
D. Hamer
|
10.Soru
Totem ve Tabu, Bir yanılsamanın geleceği, Musa ve Tektanrıcılık gibi dinle ilgili görüş ve değerlendirmelerini ortaya koyduğu, dindarlığın psiko dinamik bir gelişmeye bağlı olduğunu ileri süren kişi kimdir?
S.Freud |
Maslow |
V.Frankl |
W.James |
E.Fromm |
S.Freud (1856-1939) uzun kariyeri boyunca din ile yakından ilgilenmiştir. Totem ve Tabu, Bir Yanılsamanın Geleceği, Musa ve Tektanrıcılık, Uygarlık ve Hoşnutsuzlukları gibi kitaplarında din ile ilgili görüş ve değerlendirmelerini ortaya koymuştur. Dindarlığın psiko dinamik bir gelişmeye bağlı olduğunu ileri sürmüştür. Ona göre, tabiat ve toplum karşısında yaşanan çaresizlik dinî inanç ve uygulamaların asıl kaynağını oluşturmaktadır. Bundan dolayı din ve Tanrı inancı akılcı değil duygusal bir temele dayanmakta, ilkel ve çocuksu arzuların yatıştırılması ve arzuların tatminine hizmet etmektedir.
11.Soru
I. Kutsalla samimi ilişki kurmak
II. Hayata anlam vermek
III. Kendini gerçekleştirmek
IV. Pasif bir şekilde boyun eğmek
V. Yuhsal olgunluğa ulaşmak
Dinî başa çıkma yöntemlerinden olan kendini yönetme modelinde birey Allah’ın kendisine kendi sorunlarıyla başa çıkma yeteneğini verdiğine inanır. Bu insanlar dine yönelmede yukarıdakilerden hangisini amaç edinebilir?
I, II, III, IV, V |
I, II, III, IV |
I, II, III, V |
II, III, IV, V |
I, III, IV, V |
I, II, III, V
12.Soru
Psikoloji-din ilişkisini “Bilinçdışı Tanrı” isimli kitabında ele alan ve dini nihai anlam arayışı olarak değerlendiren isim aşağıdakilerden hangisidir?
E. Fromm
|
A. Maslow
|
V. Frankl
|
G. Allport
|
S. Freud
|
13.Soru
Gen ve çevre arasında önemli bir ilişki olduğunu iddia eden bilim aşağıdakilerden hangisidir?
Mikro Biyoloji |
Nano Biyoloji |
Moleküler Biyoloji |
Psiko Biyoloji |
Ekoloji |
Genlerin üzerimizde büyük bir etkisi olduğuna hiç şüphe yoktur. Bununla birlikte moleküler biyoloji uzmanlarına göre her şeyin sorumlusu genler değildir. Genler çevre ile sürekli etkileşim halindedir. Gen ve çevre arasındaki ilişki, son derece önemlidir ve çevre
dediğimiz şey tek tip bir olgu değildir.
14.Soru
I. Din, varoluşu ve gerçekliği yorumlayarak bireyin hayatını anlamlı kılar
II. Din insana sınırlarını bildirerek sorumluluk duygusu uyandırır
III. Din bir hayat rehberi sunarak insanı belirsizlikten kurtarır
IV. Din kişide köklü gelişmelere ve değişimlere yol açar
V. Din ortak amaç ve hedefler belirleyerek birliklerin oluşumuna imkân sağlar
Dinin, özsel tanımları yanında, işlevsel tanımları da ortaya konulmuştur. Yukarıdakilerden hangisi dinin işlevsel tanımları arasında gösterilebilir?
I, II, III, IV, V |
II, III, IV, V |
I, III, IV, V |
I, II, IV, V |
I, II, III, V |
I, II, III, IV, V
15.Soru
Kırsal-kentsel çevre ve dindarlık ilişkisine bakıldığında aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
İl ve büyük şehir gibi nüfusun yoğun olduğu yerleşim birimlerinde yaşayanlar, diğer daha küçük yerleşim birimlerinde yaşayanlara oranla dine daha ilgisiz ve uzak durmaktadır. |
Kalabalık yerleşim bölgelerinde sosyal ilişkiler oldukça sıkıdır. |
Kalabalık yerleşim bölgelerinde sosyal kontrol mekanizmalarının işlevi artmaktadır. |
İsteğe bağlı din eğitimi imkânlarının daha geniş ve daha kolay ulaşılabilir olması köylerde daha fazladır. |
Müstakil müftülüğün ve çok sayıda din görevlilerinin hizmet vermesi köylerde daha yaygındır. |
Genel olarak il ve büyük şehir gibi nüfusun yoğun olduğu yerleşim birimlerinde yaşayanlar, diğer daha küçük yerleşim birimlerinde yaşayanlara oranla dine daha ilgisiz ve uzak durmaktadırlar. Kuşkusuz bu neticede, kalabalık yerleşim bölgelerinde sosyal ilişkilerin oldukça gevşek olması ve bencilliğin artması; sosyal kontrol mekanizmalarının işlevini yitirmesi veya çoğu zaman etkisiz kalması; modernleşmeye bağlı hızlı, bireyselleşmiş, paylaşım ve yardımlaşma gibi dinî değerlerden uzak bir yaşam standardının gelişmesi gibi pek çok faktör belirleyici bir rol oynar.
16.Soru
Çalışmalarında din ile önyargı ilişkisine önemli bir yer ayıran bilim adamı aşağıdakilerden hangisidir?
V. Frankl
|
L. Koenig
|
G. allport
|
B. Koç
|
W. James
|
17.Soru
Aşağıdaki ifadelerden hangisi kırsal-kentsel çevre ile dindarlık ilişkisiyle ilgili yanlıştır?
Bulgulara göre köydekiler kasabalılara, kasabalılar ise ilçedekilere nazaran daha dindardırlar.
|
Kırsaldakiler, geleneksel inançlara daha bağlı, dini uygulamalarda daha istikrarlı davranırlar.
|
Şehirdekilerin büyük bir kısmına göre, gündelik yaşantıda dinin önemli bir yeri yoktur.
|
Kalabalık yerleşim birimlerinde modernleşmeye bağlı olarak dine ilgi azalmaktadır.
|
Sahip oldukları imkânlar nedeniyle kentlilerin dindarlığı kırsaldakilere göre daha yüksektir.
|
18.Soru
Bir kişinin dini ve mistik tecrübeler sonucunda beynin belirli bölgelerinde oluşan aktiviteleri incelemesi hangi yaklaşım alanında araştırma yaptığını göstermektedir?
Nöroloji |
Nöroteoloji |
Psikoloji |
Din psikolojisi |
Din bilimleri |
Son yıllarda nöroloji alanında yapılan çalışmalar, insanların davranış, duygu, tutum ve inançlarının beyindeki karşılıklarını bulma konusunda oldukça ilerleme kaydetmiştir. Geliştirilen beyin görüntüleme yöntemi sayesinde, insanlar olumlu ya da olumsuz duygular yaşadıklarında beynin hangi bölgesinin aktif olduğunu tespit edilebilmektedir. Tespitlere göre dinî ve mistik tecrübeler yaşandığı durumlarda özellikle beynin belirli bölgelerindeki aktivite artmaktadır. Beyninin bir bölümü hasar görmüş kimselerin dinî yaşantılarında gözlenen değişim, konuya dikkatleri çekmiş ve yapılan araştırmalarda önemli bulgular elde edilmiştir. Tüm bu çalışmalar sonucunda yeni bir yaklaşım olarak Nöroteoloji doğmuştur. Nöroteoloji’nin çalışma alanı, dinî ve mistik yaşantıların biyolojik temelleridir.
19.Soru
“Gerçek bir dost olarak Allah yeter.”
Yukarıdaki Nisa suresinin 45. ayeti aşağıdaki, dinin psikolojik etkilerinden hangisinin bağlamında ele alınabilir?
Dinlenme İhtiyacı-Din ilişkisi |
Ölüm Kaygısı-Din ilişkisi |
Yalnızlık Duygusu-Din ilişkisi |
Güvenlik İhtiyacı-Din ilişkisi |
İyimserlik-Din ilişkisi |
Kutsalla ilişkiye girmenin, insanın iç dünyasında manevi bir alan yarattığı, sosyal olarak kendisini yalnız hisseden insanın en azında bu alanda yalnızlık hissetmeyeceği ve terk edilmişliğin insan psikolojisinde oluşturacağı yansımaların olumsuz etkisini en alt düzeye indirebileceği söylenebilir. “Gerçek bir dost olarak Allah yeter (Nisa/45)” ayeti, bütün sosyal bağların çözüldüğü durumlarda bile, dinî inancın insanın ayakta kalmasına katkıda bulunabileceğine atıfta bulunurken; “Allah’ın dostlarına korku yoktur, onlar üzülmeyecekler de” (Yunus/62) ayeti ise kutsal ile girilen bu ilişkinin, huzursuzlukların etkisini azaltmada işlevsel olabileceğini ima etmektedir.
20.Soru
Çocukların ilk dini etkilere açık ve istekli olmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
Çocukluk döneminde içinde bulunulan aile ilişkileri |
Çocukların öğrenme sürecinin daha kısa ve etkili olması |
Çocukta korunma ve bağlanma ihtiyacının ve merak duygusunun güçlü olması |
Çocukların takdir ve onay kazanmak için davranışlarda bulunması. |
Çocuklarda farkındalık ve dikkat seviyesinin daha geniş olması |
Çocukta korunma ve bağlanma ihtiyacının ve merak duygusunun güçlü olduğu; bu nedenle de ilk dinî etkilere açık ve istekli olduğu hususu, bilinen bir gerçektir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ