Din Psikolojisi Final 4. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Tanrı tasavvurunu şekillendiren faktörlerden biri değildir?
Anne-baba ile ilişkiler
|
Dini baskı ve zorlamalar
|
Dini uygulama ve tartışmalar
|
Önemli kişi ve gruplarla ilişkiler
|
Tanrı'nın insanlıkla ilişkisi
|
2.Soru
Goldman Teorisi’ne göre çocukların dinî kavramlarla ilgili soyut düşünmenin bazı biçimlerini gerçekleştirmeyi denedikleri aşama aşağıdakilerden hangisidir?
Soyut dini düşünce aşaması |
İkinci geçiş aşaması |
Somut dini düşünce aşaması |
Birinci geçiş aşaması |
Sezgisel dini düşünce |
Söz konusu teoriye göre 4. evre olan ikinci geçiş aşamasında çocuklar, dinî kavramlarla ilgili soyut düşünmenin bazı biçimlerini gerçekleştirmeyi denemekte, ancak daha önce kazandıkları somut düşünme alışkanlıkları, çoğu durumda onları böyle davranmaktan alıkoymaktadır.
3.Soru
Amerika ve Avrupa ülkelerinde yapılan çalışmalara göre dini faaliyetler en çok hangi gelir düzeyine sahip kişiler tarafından yürütülmektedir?
Düşük gelir düzeyi |
Yüksek gelir düzeyi |
Orta gelir düzeyi |
Çok düşük gelir düzeyi |
Çok yüksek gelir düzeyi |
Amerika ve Avrupa ülkelerinde yapılan çalışmalar, dinî faaliyetlerin daha çok ekonomik durum itibariyle orta gelir düzeyinde olanlar tarafından yürütüldüğünü göstermektedir. Zenginler daha ziyade göze hitap eden dinî faaliyetler içerisinde yer alırken, fakirler genellikle dinin duygusal ve manevi boyutuyla ilgilenmektedirler.
4.Soru
- Dinî ritüeller bireyin inancını güçlendirir.
- Dinî ritüeller sosyal dayanışma ve kaynaşmanın, birlik ve bütünlük ruhunun canlı kalmasını sağlamaktadır.
- Dini ritüeller bireyin zihnindeki kötü düşünceleri,kalbindeki kötü duyguları artmasına sebep olur.
Yukarıdakilerden hangisi dini ritüellerin psikolojik etkilerindendir ?
Yalnız I |
I-II |
I-III |
II-III |
I, II-III |
Dinî ritüeller bireyin inancını güçlendirme, dinî duygularını geliştirme ve toplumu Allah ve Peygamber sevgisi, dinî değerler etrafında birleştirme, aynı idealler doğrultusunda bütünleştirme gibi bir fonksiyona sahiptir. Dinî ritüellerin önemli bir etkisi de sosyal dayanışma ve kaynaşmanın, birlik ve bütünlük ruhunun canlı kalmasını sağlamalarıdır. Dinî ritüeller, dinî inancı pekiştirir, kuvvetlendirirler. Bireyler bu tür törenler sırasında kendilerini Allah’a daha yakın hissederler Birey Allah’ı, Ahreti, yaptıklarını düşünür ve bütün kişiliğiyle iyi olma arzusu ön plana geçer. Kendini kritik eder ve sorumluluk duygusu güçlenir. Hatalarından, yanlışlarından pişmanlık duyarak bunları tekrar etmeme yönünde bir eğilim ortaya çıkar. Zihnindeki kötü düşünceleri, kalbindeki kötü duyguları atar.
5.Soru
dua insanın psikolojik özelliklerinden aşağıdakilerden hangisini etkiler?
düşünce |
inanç |
özgürlük |
adalet |
öfke |
Kulluk bilincinin bir ifadesi olan ibadetler, insanın zihin yapısını ve
düşüncesini bütünüyle etkiler, şekillendirir, derinleştirir ve onu fizik
alanından fizik ötesi alana yükseltir.
İbadet, zihindeki kavramları aktif olarak harekete geçirir ve bireyin, dinî
inancına uygun kavramlar arasında yeni bağlantılar kurmasına imkân
hazırlar. Yani ibadet, bireyi günlük hayat alışkanlıklarının üzerinde yeni
şeyleri düşünmeğe yöneltir ve ona, yeni ilişki şekilleri keşfetme, inancına
uygun yeni alternatifler bulma gibi yaratıcı bir özellik kazandırır. doğru cevap A'dır.
6.Soru
İman kavramı üzerindeki tartışmalara göre bu kavram hakkındaki ifadelerden hangisi doğrudur?
Daha derin bir anlama sahiptir |
Bilinçli güdülerimizi kapsamaktadır |
Durağan bir özellik sergilemektedir |
Duygusal ve iradeli bir eylemdir |
Bilişsel veya zihinsel bir eylemdir |
İman ve inanç, İslam Dini’nde olduğu gibi diğer dinlerde de üzerinde önemle durulan kavramlardır. Bunlar pek çok teolog ve filozof tarafından detaylı bir şekilde tartışılmıştır. Smith’e göre iman, inancı ifade etme ve iletmenin önemli tarzlarından biridir. İnanç, imandan daha derindir, bilinçdışı güdülerimizi kapsadığı gibi, bilinçli iman ve fiillerimizi de içerir. Allport, güven olarak adlandırdığı iman kavramını, daha az emin olduğumuz inançları ifade etmek üzere kullandığımızı; buna karşılık inancı daha kesin konularda kullanmaya eğilimli olduğumuzu ileri sürer. Bunun yanı sıra inancın daha çok bilişsel veya zihinsel, imanın ise duygusal ve iradi bir eylem olduğu, ama genel anlamda inanma olgusunun bunlardan herhangi birine indirgenemeyeceği ve bütününün etki ve katkıda bulunduğu psikolojik bir süreç olduğu ortaya çıkmaktadır.
7.Soru
Çocuk ve ailesi arasındaki duygusal ilişkinin doğasını ve bu ilişkinin çocuğun dindarlığını nasıl etkilediğini ortaya koymaya çalışan teori aşağıdakilerden hangisidir?
Bağlanma teorisi |
Sosyal öğrenme teorisi |
Bilişsel gelişim teorisi |
Baldwin teorisi |
Harms teorisi |
Çocukluk dönemi dindarlığını anlamayı kolaylaştıran teorilerden biri “duygusal ilişki veya bağlanma teorisi”dir. Çocuk ve ailesi arasındaki duygusal ilişkinin doğasını ve bu ilişkinin çocuğun dindarlığını nasıl etkilediğini ortaya koymaya çalışan bu teori, dindarlıktaki bireysel farklılıkları daha iyi anlamaya katkıda bulunabilecek önemli teorilerden biridir. Bağlanma teorisinin temel fikri, çocuk yaratılıştan (tabii olarak) ana babaya veya temel bakıcısına fiziksel olarak yakınlık hissetmesini sağlayan biososyal bir sisteme sahiptir.
8.Soru
İbadet insanı, olumsuz kişilik özelliklerinden uzaklaştırıp, olumlu kişilik özellikleri geliştirmesine yardımcı olur. Söz gelimi namaz kılan insan, yalan söylemekten, ikiyüzlü hareket etmekten kaçınır; samimi ve dürüst olmaya çalışır. Çünkü hergün huzuruna çıktığı Yüce Rabbinin, her şeyi görüp gözettiğini bilir.
yukarıdaki açıklamada ibadetin hangi kavramla olan ilişkisine vurgu yapılmıştır?
kişilik |
benlik |
ruh sağlığı |
düşünce |
duygu |
İnsanın toplumdaki diğer kişiler üzerinde bıraktığı bir etki, diğerlerinin onu
değerlendirmesine neden olan bir takım belirgin kişilik özellikleri vardır ki,
bunlar daha çok onun ahlâki yönünü oluşturur. Örneğin, dürüst, adaletli,
namuslu, onurlu, şeref ve haysiyetine düşkün, cesaretli, kendisine güvenilir,
yardımsever veya yalancı, işine geldiği gibi konuşan, hilekâr, çıkarına göre
hareket eden, bencil, korkak, güvenilmez vb. Hatta bütün bu özellikler, halk
arasında kişilikli kişiliksiz, karakterli karaktersiz (karaktere ahlâki kişilik de
denmektedir) gibi nitelendirmelere de yol açmaktadır. Burada kişilikli
denilen insan, kişiliği beğenilen, olumlu kişilik özelliklerine sahip olan,
kişiliksiz denilen insan da kişiliği beğenilmeyen, olumsuz kişilik özelliklerine
sahip olan insandır.
İbadet insanı, olumsuz kişilik özelliklerinden uzaklaştırıp, olumlu kişilik
özellikleri geliştirmesine yardımcı olur. Söz gelimi namaz kılan insan, yalan
söylemekten, ikiyüzlü hareket etmekten kaçınır; samimi ve dürüst olmaya
çalışır. Çünkü hergün huzuruna çıktığı Yüce Rabbinin, her şeyi görüp
gözettiğini bilir. Sadece kendi çıkarını düşünen bencil birisi değil,
çevresindeki insanları da düşünen yardımsever, diğerkâm bir eğilim taşır.
Hak ve adaleti gözetmeye dikkatli ve cesaretli olur. En büyük güç olarak
Allah’a inanan ve kıldığı namazın her rek’atında, “yalnız sana kulluk ederiz
ve yalnız Senden yardım dileriz” düsturunu tekrar eden bir Müslüman, eğer
bunu içtenlikle ifade ediyorsa, namazdan sonra da onurlu davranışlarda
bulunur, bazı çıkarlar uğruna başkalarına boyun bükmez, haysiyetini
çiğnetmez, kişilikli olur.
doğru cevap A'dır.
9.Soru
I. Din her durumda gözetilmesi gereken aşkın ve evrensel bir değerdir
II. Din kendisinden yararlanılan bir kaynaktır
III. Dua ve ibadet, Allah’a karşı sorumluluk ve tapınma görevinin bir gereğidir
IV. Din benliğin hizmetinde, benlik savunmasında kullanılan bir araçtır
V. Dini inançlarına sıkı sıkıya sarılarak, katı ve hoşgörüsüz bir taraftarlık sergileyebilirler
Dindarlık yaşantısındaki samimiyet ve içtenlik farklılığına dayalı olarak dış güdümlü ve iç güdümlü dindarlık tanımlanmıştır. Yukarıdaki ifadelerden hangisi dış güdümlü dindarlığa uygundur?
I, II, III, IV, V |
I, II, IV, V |
II, III, IV, V |
II, IV, V |
III, IV, V |
II, IV, V
10.Soru
Aşağıdakilerden hangisi duanın sözcük anlamlarından biridir?
İstemek |
Şükretmek |
Arzulamak |
Çağırmak |
Pişmanlık |
Dua sözlükte, “çağırmak, davet etmek, yardım istemek” anlamlarına gelmektedir. Terim olarak dua, inanan kişinin Allah’la iletişim kurması, O’na yalvarışı ve yakarışı ve O’ndan yardım dilemesidir.
11.Soru
Aşağıda yer alan ifadelerden hangisi iman kelimesi için söylenemez?
Dilimize Arapçadan geçmiştir |
“güvenmek” anlamına gelen “emn” kökünden türemiştir |
Sözlüklerde, “karşısındakine güven vermek, güven duymak, tasdik etmek ve gönülden benimsemek” anlamları verilmektedir |
“sağlamlaştırmak, kesin karar vermek, tasdik etmek” manasındaki “akd” kökünden türeyen itikad da iman karşılığında kullanılmaktadır |
Bir düşünceye gönülden bağlı bulunma anlamındadır |
Dilimize Arapça’dan geçen ve “güvenmek” anlamına gelen “emn” kökünden türeyen iman kelimesine sözlüklerde, “karşısındakine güven vermek, güven duymak, tasdik etmek ve gönülden benimsemek” anlamları verilmektedir. Bunun yanı sıra “sağlamlaştırmak, kesin karar vermek, tasdik etmek” manasındaki “akd” kökünden türeyen itikad da iman karşılığında kullanılmaktadır. İnan (iman); “inanmak işi; bir kimse veya bir şeyin doğruluğunu, büyüklüğünü ve gücünü sarsılmaz bir duygu ile benimseme;” İnanç (itikad) ise, bir düşünceye gönülden bağlı bulunma; Tanrı’ya, bir dine inanma, iman, itikat; birine duyulan güven, inanma duygusu; inanılan şey, görüş ve öğreti” olarak tanımlanmaktadır. Görüldüğü gibi inanç kelimesi tanımlarda imanı da kapsayacak şekilde daha genel bir anlam ifade ederken; iman, bir dine yönelme olarak, daha özel manada kullanılmaktadır.
12.Soru
Tanrı mefhumu konusunda tercih edilen yöntemler zamanla aşağıdakilerden hangisine yol açmıştır?
Dini çatışmalara |
Mezheplerin ortaya çıkmasına |
Tarikatların son bulmasına |
Dinler arası diyaloğa |
Dinlerin aslının değişmesine |
Çeşitli dinlerde, Tanrı mefhumu konusunda tercih edilen yöntemler, zamanla çeşitli mezhep, ekol veya anlayışların ortaya çıkmasına yol açmış, buna bağlı olarak farklı Tanrı tasavvurları ortaya çıkmıştır.
13.Soru
"Tercih edeceği dinin mensuplarına karşı duyulan özel sevgi ve hoşnutluk söz konusudur. Bulunduğu dine ve yeni girdiği dine mensup kişilerin davranışlarının, sıcaklığının etkisi ön plana geçer." Tanımı verilen bu din değiştirme tipi aşağıdakilerden hangisidir?
Deneysel tip |
Yeniden uyanış tipi |
Duygusal tip |
Mistik tip |
Entellektüel tip |
Duygusal tipte, tercih edeceği dinin mensuplarına karşı duyulan özel sevgi ve hoşnutluk söz konusudur. Bulunduğu dine ve yeni girdiği dine mensup kişilerin davranışlarının, sıcaklığının etkisi ön plana geçer.
14.Soru
Aşağıdakilerden hangisi bireylerin din değiştirmelerinde etkili olan sosyo-kültürel güdülerden biri değildir?
Başka dine bağlı kişilerin olumlu davranışları
|
Başka dine bağlı bir kimse ile evlenme
|
İçinde bulunduğu başka dine bağlı kişilerden oluşan bir gruptan etkilenme
|
Ekonomik mahrumiyet
|
Suçluluk ve günahkarlık duygusu
|
15.Soru
Aşağıdaki araştırmacılardan hangisi genel psikolojik gelişim süreçleri içinde meydana gelen değişimleri dikkate alarak çocukluk dönemi dinî gelişiminde gözlemlenen karakteristik özellikleri belirlemiş, Piaget teorisini ilk olarak dini gelişime uygulamış ve bu konuda önemli teorilerden birini geliştirmiştir?
Harms |
Baldwin |
Kirkpatrick |
Elkind |
Bowlby |
D. Elkind, genel psikolojik gelişim süreçleri içinde meydana gelen değişimleri dikkate alarak çocukluk dönemi dinî gelişiminde gözlemlenen karakteristik özellikleri belirleyerek, Piaget teorisini ilk olarak dinî gelişime uygulamış ve bu konuda önemli teorilerden birini geliştirmiştir.
16.Soru
Tövbe ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
Yaratıcıya verilen bir söz gibi düşünülemez |
Dinen olumlu bir değişim arzusunu yansıtır |
Bir çeşit din değişimidir |
Üç boyutlu bir süreçtir |
Günahkarlık gerilimi ve suçluluk duygusunu önler |
Tövbe yaratıcıya verilen bir sözdür aslında. Doğru cevap A'dır.
17.Soru
Çocuklarda gelişmekte olan hangi ihtiyaç dinî yaşayışın çekirdeğini teşkil eden, “Allah'ın yardımına sığınma ve O'na bağlanma” duygusuyla benzer özellikler taşımaktadır?
Sevgi ve ait olma ihtiyacı |
Himaye altında bulunma ihtiyacı |
Benmerkezcilik |
Öz-bakım ihtiyacı |
Psikolojik ihtiyaçlar |
Çocukta gelişmeye başlayan fizyolojik ve bilişsel özellikler yanında “himaye altında bulunma” ihtiyacı da kendisini göstermeye başlamaktadır. Temel güdülerden biri olan ve az çok insanın bütün hayatı boyunca devam eden bu eğilim, dinî yaşayışın çekirdeğini teşkil eden, “Allah'ın yardımına sığınma ve O'na bağlanma” duygusuna oldukça benzer özellikler taşımakta, başlangıçta ana-babanın varlığı tarafından sağlanan temel güven duygusu, çocukta Allah'la ilgili bilgi ve inancın gelişmesine bağlı olarak güç ve süreklilik kazanmaktadır.
18.Soru
Taklit, öğrenme, ödül, ceza ve pekiştirme gibi kavramlara dayanan gelişim teorisi aşağıdakilerden hangisidir?
Piaget'in bilişsel gelişim teorisi |
Sosyal öğrenme teorisi |
Bağlanma teorisi |
Bilişsel teori |
Psikanalitik teori |
Sosyal öğrenme teorisine göre, pekiştirilen davranışlar, daha sonradan bu hatıraları yeniden üretsin ve onlarla temsil edilen davranışlar yasalaşsın ve yeniden üretilebilsin diye, bilişsel dönüşüm sisteminde bellek parçacıkları olarak kaydedilmektedir.
Taklit ve model alma süreçleri de aynı şekilde işlemektedir. Çocuk yetişkin birini herhangi bir davranışı yaptığını gördüğünde, bu algının kısmi bir temsili, çocuğun bilişsel sisteminde bellek parçacıkları olarak kaydedilmekte ve daha sonra çocuk yeterince motive olduğu zaman bu davranış yeniden üretilmekte ve uygulanmaktadır.
19.Soru
Aşağıdakilerden hangisi ergenlik döneminde tam bir dini bağlanmaya engel olabilen durumların dışında kalır?
Cinsellik |
Bağımsızlık |
Maddiyat |
Katı akılcılık |
İradecilik |
Ergenlik döneminde kendini gösteren, cinsellik, bağımsızlık gibi güdülerin yanı sıra, “katı akılcılık” ve “iradecilik”, kendi benliğini en üstün tutma eğilimleri, tam bir dinî bağlanmaya engel olabilmekte, böylece ergenler dinî bakış açısına kapalı kalabilmektedir. Maddiyat ise bu dönemde dini bağlanmaya engel olabilen durumlardan değildir.
20.Soru
I. Ana-baba ile ilişkiler
II. Diğer önemli kişi ve gruplarla ilişkiler
III. Kendilik kavramı veya öz-saygıya ilişkin duygular
IV. Tanrı konusundaki öğrenim ve Tanrı’nın insanlıkla ilişkisi
V. Dini uygulama, dua, ibadet, kutsal metin okuma, dini tartışmalar ve kişinin kendi düşünceleri
Yukarıdakilerden hangisi/hangileri bireyin Tanrı tasavvurunu biçimlendirilen faktörler arasında yer alır?
II, III ve V |
III, IV ve V |
I, II, III, IV ve V |
IV ve V |
I, II ve V |
Bireyin Tanrı tasavvurunu şekillendiren beş faktör bulunduğu öne sürülmüştür. Bu faktörler şunlardır: 1) Ana-baba ile ilişkiler. 2) Diğer önemli kişi ve gruplarla ilişkiler. 3) Kendilik kavramı veya öz-saygıya ilişkin duygular. 4) Tanrı konusundaki öğrenim ve Tanrı’nın insanlıkla ilişkisi. 5) Dini uygulama, dua, ibadet, kutsal metin okuma, dini tartışmalar ve kişinin kendi düşünceleridir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ