Din Sosyolojisi Ara 15. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
“Toplum, birbirlerine bağımlı olan ve her biri, meydana getirdiği bütünün daha iyi uyumunu sağlamak için belli işlevlere sahip olan öğelerden meydana gelir. Sözü edilen öğeler, işlevsel bir bütünleşme içinde toplumu meydana getirir.” Sözkonusu yaklaşım toplumsal değişim kuramlarından hangisine aittir?
Evrimci
|
Yapısal-işlevsel
|
Çatışmacı
|
Grupsal
|
Bireysel
|
Orta boy kuramlar kapsamında değerlendirilebilecek olan Yapısal-işlevsel Yaklaşım, bir ölçüde büyük boy kuramların geniş zamanlı toplumsal değişim perspektiflerine bir tepki olarak kendini gösteren orta boy kuramların öncülüğünü yapmaktadır. Bu yaklaşıma göre toplum, birbirlerine bağımlı olan ve her biri, meydana getirdiği bütünün daha iyi uyumunu sağlamak için belli işlevlere sahip olan öğelerden meydana gelir. Sözü edilen öğeler, işlevsel bir bütünleşme içinde toplumu meydana getirir.
2.Soru
“Bir din, kutsal şeyler, yani ayrı tutulan ve yasak kabul edilen şeylerle ilgili inanç ve pratiklerden ibaret birleşik bir sistemdir. Bu inanç ve pratikler, onları kabul eden kimseleri kilise denen manevi bir topluluk halinde bir yere toplar. Tarifimizde yer alan ikinci unsur, birincisinden daha az önemli değildir. C¸ünkü din fikrinin, kilise fikrinden ayrılamayacağını göstermekle dinin gayet ortak bir şey olduğunu hissettirir.”
Yukarıda verilen din tanımı aşağıdaki düşünürlerden hangisine aittir?
Emile Durkheim |
Karl Marks |
Peter L.Berger |
Melford Spiro |
Edward B. Taylor |
Dini^ fenomenlere oldukça ilgi gösteren ve dini davranışı, toplumsal hayatın yapısal elementlerinden biri olarak yorumlayan Durkheim'in din tanımı, kutsala işaret etmesi nedeniyle kısmen substantiyel özelliğe de sahiptir, ancak daha çok işlevsellik içermektedir; çünkü daha çok dinin sosyolojik düzlemde işlevsel yönüne vurguda bulunmaktadır; hatta bu tanımda kutsalın da işlevsellikle izah edildiği söylenebilir. Durkheim'de kutsal daha ziyade dikey, aşkın bir kategoriye oranla yatay, dünyevi^ bir kategori olarak nitelenmiştir. Bu kategori, özellikle kutsal cemaat olarak profan topluma karşı, dinin kendini sınırlaması biçiminde ortaya çıkar. Tanımdan anlaşıldığı kadarıyla Durk- heim, profan ile kutsal arasındaki ayrımdan hareket etmekte ve dini sosyal işlevleri açısından ele almaktadır. Verilen tanım da Durkheim’a aittir.
3.Soru
Din ve insan ile ilgili olarak verilen ifadelerden hangisi yanlıştır?
Herhangi bir dine mensup olmayan birçok toplum vardır.
|
İnsan tabiatı gereği dindar bir varlıktır.
|
Din farklı bireysel düzlemlerde ancak toplumsal olarak yaşanmaktadır.
|
Din toplumsal bir olgudur.
|
Din- insan ilişkisi, dinden insana, insandan dine karşılıklı gidiş-gelişlerle gerçeklik kazanmaktadır.
|
İnsan, tabiatı gereği dindar bir varlıktır. İnsan, yine İbn Haldun’un ifade ettiği gibi tabiatı gereği sosyal bir varlıktır. O halde din de tabiatı gereği toplumsal bir olgudur. Bu çıkarıma mantıksal olarak ulaşılabilmektedir, ama tarihsel ve sosyolojik olarak insanın dindar ve toplumsal bir varlık, dinin de toplumsal bir fenomen olduğu açıkça gözlenebilmektedir. Din, farklı bireysel düzlemlerde, ama toplumda, toplumsal olarak yaşanmakta, kolektif bir biçimde, toplumsal hayatın ayrılmaz bir parçası olarak tecrübe edilmektedir. Tek tek bireylerden dinsiz veya inançsız olmayanların olduğu veya olabileceği tartışılabilse de, herhangi bir toplumun ve toplumsal hayatın bütünüyle dinsiz veya inançsız olduğu ya da olabileceği tartışılamaz; çünkü tarihte ve günümüzde, yapılan bilimsel araştırmaların da gösterdiği gibi böyle bir toplum var olmamıştır. Hangi din ve inanç olursa olsun, bu din ve inanç nasıl yaşanırsa yaşansın, her toplum mutlaka dine veya dinlere mensuptur.
4.Soru
I. Substantif tanımlar
II. Nesnel tanımlar
III. Fonksiyonel tanımlar
IV. İçsel tanımlar
Verilenlerden hangileri din sosyolojisi literatüründe dinle ilgili tanımlara ait kategorilerdendir?
I-II |
I-III |
II-III |
II-IV |
I-IV |
Din sosyolojisi literatüründe din tanımlarının genel olarak iki kategoride toplandığı, din tanımlama işinde din sosyologları tarafından iki ana strateji izlendiği söylenebilir. Bunlardan biri, substantif tanımlar, diğeri ise fonk- siyonel tanımlardır. Dinin dar tanımları denilebilecek substantif (özsel) tanımlar, dinin ne olduğunu, dinin geniş tanımları denilebilecek fonksiyonel (işlevsel) tanımlar ise, dinin ne yaptığını tespit ve tasvir etmeye çalışırlar.
5.Soru
“Sosyoloji” terimini ilk defa kullanan sosyolog aşağıdakilerden hangisidir?
Emile Durkheim
|
Thomas Luckmann
|
Aguste Comte
|
Karl Marks
|
Max Weber |
Sosyolojinin sistemleşmesi, kurumsallaşması ve kendini ‘felsefe’den sıyırarak bağımsız bir bilim haline gelmesi 19. yüzyılın ortalarında gerçekleşmiştir. İlk defa Aguste Comte (1839) tarafından kullanılan sosyoloji kelimesi, Latince “socio” (toplum) ve Grekçe“logie” (bilim) kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiştir.
6.Soru
Aşağıdakilerden hangisi modern/seküler dünyada din–toplum ilişkileri konusunda yeni yaklaşımlar sergileyen önemli sosyologlar arasında yer almaz?
Thomans Luckmann
|
Peter L. Berger
|
Robert N. Bellah
|
Bryan S. Turner |
Le Bras |
yüzyılın ikinci yarısından günümüze gelinen süreç içerisinde, din sosyolojisi alanında öncekilerden farklı olarak, özellikle modern/seküler dünyada din–toplum ilişkileri konusunda yeni yaklaşımlar sergileyen önemli sosyologlar Thomans Luckmann, Peter L. Berger, Robert N. Bellah, Clifford Geertz, Bryan S. Turner, Charles Y. Glock, Jose Casavova ve Grace Davie gibi isimlerdir.
7.Soru
Aşağıdakilerden hangisi modern sosyoloji ve dolayısıyla din sosyolojisinin doğuşuna etki eden faktörlerden biri değildir?
Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü
|
Coğrafi keşifler
|
Rönesans
|
Reform
|
Aydınlanma hareketi
|
8.Soru
Hangi sosyal bilimci, toplumsal değişim fenomenine evrimci bir bakış açısıyla yaklaşmamıştır?
Auguste Comte
|
Herbert Spencer
|
Emile Durkheim
|
Gordon Childe
|
Max Weber
|
Evrimci Kuramlar, insanlık tarihini, genellikle kendi içinden meydana gelen birikimler sonunda ortaya koyduğu gelişmenin bir sonucu olarak görürler. Bu kuramlar, genellikle doğrusal bir yönde daima daha fazla karmaşıklık ve uyum yeteneği doğrultusunda gelişen, düzgün ve birikimsel bir değişim ana fikrinde ifadesini bulur. Bu yaklaşımlar, toplumsal değişimi, düz çizgisel bir ilerleme ile izah ederler. Şu hâlde bu modellere göre evrim, kendi kendine değişen, geriye dönüşü olmayan, doğrusal, sürekli yenilik ve farklılık oluşturan bir yön çizmektedir. Auguste Comte (1798-1857), Herbert Spencer (1820-1903), Emile Durkheim, Gordon Childe (1892-1957), Morgan (1818-1881), Neil Smelser (1930- ), Moore, Levy, J. Steward (1902-1972), M. D. Sahlins, L. White (1900-1975), E. R. Service gibi sosyal bilimciler, toplumsal değişim fenomenine evrimci bir bakış açısıyla yaklaşmışlardır. Bu sosyal bilimcilerden bir kısmı, klasik tek çizgili evrim anlayışına sahipken, bir kısmı ise çok çizgili evrim anlayışına sahiptirler.
9.Soru
“İnsan tabiatı gereği sosyal bir varlıktır” diyen toplum bilimci aşağıdakilerden hangisidir?
Aristoteles
|
İbn Haldun
|
Karl Marks
|
İbn Sina
|
Emile Durkheim
|
10.Soru
Dinin, Allah tarafından vahiy yoluyla ve peygamberleri aracılığıyla va’ z edilen ve bağlılarını dünya ve ahirette mutluluk ve kurtuluşa götüren, inanç ve amellerden oluşmuş bir kurum olduğunu iddia eden grup kim olabilir?
Sosyologlar
|
Psikologlar
|
Antropologlar
|
Kelamcılar
|
Tarihçiler
|
Din üzerine yapılan tanımlardan her biri, dinin belli bir yönüne veya bazı yönlerine dayanmaktadır. adamları dinin kültürel tarafına ağırlık vermekte, bazıları aşkın boyutunu öne çıkarmaktadır. Bir psikolog dini çok kere yaşanan bir tecrübe; bir sosyolog sosyal bir kurum; bir kelamcı akıl ve nakille müdafaa edilebilen bir sistem olarak görür. İslam kelamcılarına göre din, Allah tarafından vahiy yoluyla ve peygamberleri aracılığıyla va’ z edilen ve bağlılarını dünya ve ahirette mutluluk ve kurtuluşa götüren, inanç ve amellerden oluşmuş bir kurumdur.
11.Soru
Ülkemizde tarihi sosyolojik açıdan ele alan ilk tarihçi aşağıdakilerden hangisidir?
Kâtip Çelebi
|
Naima
|
Ahmet Cevdet Paşa
|
Mizancı Murat Bey
|
Pirizâde
|
A.Cevdet Paşa, tarihi sosyolojik açıdan ele alan ilk tarihçidir.
12.Soru
Aşağıdaki eşleşmelerden hangisi yanlıştır?
Anayasada laiklik ilkesinin açıkça kabul edildiği model-Türkiye
|
Anayasada laiklik ilkesi açıkça belirtilmeyen (laik) model-Fransa
|
Anayasada bir devlet dininin benimsendiği ama uygulamada laik model-İngiltere
|
Anayasada resmi bir devlet dini veya mezhebinin benimsendiği ve dinin kısmen veya tamamen yasama kaynağı olduğu model-İsrail
|
Din karşıtı model-Çin
|
Fransa “Anayasada laiklik ilkesinin açıkça kabul edildiği model”i benimseyen ülkeler arasında yer almaktadır.
13.Soru
Farabi’ye göre “şaşkın toplum” hangi özeliğe sahiptir?
Servet, şehvet, itibar gibi değerleri gerçek mutluluk zanneder.
|
Erdemli gibi görünür ancak cahildir.
|
Önceden erdemliyken sonradan değişerek erdemsizleşmiştir.
|
Hiçbir hedefi olmayan bozulmuş toplumlardır.
|
Gerçek mutluluğu fark edemezler.
|
‘Şaşkın toplum’, hiçbir hedefi olmayan bozulmuş bir toplumdur. Farabi’nin de ortaçağdaki çoğu İslam bilgini gibi organizmacı bir toplum anlayışına sahip olduğu belirtilmelidir. Ona göre erdemli toplum, sağlıklı bir vücuda benzemektedir. Nasıl ki, bir vücutta kalp ile ona yardımcı olan ve önem dereceleri oldukça farklı pek çok organ varsa toplumlar da böyledir.
14.Soru
“Toplumbilimsel Düşün” başlığıyla Türkçeye çevrilen “Sociological Imagination” adlı eserinde 19. yüzyıl sosyal bilim anlayışına egemen olan “dinin ölümü ya da yok oluşu”na işaret eden düşünür aşağıdakilerden hangisidir?
A. Comte |
H. Spencer |
E. Durkheim |
M. Weber |
C. Wright Mills |
C. Wright Mills, “Toplumbilimsel Düşün” adlı eserinde 19. yüzyıl sosyal bilim anlayışına egemen olan “dinin ölümü veya yok oluşu” anlayışını “Dünya bir zamanlar düşünce, pratik ve kurumsal form alanlarında kutsal ile doluydu. Reformasyon ve Rönesans’tan sonra modernleşme güçleri bütün dünyayı sardı ve modernleşme ile eşzamanlı tarihsel süreç olan sekülarizasyon kutsalın baskınlığını gevşetti. Özel alan hariç, kutsal, zamanla bütünüyle yok olacaktır.”, sözleriyle açıklar.
15.Soru
Aşağıdakilerden hangisi dinin toplumsal boyutunu, sosyal gerçeklik olarak ele alıp inceleyen din sosyolojisinin edindiği yaklaşımlardan biri değildir?
Tamamen tümevarımcı bir yöntemsel anlayış benimsemesi
|
Yer yer tümden gelimi de uygulaması
|
Sosyal olay ve olguları neden-sonuç bağlamı içinde ele alması
|
Çok faktörlü çoğulcu yaklaşımı esas alması
|
Tikelden tümele varmak için kullanılan akıl yürütme yöntemini kullanması
|
Sosyoloji gibi, din sosyolojisi de tümevarımcı (özelden genele, parçadan bütüne, tikelden tümele varmak için kullanılan akıl yürütme) yöntemi kullanan, tümden gelimi (genelden özele, bütünden parçaya gidiş yöntemi) de yeri geldiğince uygulayan, sosyal olay ve olguları neden-sonuç bağlamı içinde ele alan, çok faktörlü çoğulcu yaklaşımı esas alan bir bilimdir.
16.Soru
Din sosyolojisi aşağıdaki durumlardan hangisine odaklanmaktadır?
İnsanların maddi şeyler arasındaki ilişkisine |
Geçmiş olay ve eylemlere |
İktidarla ilgili tutum ve eylemlere |
Dine mensup bireylerin toplumsal evren içindeki etkileşimine |
Farklı toplumlardaki kültürlere |
Ekonomi, merkezî dikkatini, insanların yeryüzünde yaşayabilmek için istedikleri maddî şeyler üzerine yoğunlaştırır. Tarih, geçmiş olay ve eylemlerle ilgilenirken, antropoloji farklı toplumların kültürlerine odaklanır. Siyaset bilimi, siyasal davranış ve sistemleri, iktidarla ilgili tutum ve eylemleri konu edinir. Sosyoloji insan birlikteliği gerçeğine odaklanır. Dine sosyolojik bakışa gelince, o da dini, o dine mensup bireyleri, toplumsal evreninden soyutlayarak değil, tersine toplumsal evren içinde etkileşim halindeki durumuyla ele almayı gerektirir.
17.Soru
“Din, bir varlık bilinci, aidiyet bilinci, birlikte var ve taraf olma bilinci kazandırmadır.” cümlesi dinin toplumsal işlevlerinden hangisini kapsamaktadır?
Meşrulaştırma
|
Kimlik
|
Sosyalizasyon
|
Referans oluşturma
|
Yapılandırma
|
Dinin etkili sosyal işlevlerinden biri de kimlik, bir varlık bilinci, aidiyet bilinci, birlikte var ve taraf olma bilinci kazandırmadır. Din, insanın kim olduğunu ifade eden şeyi tanımlayan sosyal bir rol veya durumda o insanın benine uygun düşen bir anlamlar seti olan kimliğin bir kontrol sistemi olarak işlev görmesinde rol oynar.
18.Soru
Sistematik ve bağımsız din sosyolojisinin de kurucusu kabul edilen bilim adamı aşağıdakilerden hangisidir?
Joachim Wach
|
Max Weber
|
Ernst Troeltsch
|
Durkheim
|
İbn Haldun |
20. yüzyılın başlarında, aynı zamanda sistematik ve bağımsız din sosyolojisinin de kurucusu kabul edilen Max Weber, kendisinden öncekilerin aksine din sosyolojisinin görevinin, dinin özünü, kaynağını, doğasını veya dini değerlerin doğruluk ve yanlışlığını araştırmak olmayıp, din-toplum ilişkileri bağlamında, din ile diğer sosyal kurumlar arasındaki karşılıklı etkileşimi, dini inançlardan kaynağını alan sosyal davranışların incelenmesi olduğunu söyleyerek yeni bir sosyoloji anlayışının öncülüğünü yapmıştır.
19.Soru
Aşağıdakilerden hangisi dinin sosyolojik anlamlarından biri değildir?
Din, inanç, bilgi, tecrübe, ibadet, etki, organizasyon, ahlak gibi boyutlarıyla toplumsal bir gerçekliktir.
|
Kutsala, tanrılara, aşkın varlıklara, Tanrı’ya veya Allah’a inanç ve bağlılık olarak din, toplumda, toplumsal ilişkiler temelinde, toplumsal olarak yaşanır.
|
Din, temel toplumsal kurumlardan biri olarak toplumun hemen her alanında, aile, eğitim, siyaset, ekonomi, boş zaman, hukuk gibi diğer kurumlarla etkileşim halinde varlık gösterir.
|
Din, toplumsal birlik ve bütünlüğün ifadesidir; çatışmaya, kuralsızlıklara, anlam krizlerine karşı bir panzehirdir.
|
Din sosyal ilişki biçimlerine, mevcut sosyal düzen ve düzenlemelere, kurumlara, kurumların işleyişlerine etki etmez.
|
Din, meşrulaştırıcı niteliğiyle sosyal ilişki biçimlerini, mevcut sosyal düzen ve düzenlemeleri, kurumları, kurumların işleyiş biçimlerini haklılaştırıp geçerli kılar.
20.Soru
İnsanın toplumsal hayatından dinin çıkarılması, bireysel alanda var olması durumu aşağıdaki kavramlardan hangisiyle ifade edilir?
Modernleşme
|
Sekülerleşme
|
Bireyselleşme
|
Konfüçyanizm
|
Marxizm |
İnsanın toplumsal hayatından dinin çıkarılması, bireysel alanda var olması durumu genel olarak “sekülerleşme” olarak adlandırılır.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ