Yapısal eşitsiz değişim ilişkilerinin temel nedenini çok uluslu şirketler olarak görmek ECLA Okulu’nun savunduğu bir görüştür.

Stand-by düzenlemesi üye ülkelerin geçici ödemeler dengesi sorununu çözmek amacıyla aldığı 12-20 ay vadeli kredilerdir.

Hızla sanayileşmeyen ve buna koşut gençleşemeyen, kadınları eğitemeyen çevre ülkeleri nüfus artış hızını düşürememektedir. Nüfus artış hızı olmayan toplumlardan değil, fazla nüfus artışı olan toplumlarda işsizlik oranı genç nüfusta fazladır.

Gelişme sorunsalının giderek iktisadi bir kalkınma anlayışına indirgendiği
1950’li yıllardan başlayarak ‘Azgelişmişlik’ sorunsalının öne çıkartıldığı 70’li yıllara geçiş süreçlerini ve giderek iktisat içine hapsolan kalkınma kuramlarının insansız ekonometrik analizlerini, Antropoloji ve Sosyoloji gibi disiplinlere kalan Modernleşme. Daha sonra ise 20. yüzyıldaki “Kalkınmanın çekici lokomotifi olarak ‘Girişimci birey” kavramının gelişmenin yerini nasıl almış olduğuna bir göz atıp; 21. yüzyıla gelindiğinde Birleşmiş Milletlerin gözde kavramı olan “Sürdürülebilirlik” (sustainability) kavramı ile Dünya Bankasının başını çektiği ve “Yönetişim” (governance) kavramlarıdır.