Eski Türk Edebiyatına Giriş: Söz Sanatları Ara 3. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
“Yani ne mi diyorum. Çok kurak tarla
Çünkü asıl şiirler bekler bazı yaşları”
Behçet Necatigil’e ait olan yukarıdaki mısralarda kelimeler arasında anlam yakınlığı ve karşıtlığına dayalı sanatlardan hangisi kullanılmıştır?
Leff ü Neşr |
Tezat |
Îhâm-ı Tezâd |
Mukabele |
Cem’-Tefrîk-Taksîm |
Yukarıdaki iki dizede birinci dizedeki “kurak” ile ikinci dizedeki “yaş” sözcükleri arasında bir îhâm-ı tezâd vardır. “Yaş” biri “insan yaşı”, diğeri de “nemli, ıslak” anlamında olan eş sesli iki ayrı sözcüktür. İkinci mısradaki “yaş”, “insan yaşı” anlamındadır. Ancak birinci dizedeki “kurak” “ıslak” ya da “nemli” anlamındaki diğer “yaş”ı hatırlatmakta ve bu sözcüğün yarattığı çağrışım dizelerde bir îhâm-ı tezâdı meydana getirmektedir.
2.Soru
Olmayınca hasta kadrin bilmez âdem sıhhatin ( Fitnat Hanım )
Yukarıdaki mısrada, ‘’insanın sağlığının değerini hasta olmadan bilemediği’’ ifade edilmektedir. Az sözle çok anlam taşıyan bu uygulama, aşağıdakilerden hangisidir?
İtnâb-ı mümill |
İcâz-ı kısar |
İhtisâr-ı muhill |
Îcâz-ı hazif |
Mecâz-ı hazfî |
Az ve öz söz söyleyerek yapılan îcâz , îcâz-ı kısardır. Cümlede bir eksiltme yapmadan kısa bir söze çok anlam sığdırmak, yani sözün az anlamın çok olmasıdır.
3.Soru
“Ya gezen bir ölü yahut gömülen bir diriyim
Mumyadır canlı da cansız da bu kabristanda”
Faruk N. Çamlıbel’e ait olan yukarıdaki mısralarda hangi kelimeler arasında anlam yakınlığı ve karşıtlığına dayalı sanatlardan hangisi kullanılmıştır?
Tenasüb |
Îhâm-ı Tenâsüb |
Leff ü Neşr |
Tezad |
Mukabele |
Tezâd, zıt (=karşıt) anlamlı sözcükleri bir ibarede toplamaktır. Yukarıdaki dizelerde Birinci mısrada “ölü” ile “diri”nin, ikinci mısrada da “canlı” ile “cansız”ın bir arada kullanılmış olmasından meydana gelen bir tezâd vardır.
4.Soru
Tevfik Fikret tarafından kaleme alınan “Uyuyor mâ’î deniz” mısrasında hangi söz sanatı vardır?
Mecaz |
Teşbih |
Kişileştirme |
Teşhis |
Kinaye |
Bu mısrada “mavi denizin uyuduğu” ifade edilmektedir. Uyumak canlı varlıklara özgü bir durumdur. Deniz şairin hayal dünyasında uyuyan bir canlı imajı uyandırmıştır. Burada kapalı istiare yoluyla yapılan bir kişileştirme vardır.
5.Soru
Aralarında anlam bakımından uygunluk bulunan iki veya daha fazla sözcüğü bir ibarede toplama sanatı aşağıdakilerden hangisidir?
Tenasüb |
Tezad |
Mukabele |
Müşakele |
Mübalağa |
Tenasüb aralarında anlam bakımından karşıtlık dışında bir ilişki bulunan iki ya da daha fazla sözcüğü bir ibarede toplamaktır. “Gül”, “bülbül” ve “gül bahçesi” sözcüklerinin aynı ibare içinde toplanması örnek olarak verilebilir.
6.Soru
Geniş, siyah gölgesi hayatımı kaplayan
Tepemde kanat germiş bir kartaldır yalnızlık
Kalp çırpıntılarıyla günleri hesaplayan
Bir benim, benim olan masaldır yalnızlık
Cahit Sıtkı Tarancı’nın dizelerindeki teşbihte müşebbeh öğesi aşağıdakilerden hangisidir?
Kartal |
Masal |
Kalp çarpıntıları |
Yalnızlık |
Geniş siyah gölge |
Bu dizelerde yalnızlık bir benzetmeyle ifade edilmiş; bu soyut kavram bir kartala benzetilerek somutlaştırılmıştır. Bu teşbihte müşebbeh “yalnızlık”, müşebbehün bih de “geniş, siyah gölgesi hayatı kaplayan bir kartal”dır.
7.Soru
Aşağıdakilerden hangisi “İtnab” ın başlıca türlerinden biridir?
Geneli ifade eden sözden sonra özeli ifade eden bir söz söylemek. |
Özeli ifade eden bir sözden sonra geneli ifade eden bir söz söylemek. |
Kapalı bir ifadeden sonra söylenene açıklık getirmek. |
Tekrîr-tekrâr. |
Hepsi. |
Yukarıdaki şıklardan hepsi İtnab’ın türleri arasındadır.
8.Soru
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde mecâz-ı mürselde gerçek anlamdan mecazî anlama geçişi sağlayan alakalardan olan “mazhariyet ilişkisi” kullanılmıştır?
“Saçımı kestirdim.” |
“Ahmet dersten çıktı.” |
“Bereket yağıyor.” |
“Bu akşam çorbayı bizde içelim.” |
“Bütün aile onun eline bakıyor.” |
Mazhariyet ilişkisi Bir kelimenin gerçek anlamının mecazî anlamın ortaya çıkışına zemin oluşturmasıdır. “Bütün aile onun eline bakıyor.” cümlesinde “el” kelimesine “el ile ortaya konan nimet, ihsan, yardım” gibi anlamların yüklenmesi gibi.
9.Soru
Aşağıdakilerden hangisi itnabın türlerinden biri değildir?
Cümle-i mu’terize kullanmak |
Özeli ifade eden bir sözden sonra geneli ifade eden bir söz söylemek |
Tekrir-tekrar |
Kapalı bir ifadeden sonra söylenene açıklık getirmek |
İcaz-ı kısar |
İcaz-ı kısar itnabın türlerinden biri olmayıp, az ve öz söz söyleyerek yapılan icaz türlerin arasında yer almaktadır.
10.Soru
“Kullanılan az sayıda kelime söylenmek isteneni ifade için yetmiyorsa bu durum icazda kusur sayılır.” Aşağıdakilerden hangisi icâzdaki bu kusuru karşılayan bir ifadedir?
îcâz-ı muhill
|
îcâz-ı kısar
|
karine-i mania
|
tatvil
|
haşiv
|
11.Soru
“İcaz”ın anlamı aşağıdakilerden hangisidir ?
Sözü kısaltmak. |
Sözü uzatmak. |
Maksadını sıradan insanların günlük hayatta kullandıkları sözlerle ifade etmek. |
Ortaya çıkmak, görünmek, zâhir olmak, açıklamak. |
Herhangi bir söz, durum ve hareketin belli bir anlam ve hükümle bağlantısını ifade etmek |
Yukardaki şıklardan A şıkkı, İcaz’ ın , B şıkkı İtnab’ın, C şıkkı musavat’ın D şıkkı Beyan’ ın , E şıkkı ise Delalet’in anlamını içermektedir.
12.Soru
Bir sözün, gösterdiği nesnenin unsurlarından ya da özelliklerinden bir kısmına işaret etmesiyle ilgili delâlet bölümü aşağıdakilerden hangisidir?
Tazammun |
Mutâbakat |
İltizâm |
Galat |
Kinâye |
Delâlet; herhangi bir söz, durum ve hareketin belli bir anlam ve hükümle bağlantısını ifade eden bir kavramdır. Delâlet; mutâbakat, tazammun, iltizâm olmak üzere üç kısımda incelenir. Bir sözün gösterdiği nesnenin unsurlarından ya da özelliklerinden bir kısmına işaret etmesiyle ilgili kısım, tazammundur.
13.Soru
Manzum ya da mensur bir metinde bir şahsı ya da nesneyi art arda sıralanan sıfatlar ile nitelemeye ne isim verilir?
Mukabele |
Cem’ |
Tefrîk |
Taksîm |
Tensîkü’s-sıfât |
Asıl anlamı “bir varlığın niteliklerini sıralamak” olan tensîkü’s-sıfât bir belâgat terimi olarak manzum ya da mensur bir metinde bir şahsı ya da nesneyi art arda sıralanan sıfatlar ile nitelemektir. Tensîkü’s-sıfâtta her beyit kendi içinde bir bütün olmalı, cümle söz ve anlam yönünden tamamlanmalıdır.
14.Soru
Bir niteliğin, fiilin veya durumun gerçekleşmesi zor hatta imkânsız dereceye çıkarılarak, abartılarak ifade edilmesine dayanan sanat aşağıdakilerden hangisidir?
Mübâlağa |
İdmâc |
Tecâhül-i ârif |
Hüsn-i ta’lîl |
Îhâm |
Mübâlağa, bir niteliğin, fiilin veya durumun gerçekleşmesi zor hatta imkânsız dereceye çıkarılarak, abartılarak ifade edilmesidir. “Bir durumu olumlu ya da olumsuz olarak nitelemede aşırılığa kaçmak” şeklinde de tanımlanabilecek olan mübalağa bazen bir gerçeğin ifadesi de olabilir.
15.Soru
I. Asıl anlamı sözü kısaltmaktır.
II. Sözü uzatmak anlamına da gelir.
III. Belâgatte büyük önem verilmiştir.
Îcâz ile ilgili olarak yukarıdaki ifadelerden hangileri doğrudur?
Yalniz I |
I ve II |
I ve III |
II ve III |
I, II ve III |
Îcâz”ın asıl anlamı “sözü kısaltmak”, “itnâb”ınki ise “sözü uzatmak”tır. Bir maksadı sıradan insanların günlük hayatta kullandıkları ifadelere göre daha az sözle ifade etmeye ya da onu ifade için yeterli en az sözle söylemeye “îcâz”, daha çok sözle ifade etmeye de “itnâb” denir. Sözü güzel ve maksada uygun olarak ifade edebilen biri, muhatabının durumunu göz önünde bulundurarak maksadını sıradan insanların günlük hayatta kullandıkları sözlerle ifade ederse buna da “müsâvât” denir. Îcâz ya da itnâb olduğunda belirsizlik bulunan sözler genellikle “müsâvât” olarak değerlendirilir. Ancak bir sözün uzunluğundan ya da kısalığından söz edebilmek mümkün olduğu hâlde, bu konuda üçüncü bir boyut belirlemenin güç olduğunu ileri sürenler de vardır. Belâgatte îcâza büyük önem verilmiştir.
16.Soru
Aşağıdakilerden hangisi icâzın türlerinden biridir?
ihtisâr-ı muhill
|
îcâz-ı muhill
|
Îcâz-ı kısar
|
Tekrîr
|
i’tilâf
|
17.Soru
“Hac yollarında meş’ale-i kârbân gibi
Erbâb-ı aşk içinde nümâyansın ey gönül”
Nedîm tarafından kaleme alınan bu beyitte hangi söz sanatı vardır?
Rücû’ |
Tecrîd |
İltifât |
Tevriye |
Müşâkele |
Bu beyitte şair kendini başka birinin yerine koyarak tecrîd yoluyla gönlüne, dolayısıyla da kendine hitap etmiştir.
18.Soru
Aşağıdakilerden hangisi nazım ve nesir türünde tecahül-i arifte hangi yolla yapılır?
Soru sorma |
Karşılaştırma |
Açıklama |
Zıtlık Oluşturma |
Gizleme |
Tecahül-i arif, nazımda ve nesirde bilinen bir hususun bir nükteye bağlı olarak bilinmiyormuş gibi ifade edilmesidir. Tecahül-i arif genellikle istifham (sorma) yolu ile yapılır. Belagatin konusuna giren istifhamda sorulan soruya cevap beklenmez.
19.Soru
Aşağıdakilerden hangisi mübalağa sanatına ait bir terim değildir?
Tebliğ |
İğrâk |
Gulüvv |
Mübâlağa- i makbule |
İstitrâd |
Teblîğ, Mübalağayla var olduğu iddia edilen durumun aklın kabul edeceği bir derecede ya da geçmişte görülmüş olması, İğrâk, Mübalağayla var olduğu iddia edilen durumun hiç görülmemiş olması, fakat bunun gerçekleşmesinin aklen mümkün olması, Gulüvv, Mübalağayla var olduğu iddia edilen durumun geçmişte gerçekleşmemiş, gelecekte de gerçekleşmesinin aklen mümkün olmaması, Mübâlağa- i makbule, makbul mübalağadır ve Mübalağaya ait terimlerdir. İstitrâd ise diğer bir Anlatım sanatı olan idmâcla ilgili bir ifade biçimidir.
20.Soru
“Artık dağlar sırtlarından kürklerini attılar. Fakat henüz sabahları serin olduğundan, omuzlarına sislerden bir atkı alıyorlar. Şimdi rüzgâr, ağaçlar arasında ılık ılık esiyor. Hele böcekler, görülecek şey!”
Bu parçada kişileştirilen varlık aşağıdakilerden hangisidir?
Böcekler |
Dağlar |
Ağaçlar |
Rüzgar |
Sisler |
İnsan dışındaki canlı ve cansız varlıklar ile soyut duygu ve düşüncelere insana özgü özellikler ile duygu vermeye teşhis ( kişileştirme ) bunları konuşturmaya da intâk denir. Dağların kürk giymesi, atkı almaları insana özgüdür.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ