Sözsüz iletişim, kişilerle iletişimde genel olarak sözlü iletişim kadar yer tutar. Giyim-kuşam, dış görünüş, bedenimizi kullanış biçimlerimiz, jest-mimiklerimiz birer sözsüz iletişim aracı olarak işlev görebilir. A, B, C ve E seçeneklerinde belirtilenler sözsüz iletişim örnekleridir. Televizyon izlemek genel olarak sözsüz bir iletişim biçimi değildir, ancak birini dinlemek yerine bu eylem yapılırsa, karşısındakini dinlememek anlamında bir sözsüz iletişime dönüşebilir, tek başına değil.

erkeklerin kadınlarla iletişime girdiklerinde daha fazla ve doğrudan bakma eylemi gerçekleştirirler.

Algının farklılaşmasının nedeni, fizyolojik, özgeçmiş, kültürel değerler, güncel duygu durumu ve çevresel faktörlerdir.

A,B,D ve E şıkları erkeklerin sözsüz iletişim davranışlarındandır.

İletişimi yapılandırmada, kelimeler aynı kalmak koşuluyla, kelimeler %10, ses %30 ve beden dili de %60 oranıyla rol oynar.

Bireylerarası iletişim ile diğer insanlarla etkileşimde bulunuruz, onlardan bir şeyler öğreniriz ve duygularımızı diğerlerine gösterme fırsatı buluruz. İletişimde bulunduklarımız yeni tanıdığımız insanlar olabileceği gibi eski arkadaşlarımız, ailemiz, sevgilimiz ve eşimiz de olabilirler ve biz bu insanlara kendimizi anlatır, tanıtır bazen de onlarla olan ilişkilerimizi sonlandırırız. Küçük grup iletişiminde diğer grup üyeleriyle etkileşimde bulunurken çeşitli sorunları çözeriz, yeni fikirler geliştiririz ve aynı zamanda bilgi ve deneyimlerimizi de paylaşırız. Kültürerarası iletişim ile yeni kültürler öğrenirken bize yabancı toplum ya da topluluklardan arkadaşlar ediniriz, onlarla etkileşimde bulunurken birbirimizin yaşam biçimini, kültürünü, hayata bakışını, duygularını ve düşüncelerini öğreniriz. Kitle iletişimi ile medya adını verdiğimiz kitle iletişim araçlarıyla bilgileniriz, eğleniriz, medya tarafından bazı konularda ikna da edilmeye çalışılırız.

Zamansal boyut iletişim bağlamının boyutlarından biridir.

Kızgınlık her canlının tehdit karşısında gösterdiği doğal bir tepkidir. Diğer tüm duygular gibi, kızgınlık da organizmada bazı fizyolojik değişikliklere yol açar; kalbin daha hızlı çarpmasına, kan basıncının yükselmesine, enerji veren hormonların salgılanmasına sebep olur. Kızgınlık, genellikle saldırgan duygu ve davranışlara yol açarak gerektiğinde savaşmamızı ve kendimizi savunmamızı sağlar.

Öç almak: Karşımızdaki kişiyi önemsediği bir şeyden mahrum bırakmak.

Kızgınlık kavramı da diğer bütün duygular gibi iletişim açısından olumsuz bir etki yaratır. Burada önemli olan duygu kontrolünü doğru bir şekilde sağlamak ve kızgınlığın bir iletişim engeli olmasının önüne geçmektir. Etkili bir iletişimi sağlayabilmenin en önemli yolu da duygu kontrolüdür. Karşılaştığımız olumsuz olaylar, beklenmedik bir durum, hayal kırıklığı gibi etmenler kızgınlığa sebep olur.

Kitapta empatik tepki vermenin başlıca iki yolu olduğu belirtilip, bunlar ayrıntısı ile açıklanmaktadır.

Empatik iletişimde başarılı olup karşımızdaki kişiyi doğru anlamak için iki noktaya dikkat etmemiz gerekmektedir:
Karşınızdakinin sadece sözlerini değil, ses tonunu ve beden dilini de göz önüne alarak duygularıyla ilgili ipuçları yakalamaya çalışın; başka bir deyişle, "satır aralarını okuyun"
İletişim farklı katmanlarda gerçekleşir.Karşınızdakinin yaşadığına benzer deneyimlerinizi hatırlamaya çalışın. Kendinizin ya da aynı durumla karşı karşıya kalmış yakınlarınızın duygu ve düşüncelerini hatırlamak, karşınızdakini daha iyi anlamanıza yardımcı olabilir.

Kızmamıza neden olan diğer bir unsur da beklentilerimizdir. Bizim özel hayatımızdaki ve iş hayatımızdaki kişilerden beklentilerimiz vardır. Bizler, bu beklentilerimiz karşılanmadığında ya da gerçekleşmediğinde kızarız.

Üniversiteler de endüstri ötesi toplumun yani bilgi toplumunun en önemli kurumlarıdır. Bell eğitimin ve özellikle yüksek öğretimin önemini vurgulamıştır. Endüstri ötesi ya da bilgi toplumu ile beraber nitelikli insan gücüne gereksinim ön plana çıkmıştır. Bu durum da üniversiteleri bilim, teknoloji ve nitelikli insan gücü üreten kurumların bilgi toplumunun temelini oluşturduğu düşüncesini doğrulamaktadır.

İletişimi yapılandırmada, kelimeler aynı kalmak koşuluyla, beden dili %60 oranında rol oynar

Konuşmaktan kaçmak için uyumak, başka şeylerle meşgul olmak gibi davranışlar göstermek, kızgınlığımızı ifade ederken kullandığımız sağlıksız dışa vurum yöntemlerinden "kaçınmak" ile adlandırılır.

Bireylerarası iletişimde karşımızdaki kişiyi yargılayıp suçlu hissetmesine sebep olan dil tipi "sen dili"dir. Ben savaşımı vererek, başkalarını küçük görüp, yalnızca kendi haklarını gözetmek bireyin karşısındaki kişilerle doyum verici ilişkiler kurmasını engeller.