Güçlü, kararlı, başarılı ve etkin olmak erkeklere atfedilen değerlerdir. Bunlara karşılık kadına atfedilen değerler; yumuşak, güçsüz, kararsız, başarı peşinde koşmama ve edilgin olmaktır.

Kaçınmak: Konuşmaktan kaçmak için uyumak, başka şeylerle meşgul olmak gibi davranışlar gösteririz.

Çatışma iyi yönetildiğinde yapıcı bir hal alabilir.

I-II-IV

Gözümüzün görebilmesi, kulağımızın duyabilmesi, beynimizin işleyebilmesi algının farklılaşmasındaki fizyolojik nedenlerdendir.

Soruda verilen cümle "ben" mesajının içerdiği bir tutumdur ve sağlıklı bir dışa  vurma yöntemi olarak "kendi duygularını tanımlama" gerçekleştirilmiştir.

Algı, iletişimden kuvvetle etkilenen bireyin kendisine özel çevresinin farkına varma hali olarak tanımlanmaktadır. Algı, duyu organlarımızdan beynimize ulaşan verilerin örgütlenmesi, yorumlanması ve anlamlandırılmasıdır. Başka bir deyişle hem kişinin referans çerçevesi, hem de iletilerin hedefin alıcı kanallarına uygun olup olmaması algılamanın temelini oluşturur.

Hayatımızda karşılaştığımız çeşitli olaylara neden farklı tepkiler verdiğimizi açıklayan pek çok sebep mevcuttur. Neden belli bir şekilde tepki verdiğimizi anlamak önemlidir, ancak daha önemlisi, tepkilerimizi (kızgınlığımızı) kontrol altına almaktır. Aşağıda, kızgınlık oluştuğunda ortaya çıkan tipik olaylar dizisi sıralanmıştır.
-Kızgınlık bir olay ya da kışkırtılma sonucu tetiklenir.
-Kızgınlık düşünceleri geliştirir.
-Bunu izleyen davranışlar, kızgınlık düşünceleri üzerine temellenir.
-Kızgınlık beslenir ve artar. Kızgınlık duygusu eğer kontrol edilemezse şiddetlenir ve yapıcı eylemlerle kontrol edilmesi giderek güçleşir.
-Kontrol altına alınamayan kızgınlık, uzun süren, şiddetli, acı verici ve tahrip edici bir dizi öfkeli düşünce ve eylemleri başlatır.

Kişilerarası ilişkiler, birbirlerinde anlam bulan ve ilişkileri kişisel olmayandan kişisel olana doğru ilerleme eğiliminde olan bireyler arasında gelişen ve sürekli değişen etkileşimsel bir paylaşımdır. Kişilerarası ilişkilerin başlaması, gelişmesi, sürdürülmesi ve sona ermesinde kişilerarası iletişim, anahtar bir rol oynamaktadır. Diğer seçeneklerden C ve D seçenekleri ise etkili bir iletişim kurulabilmesi için gerekli unsurlardır.

Verilen örnek ben dilinin kullanılmasına yöneliktir. 

Yeni medya iletişim ortam ve araçlarını akıllı taşınabilir ortamlar, internet, internet uygulamaları, ara yüzleri ve sayısal görsel oyunlar olarak sıralayabiliriz.

Kitle iletişiminde bir gazetenin okurunun editöre yazdığı mektup genellikle bir kaç gün sonra editöre ulaşır ve yanıtlanması zaman alır ve yansıma da gecikmeli olarak gerçekleşmiş olur.

Kitapta kişinin duygu ve düşüncelerini beden diliyle en çok da mimikleri ile dışa vurduğu belirtilmektedir. Diğer şıklar bu davranışı temsil etmemektedir.

İletişim becerisi Şahin’e göre; saygıyı ve empatiyi temel alarak, etkin dinleyebilme, somut konuşarak uygun bir biçimde kendini açabilme, duygu ve düşünceleri karşıdaki kişiye maske takmadan ben dili ile iletebilme, ‘ben’ savaşımı vermeden, başkalarını küçük görmeden kendi haklarını koruyabilme, sözel mesajlarla sözel olmayan mesajları uyumlu olarak kullanabilme biçiminde bireyin karşısındaki kişilerle doyum verici ilişkiler kurabilmesini sağlayan, başkalarından olumlu tepkileri getiren ve bireyin toplum içinde yaşamasını kolaylaştıran öğrenilmiş davranışlar olarak tanımlanabilir.

Bireylerarası iletişim süreci, çift yönlü işleyen bir süreçtir. Kaynak kişi önce mesajı kodlar ve alıcıya gönderir. Alıcı kaynağın mesajına dönüt vermek üzere bir kodlama yapıp kaynağa geri bildirimde bulunur. Bu durumda kaynak alıcı konumuna geçer ve kodları açıcı olarak mesajı açımlar. Özetle çift yönlü bir iletişimde kaynak; kodlayıcı, alıcı ve kod açıcı rollerini üstlenir.

Türk toplumu geleneksel, otoriter ve ataerkildir. Türkiye’de nesiller arası hiyerarşinin yanı sıra toplum, ataerkil düzen ya da cinsel rol hiyerarşisi üzerine kuruludur. Cinsler arası ilişkiler erkeğin üstünlüğü; kadının ise değer, itibar ve güç bakımından düşük konumu üzerine kuruludur.

Erkeklerin daha fazla ve doğrudan baktıkları, daha fazla alan kapladıkları, başlarını dik tuttukları,ayaktayken, otururken bacaklarını açtıkları, çenelerini daha çok sıvazladıkları, daha büyük ve geniş jestler yaptıkları, bacak ve ayaklarını daha fazla hareket ettirdikleri ve kollarını bedenlerinden daha uzakta hareket ettirdikleri bulgulanmıştır.