Josef Koudelka (1938- ). Çekoslovak asıllı, Magnum üyesi Koudelka, Prag’ın Rus güçleri tarafından işgali, 1968 olayları, Sürgün, Çingeneler ve Kaos serileri ile tanınır. Tutkulu ve özverili kişiliği ile bugün de dünya fotoğrafçılarına esin kaynağı olmakta, örnek oluşturmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması, Türkiye’nin ve Türk insanın dışarıda tanıtılması dönemini başlatılmıştır. Bu tanıtımda en büyük görevi Vedat Nedim Tör’ün başkanlığında Matbuat Umum Müdürlüğü üstlenmiş ve “La Turquie Kemaliste” adı ile çıkartılan periyodik yayın ve birçok tanıtıcı albüm, kitap fotoğraarla beslenerek yayımlanmıştır.

Ülkemizde 1960’lı yıllardaki fotoğrafçıların ortaya koydukları fotoğrafların belirleyici özelliklerini şu başlıklar altında toplayabiliriz:

• Sanatsal çabanın etkisi kişisel eğilimler üzerinde yoğunluk kazanmıştır.

• Türkiye fotoğrafının gerçek kimliğine kavuşarak dışa açılmıştır.

• Fotoğrafçılar toplumsal sorunlara yönelik fotoğraflar çekmişlerdir.

• Toplumcu gerçekçi dil arayışı yönelişi ortaya çıkmıştır.

• Doğa fotoğrafçıları da öne çıkmıştır.

20. yüzyılın başlarında fotoğrafçılığın tüm dünyaya yayılmasına ve fotoğrafın herkes
tarafından kolaylıkla üretilmesine yol açan bir devrim yaşanmıştı. George Eastman (1854-1932) adında Amerikalı bir girişimci, “Kodak” adını verdiği, son derece basit bir yapıya sahip olan ve içine yerleştirilmiş bulunan bobin hâlindeki film ile 100 kare (gerçekte daire biçiminde) fotoğraf çekilebilen fotoğraf makinelerini üretmeye başladı.

d

Savaş yorgunu Avrupa’daki hızlı toplumsal değişimi unutulmaz karelerle kaydeden Bresson, daha sonraları Robert Capa (1913-1954), David Seymour (1911-1956) ve George Rodger (1908-1995) ile birlikte, geçmişte olduğu gibi bugün de dünyanın en etkili belgesel fotoğrafçılarını biraraya getiren Magnum Photos fotoğraf ajansını kurdu (1947).

Konunun ait olduğu bağlamdan koparılıp başka bir bağlam içerisine taşınmasını ve farklı anlamlar kazanmasını ifade eden “kendine mal etme” yöntemi, sanatta Duchamp’tan beri kullanılagelen bir uygulama olmuştur. Fotoğraf disiplini bağlamında özellikle 1970’li yıllardan sonra etkisini güçlü bir şekilde hissettiren bu yaklaşım, özgünlük, kimlik, cinsellik, aidiyet, gerçeklik ve temsil gibi kavramlar çerçevesinde postmodern sanatın önemli stratejilerinden birisi olarak sıklıkla kullanılmıştır.

Fotoğrafta tipoloji, bir biriyle ilişkili ele alınan konuların tiplerini, benzerliklerini ya da farklılıklarını ortaya koyarak sınıflandıran, böylece belirlemeye ve ayırt etmeye olanak tanıyan bir yaklaşım biçimidir.