Elektrik akımıyla oluşan ürünün mol sayısı stokiyometrik olarak gerekli olan elektronların mol sayısıyla orantılıdır.

Genel olarak bir tersinir tepkime için;
aA + bB ↔ cC + dD, denge sabiti bağıntısı K= ([C]^c[D]^d) / ([A]^a[B]^b) şeklindedir.

Hücrenin 25 °C ve 1 atm basınçta yani standart koşullardaki hücre potansiyeline Standart Hücre Potansiyeli adı verilir.

Q=K ise karışım dengededir ve her iki yönde de değişim için bir eğilimi yoktur. Q<K ise tepkime ileri doğru ilerler ve ürün(ler) oluşturma eğilimindedir. Q>K, ise ürünlerin derişimleri dengedekilerden daha yüksektir. Bu durumda tepkime ters yönde, tepkenlere doğru ilerleme eğilimindedir.

Korozyon, metal veya metal alaşımlarının yükseltgenmesi sonucu aşınması olarak tanımlanır. Metalik malzemeler, ek bir enerji gerektirmeden içinde bulundukları ortamla tepkimeye girerler. Korozyon, arabalara, gemilere, köprülere ve yapılara büyük ölçüde zarar verir.

Kuvvetli iki elektrolitin karıştırılarak çözünmeyen bir çökeleğin elde edildiği tepkimelere Çöktürme tepkimeleri adı verilir.

Kuvvetli iki elektrolitin karıştırılarak çözünmeyen çökelek oluşturma tepkimelerine çöktürme tepkimeleri denir. Yükseltgenme sayısında bir değişmeyi içeren ve electron ya da elektronların transferlerinin söz konusu olduğu tepkimeler yükseltgenem-indirgenme tepkimeleri olarak bilinir. Bir maddenin electron yitirerek gerçekleştirdiği tepkimeye indirgenme tepkimesi denir. Bir asitin ve bir bazın tepkimeye girerek tuz oluşturduğu tepkimelere nötralleşme tepkimeleri adı verilir.

Kimyasal dengeyi nicel olarak belirleyen ve kapasite özelliği gösteren büyüklüğe denge sabiti adı verilir.

K'nın sayısal değeri sadece sıcaklık ile değişir ve bu nedenle denge sabitlerinin sayısal değerleriyle birlikte ait oldukları sıcaklıklar mutlaka belirtilmelidir.

Hız ifadesinde bulunan derişim terimlerinin üslerinin toplamına tepkime derecesi denir.

N2 derişimi arttırdığımızda denge bozulur ve sistem N2’nin derişimini azaltacak yöne kendiliğinden kayar. H2 derişimi arttırıldığında da aynı durum yaşanır ve denge sağa kayar. Basınç azaltılır ya da hacim arttırılırsa denge sola kayar.  Bu sisteme ısı verilirse diğer bir deyişle, sistemin sıcaklığı yükseltilirse, denge sola ısının alındığı yöne kayar, çünkü sıcaklık yükselmesiyle sisteme verilen enerji, Le Chatelier kuralına göre tepkimenin daha az enerji verecek şekilde yürümesine yani tepkimenin sola kaymasına yol açar.

Galvanizasyon genellikle metalin su ve hava ile temasını keserek korozyona karşı ömrünü uzatmak için kullanılmaktadır.

Çözeltide aside karşı baz, baza karşı asit özelliği gösteren maddelere amfiprotik maddeler denir.

HNO₂, CH₃COOH, NH₃ ve AgCl suda %100 iyonlaşmadığı için zayıf elektrolitlerdir. NaOH ise sulu çözeltisinde % 100 iyonlaşarak kuvvetli elektrolit özelliği gösterir.

Kimyasal tepkimelerin hızı sıcaklık artışı ile artar. Daha yüksek sıcaklıkta daha yüksek hız edlde edilmesi, sıcaklık artışıyla tepkime hız sabitinin artmasından kaynaklanır.

Sistemden bir miktar NH₃ uzaklaştırılırsa, sistem bu azalan miktarı telafi edecek şekilde denge sağa kayar ve yeniden NH₃ oluşturmak üzere ortamda NH₃ artar. Bu durumda tepkimenin sol tarafındaki N₂ ve H₂ miktarları azalır.

Akım işaretinin birimi amper olup  ‘A’ ile gösterilir.

Kimyasal dengeler dinamiktir ve bu nedenle koşulların değişmesi dengeyi de değiştirir. Bu konuda ilk çalışmalar Le Chatelier tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu yasaya göre dengedeki bir sisteme dışarıdan bir etki yapıldığında sistem bu etkiyi azaltacak yöne kendiliğinden kayar ve yeni bir denge oluşur. Deneysel olarak denetlenebilen değişkenler; derişim, sıcaklık, basınç ve hacimdir. Dengedeki bir sistemde faz değişiminin denge üzerinde herhangi bir etkisi yoktur. Derişim, hacim ve basınç değişimi yalnızca denge bileşimini değiştirirken sıcaklığın değiştirilmesi hem denge bileşimini hem denge sabitini değiştirir.

Yukarıdaki ikinci dereceden tepkimeye ait tepkimeye ait hız ifadesi Tepkime hızı = k [NO₂][F₂] şeklindedir.

Lewis asist-baz tanımına göre bir asit bir kovalent bağ oluşturmak için bir bazdan bir elektron çifti alan bir bileşik, bir baz ise ortaklanamış elektron çifti veren bir bileşik olarak tanımlanır. Bronsted-Lowry asit-baz tanımına göre de bir asit, proton ya da protonlar verebilen madde, bir baz ise protonlar alabilen madde oalrak tanımlanır. Bir asiti sulu çözeltiye hidronyum iyonu (H3O+) veren, bir bazı ise sulu çözeltiye hidroksit iyonu (OH–) veren madde olarak tanımlayan asit-baz tanımı Arrhenius Asit-Baz Tanımı olarak bilinmektedir.