Hadis Ara 7. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Fıkhü’l-hadîs, “hadislerin mana ve maksadını anlamak ve hadislerden hareketle Hz. Peygamber’in gayesini kavramak" manasına gelir. Hadislerin anlaşılmasını ve onlardan hüküm çıkarılmasını konu edinen bu ilim dalı, .......................... tarafından “Fıkhü’l-hadîs, bu ilimlerin semeresidir. Dinin, varlığını devam ettirebilmesi de fıkhü’l-hadîse bağlıdır” diye nitelendirilir.
Yukarıda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Hâkim Nîsâbûrî |
Taşköprülüzâde |
Aşıkpaşazâde |
Ahmed İbn-i Hanbel |
İmam ebu Hanife |
Fıkhü’l-hadîs, “hadislerin mana ve maksadını anlamak ve hadislerden hareketle Hz. Peygamber’in gayesini kavramak" manasına gelir. Hadislerin anlaşılmasını ve onlardan hüküm çıkarılmasını konu edinen bu ilim dalı, Hâkim Nîsâbûrî (v. 405/1014) tarafından “Fıkhü’l-hadîs, bu ilimlerin semeresidir. Dinin, varlığını devam ettirebilmesi de fıkhü’l-hadîse bağlıdır” diye nitelendirilir.
2.Soru
Hangisi Hz. Peygamber’in Kur’an’ı sadece tebliği edici değil aynı zamanda açıklayıcısı olduğunu ifade eden kavramdır?
Müfessir |
Mübelliğ |
Mübeyyin |
Müellif |
Müzzemmil |
Allah Resûlü Kur’ân’ın sadece tebliğ edicisi/ulaştırıcısı değil aynı zamanda beyân edicisi (mübeyyin), açıklayıcısıdır.
3.Soru
Muvatta kimin eseridir?
Ahmed bin Hanbel |
Muhammed b. İdrîs eş-Şâfiî |
Mâlik b. Enes |
İmâm-ı A‘zam Ebû Hanîfe |
İmam-ı Mâtürîdî |
Muvatta, Mâlik b. Enes’in hadis kitabıdır.
4.Soru
Hakikatin ortaya çıkması için yapılan tartışmaların esaslarını inceleyen ilim dalı aşağıdakilerden hangisidir?
Garîbü’l-Hadîs |
İhtisas |
Esbâbü Vürûdi’l-Hadîs |
Tevakkuf
|
Münâzara |
Bir disiplin olarak münâzara, hakikatin ortaya çıkması için yapılan tartışmaların esaslarını inceler. Bilgi ve bilinç seviyesi, hakikati tesbit fikrinde olmak, konuşmayı kısa tutup muhâtaba söz hakkı vermek, muhâtaba değer vererek saygılı davranmak, gülme, alay, öfke, hiddet ve hakaret gibi olumsuz tutum ve davranışlardan sakınmak, bu esasları teşkil eder.
5.Soru
“İlim”le ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
Amelden sonra, ihla^stan önce gelir.
|
İbadetten üstündür.
|
Hikmetin nu^rudur.
|
Gıbtaya değerdir.
|
Sadaka-i ca^riyedir.
|
6.Soru
Hz. Osmân’ın halîfeliği döneminde hacc-ı temettu ve hacc-ı kırâna izin vermemesi kendisine sorulunca “Biz kimsenin sözüne dayanarak, Peygamber’in (s.a.v.) sözünü bırakacak değiliz” diyen sahabi kimdir?
Abdullah b. Mugaffel
|
Mu’aviye b. Ebî Süfyân
|
Hz. Abbas |
Abdullâh b. Ömer |
Hz. Ali |
Yöneticiler karşısında dahi bildiği şekliyle sünneti uygulamaktan vazgeçmemenin başka bir örneğini ise Hz. Ali, Hz. Osmân’ın halîfeliği döneminde hacc-ı temettu ve hacc-ı kırâna izin vermemesi kendisine sorulunca “Biz kimsenin sözüne dayanarak, Peygamber’in (s.a.v.) sözünü bırakacak değiliz” diyerek sergilemiştir.
7.Soru
Naklettiği hadise muhalif hareket etmekte ısrar ettiğini gördüğü yakınına “Sana Allah Resûlü’nün bu yaptığın şeyi yasakladığını naklediyorum ve sen hâlâ yapmaya devam ediyorsun. Seninle asla konuşmayacağım'' diyen sahâbe kimdir?
Amr Bin As |
Abdullâh b. Mugaffel |
Talha bin Ubeydullah |
Zeyd bin Hârise |
Hz. Ömer |
Abdullâh b. Mugaffel naklettiği hadise muhalif hareket etmekte ısrar ettiğini gördüğü yakınına “Sana Allah Resûlü’nün bu yaptığın şeyi yasakladığını naklediyorum ve sen hâlâ yapmaya devam ediyorsun. Seninle asla konuşmayacağım'' demiştir.
8.Soru
1907 tarihli “İlahiyatçı” isimli yağlıboya tablo kimindir?
Şeker Ahmet Paşa |
Osman Nuri Paşa |
Osman Hamdi Bey |
Mülfide Kadri |
Ressam Halil Paşa |
1907 tarihli “İlahiyatçı” isimli yağlıboya tablo Osman Hamdi Bey'e aittir.
9.Soru
Hadis ile fıkıh arasındaki ilmi ilişkiyi gösterme noktasında Hadis âlimi el-A’meş’in (v. 148/765), Fıkıh âlimi İmam Ebû Hanîfe’ye (veya Ebû Yûsuf’a) ettiği hitap önemlidir. Aşağıdakilerden hangisinde bu hitab yer almaktadır?
“Sizler doktorsunuz, bizler ise eczacıyız!”
|
“Sizler doktorsunuz, bizler ise hastayız!”
|
“Sizler yarasınız, bizler ise merhemiz!”
|
“Sizler ilaçsınız, bizler ise nebatız!”
|
"Sizler akılsınız, bizler ise kalbiz!”
|
Hadis âlimi el-A’meş (v. 148/765), İmam Ebû Hanîfe’ye (veya Ebû Yûsuf’a) şöyle hitap eder: “Sizler doktorsunuz, bizler ise eczacıyız!”. Bu sözden yola çıkarak mutlak anlamda fakihlerin birer doktor, hadisçilerin de birer eczacı oldukları söylenmemelidir. Hadis tarihi, doktor vasfına sahip hadisçi örnekleriyle doludur. Burada verilen mesaj, daha ziyade, ictihad ve istinbat melekesi olmadığından hıfzettiği hadisler üzerinde düşünmeyen, kendini yalnız râvi ve nakilci olarak gören hadisçiye yöneliktir. Böyle bir hadisçi, nasıl fıkıh/dirâyet açısından zayıf kalıyorsa, rivâyet bakımından güçlü altyapısı olmayan bir fakihin de aynı şekilde zayıf kalması kaçınılmazdır. Ebû Arûbe el-Harrânî (v. 318/930), “Fakih, hadis sahibi olmadığı zaman topal olur” derken bu noktayı vurgular.
10.Soru
Allah, Kur’ân-ı Kerîm’i de tek başına kullarına göndermemiş onu hayata geçirecek ve nasıl uygulanacağını bizatihî kendi tatbikâtıyla gösterecek bir ............ göndermiştir.
Yukarıda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Kitap |
Melek |
Halife |
Peygamber |
İmam |
Allah, Kur’ân-ı Kerîm’i de tek başına kullarına göndermemiş onu hayata geçirecek ve nasıl uygulanacağını bizatihî kendi tatbikâtıyla gösterecek bir peygambere; Hz. Muhammed’e (s.a.v.) vahyetmiştir. Bu durum, mü’minler için büyük bir kolaylık sağladığı gibi, vahyin uygulanabilir olmasını göstermesi açısından da önemlidir.
11.Soru
Hadis usûl ilminin ilk sistematik mahsüllerinden sayılan el-Muhaddisü’l-fâsıl adlı eserinin hemen girişinde, yaşadığı coğrafyada ehl-i hadis ile ehl-i fıkhı karşı karşıya getiren dengesizliği, yani bazı râvilerin dirâyetten kopuk salt bir rivâyet, bazı fakihlerin de rivâyetten uzak salt bir dirâyet anlayışını eleştirerek söz konusu çözüm yolunu öneren hadisçi kimdir?
İbn Hazm |
Ebû Ca’fer Tahâvî |
Zehebî |
Râmhürmüzî |
Hattâbî |
Hadis-fıkıh ilişkisinde kurulması gereken denklemin ve problemlere çözüm yolu gösteren yöntemin altını çizen bu tesbit Râmhürmüzî’ye aittir. O, hadis usûl ilminin ilk sistematik mahsüllerinde sayılan el-Muhaddisü’l-fâsıl adlı eserinin hemen girişinde, yaşadığı coğrafyada ehl-i hadis ile ehl-i fıkhı karşı karşıya getiren dengesizliği, yani bazı râvilerin dirâyetten kopuk salt bir rivâyet, bazı fakihlerin de rivâyetten uzak salt bir dirâyet anlayışını eleştirerek söz konusu çözüm yolunu önerir.
12.Soru
Hangisi Müsteşriklerin Hz. Peygamber’in (s.a.v.) sünnetinin bağlayıcılığı konusunu araştırırken hadis kaynaklarında sık sık düştüğü hatadır?
Kur’an’i lafız
|
Şer’i usûl
|
Nebevî sünnet
|
İlmi hakikat
|
Nebevî usûl |
Müsteşriklerin sık sık düştüğü bir diğer hata da Hz. Peygamber’in (s.a.v.) sünnetinin bağlayıcılığı konusunu araştırırken, hadis kaynaklarında sadece “Nebevî sünnet” terkibini aramaları, bir nevi kelime arkeolojisi üzerinden neticeye varmaya çalışmalarıdır. Hâlbuki terim, tasavvur, kavram arasındaki ayrımın farkında olanların da teslim edeceği üzere, Hz. Peygamber’e doğrudan atıfların bulunması şart koşulmaksızın, haberlerin tamamı bütüncül/küllî bir bakışla okunduğunda Resûlullah’ın (s.a.v.) sünneti ifadesinin kullanılmadığı durumlarda dahi kastedilen mananın Nebevî sünnet olduğu anlaşılacaktır.
13.Soru
Hangisi “Bir râvinin herhangi bir musannif veya hocanın kendi el yazısıyla yazılmış kitabını veya bazı hadislerini ihtiva eden mecmuasını bulup ele geçirmesi” anlamında kullanılan kelimedir?
Hedy
|
Ceyyid
|
Mevkuf
|
Vicâde
|
Rikâz |
Vicâde, hadis öğrenme (tahammül) yollarından birisidir ve bir râvinin herhangi bir musannif veya hocanın kendi el yazısıyla yazılmış kitabını veya bazı hadislerini ihtiva eden mecmuasını bulup ele geçirmesi manasına gelir. Ayrıca, vicâde kelimesinin sıfatı olarak zikredilen ve “güzel” diye çevrilen “ceyyid” kelimesi de sahih ve makbül anlamında teknik bir terimdir.
14.Soru
Aşağıdaki yazar-eserlerden hangisi fikhü’l-hadîs ilmine yönelik çalışmalar arasında değildir?
Ebû Ca’fer Tahâvî’nin -Şerhu ma‘âni’l-âsâr |
İbn Hazm’ın -el-Muhallâ |
BeyhakÎ-Hüsrevcird |
İbn Abdilberr’in - et-Temhîd |
Şâh Veliyyullah ed-Dihlevî’nin -Huccetullâhi’l-bâliğa |
Ebû Ca’fer Tahâvî’nin (v. 321/933) Şerhu ma‘âni’l-âsâr, İbn Hazm’ın (v. 456/1063) el-Muhallâ, İbn Abdilberr’in (v. 463/1070) et-Temhîd, Şâh Veliyyullah ed-Dihlevî’nin (v. 1176/1762) Huccetullâhi’l-bâliğa adlı eserleri, fikhü’l-hadîs ilmine yönelik çalışmalar arasındadır.
15.Soru
Sonraki zamanlarda ve günümüzde Allah Resulüne itaat ............ ile mümkündür.
boşluğa gelecek kavram/kavramlar hangisinde doğru olarak verilmiştir?
ilmihal kitaplarına sarılmakta |
bize miras bıraktığı sünnete uymakta |
yalnızca Kur'an'a ittiba etmekte |
hadis kitaplarını okumakta |
tefsir kitaplarını okumakta |
boşluğa bize miras bıraktığı sünnete uymakla cümlesi ile doldurulmalıdır.
16.Soru
Muksirûn ne demektir?
Çok güzel huylu sahâbî |
Çok güzel konuşan sahâbî |
Çok seyahat eden sahâbî |
Çok ibadet eden sahâbî |
Çok hadis rivâyet eden sahâbî |
Çok hadis rivâyet eden sahâbîlerin (Muksirûnun) her birinin hadis öğrenme iştiyâkını açıkça ortaya koyan ve kaynaklarda defalarca geçen hâdiseler mevcuttur. Bu rivâyetlerin ortak noktası, sahâbenin hadisle meşguliyetinin tesadüfî olmadığını, bilâkis hadis taleplerinin bilinçli olduğunu açıkça ifade etmesidir.
17.Soru
Seferî namazını bulamadığından yakınan bir şahsa “Ey kardeşim! Biz hiçbir şey bilmiyorken Allah bize Muhammed’i -sallallâhü aleyhi vesellem- gönderdi. O ne yaptıysa biz de aynısını yapıyoruz” diyen sahabi kimdir?
Abdullah b. Mes’ud |
Abdullah b. Abbas |
Abdullah b. Selâm |
Abdullah b. Ömer |
Abdullah b. Ravaha |
Abdullah b. Ömer’in, Kur’ân’da mukimken kılınan namaz ile korku namazını bulup da seferî namazını bulamadığından yakınan bir şahsa verdiği cevap sahâbe gözünde Hz. Peygamber’in (s.a.v.) konumunu ve algısını göstermesi bakımından önemlidir: “Ey kardeşim! Biz hiçbir şey bilmiyorken Allah bize Muhammed’i -sallallâhü aleyhi vesellem- gönderdi. O ne yaptıysa biz de aynısını yapıyoruz”.
18.Soru
Çağımızda anlama konusundaki farklılıklar .......... dair gerekli ilmi alt yapı eksikliklerinden kaynaklanmaktadır.
boşluğa gelecek kavram/kavramlar hangisinde doğru olarak verilmiştir?
Fıkha |
Kelama |
Usüle |
Hadise |
Tefsire |
boşluğa usule kavramı getirilmelidir.
19.Soru
Sünnet için aşağıdaki kavramlardan hangisinin kullanılması yanlıştır?
Vahy-i gayri metlüv
|
Vahy-i metlüv
|
Hadis
|
Merfu^
|
Eser
|
20.Soru
Hangi konuda Abdullâh b. Ömer oğluna “Ben sana Resûlullâh’tan hadis naklediyorum, sen hâlâ men edeceğini söylüyorsun” diyerek kızdığı bilinmektedir?
Hanımların dışarıya çıkması men edilmemesi
|
Hanımların mescide gitmekten men edilmemesi
|
Nafile namazların evde kılınmaması |
Hanımların evde çalıştırılmaması |
Hanımlara hizmetçi tutulmaması |
Hz. Peygamber’in (s.a.v.) sünneti ve hadisleri söz konusu olduğunda etrafındaki insanların da aynı hassasiyeti göstermelerini talep etmişlerdir. Abdullâh b. Ömer’in (r.anhümâ), Hz. Peygamber’in hanımların mescide gitmekten men edilmemesine dair emrine itiraz eden oğluna “Ben sana Resûlullâh’tan hadis naklediyorum, sen hâlâ men edeceğini söylüyorsun” diyerek kızdığı ve ağır sözlerle azarladığı bilinmektedir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ